KNİDOS’UN
ÇALINAN ASLANI;
BETÇE’DE;
ASLAN BURNU'NDA…
18-19 Ekim 2023
Hasan Doğan-İbrahim Fidanoğlu
Giriş
Pandemiden beri yaklaşık 3 yıldır Betçe’ye uğramamıştık. 2023 sonbaharında
yeniden Hasan Hoca’nın hazırladığı güzergâhları yapmak üzere Betçe’de yeniden yarımadaya uğrama ve
avarelik etme şansımız oldu. Datça
yarımadası, dağlık topografyası, ana karaya dar bir kıstakla bağlı olması
ve anakaradan ulaşılabilme imkânının geçmiş yıllarda çok kısıtlı olması
nedeniyle bir adada yaşıyormuş hissini veren bir ekonomik ve sosyal hayatın
şekillendiği ve bunun üzerinde bin bir öyküsüyle zenginleşen yaşanmışlıkların
mekânı özgün bir coğrafyayı kapsıyor.
(Ekim 2023)
(Ekim 2023)
Yakaköy'ün girişinde eski bir zeytinyağı işliğinden (buralarda mengen adıyla anılıyor) bir lokantaya dönüştürülmüş Yakamengen...
(Ekim 2023)
Bu seferki programımız Knidos ve Palamut Bükü merkezli
gelişti. İlk günün çoğu zaten İzmir-Datça
yolunda geçti. Betçe’ye akşama doğru,
ama oldukça sıcak bir havada eriştik. Güneş hala yakıcı idi. Yakaköy’ün eski kunduracılarından
Sait Usta’nın cenazesi ile karşılaştık köye girerken. Hasan Hoca ve neredeyse bütün Betçe sakinleri de oradaydı. Biz de
cenaze kortejine katılarak, sonsuzluğa doğru yola çıkan bir Betçelinin
arkasından yürüdük. Betçe’de;
herhangi bir köyde birisi ölürse eğer, bu olağanüstü bir güne dönüşüyor
yarımadada. Köyden duyan duymayan; herkes bir şekilde cenaze evine ve cenazenin
kalkacağı camiye doluşuyor. Camide cenaze namazı kılındıktan sonra, cenaze
eller üzerinde ve Betçe köylerinden
gelen yüzlerce kişinin katılımıyla yakındaki mezarlığa kadar taşınıyor. Bu bile
adalı olma ruh halinin yansıdığı bir paylaşımı ve dayanışmayı simgeliyor
aslında. Burada gerçekleşen defin ve dini vecibelerin yerine getirilmesi
sonrasında, cenaze sahiplerinin taziyeleri kabulüyle defin ritüelleri sona
eriyor.
Yakaköylü Kunduracı Sait Usta'nın cenazesinde...
(Ekim 2023)
(Ekim 2023)
(Ekim 2023)
(Ekim 2023)
Yakaköy’ün girişinde yer alan
birçok eski köy evi, yarımadadaki şehir kaçkınlarının ve turizm imkânlarının
artışına paralel olarak çehre değiştirmiş. Kimi lokanta, kafeterya, kimisi ise;
İstanbul ya da Ankara’dan gelen yeni sahiplerinin sayfiye mekânı haline
dönüştürülmüş. İçlerinde gerçekten çok hoş sivil mimari örnekleri var. Gocadağ’a doğru çıkan taşlarla döşeli
bir patikadan yukarı doğru biraz yüründüğünde, yine bu güzel örneklerle
karşılaşmak pek mümkün. Tabii bir de mezarlığın içindeki eski Yakaköy Camii var; şu anda harap durumda olsa da üzerinde yer alan duvarcı ustasının imzasını andıran bazı
ilginç işaretler bu güzelim taş yapıya da ayrı bir karakter ve
kimlik kazandırıyor.
(Ekim 2023)
(Ekim 2023)
(Ekim 2023)
(Ekim 2023)
Cenaze töreni sonrasında Yakaköy’den Kumyer
yoluyla Palamut Bükü’ne iniverdik.
Ertesi sabah bizi, Knidos’a; kendi
adıyla anılan bir burundaki sekiden; British
Museum’a götürülmeseydi, yüzlerce yıldan beri bakıyor olacak Knidos Aslanı ve bir zamanlar onun
üzerinde yükseldiği anıt mezardan bugüne kalanlar beklemekteydi.
(Ekim 2023)
(Ekim 2023)
(Ekim 2023)
(Ekim 2023)
Aslan
Burnu’ndaki Kaide ve Knidos Arslanı
Hasan Hoca anlatıyor:
“Yarımadanın toplam
uzunluğu, bizlerin Balıkaşıran olarak
adlandırdığımız Bencik kıstağından
itibaren yaklaşık 77 km.dir. Bu zarif ve kıvrımlı koyları ile binlerce yıldır
çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapmış bu topraklar, ne yazık ki son yıllarda
birçok soygunlara sahne olmuştur. Bazen bu soygunlara hem izin vermiş, hem de
yardımcı da olmuşuz. Aslında bu soygunlara rağmen, yarımadanın hala en ucunda;
döneminin muhteşem uygarlığını yaşatmış, deniz ticaretinin merkezi olmuş ve
Antik Çağ’ın en muhteşem kentlerinden birisi olan Knidos kenti hala ayaktadır. Bizlerin Tekir olarak adlandırdığımız, Evliya
Çelebi Seyahatnamesi’nde Tekfurluk
olarak gösterilen bölge, bu yarımadanın ucu, yani kentin bulunduğu bölgedir.
Bizim bölge insanı bu bölgeyi hala Tekir
olarak bilir ve bölgeyi tarif ederken bu terimi kullanır.
(Ekim 2023)
(Ekim 2023)
(Hasan Doğan; Ekim 2023)
Bu bölge ile ilgili
açıklamadan sonra gelelim Aslan Burnu’na.
Burun, adını üzerinde bulundurduğu İlkçağ’daki anıt mezardan alıyor. Datçalılar
bu kaidenin bulunduğu buruna Aslan Burnu
diyorlar. Aslan Burnu, Knidos antik kentinin güney doğusunda ve
denize doğru bir dik yamaçla sonlanıyor. Anıt mezar da tam bu dik yamacın
üzerine kondurulmuş. 1858 yılında Sir
Charles Thomas Newton, yarımadayı kazmaya geldiğinde, bu burundaki anıt
mezardan haberi bile yoktur. Atina’da yaşayan Rum kökenli bir simsar; bu
ziyareti duyunca, hemen Knidos’a koşar
gelir. İlginçtir; bu anıt mezardan burada yaşayan insanların da haberi yoktur.
Yarımadanın Ağası Mehmet Ali Ağa da
bu mezardan habersizdir.
(https://aktuelarkeoloji.com.tr/kategori/tahribat/bir-kultur-yagmasi)
1858'de Knidos Aslanı'nın yerinden alınışı; aslanın yani ganimetinin hemen sağında yer alan Sir Charles Newton'un zafer kazanmış bir komutan gibi duruşu manidar...
(https://aktuelarkeoloji.com.tr/kategori/tahribat/bir-kultur-yagmasi)
(https://aktuelarkeoloji.com.tr/kategori/tahribat/bir-kultur-yagmasi)
(https://aktuelarkeoloji.com.tr/kategori/tahribat/bir-kultur-yagmasi)
Rum simsarın tarifine göre;
anıt mezar, Knidos’a tahminen 3 km
uzaklıkta ve kentin güney doğusundadır. Nitekim bu anıt mezar kısa bir
arayıştan sonra bulunur. Anıt mezar kısmen yerinde dursa da, bölgede meydana
gelen çeşitli depremler sonucu, aslan heykeli kaidenin üzerinden düşmüştür.
Bulunduğunda yüzükoyun yatmaktadır ve alt çenesi ile bir ayağı kırılıp
kopmuştur. İngiliz kraliyet ailesine ait gemi ile gelen kazmacı, ayrıca emrinde
300 asker de bulundurmaktadır. Bu arada yarımadanın adeta tek hâkimi
konumundaki Mehmet Ali Ağa da civar
köylerden seçilmiş iri yarı 100 adamını bu İngiliz misafire sunar. Kazıcının
notlarında, köylüler henüz daha parayla falan tanışmamışlardır. Daha sonraları
anılarını yazan Sir Charles Thomas Newton
bu köylülerin tariflerini de yapmıştır. “Dağlı, kaba ve ilkel...” Yarımadaya
gelen bu kazmacı tayfası, bir yıl burada kalır. Antik kentte ne varsa, toplar
ve kasalar. Buna ilaveten, 6 tonluk aslanın olduğu yerden gemiye yüklenmesi
işlemleri tam bir ay sürer. Sonuçta başarılır. Bizim Knidos Aslanı, şu anda İngiltere’de British Museum’un girişinde misafirlere hoş geldin demektedir.”
(Hasan Doğan; Ekim 2023)
(Hasan Doğan; Ekim 2023)
Yazıköy'de evinin avlusunda başında şapkasıyla Sinyor Günay Demir, geçmişini sermiş masaya; fotoğraf albümleri, hatıraları ve daha neler neler...
(Hasan Doğan; Ekim 2023)
Bizler bir Ekim sabahı
düştük yollara. Ekim ayının en güzel günlerinden biriydi doğrusu. Bu kadar
güzel bir rastlantı olamazdı. Güneş bir yanda yazdan daha güzel, öbür yanda
denizlerin en güzeli Akdeniz… Çıkış noktamız Palamut Bükü; yaklaşık 4 km sonra Çeşme köyündeyiz. Oradan Yazı köyü çok yakın ve tahminen 1 km kadar
uzaklıkta. Tercihimiz Belen
sapağından değil de, Yazı köyün
içinden geçmekti. Bu arada köyü tam terk ederken, yarımadanın renkli siması Sinyor İbrahim Günay Demir karşımıza çıkıverdi.
Durmamak olmazdı. O koskocaman bir tarihti; eğer sayfalarını çevirmesini
bilirsen… Yol üstünde arabası ile uğraşıyordu. Bizi çok güzel karşıladı Sinyor. 83 yaşına rağmen, o hala genç
bir delikanlı idi. Bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi ile hala bembeyaz
kaptanlık kıyafetlerini giyip çevrede dolaşıyordu. Geçmişi ile barışık ve mutlu
bir şekilde yarımadada hayatını sürdüren Sinyor,
bu yaşlarda evinde oturup torunlarını ağırlayacağına, sürekli bir aktivitenin
içinde… O, Yusuf Ziya Özalp’ın deyimi
ile Datep'in (Datça Tahtası Eksikler
Partisi) genel başkanı… O iddialı bir şekilde seçimlere
hazırlanıyor. Belediye seçimlerine az bir zaman kaldı. O çalışmalarına çoktan
başladı bile. Bizler de evinde kısa bir sohbet olanağı bulduk kendisi ile.
Arabasını hazırlıyordu. Bizler de onu fazla oyalamak istemedik. Özür dileyerek
kalktık ve vedalaşıp yolumuza devam ettik.
Bağlar Özü'nden sonra; Aslan Burnu'na doğru...
(Ekim 2023)
(Ekim 2023)
(Ekim 2023)
(Ekim 2023)
(Ekim 2023)
Knidos’a bir kaç kilometre mesafede, Bağlar Özü’ne inen yolun hemen girişinde, sağa saptık ve toprak
yoldan yolumuza devam ettik. Bizler bir kaç kilometre yol aldıktan sonra bir
otele ulaştık. Sonra arabamızı bu otelin oto parkına bıraktık. Bu noktadan anıt
mezarın kaidesi, bütün ihtişamı ile burunun tam ucunda görünüyordu. Tam karşıya;
yani denize doğru yöneldik. Bir yol aradık, ama ne yazık ki yol yoktu. Bizler
de bu yol yok, iz yok; çalı çırpı arasından buruna doğru zorlukla ilerlemeye
başladık.
Her yanımız sık makiliklerle kaplı...
(Ekim 2023)
(Ekim 2023)
(Ekim 2023)
(Ekim 2023)
Solumuzda güzel mi güzel
bir koy... Sağımızda ise, Knidos
antik kenti ile Knidos’un feneri.
Biraz beriye doğru Gıyrap ve Domuz İni koyları; sanki bir ressamın
elinden çıkmış tablolar gibi. Bu arada bize “hoş geldiniz” diyip boyun eğen ve
Eylül ayı ile birlikte kendilerini gösteren “hoş geldin” çiçekleri ya da gerçek ismiyle ada soğanlarının çiçekleri. Sevcan
Abla’nın anlattığına göre; ilkokulda okula gidip gelirlerken, oyun
niyetine; Eylül ayında bu boynu eğik ada soğanlarının çiçeklerini çocuk aklıyla
bir büyüğün eline benzetip eğilip öperlermiş; bize hoş geldin diyorlar diye.
(Ekim 2023)
(Ekim 2023)
(Ekim 2023)
Ada soğanları; Ağustos sonu, Eylül başı itibariyle uyanırlar.
Bu çiçekler, belki de doğanın ilk uyanan çiçekleridir. Sonraları bir çeşit
defne olan ezentereler, bembeyaz
çiçekleri ve müthiş kokuları ile kendilerini belli ederler. Kim bilir; belki de
bu çiçekler bu mevsimde bir uyanışı temsil etmekteler. Belki de üremenin
sembolü olan çiçekler, doğanın da yaratıcılığı çerçevesinde bir şekilde genç
kızlara da bir ilham kaynağı oluyorlar.
Solumuzda denize doğru dik bir şekilde alçalan yamaçlardan görebildiğimiz koy
(Hasan Doğan; Ekim 2023)
(Hasan Doğan; Ekim 2023)
(Hasan Doğan; Ekim 2023)
Ada soğanları ve geven
türü sık makilikler arasından Aslan Burnu’na
doğru inmeye devam ettik. Solumuzda gösterişli, ama inişi neredeyse imkânsız
bir koy vardı. Yukarıdaki arabayı kıyısına park ettiğimiz otelden bu koya doğru
inen yol, bir süre sonra çalıların arasında kaybolup gidiyordu. Sağ yanımızda Gocadağ’ın denize doğru uzanan heybetli
gövdesi; yol boyunca uzaktan seçilebilen Knidos’un
şehir duvarları; bizler ise bu güzelliklerin arasında gevenlerle boğuşmaktayız.
Bodur ardıçlar; üzerinde meyveleriyle...
(Ekim 2023)
Sakız çalıları; meyvede...
(Ekim 2023)
Sakız kolonileri
(Ekim 2023)
Biraz ileride kıpkırmızı
meyveleriyle sakız çalıları (ilkimler) ve biraz sararıp geçmiş de olsa pirenler…
Bodur ardıçlar var çevremizde; acımsı bir şeker lezzetinde meyveleriyle önümüzü
kesiyorlar yer yer. Hasan Hocalar bu yaz ardıç meyvelerinin özünü çıkartarak
ardıç pekmezi yapmışlar; inanılmaz özgünlükte bir lezzeti var doğrusu. Sabah
kahvaltılarında tatma fırsatımız oldu. Daha neler yoktu ki; keçiboynuzu ve
incir pekmezleri, kayısı ve erik reçelleri… Sevcan
Abla’nın üretken yaratıcılığında hepsi de ayrı ve benzersiz Betçe lezzetleri…
Anıt mezarın korozyona uğramış kum taşından yapı taşlarından biri
(Ekim 2023)
(Ekim 2023)
(Ekim 2023)
Aslan Kaidesi uzaktan görünse de, epey mesafe vardı daha.
Aramızdaki bir vadiye inip çıkmak gerekiyordu ulaşmak için Aslan Burnu’na. Koloniler halinde geven öbekleri ve sakız
çalılarından oluşan bitki örtüsü, yer yer önümüzü kesse de yavaş yavaş vadinin
dibine doğru inmeye başladık. Vadinin dibindeki bir ağacın hemen yanından
başlayan bir patika bizi Aslan Kaidesi’nin
bulunduğu tepeye taşıdı kısa sürede. Kaidenin yanına ulaştığımızda gördüğümüz
manzara etkileyici olduğu kadar açıkçası endişe vericiydi de. Bir yığın imza
kampanyaları ile yurda döndürülmeye çalışılan nice çalınmış ve şimdi gurbet
ellerde zaman doldurmakta olan antik zamanların şaheserlerini acaba biz hak ediyor
muyduk? Çünkü özelinde 19.yy. ortalarında British
Museum’a götürülen Knidos Aslanı’nın
kaidesinin bir bölümü yerlere saçılmış, kalanlar da yıkılmak üzere neredeyse
gün saymaktaydılar. Doğanın ve insanın tahribatı ise ayrı bir konuydu.
Anıt mezarın toprak üstünde ve ayakta kalan dairesel formlu alt bölümü; dışa doğru bombeli (bosajlı) muntazam duvarlar dikkat çekiyor.
(Ekim 2023)
(Ekim 2023)
Dağa Kaçtım gezginleri, Knidos Aslanı'nın kaidesinin oturduğu dairesel formlu anıt mezarın alt bölümünün içinde...
(Ekim 2023)
(Ekim 2023)
Knidos Kazı ve Restorasyon Başkanı Prof. Dr. Ertekin Doksanaltı Datça’da
yaptığı bir konuşmada bu konuda şunları söylüyor:
“Knidos
Aslanı’nın yurduna geri dönmesiyle ilgili yapılan çalışmaları canı gönülden
destekliyorum; ancak bir gerçeğe dikkat çekmek istiyorum. Aslanlı Mezar’ın
bugün geride kalan bölümü, ne yazık ki tamamen yıkılma tehlikesiyle karşı
karşıyadır. Neredeyse yıkılmak üzeredir. Aslanımızı geri istiyoruz, elbette.
Haklı davamızın sonuna kadar takipçisi olalım. Burada yanlış olan hiçbir şey
yok; ancak aslanlı mezar anıtının durumu hiç iyi değil. Anıttan geri kalan
kalıntıların gelecek yıla çıkacağının bir garantisi var mı? Ben bu garantiyi
veremiyorum.
...
Burada şapkamızı önümüze alıp, düşünmemiz
gerekiyor. O nedenle görev şimdi hepimize düşüyor. Bir özeleştiri yapmalıyız.
Datçalılar olarak taşın altına elimizi koyma zamanı geldi. Artık bir şeyler
yapmalıyız. Bu anıtın tekrar ayağa kaldırılması için bir proje ortaya
koymalıyız. Aslanımızı geri istemeye devam ederken, her an yıkılma tehlikesi
yaşayan anıtı bir an önce koruma altına almalıyız. Eğer bunu
gerçekleştiremezsek aslanımızı hangi yüzle geri isteyeceğiz. İngilizler bize
aslanın yuvasının ne halde olduğunu sormazlar mı? Bu nedenle bir an önce kamu
ve yerel yönetimler, bakanlık ve üniversite ile şehrin ileri gelenleri el ele
verip, bu anıt mezarı bir an önce ayağa kaldırmalıyız. Knidos Aslanı’nın
yuvasını kurtaralım.”(1)
(Ekim 2023)
(Ekim 2023)
(Ekim 2023)
Aslanlı mezarın kaidesinde içerden açılmış bir gedik daha; böyle bir sürü delik var mezarda. Gidiciyim der gibi bir hali var.
(Ekim 2023)
Hoca ne kadar haklı…
Vakti zamanında izinli veya çalınarak yurtdışına çıkarılmış bir antikiteyi
dışarıdan isterken, en az onlar kadar söz konusu antikiteye sahip çıkıp koruyacağımıza
dair karşı tarafta etkileyici bir izlenim bırakmamız ve bunu yurtiçindeki
benzer eserlere nasıl sahip çıktığımızı gösteren sağlam pratiğimizle
desteklememiz gerekmez mi? Adamlar şu bizim halimize bakıp da, siz ne yüzle bu
insanlık mirasını bizden geri istiyorsunuz demezler mi? Bundan ötesi tamamen
boş laf…
Aslan Burnu'nda yer alan anıt mezarın duvarlarında yer alan kum taşı ve mermer yapı taşları birlikte...
(Ekim 2023)
(Ekim 2023)
(Ekim 2023)
Knidos Aslanı’nın bulunduğu yapı aslında bir mezar anıtıdır
ve büyük olasılıkla bir kahraman mezarıdır burası. Yapı ve çevresinde herhangi
bir yazıta ya da buluntuya rastlanmadığı için yapının ne zaman yapıldığına dair
farklı görüşler ileri sürülmektedir. Bazı kaynaklara göre (Krischen) yapının inşa tarihi İ.Ö. 2.yy. olarak verilmektedir. Knidos Aslanı’nı bulup İngiltere’ye
götüren Sir Charles Thomas Newton ise,
yapıyı General Konon’un deniz zaferiyle(2) bağdaştırarak İ.Ö.394
olarak tarihlemektedir.(3)
(Ekim 2023)
Aslan Burnu'ndaki Knidos Aslanı'nın kaidesinin bulunduğu düzlemden Tekir Burnu, Knidos ve Knidos Feneri'ne bakış
(Ekim 2023)
Mezar anıtının şimdi yerinde olmayan yukarı bölümlerinden; belki de saçaklarından düşmüş bir mimari parça
(Ekim 2023)
Coğrafi yakınlık ve Karia bölgesinde yer alması nedeniyle, Bodrum’daki (Halikarnassos) Mavsolos’un
(Mausollos) anıt mezarı ile
benzerlikler gösteren yapı, bugünkü haliyle burnun kıyısında gelen geçen deniz
trafiğini denetlemeye dönük dairesel formlu bir burcu andırıyor. Ama tabii ki
öyle değil… Dor düzeni mimari
yaklaşımlarını içeren yapı, kaynaklara göre dıştan mermer kaplamalı; içerden
ise yerel malzeme kum taşından inşa edilmiş olmalı. Bu kaidenin üzerinde
yükselen bir piramidal yapının en üstünde ise, şimdi British Museum’da bulunan Knidos
Aslanı bulunmaktaydı.
Çürümekte ve yok olmakta olan bir anıt mezarın sadece en alt bölümü ayakta; Knidos'ta, Aslan Burnu'nda...
(Ekim 2023)
British Museum'a götürülen Knidos Aslanı'nın en üstünde yer aldığı Knidos mezar anıtının İngiliz konsolos yardımcısı; talanın baş sorumlusu Sir Charles Newton tarafından yapılan canlandırması (restitüsyonu)
(kaynak: wikipedia)
(https://kulturenvanteri.com/en/yer/knidos-aslanli-mezar/#17.1/36.669212/27.402607)
(Ekim 2023)
“Mezar, pseudo(4)
sütunlara bağlanmış, her kenarı 12 metre uzunluğunda olan kare bir bodrum katı
ile piramidal üst yapıdan oluşmaktadır. Piramidin taban ve alt kısmı hala
korunmuş vaziyette ve dışı mermerle kaplı sertleşmiş/taşlamış kum taşından
yapılmıştır. Yapı, özenle örülmüş bosajlı
duvarlara(5)
sahiptir. Yapının orta bölümünde Dor düzeninde yaklaşık 5,5 metre yüksekliğe
sahip olduğu düşünülen dörder sütun bulunmaktadır.
Yapıda günümüze ulaşan tek mimari bezeme
kırık bir kalkan kabartması olup, bu kabartmanın yapının giriş bölümünde yer
almış olabileceği düşünülmektedir. Taş döşeli kare zemin üzerinde dairesel form
ve devamında piramidal formda inşa edilen yapının restitüsyon önerileri
F.Fletcher ve Newton tarafından yapılmıştır.”(3)
Aslan Burnu'nda Knidos Aslanı'nın kaidesi ya da aslanlı mezar anıtından kalanlar; ama Akdeniz hala yerli yerinde, onu götürememişler.
(Ekim 2023)
(Hasan Doğan; Ekim 2023)
(Hasan Doğan; Ekim 2023)
(Ekim 2023)
Bir anlamda Knidos’un denizden sınırını tanımlayan Aslan Burnu Mezar Anıtı, denize hâkim
bir noktada ve gelen geçen gemilerin görebileceği konumda bir anlamda Knidos’un gücünü ve egemenliğini
simgeliyor olmalıydı. Ta ki; 19.yy.ın ortalarına dek…
Hasan Hoca, Knidos’a bakan bir burnun hemen ucunda
konumlanmış Knidos Aslanı ve anıt
mezar ile ilgili olarak duygularını şöyle ifade ediyor:
“Burnun ucuna
vardığımızda devasa kaide yerinde duruyordu. Büyük taş bloklarının bir kısmı
yerlere saçılmış. Kaidede iki çeşit taş kullanıldığını hemen çıplak gözle
görebiliyoruz. Kaide gerçekten muhteşem bir görünüme sahip ve bir de hayalimde
bu kaidenin üzerine 6 tonluk aslanı koydum. Muhteşem bir görüntü oluştu
hayalimde. Bütün gemilere selam duran, el sallayan ve hafifçe gülümseyen bir aslan
bu… Yontucu, ona biraz yaşlılık ve ağırbaşlılık imajı vermiş. Kim bilir; Knidos halkı, belki de böyleydi. Sakin, masum,
ağırbaşlı ve barışçıl bakışlı aslan, gerçekten oradaki burnun bir sembolü imiş
yüzyıllarca...”
(Ekim 2023)
(Ekim 2023)
(Ekim 2023)
(Ekim 2023)
Knidos Aslanı’nın yanında yeterince zaman geçirmiştik. Artık
dönüyorduk. Biraz hüzün, biraz kızgınlıktan ibaret duygularımıza, Akdeniz ile Ege’nin
sularının neredeyse birbirine karıştığı bir yerde; denizin ve havanın tuzlu
esintisi eşlik etti bir süre. Yine yaklaşık aynı patikaları kullanarak ve sık
makilik örtüsüyle yeniden boğuşarak geldiğimiz tepeye doğru tırmanmaya
başladık. Yürüdükçe ağır ağır uzaklaştı bizden Knidos Aslanı’nın kaidesi. Bir ayakkabının tabanını bırakmıştık
dönüş yolunda. Çaresiz rotamız belliydi artık; önümüzdeki günlerde yapacağımız
diğer yürüyüşler için bir yürüyüş ayakkabısı almak üzere yönümüzü Datça’ya döndük.
(https://www.arkeolojisanat.com/shop/blog/ingiltereye-kacirilan-aslaninin-datcadaki-yuvasi-yikiliyor_3_680942.html)
(Ekim 2023)
(Ekim 2023)
Dönüş yolunda yazının
bitirişini Hasan Hoca’ya bırakalım yeniden.
“Bizler de güneşin
yakıcı sıcağına rağmen, ağrıyan ve hafiften çizilmiş bacaklarımızı umursamadan,
bir amaca ulaşmanın mutluluğu içinde aynı rotayı takip ederek geri dönüyoruz.
Arkamızda bıraktığımız ise, bin yıllardır bu topraklarda yaşamış ve medeniyet
kurmuş insanların bıraktığı eserlerden sadece bir tanesi idi. Oysa bu muhteşem
anıtı buralardan götüren kazmacı ise, tarihe şu notu düşüyordu; aslanı bu vahşi
topraklardan alıp çok sevgili kraliçelerinin medeniyetin beşiği topraklarına
götürmenin huzuru ve mutluluğu içindeyim diye. Ne diyelim ki bu söze? Bu
topraklar senden önce de medeniyetin beşiğiydi binlerce yıldır. Bu topraklarda
23 medeniyet doğmuş ve filizlenmiş. Her medeniyet, bir birikim bırakarak
devrini tamamlamış. Sen ki sömürgensin. Hâkim olduğun bu toprakların yer altı,
yerüstü; ne varsa her türlü zenginliğini sömürmüşsün. İnsan gücüne de değer
vermeden yıllarca kanını emmişsin. Sen Ege’ye ait bir medeniyetin ürününü, ait
olduğu topraklardan söküp götürüyorsun. Hem de mensubu olduğun kraliyetin tüm
olanaklarını kullanarak. Ben ise, henüz yolu dahi açılmamış bu bakir toprakları
arkamızda bırakırken, kardeşlerimi teselli etmeye çalışıyorum. Moralinizi bozmayın
sevgili kardeşlerim; her attığımız adım gideceğimiz yolu azaltmaktadır. Arkama
dönüp baktığımda muhteşem Akdeniz’in mavisi ile “hoş geldin çiçekleri”nin bizlere el salladıklarını görüyorum;
inanın.”
(DEVAM EDECEK)
Dipnotlar:
(2) “Knidos, Dor Hexapolis (bu birliğin muhtemel tarihinde)
üyesidir. En erken yerleşimleri yaklaşık MÖ.579’a dayanan, Akdeniz’de bulunan
Knidosluların Naukratis’teki Hellenion’a kadar pay sahibi olduğu, Knidos’un
fetih yoluyla Kyros’a dahil edildiği, Tarentum ile ilişkilerinin Dareios’un
hükümdarlığında olduğu Herodotos tarafından belirtilmiştir. Knidos’ta Kimon
filosunun toplanmasından önce Eurymedon savaşının olduğu ve Knidos’un Atinalılar
yanında yer aldığı, Peloponnesos Savaşları sırasında şehirlerinin talihsizliği,
Atinalıların Sicilya’da yenilmesinden sonra Lakedemonlulara (yani Spartalılara)
katıldıkları, Atinalıların Knidos teşebbüsünün MÖ394’te Konon’un deniz zaferi
ile püskürtüldüğü ise Thukydides tarafından belirtilmiştir. Newton, kendi
yaptığı tarihlemeyi destekler nitelikte bu tarihi olaylardan faydalanmıştır.” Bkz. Knidos Aslanı ve
Olası Yaş Tahmini; Tuğçe Ertabak makalesi…(dipnot
3)
(3)
Knidos Aslanı ve Olası Yaş
Tahmini, Tuğçe Ertabak; Phaselis
Disiplinler Arası Akdeniz Araştırmaları Dergisi; Issue VIII (2022); bkz. https://www.academia.edu/71536580/KN%C4%B0DOS_ASLANI_VE_OLASI_YA%C5%9E_TAHM%C4%B0N%C4%B0_Phaselis_VIII_2022_Tu%C4%9F%C3%A7e_ERTABAK
(4)
Pseudo sütun: Yalancı sütun
(5)
Bosajlı duvar: Taş duvar örgüsünde
dikdörtgenler prizması şeklinde yontulmuş taşların dışa gelen yüzeylerinin
pürüzlü ve bombeli şekilde biçimlendirilmesi.
(6) Fotoğraflar, belirtilenler dışında gezi sırasında İ. Fidanoğlu tarafından çekilmiştir.
Yazan: Hasan Doğan-İbrahim Fidanoğlu
Düzenleyen: MYC
Tarihine ışık tutup, sahip çıkılması için çırpınan her gönüle vurgunum. Yürüyen ayaklarına, gören gözlerine, yazan ellerine ve sevdalı fedakar gönüllere sağlık diliyorum.
YanıtlaSilSelamlarımla.
Çok güzel ifade etmişsiniz. Ağzınıza sağlık. Bu bitmeyen bir koşudur; talan sürdükçe hep sürecek. İlginizin devamlılığı dileğiyle...İF
SilEmeğinize sağlık.
YanıtlaSil