11 Temmuz 2023 Salı

GLADYATÖRLERİN ŞEHRİ KİBYRA

LİDYA İLE PİSİDYA’NIN SINIRINDA;
DAĞ BAŞINDA BİR İLKÇAĞ YERLEŞİMİ
16 Haziran 2023
İbrahim Fidanoğlu
 
Giriş
 
Kısa bir Denizli ziyareti sırasında uğradık Kibyra’ya. İlkçağ’da Lidya ile Pisidya’nın sınırında, Lidya bölgesinden yöreye gelen Lidler tarafından kurulmuş Güneybatı Anadolu’da bir taşra kenti Kibyra. Antik yerleşimin günümüze ulaşan harabeleri, bugün Gölhisar ismiyle anılan Burdur’a bağlı kasabanın arkasında yükselen engebeli topografyadaki üç tepe üzerine yayılmış durumda. Kibyra’yı yaklaşık 20 yıl önce henüz kazılar başlamadan ziyaret etmiştim. Kibyra’dan; o zamanlardan aklımda kalan, tiyatrosu ile stadionu… Başka bir şey hatırlamıyorum.
 
Kibyra
tiyatrosu; aşağılarda Gölhisar...
(Haziran 2023)
 
Kibyra "odeion"unun orkestra zemininde yer alan eşsiz Medusa mozaiği
(Haziran 2023)
  
Son yıllarda Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi arkeoloji bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Şükrü Özüdoğru başkanlığında yürütülen sistematik kazı ve araştırma çalışmalarıyla kent ziyaretçileri tarafından hissedilir hale gelmiş. Ören yerinin girişinde yer alan ve tuvaletleri dışında henüz devreye alınmamış durumdaki bir karşılama ve çocuklar için eğitim merkezi dışında, kentin rakım olarak ortalarına denk gelen bir noktada yine konforlu bir kazı evi ve depolar yer alıyor.
 
Stadion sırtlarından Kibyra topografyasının görünümü
(Haziran 2023)

Agoranın 3.terasında yer alan anıtsal yuvarlak çeşme
(Haziran 2023)
 
Kent, 950-1350 metreye ulaşan bir yükseklik dağılımına sahip. Derin vadilerle birbirinden ayrılan bu üç tepe üzerine yayılmış kent dokusu gerçekten görülmeye değer. Baharın son günlerinde Kibyra’ya yaptığımız bu ziyaret aslında yerel florayı da gözlemleme şansı verdi bize. Haydi şimdi dolaşalım Kibyra’yı…
 
Kaya kekikleri; Kibyra'da her yerde...
(Haziran 2023)
 
Misk adaçayları; Kibyra'nın çiçekleri
(Haziran 2023)
 
Kibyra Tarihi
 
Kibyra, İlkçağ’da ilkin Kabalis, daha sonraları Kibyratis olarak anılan; kuzeyde Frigya, kuzeybatıda ve batıda Lidya, batıda ve güney batıda Karya, güneyde ise Pisidya ile sınırlandırılmış bölgenin merkezi olarak biliniyor. Güneydeki limanlardan Anadolu’nun iç bölgelerine yönelik ticari geçiş yolları üzerinde bulunması nedeniyle, Kibyra bir kavşak noktasında konumlanmış gibidir. Bu da kentin stratejik konumunu öne çıkarır. Kentin aşağılarında; Gölhisar ovasındaki Gölhisar Gölü kıyısında bulunan Uylupınar höyüğü ile ilgili araştırmalarda, erken Kibyra’nın bölgenin Kabalia olarak anıldığı İ.Ö. 6.-7. yüzyıllarda; burada Kabalis adıyla kurulmuş olabileceğine dair yaklaşımlar bulunuyor.
 
Gölhisar Gölü kıyısında Uylupınar köyü ve eski Kibyra'nın kurulduğu tepelik alanlar
(https://www.koylerim.com/golhisar-uylupinar-koyu-333716h.htm)
  
Uylupınar-(Erken Kibyra) Likya tipi kaya mezarları
(http://journal.phaselis.org/2020/pha-0127)
 
Uylupınar höyüğü (Erken Kibyra); yörede halk arasında Gavur Damı ismiyle anılan kaya mezarının vandalizmden nasiplendiğinin resmidir.
(https://www.atlasdergisi.com/gundem/uylupinar-kaya-mezarinda-vandallik.html)
  
Amasyalı Strabon’un aktarımına göre;
 
“Kibyralıların, Lydialıların soyundan oldukları söylenir. Bunlar Kabalis’i ve çevresindeki Pisidialıları ele geçirdiler ve oraya yerleştikten sonra kenti, çok iyi tahkim edilmiş ve çevresi yaklaşık yüz stadia olan bir yere taşıdılar. Bu kent iyi yasaları sayesinde kuvvetlendi ve köyleri Pisidia ve komşusu Milyas’tan Lykia ve Rhodosluların Peraia’sına kadar yayıldı. Kentin civarında üç kent daha kuruldu. Bunlar Bubon, Balbura ve Oenoanda’dır. Bunların oluşturduğu konfederasyona Tetrapolis adı verildi. Bunlardan her birinin oy, fakat Kibyra’nın iki oy hakkı vardı, çünkü Kibyra otuz bin piyade ve iki bin atlı (süvari) çıkarabiliyordu. Burası daima tiranlar tarafından idare edildi, fakat gene de insaflı bir yönetim uygulandı. Ancak tiranlık Moagetes zamanında sona erdi. Murena, tiranlığı yıktı ve Balbura ile Bubon’u Lykia topraklarına kattı. Fakat bugün Kibyra’nın kaza yetkisi Asia’dakilerin en genişi sayılmaktadır. Kibyralılar, Pisidia, Solym, Yunan ve Lydia dilleri olmak üzere dört dil kullanırlardı, fakat Lydia’da Lydialıların diline ait en ufak bir ip ucu yoktur. Kibyralıların başka bir özelliği de, demir işçiliği ve kakmacılığındaki ustalıklarıdır. Termessos’un dar geçitlerinden başlayarak Taurosların içinden İsinda’ya geçit veren boğazdan, Sagalassos ve Apameialıların topraklarına kadar uzanan ülkeye Milyas denir.”(1) 
 
Agoranın 3.terasından Gölhisar'a bakış
(Haziran 2023)

Kent sahip olduğu konumuyla, Eski Anadolu coğrafyasında Likya, Karya, Pisidya ve Frigya kültür bölgelerinin kesişme noktasında ve kuzeyi güneye ve doğuya batıya bağlayan ticaret yollarının tam merkezinde konumlanmaktaydı. Bölge erken dönemlerde “Kabalia", Hellenistik ve Roma İmparatorluk Döneminde ise Kibyratis olarak bilinmektedir. Anlamı henüz kesin olarak bilinmese de, Kibyra ismi Hellence bir ad değildir. Ortak kanı, sözcüğün Genç Tunç Çağı’ndan itibaren Batı ve Güneybatı Anadolu’da yaygın olarak kullanılan eski Anadolu budunlarından Luvi halklarının konuştuğu dile ait olduğu ve bu bilmediğimiz ilk adlandırmanın Hellen ağzında “Kibyra” formuna dönüştürüldüğüdür.
 
Agoranın 3.terasında anıtsal çeşmenin önündeyiz.
(Haziran 2023)
 
Amasyalı gezgin Strabon’un kayıtlarına göre; Kibyralılar aslen Lidyalı olup, buradan göçerek Kabalis bölgesine gelirler. Ayrıca bölgeye Pisidya, Milyas ya da Solym bölgelerinden de göçler olduğu ve çok geçmeden bu halkların birleşerek, çevresi 100 stadia’ya ulaşan Kibyra’yı kurdukları anlaşılmaktadır. Strabon, Kibyra’da Lidce, Solymce, Pisidce ve Hellence olmak üzere dört farklı dilin konuşulduğunu da vurgulamıştır. 
 
Agora; sütunlu cadde
(Haziran 2023)
 
Strabon’un kentin taşınmasıyla ilgili bu anlatımı, Kibyra’ya yaklaşık 18 km uzaklıktaki Uylupınar höyüğündeki arkeolojik bulgularla da desteklenir. Gölhisar’a bağlı Uylupınar çevresindeki ve Gölhisar Gölü kıyısındaki kayalık tepelere yayılmış görünen yerleşim, Erken Demir Çağı’dan başlayıp süreklilik gösteren buluntulara sahiptir. Bu yerleşim, Kibyralıların, olasılıkla İ.Ö. 4 ve 3. yüzyıllarda bugün görülebilen kentlerine taşınmadan önce yerleştikleri yaşam alanıdır; yani “Eski Kibyra”dır. Kentin bugün görülebilen tüm mimari kalıntıları, Roma İmparatorluk Dönemi ve Geç Antik Çağ’a aittir.
 
Stadion ve Gölhisar kasabası
(Haziran 2023)
 
Kibyra, Hellenistik Dönemde (İ.Ö. 4. ve 1.yüzyıl arası) kendi adına para basabilen otonom bir kent devleti niteliğindedir. İ.Ö. 2.yüzyılda Kibyra önderliğinde yakın çevresindeki antik kentlerden Bubon, Balboura ve Oinoanda’dan oluşan bir birlik kurulmuştur. Bu birlik, üye kentlerin temsilcileri aracılığıyla katıldıkları oylama esasına göre düzenlenmiş bir karar alma mekanizması görünümündedir. (Kabalis Tetrapolisi / Kabalis Bölgesi Dört Kent Birliği) Söz konusu birliğin, İ.Ö. 2. ve 1. yüzyıllarda yörenin politik tarihinde önemli bir yere sahip olduğu bilinmektedir. Bu siyasi birlikte sadece Kibyra iki oy hakkına sahip iken, diğer kentler birer oy hakkına sahiptirler. Strabon’a göre Kibyra, bu birliğin ordusuna 30 bin piyade ve iki bin süvari çıkarabildiği için iki oy hakkına sahiptir. Tarihsel kayıtlar, söz konusu birliğin İ.Ö. 82 yılında Roma generali Murena tarafından dağıtılarak ortadan kaldırıldığını göstermektedir. Nitekim bu tarihten sonra Kibyra, Küçük Asya (Asia Minör) Eyaleti’ne, diğer kentler ise Likya Birliği’ne dâhil edilmiştir. Roma Döneminde ise Kibyra, Asia Minör (Batı Anadolu’nun bir kısmı) eyalet merkezinin yargı merkezi olmuştur.
 
Kibyra tiyatrosu; giriş kapıları düzleminden bakış
(Haziran 2023)
 
İ.S. 23 yılında meydana gelen büyük bir deprem sonucunda yerle bir olan kente, o zamanki Roma İmparatoru Tiberius, beş yıl için vergi affı getirmiş, ayrıca mali yardımlarda da bulunmuştur. Böylelikle kent yeniden inşa edilebilmiş ve Kibyralılar, imparatora olan minnettarlıklarını kentlerinin adını “Caeserea Kibyra” şeklinde değiştirerek göstermişler, ayrıca bu minnettarlıklarını İmparator Cladius zamanında şimdiki kentin üst bölümünde yer alan “odeion”un hemen güneyindeki bir terasa “Caeserion” (Kayzer Tapınağı) yaptırarak taçlandırmışlardır.
 
Kibyra odeionu
(Haziran 2023)
 
İ.S. 417 yılında meydana gelen ikinci bir yıkıcı depremin sonrasında, kentin mimari peyzajı değişmiş, kent giderek küçülmüş ve eski görkemini kaybederek bir metropolitlik merkezine dönüşmüş ve Geç Antik Çağ boyunca varlığını sürdürmüştür.
 
Erken Bizans Döneminde kilise olarak inşa edilen Bazilika; önde misk adaçayları...
(Haziran 2023)
 
Kibyra ana yerleşimi, birbirinden derin vadilerle ayrılan ovaya ve çevre topografyaya hâkim üç tepelik üzerine oturmaktadır. Bu tepelik alanlar üzerinde; kamu, sivil ve dini yapıların belli bir bütünlük oluşturacak biçimde, simetrik düzenlendiği görülür. Yapılar; tepelik alanlar teraslanarak, göl ve ova manzarasına hâkim konumda ve hiçbir yapı diğerinin manzarasını kesmeyecek biçimde yerleştirilmişlerdir.
 
Nekropol yolu ya da Kibyra'nın girişindeki ana caddesi; aşağılarda ovada Gölhisar...
(Haziran 2023)
 
Kentin çok ve çeşitli mimari tipleri barındıran nekropolü üç yandan kamu yapılarının yoğun olarak göründüğü ana tepeliği çevreler. Bu yapılar doğuda “stadion”dan batı uçtaki tiyatro ve “odeion”un oturduğu sırt arasında yoğunlaşmışlardır. Aynı aks üzerinde sütunlu ana cadde, ikincil yollar, yine idari ve yargı binası işlevli bazilika, tapınaklar, sosyal ve ticari çarşı-pazar yeri; yani agoranın yanı sıra kentin ekonomik yaşamının canlılığını belgeleyen küçük işletmelerin bulunduğu görülür. Antik kaynaklar ve yazıtlardan okunan bilgilere göre; Kibyra, özellikle demir işleme, dericilik ve at yetiştiriciliğinde ünlüdür. Yapılan araştırmalar sonucunda özellikle seramik üretiminin de çok yoğun olduğu tespit edilmiştir.
 
Anıtsal Çeşme düzleminden Gölhisar'a bakış
(Haziran 2023)
 
Kibyra’da gezerken
 
Yer yer yağmur altında, bazen güneşli bir havanın eşliğinde dolaştık Kibyra’yı bugün. Uzun zamandır bu kadar kaygısızca ve ayrıntılı bir şekilde bir antik kenti dolaşmamıştık. Neredeyse yapayalnız; koş oraya koş buraya olmadan ve bütün ayrıntılara dokunarak gezdik bütün kenti. Kente giriş yaptıktan sonra döşeme bir yolla stadion ve en yukarıdaki; henüz kazısı tamamlanmamış Roma Dönemi hamamının olduğu yerlerdeki iki otoparktan yararlanarak ören yerine ulaşmak mümkün. Biz ören yerinin girişindeki görevlinin önerisine uyarak en yukarıdan başladık kenti dolaşmaya.
 
Kibyra'nin en yükseğinde yer alan hamamın oturduğu düzlemi tahkim eden kemerli duvarlar
(Haziran 2023)
 
Roma Hamamı; henüz kazılar sürüyor.
(Haziran 2023)
 
Kentin ziyarete açık en üst kotunda yukarıda sözünü ettiğimiz Roma İmparatorluk Dönemi hamamını tahkim etmek amacıyla anıtsal görünümlü üç büyük kemerden oluşan ve bir anlamda hamam yapısının oturduğu düzlemi taşımaya dönük inşa edilmiş bir tahkimat duvarı karşılıyor ziyaretçiyi. Düzgün bir merdivenle ulaşılan hamam düzleminden kentin topografyasına bir ilk bakış atmakta yarar var. Derin vadilerle birbirinden ayrılmış tepecikler; onların arasından aşağılara doğru yönelmiş sel yatakları ve Gölhisar Gölü’ne dek uzanan ovaya egemen bir bakış; buradan başlayabiliriz.
 
Roma Hamamı düzleminden Kibyra'nın derin vadilerine ve Gölhisar'a bakış
(Haziran 2023)
 
Ören yerinde özenle hazırlanmış yürüyüş patikaları, yönlendirme ve bilgi levhaları, ziyaretçinin dolaşırken başka hiçbir şeye gereksinim duyması olasılığını neredeyse tamamen ortadan kaldırıyor. Bu anlamda ziyaretçileri için gerçekten titizlikle hazırlanmış bir ören yeri Kibyra
 
Kibyra patikalarından yürüyoruz.
(Haziran 2023)
 
Ören yerindeki açıklama levhasında Roma Hamamı ile ilgili olarak şu bilgiler yer alıyor:
 
“Hamam kamu yapılarının oturduğu ana tepenin kuzeybatı eteğinde inşa edilmiştir. 2019 yılı itibariyle hamamın doğu ve güney dış cephelerinde kazı çalışmaları tamamlanmıştır. Doğu cephede anıtsal ebatlarda üç kemer yükselmektedir. Bu kemerler yapının taşıyıcı alt yapısı için tasarlanmışlardır. Yıkanma birimleri kemerlerin üst kotundan itibaren başlamaktadır. Böylelikle hamamın zemin kotu yükseltilerek yıkanma odalarının daha geniş bir manzaraya hâkim olmaları sağlanmıştır. Yıkanma birimlerinde kazı çalışmalarına başlanılmasa da yüzey izlerinden hamamın yaklaşık 3200 metrekarelik bir alana yayıldığı anlaşılmıştır. Ebatları bakımından Anadolu’nun en görkemli hamam yapılarından biridir. Hamamın batı tarafında yapı boyunca kuzey-güney doğrultulu uzanan bir ambulacrum (üzeri kapalı çok amaçlı koridor) yer almaktadır. “Ambulacrum”un kuzey kenarı apsislidir. Yıkanma odaları “ambulacrum”un ardından doğu yönünde yan yana sıralanmaktadır. Bu özelliğiyle “Roma İmparatorluk Dönemi Sıralı Tip Hamamları”yla aynı planı sergilemektedir. Güney yönündeki düzlükte bir Gymnasium (spor eğitim alanı) yer almaktadır. Her iki yapı da Roma İmparatorluk Döneminde; olasılıkla İ.S. 1.yüzyılda inşa edilmiş olmalıdır.”(2)
 
Misk adaçayları; her yerde...
(Haziran 2023)
 
Misk adaçayları (salvia sclarea)
(Haziran 2023)
 
Roma Hamamı’nın yanından ayrılıp tanımlı patikaları takip ederek tiyatroya doğru yürüdük. Yağmurdan sonra baharın bütün renkleri, Kibyra’nın üzerine vuran güneşin etkisiyle; yürüdüğümüz patikanın iki yanında yer alan nebatın çiçeklerinde vücut bulmuş gibiydiler. Hele bir tanesi vardı ki; dağ taş onunla doluydu. Bu uçucu yağı açısından tıbbi özellik taşıyan ballıbabagillerden misk adaçayı (salvia sclarea) idi. Pembe- lila arası rengiyle göz alıcı çiçekleri, İzmir civarında rastladığımız diğer ada çayı türlerinden (salvia officinalis) daha iri ve daha farklı bir yapıdaydı. İlk bakışta orkide çiçeklerini andırıyordu. İlginç bir bilgi; Keltler, 2000 yıl kadar önce; misk adaçayının sarhoş edici özelliğini dini ritüeller sırasında trans haline geçmek amacıyla kullanılırlarmış.(3) Soğuk algınlığından korunmada, öksürük ve bronşitte, astımda, yüksek tansiyonda, baş ve kas ağrılarının giderilmesinde yararlı olduğuna dair bilgiler yer alıyor kaynaklarda.
 
Kibyra tiyatrosuna yaklaşırken...
(Haziran 2023)

Kibyra tiyatrosuna girişi sağlayan 5 kapısı
(Haziran 2023)

Oturma sıralarından Kiybra tiyatrosunun sahne yapısı kalıntılarına bakış
(Haziran 2023)
  
Kibyra antik kentinin tiyatrosu ve odeionu, birbiriyle neredeyse yan yana konumda kentin en yukarılarındaki bir düzlemde yer alıyor. Kentin tiyatrosunun üç adet giriş kapısı, sahne yapısı ve birinci diazomanın ayırdığı oturma sıraları nispeten hasar görmüş olsa da, genel olarak her iki yapı da oldukça iyi durumda. Gerek tiyatro ve gerekse odeion, tüm Hellenistik tiyatro yapılarında olduğu gibi arazinin topografik özelliğinden yararlanılarak mevcut bir yamaca yaslanarak inşa edilmiş.
 
Kibyra antik tiyatrosu
(Haziran 2023)
 
Kibyra tiyatrosu; birinci diazomanın altında kalan oturma sıralarının ve orkestra bölümünün görünümü 
(Haziran 2023)
 
8.000 kişilik bir oturma kapasitesine sahip kentin tiyatrosu iki diazoma ile birbirinden ayrılmış üç ayrı oturma sırası grubuna sahip, yarım daire planlı bir yapı özelliğiyle Anadolu’nun en önemli tiyatrolarından biri olarak öne çıkıyor. Tiyatroya girişi sağlayan yan yana 5 kapı bulunuyor.
 
Kibyra antik tiyatrosu
(Haziran 2023)

Kibyra tiyatrosunun güney yönündeki oturma sıraları
(Haziran 2023)

Kibyra tiyatrosunun oturma sıraları arasında hayat bulmuş misk adaçayları
(Haziran 2023)

Ören yerinde yer alan açıklama levhasında tiyatro ile ilgili olarak şu bilgiler veriliyor:
 
“Oturma sıralarını yatay olarak bölen yürüme yolunun (diazoma) parabet blokları üzerinde yer alan yazıtlarda, Kibyra’nın ileri gelen ailelerinin isimleri ve kent içinde yaptıklarıyla aldıkları görevler hakkında bilgiler verilmiştir. Seyircileri yağmura ve güneşe karşı korumak için ahşap direklerin taşıdığı örtü sisteminin (velarium) izleri, oturma sıralarının üzerinde görülmektedir. Oturma sıralarının birçoğunun üzerine gösteriler sırasında hangi kişi ve ailelerinin kullanacağına dair isimler kazınmıştır. İki farklı evrede inşası tamamlanan tiyatronun son evresinde (İ.S. 2.yüzyıl sonlarında) en üst oturma bölümü eklenmiştir. Tiyatro oturma sıralarının hemen üzerinde, daha sonradan kiliseye çevrilmiş bir tapınak yapısı yer almaktadır.”(4)
 
Kibyra tiyatrosu; seyircimiz adaçayındandır.
(Haziran 2023)
 
Kibyra tiyatrosundan ayrılırken...
(Haziran 2023)
 
Tiyatronun yaklaşık 100 metre kadar güney batısında yer alan odeion yapısı, İlkçağ’da müzik icra etmek amacıyla kullanılan orkestra, sahne yapısı ve yine bir yamaca yaslanmış şekilde batıya doğru yükselen; yarım daire planlı oturma sıralarına sahip bir yapı şeklinde tanımlanabilir. 5 kapılı gösterişli ön cephesinden geçilerek ulaşılan orkestra bölümünde benzersiz bir medusa mozaiğinin varlığı, “odeion”a emsalsiz bir özellik katıyor.
 
Kibyra odeionu; ön cephe ve mozaik zemin
(Haziran 2023)

Kibyra odeionunun ön cephesinde yer alan stoa zeminindeki geometrik desenli mozaikler
(Haziran 2023)

Aynı mozaiklerden bir başka görünüm
(Haziran 2023)

Odeionun ön cephesinin önünde yer alan, tabanı mozak döşeli stoanın (üstü gölgelikli sütunlu yürüyüş yolu) İ.S. 249-254 yılları arasında Aurelius Sopatros ve Cladius Theodoros kardeşler tarafından yaptırıldığı stoa zemininde yer alan mozaikteki yazıtlardan anlaşılmaktadır. Mozaik döşeme, geometrik desenlerden oluşan 15 farklı pano şeklinde tasarlanmıştır. Bu mozaik üzerinde yer alan yazılar, hem yapının İlkçağ’daki ismini, hem de finansmanı ile ilgili bilgileri aktardıkları için çok önemlidir.
 
Odeionun önündeki mozaikler üzerinde yer alan yazıtlar
(Haziran 2023)
 
Odeionun giriş kapılarından biri
(Haziran 2023)
 
Odeionun sahne yapısının önünde yer alan koridor
(Haziran 2023)
 
“Odeion aynı zamanda kent meclisi (bouleuterion) toplantıları için de kullanılmış olmalıdır. Ayrıca inşasından kısa bir süre sonra önüne eklenen bir sahne yapısı ile (skene) tiyatro olarak da işlev gördüğü sanılmaktadır. Kibrya, Roma İmparatorluk Dönemi’nde (İ.S.1.-4. yüzyıllar arası) Küçük Asya Eyaleti’nin yargı merkezlerinden (conventus) biridir. Dolayısıyla bu yapı, eyalet çapındaki büyük yargısal toplantılar için de en uygun yapıdır.
 
Kibyra Odeionu
(Haziran 2023)
  
Odeionun orkestra zemininde yer alan medusa mozaiği
(Haziran 2023)
 
Odeion 31 sıralı oturma yerleriyle yaklaşık 3.000 kişilik bir kapasiteye sahiptir. Bu büyüklükte üstü çatı ile örtülü bir kamu yapısı olarak ülkemizde en dikkat çekici binalardan biridir. Buna benzer bir odeion yapısı da Likya’nın başkenti konumunda olan Patara’da bulunmaktadır.
 
Yapının orkestra bölümünün zemininde renkli mermer plakalardan (opus sectile) yapılmış bir medusa (gözlerine bakanı taşa çevirdiğine inanılan bir mitolojik figür) betimlemesi yer almaktadır.
 
Medusa mozaiği
(Haziran 2023)
 
Kibyra Odeionu'nun panaromik görünümü
(Haziran 2023)
 

Kazı çalışmalarından elde edilen bulgulara göre, odeion yapısının inşaat faaliyetlerinin İ.S. 23 yılı depreminden sonraki imar faaliyetleriyle birlikte başladığı anlaşılmaktadır. İ.S. 2.yüzyılın ilk yarısında tamamlanan yapıda izleyen yıllarda süsleme repertuvarına eklemeler yapılarak görkeminin artırıldığı tespit edilmiştir. Yukarıda da belirtildiği üzere; İ.S. 249-254 yılları arasında sahne yapısının önündeki stoa tabanı yenilenerek mozaik döşenmiştir. Yapı olasılıkla İ.S. 4.yüzyılda geçirdiği bir yangın sonrasında kullanılamaz hale gelmiş ve tekrar onarılmamıştır.”(5)
 
Kibyra Odeionu yakınlarında İ.S. 23 yılındaki büyük deprem sonrasında kentin yeniden imarı sırasında Roma İmparatoru Tiberius'un yardımlarına kentin minnet duygularını ifade eden Caeserion (Roma imparatorlarına adanan tapınak) ve Erken Bizans Döneminde yapılan hamam yapısı; arkada odeion...
(Haziran 2023)
 
Caeserion düzleminden Gölhisar'a bakış
(Haziran 2023)

Odeion girişi
(Haziran 2023)
 
Odeion yapısının hemen komşuluğunda Geç Antik Çağ olarak nitelenen Erken Bizans Döneminde; İ.S. 5-7.yüzyıllar arasına tarihlenen bir hamam yapısı ile hemen onunla neredeyse kucak kucağa; İ.S. 23 yılındaki depremde hasar gören kentin yeniden ayağa kaldırılmasında Roma İmparatoru Tiberius’un yardımlarına kent halkının şükranlarının ifadesi olan bir Caeserion (Roma imparatorlarına adanmış bir tür tapınak) yapısı yer alıyor. Caeserion’un tabliye düzleminden kuzeydoğu yönünde bakıldığında kamu yapılarının arasında son yıllarda kazı ekibi tarafından gerçekleştirilen restorasyonlar sonucu ayağa kaldırılan anıtsal yuvarlak çeşme bütün görkemiyle yükseliyor. Şimdi oraya gidiyoruz.
 
Caeserion düzleminden agoranın 3.terasında yer alan yuvarlak anıtsal çeşmenin görünümü
(Haziran 2023)
 
Anıtsal Çeşme yolundaki makiliklerin ardından odeiona bakış
(Haziran 2023)
 
Aynı patikadan tiyatroya bakış
(Haziran 2023)
 
Tiyatrodan agoranın üçüncü terasında yer alan ve 2016 yılında kazılarda bulunup restorasyon faaliyetleriyle ayağa kaldırılan anıtsal çeşmeye, tiyatrodan agoranın üzerinde yer alan terasa doğru çalıların arasından ilerleyen bir patikayı takip ederek ulaştık. Hava bazen kapanıp hafiften çiseliyor, daha sonra yeniden güneş sıcak yüzünü gösterip, bizim ören yerini daha konforlu bir şekilde gezmemize izin veriyordu.
 
Kibyra kazıları sırasında 2016 yılında ortaya çıkartılan yuvarlak
anıtsal çeşme
(Haziran 2023)

Yuvarlak anıtsal çeşme; kuzeyden bakış...
(Haziran 2023)
 
İç içe geçmiş iki havuzdan içtekinin üzerinde yer alan frizlerden biri
(Haziran 2023)

Kibyra antik kentinde 2006 yılında başlayan kazılar sırasında 2016 yılında anıtsal çeşme (tholos nymphaion) ortaya çıkarılmış. Daha sonraki yıllarda restorasyonu tamamlanan çeşme, bugünkü haline getirilmiş. Çeşme, agora terasında yer alan en görkemli yapı ve kentin neredeyse her noktasından izlenebiliyor. Yuvarlak planlı ve 6 adet sütunla taşınan konik bir çatıya sahip çeşmeye su temin eden künkler de bu restorasyon çalışmaları sırasında yeniden hayat bulmuşlar.
 
Suyun dağıtıldığı boru şebekesi; belli ki yakın zamanda havuzda su vardı. Islaklığı hala duruyor.
(Haziran 2023)

Suyun aktığı künklerden biri; içteki havuzdan dıştakine akış...
(Haziran 2023)
 
Su, İlkçağ'daki gibi bu aslan ağızlarından akıtılır hale getirilmiş. 
(Haziran 2023)
 
Havuzdaki suyun kente dağıtım noktalarından biri; orjinal ızgara dikkat çekici...
(Haziran 2023)
 
Agoraya inen yoldan çeşmenin bulunduğu terasa bir merdivenle ulaşılıyor. Kazı başkanı Doç. Dr. Şükrü Özüdoğru, özellikle agoranın üçüncü terasının sosyal ve kültürel anlamda kentin kalbi sayılabilecek en önemli merkezi olduğunu, bu anlamda anıtsal çeşmenin de bu meydanın en görkemli anıtı olarak öne çıktığını belirtiyor.(5) 
 
Asılları Burdur Müzesi'nde bulunan Herakles'in üzerine uzandığı aslan postu ile Dionysos'un üzerine uzandığı panter postu heykellerinin replikalarının ağzından akan su içteki havuzu dolduruyor. Bize bakan Dionysos; sağdaki ise Herakles postları...
(Haziran 2023)
 
Dış havuza akışı sağlayan oluklardan biri; arkada iç havuzu dolduran aslan postunun ağzı...
(Haziran 2023)
 
Anıtsal çeşmenin iki havuzu ve 6 sütunlu konik mermer çatısı
(Haziran 2023)
 
Yuvarlak anıtsal çeşmenin yanındayız.
(Haziran 2023)
 
Anıtsal çeşme, Kibyra’nın İ.S. 23 yılında yaşadığı büyük depremden sonra Roma’nın desteği ile kentin yeniden planlanıp kurulduğu bir aşamada inşa edilmiş. Kazılar Dairesi Başkanlığı’nın açıklamasına göre; anıtsal çeşme, konik çatının dışında 168 adeti orijinal olmak üzere 192 adet parçanın birleştirilmesi ile restore edilmiş. Daire formundaki iç içe iki havuzdan kentin dört farklı yönüne su sağlayan anıtsal çeşmede Burdur Müzesi’nde yer alan iki heykelin (Herakles ve Dionysos) replikalarının kullanılması ve bu sayede tıpkı İlkçağ’da olduğu gibi Herakles’in üzerine uzandığı aslan postu ile şarap tanrısı Dionysos’un uzandığı panter postundaki aslan ve panter heykellerinin ağzından suyun havuza akması hedeflenmiş.
 
Çeşme ayağa kaldırılıyor. Havuzların restorasyonu sırasında; Arkeofili'de yayın tarihi: 22 Eylül 2016...
(https://arkeofili.com/kibyra-antik-kentinde-yeni-bulunan-2000-yillik-cesmeden-tekrar-su-akacak/)

Suyu ileten sistemlerin yeniden çalışır hale getirilmesi; toprak künklerin toparlanması ve restorasyonu
(https://arkeofili.com/kibyra-antik-kentinde-yeni-bulunan-2000-yillik-cesmeden-tekrar-su-akacak/)

Anıtsal çeşme ayağa kaldırılıyor.
(https://arkeofili.com/kibyra-antik-kentindeki-anitsal-cesme-restore-edildi/)

Mayıs 2023 tarihi itibariyle suyun akmasının hedeflendiği anıtsal çeşmede ziyaretimiz sırasında heykeller altı sütunlu konik çatının altındaki yerlerine konulmuş durumdaydı, ama su henüz akmıyordu. Ama havuz hala ıslaktı; demek ki yakın zamanda havuz suyla doluydu. Havuzların suyla dolu halini gösteren fotoğraflara ise, gezi sonrası internet ortamından erişebildik. Arkeofili’de 1 Haziran 2023 tarihini taşıyan bir yazıda yer alan fotoğraflarda; aslan ve panterin ağızlarından akan suyla iç içe geçmiş iki dairesel havuzun dolmuş olduğu görülüyordu.(6)
 
Anıtsal çeşmeden 2000 yıl sonra yeniden su akıyor. Sagalassos'daki Antoninler Çeşmesi gibi...
(https://arkeofili.com/kibyra-antik-kentindeki-cesmeden-tekrar-su-akiyor/)

Her iki havuzda suyla dolmuş. Arkeofili'de yayın yarihi: 1 Haziran 2023... Kazı ekibinin mutluluğu şu an tasavvur edilemez. Bizim de; her ne kadar biz Kibyra'yı ziyaret ettiğimizde sadece suyun ıslaklığını görsek dahi...
(https://arkeofili.com/kibyra-antik-kentindeki-cesmeden-tekrar-su-akiyor/)
 
Anıtsal çeşmenin bulunduğu düzlemde ve kuzey yönünde A yapısı olarak isimlendirilmiş, ama tam olarak işlevi anlaşılamamış ve tanımlanamamış bir yapı daha vardı. Yapının sadece bodrum katı günümüze ulaşabilmiş; üst katında ne tür bir yapı olduğuna dair herhangi bir iz mevcut değil. Kazı ekibinin yaklaşımı ise, yapının planı itibariyle tapınak ya da bir kutsal alanla ilişkili bir yapı olabileceği yönünde. Üst yapıya ilişkin mimari bloklar, daha sonraki dönemlerde olasılıkla yerlerinden sökülerek yapının yakınlarından geçen Geç Antik Çağ’a ait bir sur duvarının yapımında kullanılmış olmalıdır. Bodrum katın kazısı 2019 yılında tamamlanmış. Bodrum katın tavanının masif blokları 6 adet paye tarafından taşınıyor. Bodrum kat derinliği ise, açıklama levhasındaki bilgiye göre 4,7 metre…
 
Anıtsal çeşmenin kuzeyinde yer alan ve kutsal alan olduğu düşünülen A yapısı
(Haziran 2023)

A yapısının üst katından hiç bir iz yok; bazı mimari parçalarının agora terasında Bizans Döneminde oluşturulan sur duvarında kullanıldığına dair işaretler var.
(Haziran 2023)

A yapısının tabliye zeminini taşıyan bodrum katındaki kolonlar
(Haziran 2023)
 
A yapısı; bodrum kat
(Haziran 2023)
 
Anıtsal çeşme ve A yapısını gezdikten sonra hemen alt düzlemde yer alan Agora, sütunlu cadde ve kentin alt kotlarından başlayarak tiyatro düzlemine kadar uzanan ana caddesinin açılmış olan bir bölümünü görmek üzere hafif meyilli bir arazide aşağı doğru yürüdük.
 
Anıtsal çeşmeden bu merdivenleri kullanarak agoraya doğru indik.
(Haziran 2023)

Anıtsal çeşmeye merdivenlerden bakış
(Haziran 2023)

Agorada kuzey-güney ekseninde uzanan sütunlu cadde
(Haziran 2023)

Stadion ve tiyatro arasındaki düzlük alanda konumlanmış, üst üste üç teras halinde ve dikdörtgen planlı şekilde düzenlenmiş olan agoranın, 2006’dan beri sürdürülen kazılar sonrasında; ilk iki terasın ticari, üçüncü ve en yukarıdaki terasın ise sosyal, kültürel ve dini amaçlı olarak kullanıldığı anlaşılıyor.
 
Sütunlu caddenin güney başlangıcında yer alan kutsal alanın anıtsal giriş kapısı
(Haziran 2023)
  
Anıtsal kapı; yakından...
(Haziran 2023)
 
Sütunlu caddede yer alan stoanın bir bölümü ve dükkanlar
(Haziran 2023)
 
İlkçağda agoralar halkın ticari, sosyal ve kültürel anlamda toplanma alanlarıdır. Buralarda halkın alış veriş yaptığı dükkânlarla, sosyalleşip dinlendikleri gölgelikli ve sütunlu galeriler yer alırdı. Kibyra agorasında kuzey-güney ekseninde uzanan bir sütunlu caddenin iki yanında dükkânlar ve halkın dinlenebileceği stoa, sütunlu caddenin güney ucunda ve şehrin ana caddesiyle birleştiği noktada bir kutsal alana açılan gösterişli süslemeleriyle dikkat çeken mermer bir kapı yer alıyor. Ayağa kaldırılan agora ve ana caddenin bütün unsurları, 2006’dan beri sürdürülen kazılar ve restorasyon süreçlerinde gerçekleştirilmiş bulunuyor.
 
Sütunlu caddede yürüyoruz.
(Haziran 2023)

Sütunlu caddenin kuzey ucundaki anıtsal çeşme
(Haziran 2023)
 
Çeşmeye kuzeydoğu yönünden bakış
(Haziran 2023)
 
Suyun tahliye edildiği noktalardan biri
(Haziran 2023)
 
Sütunlu caddenin kuzey ucunda; su temininde kullanılan künkleriyle birlikte izlenebilen restore edilmiş bir anıtsal çeşme dikkat çekiyor. Ayrıca sütunlu caddenin üzerinde bulunan dükkânların hemen önünde yer alan küvet şeklindeki bir küçük havuzun varlığı ise, belki de bir balık pazarına işaret ediyor olmalı.
 
Sütunlu caddede, dükkanların önünde küvete benzer bir havuz; bir balık satış noktası mı?
(Haziran 2023)

Balık pazarı havuzu mu?
 (Haziran 2023)

Agorada sütunlu cadde ve sağda dükkanlar; kuzeyden güney yönüne bakış...
(Haziran 2023)
 
Yine kazılardan elde edilen bulgulara göre; Erken Bizans Döneminde; İ.S. 5. ve 6.yüzyıllarda Kibyra, agora merkezli giderek küçülen bir kent hüviyetine bürünürken agoranın teras duvarlarının devşirme mimari elemanlar kullanılarak, bir sur duvarına dönüştürüldüğü anlaşılıyor. Surdan kente giriş ise, daha sonraki zamanlarda eklenen kapılarla sağlanmış. Bugünkü modern Gölhisar’a ve göl manzarasına hâkim konumdaki agoranın güneybatı ve kuzeydoğu teraslarında iki ayrı kutsal alanın bulunduğu, sur duvarında kazılar sırasında tespit edilen mimari elemanlardan anlaşılmıştır.(7)
 
Agorada sütunlu cadde
(Haziran 2023)
 
Şehrin ana caddesinin tiyatroya doğru devam eden bölümü ve sağda Erken Bizans Döneminde küçülen kenti koruma kaygısıyla ortaya çıkan kaleleşme eğilimini gösteren sur duvarları
 (Haziran 2023)
 
Erken Bizans Döneminde devşirme malzeme kullanılarak yapılan
sur duvarlarına örnek
(Haziran 2023)
 
Şehrin nekropolünün bulunduğu en aşağı kotlarından başlayarak tiyatroya kadar uzandığı düşünülen ana cadde, yaklaşık 800 metre uzunluğundadır. Agoranın güney ucunda yer alan kutsal alanın hemen altındaki bu ana caddenin bir bölümü, kazılar sırasında açılmış ve basamaklar şeklinde iki düzlem arasındaki yükselti farklılığından kaynaklanan merdivenli cadde, restorasyon sonrası su sistemlerini içeren alt yapısıyla birlikte ziyarete açılmış durumda; ziyaretçilerini bekliyor.
 
Şehrin nekropolünden tiyatroya kadar uzanan ana caddesinin agora terasları arasındaki kot farkını kapatmak amacıyla yapılmış merdivenli bölümü
(Haziran 2023)
 
Üst bölümdeki tapınak alanına ulaşan ana caddenin aşağı düzlemden görünüşü
(Haziran 2023)
 
800 metrelik şehrin ana caddesinin agoraya açılan merdivenli bölümü
(Haziran 2023)

Caddenin izlenebilir su alt yapısı
(Haziran 2023)
 
Agora’dan ayrıldıktan sonra çalılıklar arasındaki yürüyüş patikalarını takip ederek ören yerine giriş yapmak üzere hazırlanmış park yerlerinden ikincisine ve stadion girişine ulaştık. Stadion’un İlkçağ’da bir anıtsal giriş kapısının (propylon) bulunduğu bu noktada, Erken Bizans Döneminden kalma bir anıtsal mezar yapısı bulunuyor. Duvarları moloz taşlarla örülmüş, bodrum ve zemin kattan oluşan iki katlı ve aşağı yukarı kare planlı bir yapı görünümü arz eden anıt mezarda; kayaya oyulmuş gömü odaları nedeniyle esas gömünün bodrum katında gerçekleştiği anlaşılıyor. Kazı ekibine göre; zemin kat ise, müstakil olarak kentin önemli kişilerinden birine tahsis edilmiş ve bu amaçla kullanılmış bir mezar odası olabilir.(8)
 
Stadion girişinde Erken Bizans Döneminden kalma devşirme malzeme ve moloz taş kullanılarak yapılmış iki katlı bir anıt mezar
(Haziran 2023)

Bodrum katta yer alan mezar odaları
(Haziran 2023)

Anıt mezardan stadionun batı tribünlerine bakış
(Haziran 2023)

Stadion, “U” şeklinde; kuzeye bakan ucu anıtsal giriş kapısına yönelik konumda ve yaklaşık 12 bin kişilik oturma kapasitesine sahip bir Roma dönemi yapısıdır. Zaten Kibyra’da günümüze ulaşan yapıların tümü Roma döneminden kalma… İ.S. 23 yılında yaşanan büyük depremden sonra kentin yeniden imarı sırasında stadion yapısının da yeniden yapıldığı anlaşılıyor. Deprem öncesinde bu alanın ne tür bir işlev gördüğüne dair bir bilgi kaynaklarda mevcut değil; ama büyük olasılıkla yine atletizm yarışmaları için kullanılmış bir alan olması muhtemel. Roma Döneminde atletizm yarışmalarının dışında, gladyatörlerin birbirleri ile ya da hayvanlarla yaptıkları dövüşlerde önemli bir işlev üstlendiği, ayrıca Kibyra’da bir dönem 2.000’e varan gladyatörün bu dövüşlere katılarak kentin önemli bir çekim merkezi haline geldiği ve bu işlevi üzerinden önemli bir gelir elde ettiğine dair bilgiler mevcut.
 
Stadion girişindeki anıtsal kapı (propylon) girişi
(Haziran 2023)
 
Kibyra Stadionu'ndayız.
 (Haziran 2023)

U şeklinde; kuzey ucu anıtsal kapıya açılan stadionun kuzey yönünden görünümü
(Haziran 2023)

Gladyatörlerin stadiona giriş yaptıkları güney ucunda yer alan tonoz tünel
(Haziran 2023)

Stadion’un bugün batıda yer alan 21 sıradan oluşan ve doğal bir yamaca yaslanan oturma sıraları ayakta yer almasına karşılık, doğu yönünde yer alan sıralar ise, yapay olarak oluşturulmuş ve bir istinat duvarıyla tahkim edilmiş yamacın tarihte yaşanan büyük depremler sonrası tamamen çökmesi nedeniyle dağılmış durumda bulunuyor. Batıdaki sıraların en üst düzleminde yer alan ve üstünün doğal etkilere kapalı olması nedeniyle seyircilere konforlu geçiş olanağı sağlayan; üstü örtülü bir kemerli portiko ile anıtsal giriş kapısı (propylon), muhtemelen İ.S. 2 yüzyıl sonları ile 3.yüzyıl başları arasında yapıya eklenmiş olmalı.(9)
 
Güney ucundan Kibyra Stadionu'na bakış
(Haziran 2023)
 
Batı tribünleri üzerinde yer alan konforlu portiko düzlemi ve karşıda şimdi yıkılmış durumdaki yapay doğu yamacı
(Haziran 2023)

Portiko düzlemi
(Haziran 2023)
 
Portiko düzleminden stadiona ve yıkılmuş doğu tribünlerine bakış
 (Haziran 2023)
 
Yapının güney ucunda Stadion’a açılan tonozlu bir tünel girişi varlığını hala koruyor. O yıllarda dövüş için Stadion’a çıkacak gladyatörler giriş için bu tonozlu tüneli kullanırlarmış. Tünelin içinden geçerek Gölhisar’a hâkim bir tepeciğe ulaşıyorsunuz. Güney yanımızda derin vadilerle parçalanmış bir topografya yükseliyor batıya doğru. Kumul tepelerini andırıyor sanki yükseltiler. Üzerleri geniş makilik alanlarla kaplı genellikle… Orman örtüsü daha yükseklerde; çok daha yükseklerde…
 
Batı tribünlerinin üzerindeki sırttan doğu  stadionun ve Gölhisar kasabasının genel görünümü
(Haziran 2023)
 
Stadion'a son bakış...
(Haziran 2023)
 
Stadion’u gezdikten sonra stadion’un batı tribünlerinin üzerindeki portiko düzleminden geçerek arkasındaki bir tepelikte, ama biraz daha güneyde yer alan Bazilika’yı görmek için yeniden yukarıya doğru yürüdük. Yamacı tırmandıktan sonra, makilikler arasından güneye ve daha sonra doğuya doğru yönelen bir patikayı takip ederek, bir yarın hemen kıyısında; sanki bir gemi pruvası gibi vadiye doğru uzanmış konumdaki Bazilika yapısına ulaştık.
 
Bazilika yolundayız.
(Haziran 2023)

Bazilika'ya doğru... 
(Haziran 2023)

Bazilikanın avlu (atrium) girişi
(Haziran 2023)

Üç nefli naos girişi
(Haziran 2023)

Bazilikanın narteks bölümü
(Haziran 2023)

Ön avluda yer alan mezar çukurları
(Haziran 2023)

Mezarlara bir örnek
(Haziran 2023)
 
Yukarıdaki anlatımdan da anlaşılacağı gibi Bazilika kentin hâkim noktalarından biri üzerinde ve doğu-batı doğrultusunda yer alıyor. Yapı üzerindeki kazı çalışmaları 2019 yılında başlamış. Üç nefli, bazilika planlı Erken Bizans Dönemi yapısı olan kilisede naos, doğu ucunda 4 basamaklı bir apsisle sonlanıyor.
 
Bazilika'nın genel görünümü
(Haziran 2023)
 
Narteks bölümünde yer alan merdivenli bölüm; çan kulesi gibi...
(Haziran 2023)
 
Kilisenin üç nefli naos bölümü; doğu yönünde apsis...
(Haziran 2023)

Giriş yönünden naosa bakış; karşıda doğu yönünde 5 basamaklı apsisi...
 (Haziran 2023)
 
Yapının genel planı, dikdörtgen bir çevre duvarı içindeki iki sıra bir sütun dizisi ile üç nefe bölünmüş naos, ardından narteks (giriş holü) ve önündeki atriumdan (ön avlu) oluşuyor. Yapı dıştan dışa 20*48 metre ölçülerinde dikdörtgen şeklinde tasarlanmış. Bazilika planlı kilise, Erken Bizans Döneminde; İ.S. 4.yüzyılda inşa edilmiş.(10)
 
 
Doğu yönünden naosa bakış
(Haziran 2023)
 
Apsisin güneyinde yer alan odacıklar; bunların iki tanesinde mezarlar yer alıyor.
(Haziran 2023)
 
Apsisin yan odası; bir çeşme ve havuzu mevcut.
(Haziran 2023)

İlkçağ'dan kalma lahitlerin de yer aldığı mezar odası
(Haziran 2023)
 
Üzerinde çiçek süslemelerinin yer aldığı lahitler
(Haziran 2023)
 
Kilisenin en ilginç bölümlerinden biri de, vadiye doğru en güneyde yer alan mezar odaları… Kilisenin doğu ucunda iki oda şeklinde düzenlenmiş mezar odalarında İlkçağ’dan kalma lahitlerin de kilisede kullanıldığı, ayrıca güney terasında bölmeler arasında yere kazılmış ve çevresi tuğla ile örülmüş halde ilave mezar çukurlarının bulunduğu alanlar izlenebiliyor. Bu mezarlardan birkaç tane de kilisenin ön cephesinde bulunan giriş avlusunda yer alıyor.
 
Lahitlerin bulunduğu mezar odası duvarının hemen arkasında yan yana üç mezar
(Haziran 2023)
 
Hemen yanında bir başka mezar bölümü
(Haziran 2023)

Mezar odaları arasında labirent gibi geçitler
(Haziran 2023)

Bazilikanın vadiye bakan güney terasında yer alan dizi dizi mezarlar
(Haziran 2023)
 
Mezar terasından vadiye bakarken...
(Haziran 2023)

Mezarlar, mezarlar; sonsuzluk dünyasında dolaşırken...
(Haziran 2023)

Neredeyse 5 saate yaklaşan Kibyra Antik Kenti dolaşmalarını kentin en alt kotunda bulunan basamaklı ana caddesinin girişi ve onun iki yanında yer alan Nekropolis ile tamamlamak üzereyiz.
 
Kentin doğu girişinde yer alan nekropol yolu, her iki yakasında yer alan anıt mezarlar nedeniyle bu adla anılıyor. Yolun her iki tarafında anıt, lahit ve basit kiremit örtülü mezarlar ile yuvarlak mezar sunakları yer alıyor. Olasılıkla kentin kuruluşu ile birlikte (İ.Ö. 4. yüzyıl) yapımı tamamlanan nekropol yolu, İ.S. 417 yılındaki depreme kadar orijinal haliyle kullanılmış. Yol ve kaldırım taşı olarak kullanılan çeşitli mezar anıtlarına ait parçalar, depremin ardından yolda bazı tadilatlar yapıldığını gösteriyor. Nekropol yolunun kullanımı, tadilatlar sonrasında; İ.S. 9.yüzyılda kentin terk edilmesine kadar devam etmiş olmalı.
 
Kibyra Nekropolü
(Haziran 2023)
 
Nekropol yolu; her iki yanında mezarlar; lahit, anıt ve kiremit örtülü mezarlar...
(Haziran 2023)
 
Nekropol yolunda solda bir anıt mezar ve ileride üç kemerli kapının kalıntıları
(Haziran 2023)
 
Nekropol yolundan batıya doğru yüründüğünde kentin anıtsal giriş kapısına ait yıkıntılara ve taş yığınlarına ulaşılıyor. Ayakta herhangi bir bölümü kalmamış olan anıtsal giriş kapısı, ortada dört ayaklı, üç kemerli kapıdan ve iki yanda birer yüksek yuvarlak kuleden oluşmaktaymış. Kazı ekibinin değerlendirmesine göre; İ.S. 1.yüzyılda inşa edilen kapı, İ.S. 2.yüzyılda son şeklini almış olmalıdır.
 
Nekropol yolunun sonunda şehrin üç kemerli anıtsal kapısının izleri var.
(Haziran 2023)

Ölüler şehrinden manzaralar
(Haziran 2023)
 
Nekropol Yolu'ndan Gölhisar kasabasına bakış
(Haziran 2023)

Kibyra çiçekleri
 
Kibyra’yı yukarıdaki Roma Hamamı’ndan başlayarak gezerken, ilk onun adını anmıştık; misk adaçayları… Lila-pembe arası renkleri ve İzmir civarındaki dağlarda rastladığımız çoğu adaçayı (salvia officinalis) çiçeklerinden geniş taç yapraklarıyla ayrışan bir türdü bunlar. Tiyatroda yıkık oturma sıralarının arasında, yürüyüş patikalarının kıyısındaki düz alanlarda ya da yamaçlarda her yerde onlardan vardı; salvia sclarea…
 
Bazilika önlerinde misk adaçayları (salvia sclarea)
(Haziran 2023)

Roma Hamamı altında rastladık ona; misk adaçaylarına...
(Haziran 2023)
 
Sarı alisyumlar (alyssum sp.) tiyatro yolunda öbek halinde toplaşmışlardı. Sapsarı çiçekleriyle oldukça göz alıcıydılar. Alisyumların halk arasında bir zamanlar kuduz köpek ısırmalarında kullanıldığına inanılırmış. Bu nedenle bir diğer adı da kuduz otu olarak biliniyor. Turpgiller (brasssicaceae) ailesine mensup ve süs bitkisi olarak bahçelerde farklı türlerde yetiştiriliyorlar.
 
Tiyatro civarında sarı alisyumlar öbek öbektiler.
(Haziran 2023)
 
Tiyatroda rastladık onlara; açık lila renkli hatmilere… Dal gibi uzayıp gitmişlerdi sanki göğe doğru… Türlü renkli türevleriyle yaz aylarında özellikle Ege’de sıkça rastladığımız hatmi çiçekleri de tıbbi bitki olarak kullanılıyor. Hatmi çiçekleri, halk arasında öksürük, grip, soğuk algınlığı gibi solunum yolu hastalıklarına karşı kullanılan, halk arasında, silindir çiçeği, deve gülü, gülhatmi gibi isimlerle anılan ve ebegümecigillerden bir bitki olarak biliniyor.
 
Hatmiler ve Kibyra tiyatrosu, sahneye bakıyorlar; ne çıkacak diye...
(Haziran 2023)
 
Mor taç fiğleri ya da körigenlere (securigera varia) Kibyra’nın kuzeyindeki bir tepenin üzerinde; bütün ihtişamı ile yükselen yuvarlak anıtsal çeşmenin civarında ve Bazilika yakınlarında denk geldik. Çalılıkların önünde mor renkli çiçekleriyle biz de buradayız der gibiydiler.
 
Anıtsal çeşme civarında mor taç fiğleri ya da körigenler
(Haziran 2023)

Körigen kolonileri
(Haziran 2023)
 
Biraz ileride A yapısı yakınlarında gördük ilkin onları. Daha sonra stadion’a giderken, çalı ve kaya diplerinde rastladık kaya kekiklerine. Oldukça keskin kokularıyla ve mor renkli güzelim çiçekleriyle toprağa bir halı gibi yayılmışlardı; lamiaceae ailesinden tyhmus doerfleri’ler….
 
Stadion yolunda kaya kekikleri
(Haziran 2023)

Yere yayılmış bir mor halı; Kibyra'nın kaya kekikleri
(Haziran 2023)
 
Sonra tarla sarmaşıkları; uçuk pembe renkleriyle; aynı kökten çıkıp sıkış tepiş, agora alt düzlemine ve stadion toprağına halı gibi yayılmış gibiydiler. Sarmaşıkgiller (convolvulacaea) ailesine ait çok yıllık otsu bir bitki olan tarla sarmaşığının da (convolvulus sp.) çok sayıda türü var. Kibyra’da gördüğümüz örnekleri (convolvulus arvensis), beyaz-açık pembe arası; merkeze doğru beyaza çalan rengiyle dikkat çeken, koloni şeklinde, toprağa yayılarak gelişen bir özellik arz ediyor.
 
Tarla sarmaşıkları; agora civarında...
(Haziran 2023)
 
Stadion toprağında; tarla sarmaşıkları
(convolvulus sp.)
(Haziran 2023)
 
İzmir civarında bahar aylarında sıkça görmeye alıştığımız mor renkli kadın aynalarına (legousia pentagonia) burada da rastladık. Çançiçeğigillerden (campanulaceaea) olan bu bitkiye İlkçağ’da “Venüs’ün aynası” derlermiş. Ortaçağ’da Hristiyanlığın etkisiyle “Meryem’in aynası”na dönüşmüş ismi. Bitkinin çiçek örtüsü, belki de kadın aynasının çiçeklerinin parlak güneş ışığını yansıtması nedeniyle, antik çağ aynalarına benzetilirmiş. Rivayet odur ki; Venüs’ün yanında yansıttığı her şeyi çok güzel gösteren sihirli bir ayna varmış. Ancak tanrıça günlerden bir gün bu aynayı düşürmüş. Aynayı bir çoban bulmuş ve kendine çevirdiğinde aynada gördüğü aksine aşık olmuş. Venüs’ün oğlu aşk tanrısı Cupid (Yunan versiyonu Eros) bu durumu görünce aynayı çobandan almış ve kırmış. Aynanın kırılan her bir parçası da kadın aynası olarak bilinen çiçeklere dönüşmüş. Tür adı Latince taç yaprakların sayısına işaret eden beşgen anlamındadır.(11) 
 
Venüs'ün kadın aynaları; Kibyra'da...
(Haziran 2023)
 
Bazilika yakınlarında gördük düğün çiçeklerini (ranunculus sp.) … İlk olarak babamdan öğrenmiştim bu güzelim sarı çiçeklerin ismini. O su düğün çiçeği (ranunculus aquatilis) derdi bunlara. Karşıyaka’daki bahçemizde bahar aylarında ilk bunlar açardı önden. Mart ayında patlardı topraktan kendi kendine. Önce ince sapı baş verir; arkadan geniş yaprakları belirir ve en son tomurcuklanıp o parlak ve sapsarı çiçeklerine yol açardı kendince. Bu şekilde evin arka bahçesi sarı renge boyanırdı bir anda. Sanırım soğanlı bitkilerdendi. İşte “Kibyra florası”nda son örnek de belki de babamdan ilk öğrendiğim çiçekti; su düğün çiçekleri
 
Babamın su düğün çiçekleri; Kibyra'da çıktı karşıma.
(Haziran 2023)
 
Bunun yanında dağ taş pırnar meşesi, yer yer sandal ağaçları ve ağaç örtüsü olarak kızılçamlar dikkat çekiciydi. Ama Kibyra ören yeri genellikle tipik Akdeniz bitki örtüsü makiliklerle kaplıydı denebilir.
 
Bitirirken...
 
Vakit yavaş yavaş akşama doğru ilerliyordu. Doya doya gezmiştik Kibyra’yı. Hem tarihi, hem de doğal dokuyu içimize sindirdiğimiz güzel bir günü, Gölhisar’ın batıya doğru yükselen yamaçlarında; derin vadilerle bölünmüş bu üç tepesinde geçirmiştik nerdeyse. Keyifli ve verimli bir geziydi doğrusu. Şimdi sırada Gölhisar’ın merkezinde belki meydanda bir yorgunluk kahvesiyle geçecek anlar; daha sonra Denizli’ye dönüş yolculuğu; Kavun diyarı Acıpayam’a bir göz atıp içinden geçmece, Serinhisar’da leblebi molası, Tavas’ta kokoreç; Honaz’a selam ve akşama ise yine Denizli… Özetle böylesine kaygısızca gezmek güzeldir. Ne mutlu gezginlere, ne mutlu doğaya ve köklerimize değer verenlere…
 
Dipnotlar:
(1)   Strabon; Antik Anadolu Coğrafyası (Geographika: XII-XIII-XIV); Çeviren: Prof. Dr. Adnan Bekman; Arkeoloji ve Sanat Yayınları; 3.Baskı, İstanbul-1993; sayfa: 138-139
(2)  Kibyra ören yeri açıklama levhaları-Roma Hamamı
(3)  Kibyra ören yeri açıklama levhaları-Tiyatro
(7)   Kibyra ören yeri açıklama levhaları; Ana Cadde ve Agora
(8)  Kibyra ören yeri açıklama levhası; Anıt Mezar
(9)  Kibyra ören yeri açıklama levhası; Stadion
(10)Kibyra ören yeri açıklama levhası; Bazilika
(11)Kadın aynası ile ilgili olarak bkz. https://kocaelibitkileri.com/legousia-pentagonia/
(12)Fotoğraflar, belirtilenler dışında gezi sırasında İ. Fidanoğlu tarafından çekilmiştir.
  
Yazan: İbrahim Fidanoğlu
Düzenleyen: MYC