“KADR
KIYMATIM, TAYANCIM; İFTİHARIMSIN MUSTAKİL ÖZBEKİSTAN”(*)
İbrahim Fidanoğlu
29 Ağustos-7 Eylül 2013
Toplumların hayatını,
yaşadıkları coğrafya belirler. Bu gerçek, doğal olarak; Özbekistan için de
geçerli. Okul sıralarındaki ilk tarih derslerinden kafamıza kazınan
Maveraünnehir Coğrafyası, Şaman Türklerin Müslüman Araplarla ilk karşılaştığı
ve o günlerden beri düşümüzde mitolojik ırmaklar olarak iz bırakmış Amu Derya
ve Siri Derya ile sınırlanan o kadim toprakları tanımlıyor.
Altaylar’dan Ergenekon
Miti ile Batı Anadolu’da Ege Denizi’nin kıyılarına ve Karadeniz’in kuzeyinden
Orta Avrupa’nın içlerine dek ulaşan büyük göçün şifrelerini merak edenler için,
aynı zamanda birbiri üstüne tabakalanmış bilgiyle dolu bir ülkeden söz
ediyoruz. Oğlu tarafından katledilen Timur’un torunu büyük gökbilimci Uluğ
Bey’e biçilen hazin son, belki de Türk-İslam coğrafyalarında bugün hala neden
patinaj yapmaya devam ettiğimizin yanıtını içinde taşıyor olabilir.
Belki yaşadığımız günü
ve ona ait sorunları daha iyi kavramanın bir yolu da “suyun ötesi” anlamına
gelen Maveraünnehir havzasında biraz daha dolaşmak olmalı.
Modern Özbekistan,
bağımsızlığını kazandığı 1991 Eylül’ünden beri “küresel düşmana” karşı yenik
düşmüş reel sosyalizm pratiği sırasında; unutulmuş tarihin derinliklerindeki
“kahramanları”nı yeniden keşfetmek ve kendisine biçilen bölgesel rol içinde
yeniden bir “ulusal kimlik” yaratma derdinde.
Rusya’nın Orta Asya’ya
en az üç yüz yıllık bir geçmişe sahip nüfuziyet sızmasının giderek bir
egemenliğe dönüştüğü yakın tarihindeki “eski” düzenin kalıntıları, yukarıda
tanımlanan bir ulusun kimliğini biçimlendirme sürecini ne kadar demokrasi ile
“renklendirebilir”? Bunu, günümüzde giderek önem kazanan Orta Asya jeopolitiği
ve dünyanın politik-askeri aktörleri birlikte şekillendirecek.
Ama bize düşen bu
coğrafyanın dününü, bugününü ve yarınını anlamak ve bizim kadim tarihimizle de
ilişkili meseleleri yeniden düşünmek adına, elimize geçen bu fırsatı en iyi
şekilde değerlendirmek olmalı.
Taşkent'in akciğerleri, yemyeşil parklar ve içinden geçen yapay su kanalları
Özbekistan'ın Müstakillik sürecinde yeniden keşfettikleri milli kahramanları Amir Temur;bizim bildiğimiz adıyla Aksak Timur'un Taşkent'teki kendi adıyla anılan dev meydandaki heykeli
Taşkent'te Ali Şir Nevai Milli Parkı girişi
Taşkent pazarından Özbekistan'a merhaba...
Taşkent El Sanatları Müzesi-usta işi Doğu'nun porselen çay takımları
Hiva Hanlığı'nın başkenti olan Hiva'da iç kalenin ardındaki mücevher eski şehir; kentin güney kapısı Ata Kapı; akşam güneşinin kızılllığı altında
Cebirin babalarından Asya'nın aydınlık ismi Hivalı ünlü matematikçi El Harezmi'nin Ata Kapı'nın dışındaki meydana bakan heykeli