BERGAMA SU KEMERLERİ VE SELİNUS ÖYKÜLERİ
17 Ocak 2015
İbrahim Fidanoğlu
Giriş
Bugün modern Bergama’nın içinden kirli paslı bir çay akar ovaya doğru. Kimi
zaman akar, kimi zaman cılız mı cılız bir sızıntı şeklinde sürünür Bakırçay’a
doğru. İlkçağ’dan kalma iki dev tünelle aşılan Bergama’nın iki yakasındaki hikâyeler
canlanır bir bir puslu sabahların ardından. Bu tarihsel serüvenin bir bölümü,
bu suyun kaynağının da bulunduğu Madra Dağı’ndaki gözelerin beslediği yaklaşık
45 km.lik tarihi bir suyolunun Akropol yakınlarında bir vadiye doğru alçalan sırtlarında;
uzaktan bir kervanı andıran Roma Döneminden kalma bir dizi su kemerinin Akropol’e
doğru yönelişine tanıklık eder. Bergama’daki su ile ilgili anlatmaya değer diğer
bir hikâye ise, Kozak Yaylası’ndan başlayarak Bergama’ya doğru akmakta olan ve
iki yakasına konumlanmış yaşam alanlarıyla tarihsel bir derinliğe sahip bulunan
Bergama Çayı’nın öyküsüdür.
Bergama Su Kemerleri
Su kemerlerinin Akropol’e doğru alçaldığı vadiyle Kozak Yaylası’ndan
gelen Bergama Çayı’nın oyduğu dere
yatağı, Bergama girişinde birleşir. 19.yy.ın Bergama’sının sosyal yaşamının
yükseldiği topografyanın tam ortasından geçen Bergama Çayı’nın (İlk Çağ’daki ismiyle Selinus) bu noktasında
bütün artıklarıyla yer alan deri tabaklama atölyeleri, o günlerin en
karakteristik görüntüsünü oluşturmaktaydı.