KARİA’DAN SELEVKOSLAR’A
AŞKIN VE HÜZNÜN KENTİ
23 Nisan 2014
İbrahim Fidanoğlu
Giriş
Baharın yaza döndüğü günlerdendi. Yakın tarihimizde; Ulusal Egemenlik
ateşinin tutuşturulduğu gün olan 23 Nisan’da Bafa Gölü’nün kıyısını takiben
ulaştığımız son nokta; Karia’nın kalbindeki benzersiz ören yeri Stratonikeia
idi. Muğla-Milas yolundan ne zaman geçsek asla uğramadan edemediğimiz, her
geçişimizde son kazılarda neler ortaya çıktı diye acayip meraklandığımız bir
yerdi bizim için Stratonikeia… Bu kez
arayı epey açmıştık; öğleye yaklaşan bir zamanda; yazı aratmayan kavurucu
sıcağın ortasında Karia’nın o müstesna mekânına ulaştık.
Eskihisar'ın girişindeki köy meydanı
Köy girişindeki konfor alanı; kahvehaneden bir görünüm
Stratonikeia, Büyük İskender’in ardıllarından Selevkoslar’ın egemenliğinde bir büyük
aşk öyküsü ile öne çıkan; bugün artık o dönemden kalma ismi ile anılan ve
ağırlıklı olarak neredeyse tamamı mermerden yapılmış çok önemli bir Karia
yerleşimi. Hekate ve Zeus’a adanmış iki büyük kutsal alanın
bulunduğu kentin en önemli yapılarından olan dev Gymnasion’un ise dünyada bir
başka eşi benzeri olmasa gerek. Kenti özel kılan nedenlerden birisi de; Karialıların
zamanında bir hac mekânı olan Tanrı Zeus’a adanmış Zeus Khrysaoreus Tapınağı’nın burada yer alması. Kentin bir başka güzelliği
ise, 1952 yılında yörede yaşanan deprem ve yakınlarında yer alan Yatağan Termik
Santralını besleyen linyit kömürünün çıkarılması uğruna yeri değiştirilen Eskihisar Köyü’nün ruhunun, hala taş
döşeli ıssız sokaklarında dolaşıyor olması.
Köyün girişindeki 19.yy.yapısı Şaban Ağa Camisi
Antik zamanların mimari yapılarıyla hemhal olan Osmanlı
dönemine ait sivil mimari örnekleri üzerinden, yakın zamana dek süren kasaba
hayatının izlerini görmek mümkün. Osmanlı dönemine ait feodal zenginliklerin
serpilip geliştiği bu topraklarda o günkü yaşamın sırlarını fısıldayan ağa
konaklarının zamanın yıpratıcılığına direnen halleri, bugünün sessiz tanıkları
gibi duruyor orta yerde.
Stratonikeia Kent Planı
Köyün girişinde yer alan meydan, ziyaretçilerini yaşlı çınar
ağacının altındaki gölgelik alanda ağırlamaya her daim hazır gibi. Bu
soluklanma anında; mekânın her zamanki sessizliği ve tek edilmişlik hissi,
insanı ele geçiriveriyor hemen. Ama ne gam; yaşananların hatırasına dair sinmiş
olan bir şeyler var şimdi hala; kırık dökük yapıların duvarlarında, yoldaki
parke taşların arasında, yaşlı çınarların rüzgârla savrulan yapraklarında;
velhasıl köyün her hücresine nüfuz etmiş her şeyde…
Roma Hamamı-1'in hemen yan arkasında yer alan tarladaki bir kapı lentosu
Stratonikeia’nın
Kısa Tarihçesi
Stratonikeia, kuruluşu
aslında M.Ö. 8.yy. kadar uzanan eski bir Karia yerleşimi. Karia Ülkesi’nin milli
tanrısı Zeus Khrysaoreus’a adanmış kutsal tapınağın varlığıyla Karia Ülkesi’nde ayrı bir öneme sahip
kent, Karia’nın ismi ile özdeşleşmiş Khrysaoreus (1) ve daha sonraları da İdrias
ismi ile anılmış. Tarihçi Pausanias’a
göre II. Karia Federasyonu bu kentte toplanmış.
Köyün girişinde yer alan kahvehane ve Osmanlı sokağına bir örnek
Roma Hamamı ve Doğu Batı aksında yer alan Cardo Maximus'un sütun parçaları
Antik Çağın büyük gezgini, coğrafyacı Strabon ünlü eseri Geographika’da
Stratonikeia’dan şöyle söz ediyor:
“Stratonikeia, bir
Makedonyalılar yerleşmesidir. Burası da krallar tarafından kıymetli ilavelerle
süslenmiş ve geliştirilmiştir. Stratonikeialıların kentinde iki tapınak vardır.
Bunlardan en ünlü olanı Hekate’ninki,
Lagina’dır(2) ve her yıl çok sayıda festival topluluklarını
kendine çeker. Bir de kentin yanında, bütün Karialıların genel mülkiyetinde
bulunan ve hem kurban sunmak hem de ortak çıkarlarını görüşmek için
toplandıkları Zeus Khrysaoreus’un tapınağı vardır. Köylerden meydana gelen birlikleri “Khrysaoreon” olarak adlandırılır. En çok
köyü temsil edenin, seçimde tercih hakkı vardır, örneğin; Keramos halkının olduğu gibi. Her ne kadar Karialı kökünden
değillerse de Khrysaoreon birliğine
ait köyleri olduğundan Stratonikeialıların da birlikte bir payları vardır.
Burada babalarımızın zamanında dikkate değer bir adam doğmuştu. Katokas takma
adı olan Menippos. Cicero, yazılarından birisinde onunla Ksenokles’i(3) ve son zamanda yetişmiş diğer konuşmacıları
kıyaslayarak onu, dinlediği Asialı konuşmacıların hepsinin üstünde alkışlar.”(4)
Propylon kıyısındaki; Kuzey Kapısı'na doğru ilerleyen Osmanlı döneminden kalma enfes bir sokak; bir zaman sıçraması sanki...
Büyük İskender’in M.Ö. 333-334 yıllarında Batı Anadolu’ya gelişiyle bu
topraklardaki Pers işgalinin ve Satraplık Yönetimi’nin sonlandırılmasıyla
Stratonikeia da Makedonya İmparatorluğu’nun egemenliğine girer. Ancak; Asya
Seferi dönüşünde Büyük İskender’in Mezopotamya topraklarında ölümüyle,
komutanları arasındaki güç kavgası esnasında kent sık sık el değiştirir. M.Ö.
281 yılındaki Korou Pedion Savaşı’ndan
sonra bölge Büyük İskender’in ardıllarından
Selevkosların eline geçer.
Propylon'a ait olduğu düşünülen bir friz
Kent, tarihi kaynaklara göre Karia yerleşiminin üstüne; M.Ö.
276 yılında I.Seleukos’un karısı Stratonike adına; Kralın oğlu I. Antiokhos tarafından kurulur. Kentin
bugüne kadar ulaşan ve bir aşk hikâyesiyle bezenmiş kuruluş söylencesi
şöyledir:
Kuzey Kapısı'na doğru ilerleyen sokaktan bir başka görünüm
Kralın ilk karısından olma oğlu I.Antiokhos, üvey annesi Stratonike’ye
aşık olur. Bir süre kral babadan gizli bir şekilde devam eden bu büyük aşk,
prensin aşkından yataklara düşmesi ile ortaya çıkar. Yaşlı kral, hekimler
kanalıyla oğlunun aşk hastalığına tutulduğunu öğrenince, karısı Stratonike’den ayrılır ve eski eşini
oğluna bırakır. Bu olay sonrasında da Antiokhos
I, aşkının simgesi olarak onun adına Stratonikeia
Kenti’ni kurar.
Bouleuterion'a giderken ağa konaklarından biri
Tarihçilerin bu noktada yaptıkları yorum ise daha farklıdır:
Çünkü Karia Birliği’nin merkezi konumundaki İdrias
yerleşiminin Selevkoslar tarafından kontrolüne dönük olarak gerçekleştirilen bu
hamle, tamamen bölgenin dini ve siyasi olarak Suriye Krallığı’nın (Selevkoslar
Hanedanlığı) egemenliğine geçişi ile ilgili bir husus olarak
değerlendirilmektedir.
1995 yılına kadar Kazı Evi ve Müze Deposu olarak kullanılan Hasan Sar Evi'nin "koca kapı"sından bahçeye ve bahçedeki havuza doğru bir bakış
Roma İmparatorluk Döneminde önemini koruyan kent, bölgedeki
bayındırlık ve imar faaliyetlerinden nasibini alır. Özellikle Erken
İmparatorluk Dönemi ve M.S. 2.yy.daki yapılaşmalar, bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Kent, Bizans döneminde Afrodisias’a bağlı bir piskoposluk olarak varlığını
sürdürür.
Hasan Sar Evi
12.yy.dan itibaren Türkmenlerin bölgeye gelişleri ile
birlikte demografik hareketler ve kentin sessizliğe bürünmesi yeni bir dönemin
habercisi gibidir. Bölgede Beçin Kalesi
ve Balat çevresinde tutunan Menteşe
Beyliği’nin güç kazanması ile birlikte Stratonikeia’da
Türklerin ağırlıklı olarak yerleşimi öne çıkar. Köyün hemen girişindeki 14.yy.dan
kalma hamam yıkıntısı ve Geç Osmanlı Döneminden (18 ve 19.yy.lar) kalma eski
bir cami ile devşirme malzeme kullanılarak yapılmış ağa konaklarının örnekleri,
Beylikler ve onu takiben Osmanlı Dönemine ait yaşamın tanıkları olarak günümüze
ulaşmış bulunmaktadır. Hele köyün girişinde yer alan; çınar ağaçlarıyla kaplı;
kahvehane, çeşme ve köy odasının da bulunduğu köyün meydanı, Eskihisar Köyü’nün
eski zamanlarındaki yaşamın ipuçlarını verir gibidir.
Böyle bir güzellik var mı? Eskihisar'ın terk edilmiş sokaklarından biri...
Eskihisar Köyü, 1952 yılında yaşanan depreme kadar
Cumhuriyet döneminde de sosyal hayatın devam ettiği bir mekân olarak dikkat
çekmektedir. Ancak, bu depremle birlikte, önce 1 km kadar kuzeybatıya; Yatağan
Termik Santralına kömür sağlayan linyit ocaklarının açılmasıyla birlikte ise, 2
km daha batıya taşınmış ve bugünkü Milas-Muğla karayolunun üstündeki bulunduğu
yerde konumlanmıştır. Bugün ören yerindeki eski yerleşimde hala 5 aile yaşamını
sürdürmektedir.
İlkçağ'dan kalma bir cadde; yaşlı bir zeytin ağacı ve ören yerinde bugüne ait bir çeşme
Stratonikeia’ya, pek çok ören yerinde olduğu gibi 19.yy.da pek çok
Batılı gezginin uğramasına karşılık; kentte sistematik kazılar, 1977 yılında
Prof. Dr. Yusuf Boysal başkanlığında başlamıştır. Bu ekibin çalışmaları 1997
yılına kadar sürmüş; daha sonra 2003-2006 yılları arasında bölgede Prof. Dr.
M.Çetin Şahin başkanlığında kazı ve araştırma faaliyetleri yürütülmüştür. Bugün
Stratonikeia’daki kazı ve restorasyon çalışmalarını, Pamukkale Üniversitesi’nden
Prof.Dr. Bilal Söğüt başkanlığında bir ekip yürütmektedir.
Kuzey Kapısı'na doğru bir üç yol ağzına konumlanmış köyün bir başka meydanındayız.
Stratonikeia’dan
Eskihisar’a kalanlar
Bugün Stratonikeia harabeleri, terk
edilmiş Eskihisar Köyü’nün içinde yer alıyor. Muğla-Milas Karayolu, nerdeyse
antik kentin tam içinden geçiyor. Bunun en önemli delili, Yatağan Termik
Santralına doğru hemen karayolunun sağındaki tepenin eteklerinde yükselen antik
çeşme kalıntısı. Karayolundan ayrılan ve aşağıya doğru yönelen yol, sizi
Eskihisar Köyü’nün meydanına ulaştırıyor. Stratonikeia
Ören Yeri, bir yandan Selevkoslar ve Roma Döneminden kalma İlkçağ’ın eşsiz
mimari eserleri, diğer yandan ise Osmanlı ve Cumhuriyet dönemindeki sosyal
yaşamın örneklerini ve dokusunu barındırması açısından az sayıdaki antik
yerleşimden biri olarak dikkat çekiyor. Buna benzer bir yerleşim olarak aklıma
Kütahya-Çavdarhisar’daki Aizonai yerleşimi
geliyor. Orası da bugün hala içinde sürmekte olan sosyal bir yaşamın varlığı ve
uygarlık katmanlarının iç içe geçmişliği ile öne çıkıyor. Belki Teos da benzer
bir yerleşim olarak sayılabilir; ancak Teos’un yazlıkçıların ve sayfiye
turizminin ciddi tehdidi altında olduğunu da söylemek gerek.
Kuzey Kapısı'nda kullanılmış bir alınlık üzerinde yer alan friz
Stratonikeia, yapılan
kazılarda elde edilen bilgilere göre ızgara planlı bir kent olarak inşa edilmiş
olmalıdır. Kentin bilinen yapıları; sur duvarı, anıtsal çeşmesi ile birlikte
şehir kapısı ve devamında sütunlu cadde, gymnasion, bouleuterion, hamam,
tiyatro, tapınak ve su yapısıdır. Ayrıca Beylikler Dönemi’nden bir hamam ile
19.yy.dan kalma bir cami, sokak dokusu, kahveler, evler ve dükkânlar bulunmaktadır.
Kente sahip olduğu önemin atfedilmesine neden olan Zeus Khrysaoreus Tapınağı’nın
ise nerede olduğuna dair bir kanıt bugüne kadar elde edilememiş durumdadır.
Duvarlarında Stratonikeia Antik Kenti'ne ait mimari parçaların kullanıldığı eski bir köy evi
Stratonikeia’nın ilk yerleşimi, şimdiki kentin güneyinde yer alan Kadı Kulesi Tepesi’nin kuzey
yamaçlarında, Hellenistik ve erken Roma kenti ise tepenin eteklerinde
kurulmuştur. Antik kent surları yaklaşık 3,5 km uzunluğunda olup, M.Ö.4.yy.a
tarihlenir ve surlar, tiyatronun arkasında birleşerek kenti çevirir. Strabon’a
göre, antik Karia’nın en önemli kentlerinden biri olan Stratonikeia, tamamıyla mermer kullanılarak inşa edilmiş bir
kenttir.
Kuzey Kapısı'na giden Osmanlı döneminden kalma köyün eşsiz sokaklarından birindeyiz.
Propylon ve Doğu Batı
yönündeki Sütunlu Cadde; Decumanus
Maximus
Son yıllarda yapılan kazılarla kentin görünümü
oldukça değişmiş. Kenti ikiye bölen doğu-batı yönündeki ana caddesi decumanus maximus’a açılan Propylon ve önündeki çeşme yapısı,
tamamen ortaya çıkarılmış durumda. Kapının açıldığı sütunlu cadde ve tabanında
yer alan mermer döşemeler tamamen ortaya çıkarılmış durumda. Bu kentin
ihtişamını daha belirgin hale getirmiş.
Propylon; doğu batı yönündeki caddenin girişi
Propylon, Köy Meydanı’nın
biraz ilerisinde, Gymnasion’un
doğusunda, Osmanlı döneminden kalma döşeme yolun ikiye ayrıldığı bir noktada
yer almaktadır. Kenti doğu-batı yönünde ikiye bölen sütunlu cadde hemen bu
kapının dibinden başlar.
Doğu-Batı yönündeki kentin büyük caddesi; cardo maximus
Kazı bilgilerine göre; Gymnasion’un,
M.Ö. 2.yy.da, Propylon’un ise Augustus döneminde inşa edildiği
belirtilmektedir. Propylon’un sütunlarının ikisi üzerindeki yazıtlar, imparatorlar
I.Valentinianus (364-375) ve
I.Theodosius (379-395) ile ilgilidir. Yazıtlara göre; sütunlarının her ikisinin
de bu dönemde ayakta oldukları anlaşılmaktadır.
Doğu Batı yönünde ilerleyen caddenin sütunlarla kaplı bölümü
Kuzey Güney yönündeki
Sütunlu Cadde; Cardo Maximus
“Kuzey Şehir Kapısı önündeki meydanın güney orta kısmında,
kent merkezine doğru devam eden, 8,70 m genişliğinde, sütunlu cadde
başlamaktadır. Sütunlu caddenin başlangıcında, şimdilik ismi kesin olmayan
kentin önemli kişilerinden birisine ait bir anıt bulunmuştur. Kapının önünde
etrafını 8 anıtsal Korinth sütunun çevirdiği, batı kenarında dükkânların da
bulunduğu yaklaşık 42 m genişliğinde bir meydanlık vardır. Burası dışarıdan kente
girenlerin ve kent içinden gelip çeşmeyi kullanmak isteyenlerin toplandığı alan
görünümündedir.
Kuzey-Güney yönündeki sütunlu cadde; decumanus maximus
M.S. 2. yy ortaları ve sonrasında yapılan Şehir Kapısı ve
Cadde başlangıcı ile ilgili düzenlemelerinin tamamında, anıtın olduğu şekilde
korunmasına özen gösterilmiştir. Bir depremle yıkılan kapı ve caddenin
bulunduğu yere Bizans Dönemi’nde kent içinden toplanan mimari elemanlar ile
yeni yapılar ve sütunlu cadde inşa edilmiştir.”(5)
Kuzey Şehir Kapısı ve Çeşme
Kuzey sur duvarı üzerinde bulunan Kuzey
Şehir Kapısı, Stratonikeia ile Hekate Tapınağı’nın bulunduğu Lagina’yı birbirine bağlayan kutsal
döşeme yolun başında yer almaktadır. Bu anlamda kapının hem kente giriş, hem de
törensel açıdan büyük önemi bulunmaktadır. Kentin içine doğru sekiz Korint
sütunla kaplı kuzey güney yönündeki ana cadde de bu kapının hemen içinden
başlar.
Kuzey Şehir Kapısı oldukça büyük yapılmıştır ve her iki yanında kemerli
girişler bulunmaktadır. Kentin içine doğru bakan kemerli iki girişin arasında
yarım havuzlu anıtsal bir çeşme yer alır. Anıtın iki katlı sütunlar ve
heykellerle süslenmiş cephesi Korinth düzenindedir. Kazı Ekibi’nin verilerine
göre; kalıntı ve mimari elemanlara göre, kapının 42,5 metre genişliğinde ve
14,2 metre yüksekliğinde olduğu ve M.S. 140 depreminden sonra Geç Antoninler-Erken
Severuslar döneminde yapılmış olduğu belirtilmektedir.(11)
Gymnasion
“Yerleşimin kuzey suruna yakın ve kuzey kent kapısının
güneybatısında, kuzey-güney yönünde dikdörtgen planlı inşa edilen gymnasion, büyük ölçekli bir yapıdır. Stratonikeia’da 1977 yılında ilk kazma
vurulan yerlerden birisi burasıdır.
Gymnasion'un ortaya çıkarılan kuzey yönündeki kalıntıları
Gymnasion; yarım daire şeklinde tasarlanmış iç mekanlardan birinde yer alan mimari parçalar
Bugüne kadar yapılan kazılarda; kuzey kenardaki mekânlar
açığa çıkarılmıştır. Dar cepheyi oluşturan kuzey kenar 105 m genişliğindedir.
Yapının toplam uzunluğunun 180 m olduğu tahmin edilmektedir. Bu şekli ile
bilinen en büyük gymnasion’dur.
Gymnasion; genel görünüş
Gymnasion'un kuzey-güney eksenindeki duvarından bir bölüm
Arkeolojik ve epigrafik buluntulara göre gymnasionun M.Ö. 2. yüzyılın 2.
çeyreğinde inşa edildiği, Augustus ve M.S. 2. yüzyılda Antoninler Dönemi’nde
yeni düzenlemeler ve yenilemelerin yapıldığı anlaşılmaktadır.”(6)
Bouleuterion
“Bouleuterion,
kent merkezinde doğu-batı yönünde yerleştirilmiş, dikdörtgen planlı bir
yapıdır. Avlu kısmının kazısı tamamlanmamıştır. 24,95x29,80 m ölçülerindeki
batı kenarında yarım daire şeklinde oturma basamakları ve bunun doğusundaki
alanda da avlusu vardır.
Bouleuterion'a girerken
Yapının kuzey anta duvarının iç cephesinde Grekçe, dış
cephesinde ise Latince yazıtlar vardır. Yazıtlarda; Roma Dönemi’nde Stratonikeia’da satılan mallar ve
bunların fiyatları Grekçe ve Latince olarak kayıt altına alınmıştır. Böylelikle
kent içindeki satışlar kontrol altında tutulmuş ve olması muhtemel enflasyon
önlenmiştir. Yapı, mimari eleman ve süslemelerine göre M.S. 1. yy başlarından
olmalıdır. Bouleuterion’un güney
duvarında bulunan bitkisel süslemeler ve yazıtlar son dönem kullanımı ile
ilgilidir. Buradaki yazıtlardan en eskisi Ekim-Kasım 1608’e tarihlenmektedir.”(7)
Stratonikeia Kenti’nin kalıntılarına ulaşmak için; eski evlerin bahçe
duvarları arasındaki sokaklardan yürürken, zamanın ağa konakları ve gösterişli
evlerinin yanından geçilir. Baharda bahçe duvarlarının üstünden sarkan pembe
yada kırmızı renkli güllerin yüzlercesi başınızı döndürebilir. Sessiz
sokaklarda ne bir ayak sesi, ne bir yaşam belirtisi; ebedi sessizlik sanki ele
geçirmiştir Eskihisar’ın sokaklarını. Ağa konaklarının yüksek duvarlarının
arkasından bazen fırlayan bir kedi yada vızıldayan arılar bu sessizliği böler.
Sonra her şey eskisine döner Eskihisar’da…
Kepenkler kapalı, her yerde bir terk edilmişlik hissi egemen; bahar bile dağıtamıyor bu havayı Eskihisar sokaklarında...
Kuzey Kapısı'na doğru zamanda bir an; köyün diğer meydanlık alanı
Tiyatroya giden yol
Tiyatro
Kentin güney yönünde Stratonikeia’nın
oldukça dik tiyatrosu yer alır. Son derece güzel bir patika yoldan ve devşirme
malzeme örgülü duvarlarla böğürtlen çalıları arasından geçilerek tiyatronun
sahnesinin bulunduğu düzleme ulaşılır.
Stratonikeia'nın sokaklarında bahar ve güllerin güzelliği
Pembe güller senfonisi
Kentin tiyatrosu, güneyde Kadı Kulesi Tepesi’nin başladığı yamaca yerleştirilmiş. Burası kentte
Hellenistik Dönemden varlığı bilinen yapılardandır. Doğal yamaca Grek tipinde,
çift diazomalı(8) inşa edilen tiyatronun oturma sıralarının bulunduğu cavea kısmı kuzeye bakıyor. Hellenistik
dönemde var olan tiyatro, Roma İmparatorluk Döneminde bazı eklemeler ve
değişikliklerle yenilenmiş. Özellikle Augustus ve hemen sonrası dönemde yapıda
büyük değişiklik olmuş. Bu dönemde Hellenistik sahne binası yıkılarak yerine üç
katlı scaenea frons(9) inşa edilmiş. Tiyatronun
bugünkü durumu esas alındığında yaklaşık 15.000 kişilik bir kapasitesinin
olduğu söylenebilir.(11)
Stratonikeia Kenti'nin 15.000 kişilik Greko-Romen tiyatrosu
Tiyatronun oturma sıraları ve sahne yapısından kalanlar
Sahne ve sahnenin arkasında Roma döneminde üç katlı olarak inşa edilmiş yapıdan bugüne kalan mimari parçalar
Eski Kazı Evi ve Müze
Deposu
1999 yılına kadar kazılarda çıkarılan mimari parçaların
konulduğu bir depo işlevi gören Hasan Sar
Evi; iki katlı yapısı, kırma çatısı ve ortasında bir havuzun yer aldığı
geniş bahçesiyle zamanının tipik bir ağa konağı görünümündedir. Bahçeye iki
kanatlı geniş bir kapıdan girilmektedir. Kırma çatılı binanın malzemeleri moloz
taş, antik mermer parçaları ve tuğladır. İki katlı olan ev zemin seviyesinde
geniş bir avlu ve onun yan kenarında bir mutfağa sahiptir.(11)
Eski Kazı Evi (Hasan Sar Evi)
Hasan Sar Evi'nde zamana direnenler; bir incir ağacı, Korint sütun başlığı ve sıvası dökülmüş eski bir duvar...
Şaban Ağa Camisi
“Cami; Köy Meydanı’nın batısında, Selçuk Hamamı’nın hemen
kuzeyindedir. Yaptıranından dolayı Şaban Ağa Camii olarak adlandırılmıştır.
Kitabesine göre 1876 (Hicri 1293) yılında yeniden inşa edilmiştir. Birçok
tamirat geçirmiş olmasına rağmen, günümüze kadar sağlam gelebilmiştir. Evliya
Çelebi’nin bahsettiği Tabakhane Camii/Sulu Camii olarak bilinen yapının olduğu
yere inşa edilmiş olmalıdır. Ayrıca Hilair’in gravüründe burada üzeri kubbeli,
tek şerefeli minaresi olan bir caminin varlığı görülmektedir.
Şaban Ağa Camisi; 19.yy.yapısı
Şaban Ağa Camisi'nin restorasyonu yeni tamamlanmış iç mekanı
Gezgin Hilair'in gravürü”(12)
Camii’nin kuzeye açılan girişinde, sekiz ahşap sütunla
desteklenmiş ahşap tavanlı bir revak şeklinde “son cemaat mahalli”
bulunmaktadır. Dörtgen bir plan şeması olan camii, 14,80x14,80 m ölçülerinde
kare bir harim kısmına sahiptir. Caminin içerisi dört duvara yerleştirilen 16
pencere ile aydınlatılmaktadır.”(10)
Halk arasında Selçuklu Hamamı diye bilinen Beylikler döneminden kalma hamam yıkıntısı
Selçuklu Hamamı'nda Türk üçgeni uygulaması örneği (kubbeden kare tabana geçiş)
Selçuklu Hamamı; dış cephe
Kuzey Kapısı'na doğru; sessizliğin sesi kulaklarımızda...
Yakınlardaki linyit yatakları delik deşik edilmiş; hepsi
Yatağan’ı nefessiz bırakmış termik santralı beslemekle meşgul. Maden
faaliyetleri, Hekate Tapınağı’na giden kutsal yolun izlenebilirliğini ortadan
kaldırmış artık. Kömür ocaklarının baskısı Eskihisar’ın üstüne çökmüş bekler.
Kentin binlerce yıllık hafızasından bugün neler kaldı geriye? Arnavut
kaldırımlı Osmanlı sokaklarının kesiştiği sessiz meydanlarda akan, akmayan
çeşmeler neler fısıldar ziyaretçilerinin kulağına? Ah bir bilsek?
Stratonikeia yolculuğu başladığı yerde biter; yani köyün o muhteşem meydanında...
Dipnotlar
(1) Altın kılıçlı anlamında; Karia’nın Zeus’u; Zeus Khrysaoreus’un çift ağızlı balta ve altın kılıçlı temsil edilen
hali
(2) Yunan Mitolojisinde yer alan tanrıçalardan biri;
bir yandan ay ve gece ile; diğer yandan ölüler, yer altı ve büyücülükle
ilişkilendirilmiştir. Kendi adına tesis edilmiş antik çağın önemli kült merkezi
Hekate Tapınağı’nın yer aldığı Lagina Antik Kenti bugün Yatağan yakınlarındaki
Turgut Kasabası’ndadır.
(3) Antik Çağın Adramytteion
(Bugünkü Edremit) Kenti’nde doğmuş, Çiçero’nun çağdaşı ünlü bir hatip
(4) Strabon, Antik Anadolu Coğrafyası
(Geographika: XII-XIII-XIV); C660, paragraf:25, sayfa:186;1993-Arkeoloji ve
Sanat Yayınları; Çeviren: Prof.Dr.Adnan PEKMAN
(5) http://stratonikeia.pau.edu.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=5&Itemid=8
adresinden alınmıştır.
(6) http://stratonikeia.pau.edu.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=2&Itemid=18
adresinden alınmıştır.
(7) http://stratonikeia.pau.edu.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=6&Itemid=7
adresinden alınmıştır.
(8) Tiyatroda oturma basamaklarını yatak
olarak bölen yürüyüş yolu
(9) Roma tiyatrosunun sahnesinin arkasında
hemen yer alan ve özenle dekore edilmiş, birkaç kattan oluşan sahne arkası
yapısı
(10)
http://stratonikeia.pau.edu.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=10&Itemid=12
adresinden alınmıştır.
(11)Stratonikeia Ören Yeri’nde yer alan
açıklama levhalarındaki bilgilerden yararlanılmıştır.
(12)
Hilair
gravürü http://stratonikeia.pau.edu.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=50&Itemid=70
adresinden alınmıştır.
(13)
Fotoğraflar, belirtilenler
dışında gezi esnasında İ.FİDANOĞLU tarafından çekilmiştir.
Yazan: İbrahim Fidanoğlu
Düzenleyen: M.YC
şehrin tarihi ayrı bir güzellik ancak bu siteyi kurup bilgilendirenlerede teşekkür ederim
YanıtlaSilsite bilgileri için teşekkürler şehrin güzelliği ayrı birşey en kısa zamanda gezmeyi düşünüyorum
YanıtlaSilelinize sağlık çok güzel bir çalışma
YanıtlaSilBilgiler vede Fotoğraflar için çok teşekür ediyorumSaygılar sunuyorum.
YanıtlaSilsüper
YanıtlaSilsüper
YanıtlaSilTek kelime ile muhteşem.Teşekkürler
YanıtlaSilİlginize teşekkürler...İF
SilAraştırma konum. Çok güzel bilgilendirme olmuş. Özellikle resimler. Çok teşekkürler
YanıtlaSilResimleri kullanabilme şansım var mı?
YanıtlaSilMehmet Bey, sayfalarımız korumalı olduğu için belki alamayabilirsiniz. Gerçi becerenler de çıkıyor ama. Dilerseniz almak istediğiniz fotoğrafları spesifik olarak bloğun altındaki e-mail adresime iletirseniz yardımcı olabilirim. Bloğumuza göstermiş olduğunuz ilgi nedeniyle ayrıca teşekkür ederim. Bilgilerinize...İF
Silfotoğraflar için teşekkürler
YanıtlaSilçok güzel bir sayfa
YanıtlaSilBloğumuza göstermiş olduğunuz ilginiz ve geri bildiriminiz için teşekkürler...İF
SilÇok güzel teşekkürler..
YanıtlaSilİlginize ve geri bildiriminize teşekkürler...İF
Silteşekkürler
YanıtlaSilİlginize biz teşekkür ederiz.IF
Silfotograf inidemiyorum yardımcı olur musunuz?
YanıtlaSilMerhabalar... Blog sayfalarımız kötü amaçlı kullanımları engellemek için korumalıdır. İsteğinizi blog safyasınin altında yer alan mail adreslerine iletirseniz değerlendirebiliriz. Kolaylıklar dileğiyle...İF
SilAnneannemin ve annemin doğduğu yer.
YanıtlaSil