arpasos etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
arpasos etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Aralık 2015 Cuma

HARPASA’DAN ARPAZ’A



TAŞRADAKİ BİR KARIA YERLEŞİMİNDEN MENDERES’İN GÜNEYİNDEKİ AYAN KULELERİNE BİR YOLCULUK

 6 Kasım 2015
İbrahim Fidanoğlu

Bugün Boz Menderes’in güney kıyısı boyunca seyrederken bir dizi köy ve kasabanın içinden geçilir. Madran Dağı’na doğru yükselen yamaçlarda konumlanmış yüzlerce yıllık köyler, onların ovaya sarkmış ve balbalları andıran yazısız mezar taşlarıyla dikkat çeken eski mezarlıkları, yeryüzünün üstüne ve altına dair hikâyeleri hatırlamaya teşvik eder insanı.

 
Harpasa Kalesi'nden bereketli Menderes Ovası'na bakış

Binlerce yıllık kadim geçmişinde saklı tarihiyle bu topraklar, İlkçağ’da; Batı Anadolu’da Karia diye tanımlanan coğrafyanın bir parçasıydılar. Her ne kadar silik de olsalar; taşrada örgütlenmiş bu kentlerden; Madran Dağı’nın kuzey yüzünde Yenipazar yakınlarındaki Orthosia, Dalama’nın arka dünyasında yer alan ve bugün Madran Dağı’nın geçit verdiği bir vadiyi izleyerek, Çine-Topçam Baraj Gölü’nün kıyısından dolaşıp Dalama’ya ulaşan rota üzerindeki yeri belirsiz Koskinia, Kavaklıdere-Bozdoğan geçişinde Karia’nın en uzak noktalarından birinde; şimdiki Derebağ Köyü’nde yer alan Hyllarima ve Arpaz’ın sırtını dayadığı tepenin üstündeki Harpasa Madran Havzası’na dağılmış Karya yerleşimlerinden önemli bir kaçıdır.

 
 Harpasa Kalesi'nin bulunduğu Arpaz üstündeki Hisar Kale'nin uydudan görünümü 
(Google Earth'den alınmıştır.)

Harpasa yada Arpasa

Bizim bugünkü konumuz olan Harpasa yada Arpasa, Nazilli-Bozdoğan yolunda; Büyük Menderes’in iki önemli kolundan biri olan ve Bozdoğan yönünden, kendi adıyla anılan bir barajın ardından soluklanarak bu topraklara ulaşan Akçay’ın hemen güney kıyısında yer alan bir tepenin üstünde kurulmuştur. Hisar Tepesi olarak anılan bu tepenin eteklerinde ise, Osmanlı’nın gerileme döneminde gücü yerel otoritelerle paylaştığı Ayanlık Dönemi yerleşimlerinden olan ve tipik kule yapısıyla dikkat çeken Arpaz yer almaktadır. Harpasa’dan bozunarak anlamlı bir şekilde Arpaz’a dönüşen bu kadim yer; ne yazık ki, yer isimlerinin anlamsızca değiştirilmesinin kurbanı olmuş ve bugün artık Esenköy adını almıştır.

 
 Hisar Tepesi sırtlarında bir yaşlı meşeyi saygıyla selamladık.

Esenköy’e girdiğimizde hava oldukça güzeldi. Pastırma yazının sürdüğü şu günlerde Harpasa’nın bulunduğu Hisar Tepe’ye; üstelik de hemen eteklerinde çokça yer alan koyun ağılları nedeniyle köpek baskısının da etkisiyle epey enerji tüketerek ulaştık. Harpasa’nın günümüze ulaşan en önemli kalıntıları, kentin akropolü görünümündeki tepedeki yerleşimi kuzeyden çeviren sur duvarlarıyla şimdi sahnesinde bir su deposunun bulunduğu yaklaşık 2500 kişilik tiyatrosu… Yeryüzü yapısı itibariyle tepe gnays kayalarla kaplı diyebiliriz. Zaten iç ve dış kaleden oluşan surların malzemesi de bu yerel kayaçlardan elde edilmiş. Zaman zaman tepedeki surlar yıkılmış olsa da, temel izleri boyunca neredeyse tamamen takip edilebiliyor. Ancak, yukarıda da belirttiğimiz gibi günümüze ulaşan en gösterişli ve sağlam sur duvarları Harpasa’nın kuzeye bakan yüzünde yer alıyor.

 
Harpasa'nın tepeye doğru rastladığımız ve bir burca ait olduğunu düşündüğümüz ilk duvar parçaları

 
Harpasa'dan ovaya doğru bakış; solda bir burç kalıntısı

 
Duvarın dış yüzündeki muntazam işçiliğin izleri