23 Ocak 2014
Mehmet Yavuzcezzar
İzmir'in tarihi ve doğal güzelliklerini keşfetmek amacıyla yaptığımız gezilerde; Kemalpaşa'ya hakim ve Bozdağlar'ın batıya uzanan ucunda yer alan, antik çağlarda Olimpos adını almış zirvelerden birisi Nif Dağı civarında epey dolaştık. Bu yılın ilk doğa yürüyüşünü de Kaynaklar'dan Nif'in zirvesine doğru yapmıştık; Çocuktumarı Mevkii'ne kadar yürümüş, ancak zamanın darlığı nedeniyle zirveye; 1506 metre rakımlı Kemalpaşa Karlığı'na çıkmak bir türlü nasip olmamıştı.
Daha önce 2011 yılının Nisan ayında, Kurudere'den (Nazarköy) Nif eteklerindeki Alabalık yetiştirme çiftliğine yaklaşık 16 km yürüyerek ulaşmış, yıllar önce de aracımızla Kemalpaşa'dan Alabalık Çiftliği'ne giderek piknik yapmıştık. Bu kez de aracımızı çiftlikte emniyetli bir şekilde bırakıp, Nif'in zirvesine yürümeye karar verdik ve bu sabah bunu gerçekleştirmek için yola çıktık.
(Google Earth'de çizilmiştir. by MYC)
Kemalpaşa şehir merkezine girdiğimizde, hemen birkaç yüz metre ileride yolun soluna yerleştirilmiş ama sağını işaretleyen "Nif Dağı Alabalık Üretme ve Yetiştirme İstasyonu" levhasını gördük ve sağdaki sokağa girerek yolu takip ederek şehre yukarıdan bakacak kadar yükseldik. Yerleşim yerleri bitip dağ yoluna saptığımızda, solumuzda Kemalpaşa Nif Kalesi'ni gördük. Kentin güneyinde ve Nif'in eteklerinde bir tepe üzerindeki Kale'ye halk arasında Hamamlı Kale de dendiğini öğrendik. Yapısal formlara bakarak Bizans dönemine tarihleyebileceğimiz kaleyi ileride daha geniş bir zamanda gezmek üzere solumuza alıp kendimizi Nif'in şefkatli kollarına bıraktık.
Kale'ye ve Kemalpaşa'ya bakış
Yaklaşık 10 kilometrelik dağ yolundaki araç yolculuğumuzun ilk 5 kilometresini sorunsuzca katettik. Doğu Karadeniz yaylalarındaki köyleri andıran Kapaklıpınar ve Kozludere Küme Evleri'ne ulaşımı sağladığından olsa gerek, asfalt yol fazla tahrip olmamıştı. Evlere giden yoldan ayrılıp sağa yukarı saptığımızda, yolumuzun bundan sonraki 5 kilometresini zaman zaman aracımızın zorlandığı taşlı topraklı orman yolunda tamamladık.
Son günlerde olduğu gibi bu sabah da 5 derece civarında olan hava sıcaklığı, gün içinde 14-15 derecelere kadar yükseldi. Alabalık Çiftliği'ne vardığımızda 3 yıl önceki yürüyüşümüzde gördüğümüz, toprağın kazılmasıyla oluşturulan Yangın Göleti'nin biraz ötesine bu kez betonarme bir havuz yapılmış olduğunu gördük. Çiftliğe girişte geçmişte olduğu gibi çiftliğin kadim bekçisi Kangal kırması "Kontes" karşıladı. Ardından çiftlik çalışanı, eski tanış Yaşar göründü. Bir süre; İZSU'nun civardaki sulara gem vurmasından sonra, çiftliğe gelen suların azaldığını, bu nedenle eskisi gibi çok balık üretilemediğinden söz etti. Zirve güzergahı ile ilgili tarifi de aldıktan sonra, aracımızı oraya bırakıp zirveye doğru yola çıktık.
Zirveye doğru selam durmuş çınar ağacı
Gezgin tırmanışta, solda İZSU deposu
Nif Dağı'nın eteklerinde genellikle kızılçam ağaçlarından oluşan bitki örtüsü, yükseklere çıktıkça karaçamlarla yer değiştirdi. Dere ve su kenarlarında çınar ağaçları, bazı tepelerde de meşe ağaçları yoğunluk kazanıyordu. Zirveye kadar hep tırmandığımız yürüyüşüm esnasında, zaman zaman güneş yüzünü gösterse de genellikle bulutlu bir hava hakimdi.
Çiftlik ve havuz
Yükseldikçe altımızda uzanıp giden kıvrım kıvrım yollar ve Kemalpaşa'nın arka dünyasına hakim eşsiz manzaralar sunan yeşil doğayı seyrederken, bazen yeni açmış bir çiğdeme, bazen de oluşumu sırasında eriyip akmış kayalara rastladık. Doğu yönündeki Savanda Kız Kalesi bize eski yürüyüşlerimizi anımsatıyordu. Güneş yüzünü gösterdiğinde bir tek uzun kollu tişort yeterken, hava bulutlandığında polar bile az geliyordu. Nitekim yukarılara çıktıkça tepelerdeki bulut hareketleri arttı ve her yeri sis bastı. Kısa süre sonra dağılan sis, zirvede tekrar yakınımıza gelecekti.
Bir vadiden diğerine geçiş
Ne kadar uzaklaşsakta Çiftlik bizi bırakmıyor
Erimiş kayalar
Bir saatlik bir yürüyüşten sonra, Nif'in zirvesindeki "Nif Dağı Yangın Gözetleme Kulesi" seçilmeye başladı. Yaklaşık 6 kilometrelik bir yürüyüşten sonra, Kızıloluk Mevkii'ni geçip Şekeroluk Mevkii'ne vardığımızda, aşağılarda; daha önce Kaynaklar'dan yürüdüğümüz ve yemek molası verdiğimiz Çocuktumarı Mevkii'ni tepeden gördük.