PEŞREFLİ-KİMİL BELİ-KARAKAYA YÜRÜYÜŞÜ
21 Şubat 2014
İbrahim Fidanoğlu
Peşrefli’nin Atası
Pir Veli Beşe ve diğerleri için
Geçen yılki doğa yürüyüşlerimizde Hasan Hoca’nın da katkısıyla Tire ve
çevresi sıkça uğradığımız bir coğrafya olmuştu. Bu yıl oralara pek de uzanma
fırsatı bulamamıştık. Bu hafta Hasan Hoca’nın köyü Peşrefli’den Aydın
Dağları’nın Küçük Menderes Ovası’na doğru bakan; heybetli ve ismi gibi kapkara Karakaya
Tepesi’ne doğru yürüdük. Bu yürüyüşü ise; belki de Peşrefli Köyü’nün kurucu
atalarından biri olan ve bugün köyün Tokat
ismiyle bilinen mevkisinde, yaklaşık 600 yıllık bir kara servinin dibinde
yatmakta olan Pir Veli Beşe’nin kadim hatırası adına; onun ismiyle anmaya
karar verdik.
Peşrefli Köyü (Mayıs 2011)
Tokat Mevkii'nden Peşrefli Camisi ve köyün evlerine doğru bir bakış (Mayıs 2011)
Bugünkü yürüyüşümüz geçmişin derinliklerinden gelen isimsiz
kahramanların yüzeye vurduğu epik bir yürüyüştü biraz da; Peşrefli’deki Ata mezarında
yatan Pir Veli Beşe’ler, Kimil Beli’nden yukarıda Karakaya altında yatan göçebe
Türkmenlerin önderi İsimsiz Dede, bu
topografyada 19.yy.ın sonlarından 1960’lara kadar basmadık yer bırakmayan
Dibekçiler Yörüklerinden Koca Peçen’ler,
Kimil’e doğru çıkarken yıldırımlarla budanan yaşlı servinin hemen altında yatan
ve hayatını bu dağlarda geçiren Faden
Nine ve diğerleri… İşte bu yazının konusu biraz da onlardır ve bu dağların
zirvelerinde bu insanların kendi hayat pratikleriyle geçmişten bugüne
taşıdıkları ve bizi biz yapan o saklı “bilgi”dir.
Pir Veli Beşe Kimdi?
Orta Asya’dan Batı Anadolu’ya dek uzanan ve yüzlerce yıllık bir zaman
dilimini kapsayan Türklerin büyük göçünün Ege kıyılarında son bulduğu
noktalardan birisi de Tire’dir. Geçmişten günümüze tabakalaşmış uygarlık
katmanlarıyla özel bir mekân olarak dikkat çeken Tire, sakladığı gizlerle bu
büyük göçün kara kutusu gibidir. İşte bu gizlerden birisi de yaklaşık 600
yaşında zamana meydan okuyan bir kara servinin tanıklığında burada yatan Pir
Veli’dir.
Pir Veli Beşe'nin mezarı başından Peşrefli'ye bakış
Pir Veli, 1530 yılı Tapu Defterlerinden 988 numaralı yazım
kaydına göre “Pir Veli veledi İsmail bin
İsrail mülkü” olarak verilen ifadeden anlaşılacağı üzere akıncı Türk
beylerinden İsrail Bey’in oğlu olan İsmail’in oğlu şeklinde belirtilmektedir.(1)
Pir Veli Beşe'nin başındaki anıt kara servi
İsrail Bey ise Anadolu Selçuklu Devleti’nin son yıllarında saltanat
sürmüş II. İzzettin Keykavus’un oğlu Feramürz’un oğlu Abdülaziz’in oğludur.
Abdülaziz, aynı zamanda Anadolu’nun ağır bir Moğol baskısı altında yine
II.İzzeddin Keykavus’dan sonra saltanatın üç ortağından biri olan III.Alaaadin
Keykubat’ın da kardeşi ve veziridir. (2)
Pir Veli Beşe'nin mezarı
Anadolu’da Türk devlet geleneğinin öncüsü Anadolu Selçuklu Devleti’nin
Moğol akınlarıyla zayıflaması süreci, 1243’de Kösedağ Savaşı’nda Selçuklu
güçlerinin yenilgisi ile son bulur. Anadolu’da bundan sonra yaşananlar, bir
kargaşa ve çözülme sürecinin karakteristiklerini taşır. Bu kargaşa ortamından
çıkış uğrunda; Selçuklu’nun uç beyleri konumundaki Türk akıncıları, Ege
kıyılarında son bulacak Batı’ya yönelik göçü ve Anadolu’da tutunma mücadelesini
sürdürürler.
Bir Peşrefli evi
Bu akıncı beylerinden birisi olan Abdülaziz Bey’in oğlu İsrail Bey ve
çevresindekiler, 13.yy. sonlarına doğru Aydın Dağları eteklerinde; Eğridere ve
Peşrefli vadilerinde yeni Türk-İslam yerleşimleri ve zaviyeler kurarlar.
Peşrefli sırtları
İsrail Bey’in torunu Pir Veli de, İsrail Bey ve
oğullarının buraya tohumlarını saçtıkları bir yüce geleneğin; bu topraklarda
kök salıp hayat bulması ve buradan Rumeli’ye kadar uzanacak bir coğrafyada; bu
paradigmanın yaygınlaştırılmasında önemli bir rol oynayan saygıdeğer öncülerden
birisi olarak anılmalıdır.
Koca Peçen Çeşmesi
Adil oğlu Oruç’un yazdığı Tevârih'i
Al'i Osman’a göre ise;
Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gazi, Sultan III. Alâeddin Keykubat’tan
yeğeni Aktimur aracılığıyla silah yardımı alarak Karahisar’ı ele geçirir. Bunun
üzerine, III.Alaaddin Keykubat, kardeşi ve veziri Abdülaziz eliyle bağımsızlık
buyrultusu ve daha önceden Mısır hükümdarı tarafından sarayına emanet edilen
Hz. Peygamber’in ak sancağı ile tuğ ve âlemi gönderir. Bu hareket, bir anlamda
600 yıllık bir cihan imparatorluğuna dönüşecek Osmanlı Beyliği’nin önünün
açılmasıdır.
Koca Peçen'in Evi
Bir başlangıç olarak Osmanlı Beyliği’nin bir devlete dönüşmesi sürecinde;
Balkanlar’daki Türk akıncıları arasında İsrail Bey’in ve yakınlarının da
katkıları önemlidir. Samavuna (Simavna) Kadısı İsrail Bey ve sonraki
takipçileri, Rumeli’de yeni devletin gücünün ve adaletinin uygulayıcısı olarak
öne çıkarlar. Ne yazık ki, Osmanlı Devleti’ni Rumeli coğrafyası üzerinden bir
imparatorluğa dönüştürme çabaları, 1402’de Timur-Yıldırım Beyazıt arasındaki
Ankara Savaşı’yla kesikliğe uğrar.
İzmir Papatyaları
Bu süreçte İsrail Bey’in oğlu; zamanının en büyük fıkıh ve tasavvuf
bilginlerinden olan Mahmut Fakih bin İsrail yada daha yaygın olarak bilinen
adıyla Şeyh Bedrettin’in; fikirleri ve etkilediği kitlenin eylemliliği
açısından etkisi benzersiz ve evrenseldir. Üstüne ciltler dolusu kitaplar ve
tezler yazılan; tarihimizin bu müstesna şahsiyeti ile Pir Veli isminin ne
oranda kesiştiği ve bu etki çemberinin neresinde yer aldıkları da ayrıca ciddi
bir araştırma konusu olmalıdır.
Peşrefli'de doğa uyanıyor.
Pir Veli, yüzyıllardır Peşrefli’nin
dini ve sosyal hayatı içinde insanları etkilemiş, bu yanıyla da köydeki hayatla
birlikte bugüne dek manevi varlığını koruyabilmiş önemli bir kişiliktir. Köyde
“Tokat” olarak anılan ve toplanma
yeri anlamına gelen bu mevkide, yüzyıllardır yağmur duaları ve şükür yemekleri
düzenlenmektedir. Ayrıca ölü doğmuş yada doğumdan kısa süre sonra ölmüş bebeklerin
Pir
Veli’nin kabri çevresine gömüldüğü de bir gerçektir. Pir
Veli ismi; köydeki ataların anlatımlarına sinecek kadar kabul görmüş
bir temizlik simgesi olarak bilinir. Köyün belki de kurucu atası olan Pir
Veli’nin bir kardeşinin de Ödemiş-Birgi’de yattığı, Peşrefli’de anonim bilgi olarak
anlatılır.
Pir Veli Beşe'nin mezarı başında yapılan şükür yemeklerinden birinde kazanlar kaynıyor. (Mayıs 2011)
Ayrıca Tire Şeriye Sicilleri’ne
göre, Peşrefli Köyü’nde Pir Veli adına bir de mescit olduğu
belirtilmektedir.
“Nezareti evkafı humayuna mülhak
evkaftan Aydın Vilayeti celilesi dâhilinde kâin Tire kazasına tabi Peşrefli
karyesinde vaki Pir Veli Camii şerifi…”(3)
Mescit daha sonraları temelden yıkılarak yeniden yapılmıştır.
Şükür duaları için Peşrefli sırtlarındaki ikinci bir dedenin mezarı başında toplaşılmış. (Mayıs 2011)