bunyodkor etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bunyodkor etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Kasım 2013 Çarşamba

ÖZBEKİSTAN NOTLARI-1



ÖZBEKİSTAN’A MERHABA
“BAŞKENT” TAŞKENT

29 Ağustos-7 Eylül 2013
İbrahim Fidanoğlu

Genel

Şaman Türklerin Müslüman Araplarla karşılaştığı ve bugünkü kaderimizi belirleyen tarihsel olayların geçtiği Maveraünnehir yada “suyun ötesi” olarak adlandırabileceğimiz Özbekistan coğrafyasına doğru yola çıkarken, İstanbul Atatürk Havalimanı’nda Özbekistan Hava Yolları kontuarında ilk izlenimlerimiz oluşmaya başlamıştı bile.

 Taşkent Çarşu Pazarı'da ilk karşılama; Doğu'ya merhaba

Koli bantlarıyla çepeçevre sarılmış, muhtelif büyüklükte ve belli bir standarda uymadan paketlenmiş havaleli bagajları; hafiften çekik gözlü, elmacık kemikleri çıkık, kısmen basık yüzlü, geniş alınlı ve pür telaş içinde kendilerine yer açmaya çalışan, bireysel yük sınırını aşmış Laleli menşeli bagajlarını bir şekilde “memlekete” ulaştırma çabası içindeki Özbekler sarmıştı her yanımızı. Kontuara ulaşmak için Özbeklerle göğüs göğüse verdiğimiz mücadeleyi, grup check-in yaptırma aşamasında aşabildik.

Özbekistan'da eskinin üstüne kurulmaya çalışılan yeni düzeni anlatıyor sanki 

1991 yılından itibaren hayata geçirilen “mustakillik” sürecinde; Özbekistan halkının yeniden inşa edilmeye çalışılan yeni düzenin gerçekleriyle yüz yüze kalmasıyla birlikte, yaklaşık 10 milyon Özbek kaderini bir şekilde yurt dışında arama yolunu seçmiş durumda. Bizim de havaalanında tanıklık ettiğimiz yukarıdaki manzara da bunun günlük hayata yansımasından başka bir şey değil aslında. İnsanlar kendi dertlerine düşmüş durumdalar; şimdi onlar, daha iyi bir hayat ve kaybettikleri güvencelerini arıyorlar yurtlarından uzakta.

 Taşkent Tarih Müzesi-ön cephe

İstanbul’dan havalanan Özbekistan Hava Yolları’na ait uçağımız yaklaşık dört buçuk saatlik bir yolculuk sonrası Özbekistan’ın başkenti Taşkent’in modern havaalanına akşamüstüne doğru indi. Arada Türkiye ile iki saatlik bir saat farkı da bulunan Özbekistan’da gün tükenmek üzereydi. Taşkent’in önde gelen otellerinden Dedeman Otel’e yerleşmek üzere havaalanından ayrıldık. Taşkent’in merkezinde yer alan otelimize doğru ilerlerken karşılaştığımız kentin son derece geniş caddeleri, yayalar için düzenlenmiş geniş kaldırımlar, ortada neredeyse birer park işlevi görebilecek denli genişlikteki yemyeşil refüjleri ve sakin akan araç trafiği, ülkenin geride bıraktığı “eski düzen”in olumlu mirasını bize yansıtır gibiydi.

Dedeman Oteli yakınlarında geniş kaldırımlar ve yeşil alanlar

21.yy.da giderek dünyanın yeni jeostratejik merkezi haline geleceği anlaşılan Orta Asya’nın göbeğindeki Özbekistan, tarihsel köklerimizin bulunduğu Maveraünnehir havzasında yer alıyor. Yaklaşık 447.000 km2 yüzölçümü ve 30 milyonluk nüfusuyla Özbekistan, tarihi İpek Yolu üzerinde olmaktan kaynaklanan stratejik önemi sayesinde, tarih boyunca geçişken bir coğrafyada yaşamanın nimeti ve külfetini birlikte yaşamış hep. Birbirine yakın yada komşu konumdaki kadim kültürlerin etkileşimi altında ve bir o kadar da geçişkenlik üzerinden bu topraklara uğrayan kavimlerin bıraktığı kültürel izler üzerinden yüründüğünde; modern Özbekistan bugün itibariyle bile bu kültürler arası bileşimin ip uçlarını hala taşımakta.

 Taşkent caddelerinde geniş kaldırımlar üzerinde yürüyoruz

Ancak yakın tarihinde; dünyada küresel düzeyde ortaya çıkan büyük ekonomik-politik değişikliklerin bu coğrafyadaki yansımaları sonucu 1991 yılında “eski düzen”e veda ederek ulusal ekonominin tuğlalarını üst üste koymaya başlamış Özbekistan. Sosyalist sistemin pamuğa dayalı tek tip tarım ekonomisinden dünya ekonomik sistemi içinde yer alma ve hayatiyetini sürdürme çizgisine taşınması gibi bir misyonla yüklü Özbekistan Yönetimi, bağımsızlık sonrasındaki 22 yıllık pratikleri ile buna ne kadar yaklaşabildiler; şimdilik o bayağı tartışmalı.

 Taşkent'te Ali Şir Nevai Tiyatrosu'na nazır havuzlu bir parktayız

Ortalama aylık ücretin 30-100 Amerikan Doları civarında değiştiği Özbekistan’da ilk bakışta demokratik düzenin tüm organları tesis edilmiş. Ancak; ülkede biraz zaman geçirdikçe ve olana bitene biraz kulak verdikçe, bunların hemen hemen tümünün içselleştirilememiş ve eğreti kalan uygulamalar olduğu anlaşılıyor.

Taşkent'in içinden akan "anhor"lardan biri; yine ağaçlar altındayız

Açıkçası; Rusya’nın derin nüfuzu altında; 11 Eylül 2001’de İkiz Kulelerin vurulması sonrasında Orta Asya’ya yönelen Amerikan stratejilerine kayıtsız kalamayan ve karşılığında Afganistan’ın işgali sırasında kullanılan bir de askeri üs veren Özbekistan, daha sonraki yıllarda kendi ekseninde gelişen darbe girişimleri sonrası yeniden Rusya’nın etkisi altında yaşamaya karar kılmış gibi görünüyor.

 Taşkent'te ilk gün öğle yemeği yediğimiz, anhor kıyısındaki revaklı restoran