ARTEMİS YOLU(1); SARDİS’den HYPAİPA’ya(2)
17 Kasım 2013
İbrahim Fidanoğlu
Evrimleşmiş bir Anadolu tanrıçası olan Artemis’in ismi etrafında gelişen
bir yolculuktan söz edeceğiz bugün. Ephesos’tan
ta Sardeis’e kadar uzanan, kimi zaman
bugün de Aydın Dağları’nın eteklerini yalayarak ilerleyen Kral Yolu’nu takip
eden ve bazen tepesi karlı Tmolos’u (Bozdağ’ı) bilinmez geçitlerden aşarak
Artemis Tanrıça’ya adanmış İlkçağ’ın o tapınaklar dünyasına ulaşan bir
güzergâhtan söz ediyoruz. Bizim için çekici olan, kadim zamanlarda iki kez Kıta
Yunanistanı’ndan gelerek İyonya Dünyası’na giren ve onları da bu büyük
maceranın birer neferi haline sokarak, Perslerin Sardeis’ne; Bozdağlar’ın saklı geçitlerinden süzülüp inen Atinalı
ve Spartalıların, yerel rehberlerin eşliğinde izlediği o vadiler ve yaylalar
rotasıdır.
Sardeis; Artemis Tapınağı
Yukarıda sözünü ettiğimiz rota, aslında Sardeis’i Ephesos’a
bağlayan ve bugün de Bozdağ’ı aşmak
için kullandığımız esas işlek rota değildir. Diğerine göre daha battal,
engebeli ve derin vadilerle kaplı bir yaylalar topografyası üzerinden seyreden
bu geçişi tarihte unutulmaz kılan, Atinalı ve Spartalı askerlerin Sardeis’e yönelik İlkçağ’da
düzenledikleri iki büyük akın olmalıdır.
Sardeis'de sonbahar; Artemis Tapınağı; merdivenler ve sütunlar
İ.Ö. 546’da Persler tarafından Sardeis’in
ele geçirilmesi ile Anadolu’da satraplar eliyle oluşturulan yeni düzen,
Perslerle birlikte Doğulu tanrıların da Ege kıyılarına dek Anadolu’nun içlerine
nüfuz etmesi sonucunu doğurmuş olmalı ki; Bozdağ’ın eteklerine doğru Küçük
Menderes kırsalındaki Hypaipa’da bu
inanç sentezi, Artemis Anaitis Tapınağı
şeklinde boy göstermektedir. Doğudan gelen bu rüzgâr, Hypaipa’nın tarihsel yolculuğunda o kadar etkili olur ki; Roma’nın
Anadolu egemenliğine kafa tutan Pontuslu Mithridates’in
isyanında Roma’ya karşı duruş noktasına kadar taşır kenti.
Sardeis; Artemis Tapınağı'nın dev sütunları
Sardeis’i Hypaipa’ya bağlayan ve Subatan Yaylası üzerinden Küçük Menderes
kırsalına uzanan tarihi Artemis Yolu,
Pers döneminde iki kez Sardeis
üzerine yönelen Kıta Yunanistanı kaynaklı akınların güzergâhı olur. İ.Ö. 499’da
Miletos önderliğinde, Ege kıyılarında
gelişen İyonya Ayaklanması sırasında; Atina’dan gelen kuvvetlerle birleşen
İyonyalı isyancılar, yerel rehberleri kullanarak Bozdağlar’ı aşarlar ve Paktolos
(şimdiki Sart Çayı) Irmağı’nın
kıyısındaki kenti kolaylıkla ele geçirirler. Atinalıların kışkırtması ile gelişen
olaylar karşısında gafil avlanan Persler, Sardeis’in
Akropolü’ne çekilir. Kentin Atinalılar tarafından yağmalanması sırasında Kybele Tapınağı’nda çıkan yangın kentte
bir kaosu körükler ve arkadan yetişen destek Pers kuvvetleriyle Helenlerin dağ
yolundaki geri çekilmeleri sırasında kırılmalarına yol açacak çatışmalara yol
açar. Bunun arkasından gelen süreç ise, Persler nezdinde İyonya Ayaklanması’nın
baş sorumlusu olarak görülen Miletos’un
ve Dydma’daki tapınağın yakılıp
yağmalanmasına ve Ege’nin karşı yakasında; Atina’nın Pers akınlarıyla alt üst
edilmesine yol açacaktır.
Sardeis'de sonbahar; Bozdağ yoluna çıkarken
İ.Ö. 395’deki Spartalı Agesilaos’un Sardeis üzerine düzenlediği ikinci sefer ise, yine Ege kıyılarındaki Yunan
yerleşimcilerin Pers boyunduruğundan kurtarılması amacı ile düzenlenmiş ve Sardeis’in ele geçirilmesi ile
sonuçlanan ikinci denemedir. Bozdağlar’ı
bir dağ geçidinden aşarak Sardeis’e
ulaşan Spartalılar; acaba onlar da Artemis Yolu’nu kullanmışlar mıydı? Olasılık
dâhilinde olan bu hikâyelerin, Hypaipa
üzerindeki günümüz yerleşimi Günlüce Köyü’nü
antik Sardeis’in üstünde kurulu Sart Kasabası’na bağlayan rotanın
izlenebilirliği açısından teşvik edici bir yönü olduğu söylenebilir.
Sardeis'de Paktolos Irmağı kıyısında; Roma ve Grek hamamları ve antik çağda yıkanma kültürü üzerine çalışan Fikret Yegül Hoca'nın bir belgesel çekimi için projelendirdiği ve yaptığı Roma Hamamı örneği
Sart Harabelerini neredeyse ikiye bölen eski Ankara yolu üzerindeki Sart
Jandarma Karakolu’nun köşesinden içeri girilirse, Sart Çayı’na paralel seyreden asfalt bir yolla Bozdağlar’a yönelen pastoral yolculuğunuz başlar. Önce Sart’ın
yolun bu yakasında gelişmiş bir mahallesinin içinden ve Kurtuluş Savaşı’nda
Yunan işgaline karşı Milne Hattı’nın gerisinde sivil direnişin yerel
neferlerinden Nazmi Efe’nin bir
heykelinin bulunduğu meydandan geçilir. Kasabanın son evlerini de arkanızda
bıraktıktan sonra, bu mevsimde bozulmuş ve sarıdan kızıla dönen renklerdeki yapraklarıyla
sizlere görsel bir şölen sunan bağlar karşılar, göz alabildiğine.