mandıra etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
mandıra etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Eylül 2015 Cuma

DİBEKDERE’DE ISLANMAK



29 Mayıs 2015
İbrahim Fidanoğlu

Bir Mayıs "sıkıntısı"ydı yaşadığımız. Ovadan Güme Dağı’na tırmanırken hissettiğimiz havadaki boğucu baskı, Büyükkemerdere sapağına doğru ortadan kayboldu. Hele ki şimdilerde rüzgâr güllerinin kanatlarından çıkan seslerin belli fasılalarla sessizliği böldüğü Dibekçiler-Yamandere-Dallık kavşağında nerdeyse üşüten bir serinliğin içine daldık. Yol boyunca katırtırnaklarının rüzgâra karışmış sapsarı çiçeklerinin kokusu baş döndürücüydü. Doya doya içimize çektik ve bu parfüm tünelinin içinden rüzgârla birlikte geçtik.

 Kemerdere'nin üstünde katırtırnakları

 Katırnakları; bu güzelliği yakından çekmezsek olmaz.

Dibekçiler Yaylası’na doğru Söğüt Gediği Mevkii’nden Ovacık Yaylası yönüne saptık. Amacımız geçen hafta tırmandığımız Çaldede Zirvesi’nin doğusunda yer alan Dibekdere Vadisi’ne inmek, şimdi Ovacık Yörük Mezarlığı’nda ebedi uykusuna yatmış ve bu dağlarda adı kalmış Koca Peçen’in torunu Abdurrahman Peçen’in mekânına uğramaktı.

 Dibekçiler'e doğru dağların beyaz çiçekleri

Adaçayı ailesinden bir tür...

Dikenler ve katırtırnakları bir arada...

Hava, meteorolojik raporlar doğrultusunda oldukça yüklü idi; Kemerdere’nin üstünden ilerlerken sapsarı katırtırnaklarının arasından geçerken sis bastı yamaçları. Günün ilerleyen saatlerinde 5 kez şiddetli sağanak yağışa maruz kaldık; ama ovadaki bunaltan sıcağa karşılık ıslanmak bile güzeldi. Ancak; hava yükseklerde oldukça serin olduğu için, bacalarında hala dumanı tüten yayla evlerinden bazıları üstümüzü tekrar tekrar kurutmak açısından ve ani bastıran şiddetli yağmurdan kaçarak sığınmak açısından benzersiz avantajlar yarattı.

 Ovacık sırtlarında katırtırnakları; vadiyi sis basmış durumda...

 Ovacık'dan aşağı

Yakın zamanda yağan yağmurlarla toprak nispeten ağırlaşmıştı. Ovacık Yaylası’ndan Dibekdere Vadisi’ne doğru inen toprak yolun başında arabayı bırakarak yürümeye başladık. Dik bir eğimle dere yatağına doğru inen yol, ilk önce bir mandıra eskisinin yanından geçti. Mandıradan sonra toprak yol, giderek derinleşen Dibekdere Vadisi’ne paralel olarak; güneye, İncirliova yönüne döndü. Vadi yamaçlarının yukarılarında; üzerinde küçücük yeşil meyveleriyle deli bademler dikkat çekiciydi.