nezaret yeri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
nezaret yeri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

31 Aralık 2013 Salı

KARŞIYAKA KALELERİ



KARŞIYAKA ÜSTÜNDE İZMİR'İN İLERİ KARAKOLLARI

24 Aralık 2013
İbrahim Fidanoğlu

Gün ışığından en az yararlandığımız yılın bu son günlerinde; yakın çevremizde dolaşıp, gözden kaçmış İlkçağ İzmir’ine ait iki önemli noktaya kısa yürüyüşler yapalım dedik. İlk uğrağımız bugün Karşıyaka’nın mezarlık alanlarının yer aldığı, 19.yy. Batılı gezginlerin haritalarda Meyhaneköy diye andıkları eski Alurca, şimdiki Doğançay Köyü’nün hemen üstünde yer alan Palaia Smyrna’sının (Eski İzmir) Akropol’ü diye bilinen ve bir gözetleme kulesinin izlerinin bulunduğu tepeydi. 


Gezi rotalarımız; 1 ve 2
(Google Earth'de çizilmiştir. by MYC)

 Turan; Nezaret Yeri'nden İzmir Akropolü'ne bakış

Palaia Smyrna

M.Ö. 11.yy.dan itibaren Orta Yunanistan’dan Trakya ve boğazlar yoluyla Batı Anadolu’ya geçen, daha çok hayvancılık ve tarımla geçimlerini sağlayan Aiollerin, bugünkü Bayraklı Tepekule’de Bornova Çayı’nın hemen kıyısında kentleşme çabaları, Palaia Smyrna’da yeni bir dönemin başlangıcı sayılır. Bölgede yürütülen arkeolojik kazılardan elde edilen bilgiler çerçevesinde, Tepekule’deki yaşamın günümüzden 5000 yıl öncesine ulaştığı anlaşılıyor. Son yıllarda İzmir-Aydın Otoyolu kıyısında yer alan Yeşilova Höyüğü’nde Yrd. Doç. Zafer Derin’in yürüttüğü kazılardan elde edilen bulgular(1) ise, İzmir’in tarihini günümüzden 8500 yıl öncesine götürüyor. Yine Zafer Derin Hoca’nın bugünkü Homeros Vadisi’nin üst düzleminde yer alan ve Bornova Çayı’nın belki de içinden çıktığı İkiz Göller civarında; talandan kurtarılmak üzere tescil ettirdiği prehistorik höyük de Yeşilova Höyüğü’nden daha genç bir yerleşimi işaret ediyor. Kimi araştırmacılar da, efsanevi Kral Tantalos’un kenti Tantalis’in de aynı bölgede yer aldığını belirtiyorlar. Kim ne derse desin; bir gerçek var ki, Yamanlar Dağı’nın eteklerinde uzanan bu coğrafya İzmir’in kadim tarihi ile son derece ilişkili bir alanı işaret ediyor.

 Akropole tırmanırken muhtemelen avına doğru bir dalış anında önündeki dikenli teli fark edemeyen atmacanın hali

Tepekule’deki Eski İzmir, kendisi için travma niteliğinde üç büyük saldırı ile karşı karşıya kalır. M.Ö. 650’lerde Kimmerler, M.Ö. 600 yıllarında Alyattes komutasında Lidyalılar ve en son M.Ö. 546’da Persler İzmir’e saldırırlar. Kenti talan etmeye yönelik Kimmerler’in saldırısından sonra büyük bir kaygıya kapılan Smyrna kentinin çevresi bugün kazılarla bazı parçaları gün yüzüne çıkarılmış olan surlarla çevrilir. Bu ve daha sonraki dönemlerde kenti saran bu korkular, kentin arka dünyası Yamanlar üzerinden gelebilecek yeni baskın ve saldırılara karşı, küçük kaleler ve gözetleme kuleleri ile karşı koymaya ve saldırıları önceden haber alarak savuşturmaya çalışır. 

 Akropol yolunda Yamanlar'ın yılkı atları


Kentin Pers saldırısı sonrasında yakılıp yıkılması ve talan edilmesi, İlkçağ’da Batı Anadolu’nun kıyısında bütün yağmacıların iştahını kabartacak ölçüde ticaretle zenginleşen ekonomisinin bir anda sönüp yok olmasına ve Büyük İskender’in M.Ö. 333’de Anadolu Seferi sırasında bölgeye uğramasına dek büyük bir sessizliğe gömülmesine yol açacaktır. Bugün Yamanlar Dağı’nın Güney ve Kuzey yüzünde yer alan küçük yerleşimlerin izleri, bize belki de o büyük sessizliğin şifrelerini sunmaktadır. Bugünkü Doğançay’ın üstünde; Kocabahçe diye bilinen mevkide olduğu söylenen Aşağı ve Yukarı Mormonda yerleşimleri, dağın öbür yüzündeki dev bir kayanın dibinde Melanpagos, bugünkü Emiralem civarındaki Herakleia ve Palaudis; George Bean ve Prof. Ersin Döğer’in tespiti olan sınır taşları sayesinde, Yamanlar Dağı üzerindeki yerleşimlerden haber alınanları arasında yer almaktadır.

 Akropol Tepesi'ne bakış

Gerek Palaia Smyrna’nın savunma sistemi içinde yer alan ve gerekse kentin talan saldırılarına uğradığı travma dönemlerinde halkın sığındığı alanlar olarak Yamanlar Dağı’nın bu ileri karakolları; bugünkü Sancaklı Köyü’nün üstünde Adatepe’deki Sancaklı Kale(2), Örnekköy Mezarlığı ile bütünleşmiş durumda ve hemen onun alt düzleminde yer alan Mezarlık Kale yada George Bean’in isimlendirmesiyle Yamanlar Yolu Kalesi, Bayraklı’dan Karşıyaka’ya giden karayolu üstünde; Turan civarında İzmir-Karşıyaka geçişine hakim bir konumdaki Gözetleme Mevkii (FelsWarte) ve sonuncusu Bayraklı-Karşıyaka geçişini kontrol eden ve askeri tesislerin hemen üstünde yer alan İzmir Akropolü veya Büyük Kale’dir. Bunlara ek olarak, Doğancay’ın üstünde; bir su kaynağının yanında yer alan Çobanpınarı Kulesi ve Bayraklı gecekondularının en üstünde ve onların arasında kalmış Küçük Kale de bu savunma sistemi içinde kabul edilen yapı kalıntıları içinde sayılmaktadır.

 Akropol yolunda çam ağaçları

Eski Alurca yada şimdiki Doğançay

Karşıyaka’nın arka dünyasında Yamanlar Dağı’nın eteklerinde yer alan Doğançay’ı, çocukluğumuzda Karşıyaka İstasyonu civarında sepetleri içinde buz gibi bardacıklarını, saplarındaki yeşile gömülmüş mis gibi kokularıyla domateslerini satmaya çalışan başı turuncu renkli tartamaklı köylülerinden hatırlıyorum. 1970’lerden itibaren Doğu’dan ve Orta Anadolu’dan kente yönelen göçlerden epey bir pay alan köyün Karşıyaka’ya doğru uzanan Güney ucuna; bu nedenle eski dokusuyla pek de uyuşmayan yeni mahalleler eklemlenmiş durumda. Köyün bu yakasında yer alan ve son yıllarda yapılan camisiyle de belirginleşen farklı doku, daha çok Karşıyaka’nın hemen üstünde gelişen gecekondu mahallelerini andırıyor. 

 Sisler altında Doğançay Köyü

Eski Doğançay ile yüz yüze gelmek isterseniz, köyün ana aksını oluşturan caddeden Kuzeye doğru yönelmeniz gerekiyor. Beyaz badanalı evlerin arasından kıvrılarak yukarıya doğru çıkan daracık sokaklardan biri sizi bir anda genişçe bir meydana ulaştırıyor. Meydanda yer alan bir çınar ağacının dibindeki küçük şirin kahvehanede biraz soluklanmak, bir bardak çay eşliğinde kahvedekilerle sohbete dalmak ve sonra yine daralan sokaklarda ilerleyerek köyün temiz ve bakımlı evlerinin önünden geçmek, Doğançay hakkında küçük bir fikir verebilir size.

Konyalıların  toklu başı diye tanımladıkları ot

Bizim rotamız ise, Doğançay’ın güneyinde yer alan gecekondu mahallesi içinden geçerek, İzmir Körfezi’ne bir hörgüç gibi uzanan İzmir Akropolü’ne doğru; yani Büyük Kale… 

 Akropol'den Doğançay'a doğru