fındık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
fındık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Eylül 2015 Perşembe

DİLEK YARIMADASI’NDA DOLAŞIRKEN-2



PANAGİA KURSUNNİATİSSA (KURŞUNİYOTİS / KURŞUNLU) MANASTIRI

5 Haziran 2015
İbrahim Fidanoğlu

Dilek Yarımadası Hakkında

Dilek Yarımadası, gerek topografik özellikleri, gerek bitki örtüsü ve gerekse tarihsel arka planında saklı kültürel değerleriyle son derece özgün bir coğrafyadır. Menderes Masifi’nin Arabistan ve Afrika tektonik levhalarının Anadolu’ya doğru milyonlarca yıldan beridir devam eden hareketi sonrasında giderek sıkışması sonucunda ortaya çıkan jeolojik mekanizma, Batı Anadolu’da bugün Gediz, Küçük Menderes ve Büyük Menderes Vadileriyle temsil edilen graben sistemlerinin arasından yükselerek denize dik olarak uzanan bir dizi dağ sırasının oluşumuna neden olmuştur. Bu jeolojik süreç, halen sürmekte ve Batı Anadolu’da yoğunlaşan fay hatları ve depremselliklerle temsil edilmektedir. Dilek Yarımadası ve Samson(1) (İlkçağ’daki adıyla Mykale) Dağı da Ege Denizi’nin içinde Samos Adası ile devam eden bir sistemin parçası olarak; böyle bir sürecin içinde bugünkü jeolojik aşamasına ulaşmış bir fiziksel yapı olarak karşımıza çıkmaktadır.

 Sığır kuyruklarının ardında Fındık Kale

 Samson Dağı

 Samson Dağı'ndan Körfez'e bakış

1237 metrelik bir yüksekliğe sahip, doğu-batı ekseninde Ege Denizi’nin içine doğru uzanan kireç taşı ağırlıklı, yer yer şist ve konglemera oluşumların da görüldüğü bir yapıya sahip bu kütle, İlkçağ tarihinde Batı Anadolu’da İonların bölgeye gelişleri ve kolonizasyon sürecinde önemli bir coğrafyayı tanımlar. Bugün Priene Antik Kenti’nin kuzeyinde, ama Samson Dağı’nın ta tepesinde İ.Ö. 7.yy. civarında kurulmuş Panionion Helike Tapınağı, bu İon Birliği’nin dinsel temelini temsil eden ve İonların toplanma yeri olarak bu bölgede tanımlanabilecek ilk kutsal alandır.(2) Bu coğrafyadaki diğer bütün İon tapınakları, bundan sonra ortaya çıkacaktır. İ.Ö. 540 civarında geçirdiği bir yangın sonucu yok olan tapınak, İ.Ö. 5.yy.da bugünkü Güzelçamlı sırtlarında yeniden inşa edilmiş.


Güzelçamlı sırtlarındaki 9 basamaklı toplanma yeri, İon Birliği’ni temsil açısından son derece önemliydi. Anadolu’nun İ.Ö. 6.yy. sonlarında Persler tarafından işgali sonrasında Lade Savaşı’nda vücut bulan bir direnişin ortaya çıkarılmasında da önemli bir rolü bulunmaktadır. Ama bizim bugünkü konumuz tamamen bunların ötesinde; bir zaman sıçramasıyla Batı Anadolu’da Ortaçağ’daki Bizans Dünyası’nda ortaya çıkan manastırlardan biri olan Panagia Kursunniatissa (Kurşunlu) Manastırı ile ilgili olacaktır.

Samson Dağı'nın içlerine doğru

Kurşunlu (Kursunniatissa / Kurşuniyotis) Manastırı

Hristiyanlığın ilk gelişim yıllarında, Roma’nın zulmünden kaçarak çöle sığınan ve inançlarını buralarda yaşatmaya ve yaymaya çalışan keşişler, Arapların istilacı akınları ile Sina Yarımadası’ndan kuzeye, Anadolu’ya doğru harekete geçerler. Devletin resmi dini olarak Hristiyanlığı benimseyen Bizans İmparatorluğu da 7.yy. civarında Arap istilalarından kaçan bu keşişlere bazı bölgelerde yerleşim hakkı tanır. Batı Anadolu’da Bafa Gölü’nün arka dünyasında; Beşparmaklar coğrafyası bu manastırlara kucak açmış önemli bir havza olarak dikkat çeker. Gallesionlu Lazarus, Latmoslu Paulos bu manastırlar dünyasının Bizans döneminde öne çıkmış ve daha sonraları aziz mertebesine yükseltilmiş önemli keşişlerindendir. Dilek Yarımadası’nın bu saklı dünyasında 11-13.yy.larda önem kazanan Kurşunlu Manastırı da böyle bir akımın etkisiyle filizlenmiş olmalıdır.