bozalan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bozalan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Mart 2014 Cumartesi

GÖRECE KALE YÜRÜYÜŞÜ



“ARABANIN DİNGİLİNİN KIRILDIĞI YER”(1)
GÖRECE KALE YADA TEMNOS

6 Şubat 2014
İbrahim Fidanoğlu

Yağmurlu ama ılık bir sabah vakti, Karşıyaka üzerinden Menemen yönüne hareket ettik. Bugünkü yürüyüş rotamız, ne zamandır gitmeyi düşünüp bir türlü fırsat bulamadığımız Menemen yakınlarındaki Görece Kale yada İlkçağ’daki bilinen ismiyle Aiol kenti Temnos idi. Saat 10 civarı yolda yağmur başladı ve zaman zaman kesilse de neredeyse gün boyunca devam etti. Menemen’den sonra Yanıkköy-Haykıran-Belen-Hasanlar Köyleri’ni dolaşan köy yolunu takip ederek, 1970’lerin ikinci yarısında ovaya inmiş olan Görece Köyü’ne ulaştık. Görece’ye gelmek için bir başka rota da şu şekilde; Emirâlem’den Gediz üzerindeki regülâtörü takip ederek önce Dumanlı Dağ yönündeki Süleymanlı Köyü’ne ve daha sonra da ovadaki kanalı takip ederek Görece Köyü’ne ulaşmak mümkün.

 Temnos Akropolü'nden Eski Görece Köyü ve arka planda Spil eteğindeki Manisa'ya doğru bakış

Görece Köyü, Eski Görece Köyü ve Görece Kale'nin konumları 
(Google Earth'de çizilmiştir. by MYC)

Eski Görece Köyü

Görece Kale, konum olarak Menemen Ovası’nı ve Manisa’ya geçişi sağlayan Emirâlem Boğazı’nı denetleyen; yaklaşık 530 metre yüksekliğinde, oldukça sarp, batı ve güney yönünden yaklaşılması neredeyse imkânsız, doğal bir kale görünümündeki bir tepede ve onun çevresinde kurulmuş bir İlkçağ yerleşimidir. Tabelası, bekçisi ve hiçbir koruyucusu bulunmayan ve bugüne kadar gördüğümüz antik yerleşimler içinde en savunmasız ve en çok tahrip edilen kent olarak dikkat çeken ören yörene ulaşmak için Görece Köyü’nün ilk kurulduğu yer olan dağdaki Eski Görece Köyü’ne ulaşmak gerekiyor. Görece’den Süleymanlı Köyü’ne biraz ilerleyince gölet sapağına gelmeden ilk sapaktan dağa doğru kıvrılan şose, yolcuyu Eski Görece Köyü’ne kadar ulaştırır. Ancak; yolun kalitesi iyi durumda olmadığından, yerden yüksek ve hatta arazi tipi araçlarla seyredilmesi tavsiye edilir.

 Eski Görece Köyü'nün girişi

Gezginler, Eski Görece Köyü'nün yıkıntıları arasında

Eski Görece Köyü'ndeki evlerin duvarlarında yer alan  Temnos'un kesme taşlarından  örnekler

Temnos’un Kısa Tarihçesi(2)

Temnos, İ.Ö. 11.yy.dan itibaren Orta Yunanistan’dan Trakya yoluyla Anadolu’ya yönelen Aiol göçünün İ.Ö. 8.yy.a kadar uzanan bir tarihsel derinlikte; Dumanlı Dağ’ın eteklerinde uzanan Akropol Tepe ve Çamçerkez Tepe civarında kurulmuş bir Aiol kenti. Son derece engebeli bir topografyada kurulmuş olan kentin kuruluş efsanesi, yazımızın başlığına yansımış mitolojik ifadede dile geliyor.

 Temnos yolunda erken bahara merhaba...

Amasyalı Strabon, diğer Aiol kentleriyle birlikte Temnos’u şöyle anmaktadır:

Şimdiki Aiolis kentlerine Aigai’i ve keza, “Retorik Sanatı”nı(3) yazmış olan Temnos’u katmalıyız. Bu kentler; Kyme, Phokaia ve Smyrna topraklarının üst kısmında bulunan dağlık arazide yer alırlar. Hermos (Gediz) Nehri, bu topraklar boyunca akar. Romalılar tarafından bağımsız bir kent olarak ilan edilen ve Spylos (Spil) Dağı’nın aşağısında bulunan Magnesia da bu kentlerden uzakta değildir.(4)

 Gezginler Temnos yolunda...

Kentin surları İ.Ö. 7.yy.a tarihleniyor. İ.Ö. 546’da Lidya’nın Persler tarafından ele geçirilmesi ile birlikte, kentte İran etkisinin egemenliği kaçınılmazdır. Anadolu’daki Pers egemenliğinin sona erdiği İ.Ö. 333-334 sonrasında Büyük İskender ile başlayan Makedon nüfuzu, İskender’in komutanı Lysimakhos’un ve daha sonraki dönemlerde İ.Ö. 3.yy. civarında Suriye Krallığı’nın (Selevkoslar) etkisinin devam ettiği bir sürece evrilir. İ.Ö. 218‘de Bergama Kralı I.Attalos, Suriye Kralı III. Antiokhos’un komutanı Akhaios’un bölgedeki egemenliğine son verir. 

 Akropol'ün doğuya bakan eteklerinde oval bir mimari parça


İ.Ö. 188 yılı Bergama-Roma ittifak güçlerinin Magnesia (bugünkü Manisa) önlerindeki büyük savaşta Suriye Krallığı’nın güçlerini yenilgiye uğrattığı ve Toroslar’ın ardına çekilmelerine yol açacak süreci tetikleyen zaferi kazandıkları dönüm noktasıdır. Bundan sonra Anadolu kapıları, Roma İmparatorluğu’nun güçlerine ardına kadar açılmıştır. 




Akropol eteklerinde bir duvar izi

İ.Ö. 159 yıllarında ise kent hala Bergama Krallığı’nın yönetimindeyken; bir ara Bitinya Kralı II.Prusias’ın saldırısına uğrar. Kent ve şimdi yeri bilinmeyen Apollon Kynneios Tapınağı yağmalanır. İ.Ö. 133 yılında bütün Anadolu’nun Roma’nın eline geçmesi sonrasında; Roma döneminde oluşturulan Asya Eyaleti’nin bir parçası haline gelen Temnos, İ.S. 17 yılındaki büyük İzmir Depremi’nde yıkılır ve İmparator Tiberius’un katkılarıyla kent yeniden kurulur.

 Akropolün doğu yamacında dikkate değer bir mimari parça daha

Temnos, Bizans döneminde bir piskoposluk merkezi haline gelir. (İ.S. 5.yy.) Tarihi kayıtlara göre; İ.S. 8.yy.da II. İznik Konsülü’ne katılanlar arasında Temnos Piskoposu Theophilos’un adı geçmektedir. Bu evreden sonra kent Arap ve takiben Türkmen akınlarıyla giderek zayıflar ve tarihteki önemini yitirerek kaybolup gider. Türklerin bölgeye geldikleri sırada; (12-13.yy.lar) ören yerinde bulunan sırlı seramiklerden küçük bir Bizans köyünün bulunduğu anlaşılmaktadır.

 Bir sütun kaidesinin altından kalan bir parça

Akropolün eteklerinde bir alınlık parçası


Ören Yeri Hakkında