nasreddin hoca etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
nasreddin hoca etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Mart 2014 Cuma

ÖZBEKİSTAN NOTLARI-4


“ÇÖLÜN ÇİÇEĞİ”

KUTSAL ŞEHİR BUHARA



(BÖLÜM-2)



29 Ağustos-7 Eylül 2013

İbrahim Fidanoğlu
Şehrin Kalbi: Lyabi yada Leb-i Havuz

Buhara’nın bugün bir sosyal çekim merkezi olan Leb-i Havuz Kompleksi, tarihi bir su kaynağı kıyısında yer alan üç medrese ve onun arka planındaki Sarraflar Çarşısı, yüzlerce yıllık eski Yahudi Mahallesi, Karahanlılar’dan kalma Orta Asya’nın en eski camisi Magoki-Attori (Çukur Aktar) Camisi, halıcılar ve diğer alışveriş mekânlarıyla şehrin kalbi gibidir.

 Leb-i Havuz ve arkada Kükeldaş Medresesi

Leb-i Havuz ve kıyıdaki fıskiyelerden yayılan suyun arkasında kurumuş bir dut gövdesi

Havuz, çevresinde yer alan kafeterya ve lokantalar, gerek turistlerin ve gerekse Buharalıların özellikle kavurucu çöl sıcaklarıyla meşhur yazın en önemli sığınma noktasını oluşturur. Buhara’nın kadim su kuyularından biri olarak bugüne ulaşabilmiş az sayıdaki havuzdan biri olan Leb-i Havuz’un çevresinde yer alan asırlık dut ağaçları da bu bölgenin geçmişi hakkında ziyaretçilerine bir fikir vermektedir. 16.yy.da Hanın Veziri Nadir Bey tarafından yaptırılan havuz, o dönemde Buhara’nın en büyük su kaynağı imiş.

 Divan Beyi Nadir Bey Medresesi'ni ön cephesi

Leb-i Havuz kıyısında çöl tarihinde önemi büyük deve kervanlarından temsili bir örnek 

Havuzun çevresinde, kuzeyde 16.yy.dan kalma ve Buhara’nın en büyük medresesi Kukeldaş Medresesi, batıda Nadir Bey zamanından kalma; sufiler için düzenlenmiş Hanaka Medresesi ve doğuda ise Divan Beyi Nadir Bey tarafından 17.yy.da kervansaray niyetiyle yapılıp hanın isteği doğrultusunda bir medreseye dönüştürülen Divan Beyi Medresesi yer almaktadır.

Havuz kıyısındaki Hanaka (Tekke) Medresesi

Leb-i Havuz kıyısında deve kervanı; kuru dut gövdesi ve arkada Hanaka Medresesi


Sütkardeşi anlamına gelen Kukeldaş Medresesi, 16.yy.da Abdullah Han tarafından yaptırılmış, ortasındaki büyük avluyu çepeçevre saran dikdörtgen planlı, 160 hücresi bulunan, iki katlı ve eyvanlı bir ana binadan oluşan 60*80 metre boyutlarında; Buhara’nın en büyük medresesidir. Dev taç kapısının yer aldığı ön cephesi Leb-i Havuz’a bakar. Tüm ön cephe mavi mozaiklerle kaplıdır.

Divan Beyi Nadir Bey Medresesi

Divan Beyi Nadir Bey Medresesi iç avlusunda akşam düzenlenen Özbek Gecesi'nde Özbek Folkloru'ndan esintiler

Şimdi turistik amaçlı kullanılan Divan Beyi Nadir Bey Medresesi'nin iç avlusu

Havuzun batısında yer alan Hanaka Medresesi, Vezir Nadir Bey zamanından; 16.yy.dan kalma sufi dervişler için yaptırılmış bir tür tekke yapısıdır. Yapının ortasında yer alan tek kubbeli büyük salonun köşelerinde inziva hücreleri bulunmaktadır. Medrese, 2013 yazının son günlerinde bir restorasyon sürecindedir. 

 Leb-i Havuz yakınlarında Sarrafon Kapalı Çarşısı'nın girişi

Kompleksin havuza bakan üçüncü yapısı başlangıçta kervansaray olarak planlanmış, ancak yapının; zamanın Buhara Hanı İmamkuli Han tarafından açılışı sırasında sarf ettiği “Allah’ın nuru için” sözleri nedeniyle medreseye dönüştürülmüş bir yapıdır. Kervansaraylarda olduğu gibi taç kapının doğrudan avluya açıldığı bir giriş planına sahip olması da yapının başlangıçtaki planına ait düşünceyi ele vermektedir. Bugün avluya bakan hücrelerinde; hediyelik eşya satan mağazaların ve ortasında geleneksel Özbek halk dansları ve defilelerinin düzenlendiği bir restoran ve kafeteryanın bulunduğu medresenin girişindeki taç kapısında ise, alışılmışın dışında iki adet tavus kuşu deseni bulunmaktadır. 

 Divan Beyi Nadir Bey Medresesi'nin tavus kuşlarıyla süslü taç kapısı

Leb-i Havuz Kompleksi içindeki parkta yer alan Nasreddin Hoca Heykeli önündeyiz; arkamızda Divan Beyi Medresesi