AMMAN, SALT ve JERASH ANTİK KENTİ
10-15 Mart 2015
İbrahim Fidanoğlu
Amman
İ.Ö.7000 yıllarında Ain Ghazal
isimli Cilalı Taş Devri yerleşimlerine kadar dayanan kadim bir geçmişe sahip Amman,
modern çağlara ismini taşıyan Ammon uygarlığının merkezi konumunda;
bugün Ürdün Nehri’nin doğusunda uzanan Doğu Şeria Platosu’nda; yaklaşık 1000
metrelik bir yükseltide; ilkin 7 tepe üzerinde kurulmuş önemli bir yerleşim.
Amman Kalesi'nden Doğu Amman'a ve antik tiyatroya bakış
Amman, tarih boyunca Mısır ile bugünkü Suriye ve Lübnan topraklarını kapsayan
Levant Ülkesi ile Mezopotamya ve Anadolu Yarımadası arasındaki bir geçiş
güzergâhı üzerinde bulunması nedeniyle de stratejik bir öneme sahip olmuş.
Büyük İskender’in bu toprakları ele geçirmesiyle Hellenistik Dönemde Umm
Qays, Gerasa (Jerash) ve benzeri yerleşimlerle birlikte yeniden kurulan Amman
Kenti, İskender’in bölgedeki ardılı Ptolemia Hanedanı döneminde Attaloslar
zamanındaki Alaşehir gibi Philadelphia ismiyle anılmış.
Amman Antik Tiyatrosu
İ.S. 7.yy.da Emevi egemenliği altına giren Amman’da şimdi bu dönemi
simgeleyen Emevi Sarayı, Amman Kalesi içinde geçirmiş olduğu restorasyonlarla
günümüzde varlığını sürdürebiliyor. 1517 yılında Yavuz Sultan Selim’in
Mercidabık Seferi’yle Osmanlı topraklarına katılan Amman’ın kaderi 20.yy. başında
Hac trafiğini güvenli ve günün koşullarına uygun hale getirilmesi amacıyla
yapımına başlanan İstanbul-Hicaz demiryolu ile değişmiş. Bu sayede önem kazanan
ve o güne dek Osmanlı’nın bölgedeki en önemli idari merkezi Salt Kenti’nin
gölgesinde kalan Amman, giderek
bölgede önemli bir yerleşim merkezi haline dönüşmüş.
Doğu Amman
Amman, 1930’larda yaklaşık 10.000 kişilik küçük bir kasaba iken, 19.yy.ın
ikinci yarısından başlayarak günümüze dek devam eden göçlerle bugün nüfusu 2
milyonu aşan büyük bir metropole dönüşmüş. Çerkesler, Filistinliler, Levant’tan
gelenler, Irak Savaşı sonrasında ve en son Suriye Savaşı sırasındaki mülteci
akınlarıyla kent son derece kozmopolit bir yapıya bürünmüş.
Amman Kalesi; Herakles Tapınağı
Modern Amman; bugün
gelenekselliği, şehircilik anlayışı, yaşam tarzı, refah düzeyi ve demografik
yapısıyla birbirinden derin çizgilerle ayrılan Doğu ve Batı bölgelerinden
oluşuyor. Doğu Amman, aslında Amman’ın kalbini, geçmişini ve geleneği
temsil ediyor. Gezilecek önemli ören yerleri; Amman Kalesi, Antik Tiyatro,
Odeon ve çeşme ile Suk adı verilen
şehrin kalbinin attığı çarşılar hep bu yakada yer alıyor. Batı Amman ise, son yıllarda geniş bulvarları, gökdelenleri, finans
ve iş merkezleriyle tam bir Batılı kent görünümde karşımıza çıkıyor. Son
yıllarda körfez sermayesinin de desteğiyle geliştirilen projeler, Batı Amman’a yeni uydu kentler eklemekte
yarışıyor. Uluslararası otel zincirleri, Abdoun
Vadisi’ni aşarak Amman tepelerini
birbirine bağlayan asma köprüsü, dev alışveriş merkezleri ve eğlence yerleri
ise kentin batı yakasında öbeklenmiş durumda. Amman civarındaki taş ocaklarından elde edilen krem renkli taşlarla
kaplı malikane görünümlü iki yada üç katlı villalar da bu yakanın tipik
mimarisini oluşturuyor.
Batı Amman; Abdoun Vadisi
Abdoun Köprüsü'nden geçerken