10 Aralık 2023 Pazar

RESİMLİ BETÇE HİKÂYELERİ-1

 KNİDOS’UN ÇALINAN ASLANI;
BETÇE’DE; ASLAN BURNU'NDA…
18-19 Ekim  2023
Hasan Doğan-İbrahim Fidanoğlu
 
Giriş
 
Pandemiden beri yaklaşık 3 yıldır Betçe’ye uğramamıştık. 2023 sonbaharında yeniden Hasan Hoca’nın hazırladığı güzergâhları yapmak üzere Betçe’de yeniden yarımadaya uğrama ve avarelik etme şansımız oldu. Datça yarımadası, dağlık topografyası, ana karaya dar bir kıstakla bağlı olması ve anakaradan ulaşılabilme imkânının geçmiş yıllarda çok kısıtlı olması nedeniyle bir adada yaşıyormuş hissini veren bir ekonomik ve sosyal hayatın şekillendiği ve bunun üzerinde bin bir öyküsüyle zenginleşen yaşanmışlıkların mekânı özgün bir coğrafyayı kapsıyor.
 
Aslan Burnu'ndaki kaidenin içinden İlleki ve İncirli adalarına bakış
(Ekim 2023)

Aslan Burnu'nda Knidos Aslanı'nın kaidesi; anıt mezar...
(Ekim 2023)

Yakaköy'ün girişinde eski bir zeytinyağı işliğinden (buralarda mengen adıyla anılıyor) bir lokantaya dönüştürülmüş Yakamengen...
(Ekim 2023)

Bu seferki programımız Knidos ve Palamut Bükü merkezli gelişti. İlk günün çoğu zaten İzmir-Datça yolunda geçti. Betçe’ye akşama doğru, ama oldukça sıcak bir havada eriştik. Güneş hala yakıcı idi. Yakaköy’ün eski kunduracılarından Sait Usta’nın cenazesi ile karşılaştık köye girerken. Hasan Hoca ve neredeyse bütün Betçe sakinleri de oradaydı. Biz de cenaze kortejine katılarak, sonsuzluğa doğru yola çıkan bir Betçelinin arkasından yürüdük. Betçe’de; herhangi bir köyde birisi ölürse eğer, bu olağanüstü bir güne dönüşüyor yarımadada. Köyden duyan duymayan; herkes bir şekilde cenaze evine ve cenazenin kalkacağı camiye doluşuyor. Camide cenaze namazı kılındıktan sonra, cenaze eller üzerinde ve Betçe köylerinden gelen yüzlerce kişinin katılımıyla yakındaki mezarlığa kadar taşınıyor. Bu bile adalı olma ruh halinin yansıdığı bir paylaşımı ve dayanışmayı simgeliyor aslında. Burada gerçekleşen defin ve dini vecibelerin yerine getirilmesi sonrasında, cenaze sahiplerinin taziyeleri kabulüyle defin ritüelleri sona eriyor.
 
Yakaköylü Kunduracı Sait Usta'nın cenazesinde...
(Ekim 2023)
 
Gocadağ'ın eteklerinde Yakaköy mezarlığı
(Ekim 2023)
 
Yakaköy mezarlığında bir anıt menengiç
(Ekim 2023)

Yakaköy mezarlığında Betçe'nin başöğretmeni Muzaffer Pilavcı'nın mezarı
(Ekim 2023)

Defin bitiminde; dağılırken...
(Ekim 2023)

Yakaköy’ün girişinde yer alan birçok eski köy evi, yarımadadaki şehir kaçkınlarının ve turizm imkânlarının artışına paralel olarak çehre değiştirmiş. Kimi lokanta, kafeterya, kimisi ise; İstanbul ya da Ankara’dan gelen yeni sahiplerinin sayfiye mekânı haline dönüştürülmüş. İçlerinde gerçekten çok hoş sivil mimari örnekleri var. Gocadağ’a doğru çıkan taşlarla döşeli bir patikadan yukarı doğru biraz yüründüğünde, yine bu güzel örneklerle karşılaşmak pek mümkün. Tabii bir de mezarlığın içindeki eski Yakaköy Camii var; şu anda harap durumda olsa da üzerinde yer alan duvarcı ustasının imzasını andıran bazı ilginç işaretler bu güzelim taş yapıya da ayrı bir karakter ve kimlik kazandırıyor.
 
Yakaköy mezarlığındaki tarihi cami
(Ekim 2023)
 
Caminin yandan görünümü
(Ekim 2023)

Cami duvarında yer alan ve hayat ağacını andıran işaretlerden biri
(Ekim 2023)
 
Aynı duvardan bir başka görünüm; bir başka desen; aslında duvarcı ustasının imzasıdır o.
(Ekim 2023)
 
Cenaze töreni sonrasında Yakaköy’den Kumyer yoluyla Palamut Bükü’ne iniverdik. Ertesi sabah bizi, Knidos’a; kendi adıyla anılan bir burundaki sekiden; British Museum’a götürülmeseydi, yüzlerce yıldan beri bakıyor olacak Knidos Aslanı ve bir zamanlar onun üzerinde yükseldiği anıt mezardan bugüne kalanlar beklemekteydi.
 
 Yakaköy'ün girişi
(Ekim 2023)
 
Yakaköy'ün yukarılarına doğru yürüdüğümüz döşeme yol
(Ekim 2023)
 
Şirin bir Yakaköy evi; yeni sahiplerinin ellerinde yeniden hayat bulmuş.
(Ekim 2023)
 
Betçe demek; begonviller demek...
(Ekim 2023)
 
Aslan Burnu’ndaki Kaide ve Knidos Arslanı
 
Hasan Hoca anlatıyor:
 
“Yarımadanın toplam uzunluğu, bizlerin Balıkaşıran olarak adlandırdığımız Bencik kıstağından itibaren yaklaşık 77 km.dir. Bu zarif ve kıvrımlı koyları ile binlerce yıldır çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapmış bu topraklar, ne yazık ki son yıllarda birçok soygunlara sahne olmuştur. Bazen bu soygunlara hem izin vermiş, hem de yardımcı da olmuşuz. Aslında bu soygunlara rağmen, yarımadanın hala en ucunda; döneminin muhteşem uygarlığını yaşatmış, deniz ticaretinin merkezi olmuş ve Antik Çağ’ın en muhteşem kentlerinden birisi olan Knidos kenti hala ayaktadır. Bizlerin Tekir olarak adlandırdığımız, Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde Tekfurluk olarak gösterilen bölge, bu yarımadanın ucu, yani kentin bulunduğu bölgedir. Bizim bölge insanı bu bölgeyi hala Tekir olarak bilir ve bölgeyi tarif ederken bu terimi kullanır.
 
Tekir Burnu; Knidos ve Knidos Feneri uzaklarda...
(Ekim 2023)
 
Aslan Burnu'na yürümeden önce; Dağa Kaçtım gezginleri Knidos'a ve Tekir Burnu'na doğru bakarken...
(Ekim 2023)
 
Knidos Feneri ve Tekir Burnu
(Hasan Doğan; Ekim 2023)
 
Bu bölge ile ilgili açıklamadan sonra gelelim Aslan Burnu’na. Burun, adını üzerinde bulundurduğu İlkçağ’daki anıt mezardan alıyor. Datçalılar bu kaidenin bulunduğu buruna Aslan Burnu diyorlar. Aslan Burnu, Knidos antik kentinin güney doğusunda ve denize doğru bir dik yamaçla sonlanıyor. Anıt mezar da tam bu dik yamacın üzerine kondurulmuş. 1858 yılında Sir Charles Thomas Newton, yarımadayı kazmaya geldiğinde, bu burundaki anıt mezardan haberi bile yoktur. Atina’da yaşayan Rum kökenli bir simsar; bu ziyareti duyunca, hemen Knidos’a koşar gelir. İlginçtir; bu anıt mezardan burada yaşayan insanların da haberi yoktur. Yarımadanın Ağası Mehmet Ali Ağa da bu mezardan habersizdir.
 
British Museum'un girişinde sergilenen Knidos Aslanı
(https://aktuelarkeoloji.com.tr/kategori/tahribat/bir-kultur-yagmasi)
 
1858'de Knidos Aslanı'nın yerinden alınışı; aslanın yani ganimetinin hemen sağında yer alan Sir Charles Newton'un zafer kazanmış bir komutan gibi duruşu manidar...
(https://aktuelarkeoloji.com.tr/kategori/tahribat/bir-kultur-yagmasi)
 
Sir Charles Newton, Knidos'da küçük tiyatronun önünde; sanki babasının çiftliğinde...
(https://aktuelarkeoloji.com.tr/kategori/tahribat/bir-kultur-yagmasi)
 
Rum simsarın tarifine göre; anıt mezar, Knidos’a tahminen 3 km uzaklıkta ve kentin güney doğusundadır. Nitekim bu anıt mezar kısa bir arayıştan sonra bulunur. Anıt mezar kısmen yerinde dursa da, bölgede meydana gelen çeşitli depremler sonucu, aslan heykeli kaidenin üzerinden düşmüştür. Bulunduğunda yüzükoyun yatmaktadır ve alt çenesi ile bir ayağı kırılıp kopmuştur. İngiliz kraliyet ailesine ait gemi ile gelen kazmacı, ayrıca emrinde 300 asker de bulundurmaktadır. Bu arada yarımadanın adeta tek hâkimi konumundaki Mehmet Ali Ağa da civar köylerden seçilmiş iri yarı 100 adamını bu İngiliz misafire sunar. Kazıcının notlarında, köylüler henüz daha parayla falan tanışmamışlardır. Daha sonraları anılarını yazan Sir Charles Thomas Newton bu köylülerin tariflerini de yapmıştır. “Dağlı, kaba ve ilkel...” Yarımadaya gelen bu kazmacı tayfası, bir yıl burada kalır. Antik kentte ne varsa, toplar ve kasalar. Buna ilaveten, 6 tonluk aslanın olduğu yerden gemiye yüklenmesi işlemleri tam bir ay sürer. Sonuçta başarılır. Bizim Knidos Aslanı, şu anda İngiltere’de British Museum’un girişinde misafirlere hoş geldin demektedir.”
 
Aslan Burnu'na doğru bakarken...
(Hasan Doğan; Ekim 2023)
 
Yazıköy'de Sinyor Günay Demir ile; arabasının başında...
(Hasan Doğan; Ekim 2023)
 
Yazıköy'de evinin avlusunda başında şapkasıyla Sinyor Günay Demir, geçmişini sermiş masaya; fotoğraf albümleri, hatıraları ve daha neler neler...
(Hasan Doğan; Ekim 2023)
 
Bizler bir Ekim sabahı düştük yollara. Ekim ayının en güzel günlerinden biriydi doğrusu. Bu kadar güzel bir rastlantı olamazdı. Güneş bir yanda yazdan daha güzel, öbür yanda denizlerin en güzeli Akdeniz… Çıkış noktamız Palamut Bükü; yaklaşık 4 km sonra Çeşme köyündeyiz. Oradan Yazı köyü çok yakın ve tahminen 1 km kadar uzaklıkta. Tercihimiz Belen sapağından değil de, Yazı köyün içinden geçmekti. Bu arada köyü tam terk ederken, yarımadanın renkli siması Sinyor İbrahim Günay Demir karşımıza çıkıverdi. Durmamak olmazdı. O koskocaman bir tarihti; eğer sayfalarını çevirmesini bilirsen… Yol üstünde arabası ile uğraşıyordu. Bizi çok güzel karşıladı Sinyor. 83 yaşına rağmen, o hala genç bir delikanlı idi. Bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi ile hala bembeyaz kaptanlık kıyafetlerini giyip çevrede dolaşıyordu. Geçmişi ile barışık ve mutlu bir şekilde yarımadada hayatını sürdüren Sinyor, bu yaşlarda evinde oturup torunlarını ağırlayacağına, sürekli bir aktivitenin içinde… O, Yusuf Ziya Özalp’ın deyimi ile Datep'in (Datça Tahtası Eksikler Partisi) genel başkanı… O iddialı bir şekilde seçimlere hazırlanıyor. Belediye seçimlerine az bir zaman kaldı. O çalışmalarına çoktan başladı bile. Bizler de evinde kısa bir sohbet olanağı bulduk kendisi ile. Arabasını hazırlıyordu. Bizler de onu fazla oyalamak istemedik. Özür dileyerek kalktık ve vedalaşıp yolumuza devam ettik.
 
Bağlar Özü'nden sonra; Aslan Burnu'na doğru...
(Ekim 2023)
 
Sağımızda Gocadağ...
(Ekim 2023)
 
Karşımızda Tekir Burnu ve Knidos Feneri...
(Ekim 2023)
  
Birazdan aşağıya ineceğiz; Aslan Burnu uzaktan görünüyor.
(Ekim 2023)
 
Knidos Aslanı her yerde; bir çiftliğin avlusunda...
(Ekim 2023)
 

Knidos’a bir kaç kilometre mesafede, Bağlar Özü’ne inen yolun hemen girişinde, sağa saptık ve toprak yoldan yolumuza devam ettik. Bizler bir kaç kilometre yol aldıktan sonra bir otele ulaştık. Sonra arabamızı bu otelin oto parkına bıraktık. Bu noktadan anıt mezarın kaidesi, bütün ihtişamı ile burunun tam ucunda görünüyordu. Tam karşıya; yani denize doğru yöneldik. Bir yol aradık, ama ne yazık ki yol yoktu. Bizler de bu yol yok, iz yok; çalı çırpı arasından buruna doğru zorlukla ilerlemeye başladık.
 
Her yanımız sık makiliklerle kaplı...
(Ekim 2023)
 
Betçe jargonunda "hoşgeldin" çiçekleri ya da ada soğanları
(Ekim 2023)
 
Sevcan Abla, bir çocukluk hatırasını gerçekleştirirken...
(Ekim 2023)
 
Hasan Hoca önde, biz arkada; iniyoruz.
(Ekim 2023)
 
Solumuzda güzel mi güzel bir koy... Sağımızda ise, Knidos antik kenti ile Knidos’un feneri. Biraz beriye doğru Gıyrap ve Domuz İni koyları; sanki bir ressamın elinden çıkmış tablolar gibi. Bu arada bize “hoş geldiniz” diyip boyun eğen ve Eylül ayı ile birlikte kendilerini gösteren “hoş geldin” çiçekleri ya da gerçek ismiyle ada soğanlarının çiçekleri. Sevcan Abla’nın anlattığına göre; ilkokulda okula gidip gelirlerken, oyun niyetine; Eylül ayında bu boynu eğik ada soğanlarının çiçeklerini çocuk aklıyla bir büyüğün eline benzetip eğilip öperlermiş; bize hoş geldin diyorlar diye. 
 
Her yer geven; her yer makilik...
(Ekim 2023)
 
Aslan Burnu'na doğru yaklaşırken...
(Ekim 2023)

Hasan Hoca, Aslan kaidesinin yere saçılan kum taşı esaslı taş blokları arasında...
(Ekim 2023)
 
Ada soğanları; Ağustos sonu, Eylül başı itibariyle uyanırlar. Bu çiçekler, belki de doğanın ilk uyanan çiçekleridir. Sonraları bir çeşit defne olan ezentereler, bembeyaz çiçekleri ve müthiş kokuları ile kendilerini belli ederler. Kim bilir; belki de bu çiçekler bu mevsimde bir uyanışı temsil etmekteler. Belki de üremenin sembolü olan çiçekler, doğanın da yaratıcılığı çerçevesinde bir şekilde genç kızlara da bir ilham kaynağı oluyorlar.
 

Solumuzda denize doğru dik bir şekilde alçalan yamaçlardan görebildiğimiz koy
(Hasan Doğan; Ekim 2023)
 
Aynı koydan bir başka görünüm
(Hasan Doğan; Ekim 2023)

Aslan Burnu'nda; anıt mezarın kaidesinin yanındayız. Karşıda İlleki'nin silueti...
(Hasan Doğan; Ekim 2023)
 
Ada soğanları ve geven türü sık makilikler arasından Aslan Burnu’na doğru inmeye devam ettik. Solumuzda gösterişli, ama inişi neredeyse imkânsız bir koy vardı. Yukarıdaki arabayı kıyısına park ettiğimiz otelden bu koya doğru inen yol, bir süre sonra çalıların arasında kaybolup gidiyordu. Sağ yanımızda Gocadağ’ın denize doğru uzanan heybetli gövdesi; yol boyunca uzaktan seçilebilen Knidos’un şehir duvarları; bizler ise bu güzelliklerin arasında gevenlerle boğuşmaktayız.
 
Bodur ardıçlar; üzerinde meyveleriyle...
(Ekim 2023)
 

Sakız çalıları; meyvede...
(Ekim 2023)

Sakız kolonileri
(Ekim 2023)

Biraz ileride kıpkırmızı meyveleriyle sakız çalıları (ilkimler) ve biraz sararıp geçmiş de olsa pirenler… Bodur ardıçlar var çevremizde; acımsı bir şeker lezzetinde meyveleriyle önümüzü kesiyorlar yer yer. Hasan Hocalar bu yaz ardıç meyvelerinin özünü çıkartarak ardıç pekmezi yapmışlar; inanılmaz özgünlükte bir lezzeti var doğrusu. Sabah kahvaltılarında tatma fırsatımız oldu. Daha neler yoktu ki; keçiboynuzu ve incir pekmezleri, kayısı ve erik reçelleri… Sevcan Abla’nın üretken yaratıcılığında hepsi de ayrı ve benzersiz Betçe lezzetleri…
 
Anıt mezarın korozyona uğramış kum taşından yapı taşlarından biri
(Ekim 2023)
 
Bir başka taş blok; kum taşından...
(Ekim 2023)

Mermerden bir mimari parça
(Ekim 2023)

Knidos Aslanı'nın kaidesi; aslında bir anıt mezarın alt bloğu
(Ekim 2023)
 
Aslan Kaidesi uzaktan görünse de, epey mesafe vardı daha. Aramızdaki bir vadiye inip çıkmak gerekiyordu ulaşmak için Aslan Burnu’na. Koloniler halinde geven öbekleri ve sakız çalılarından oluşan bitki örtüsü, yer yer önümüzü kesse de yavaş yavaş vadinin dibine doğru inmeye başladık. Vadinin dibindeki bir ağacın hemen yanından başlayan bir patika bizi Aslan Kaidesi’nin bulunduğu tepeye taşıdı kısa sürede. Kaidenin yanına ulaştığımızda gördüğümüz manzara etkileyici olduğu kadar açıkçası endişe vericiydi de. Bir yığın imza kampanyaları ile yurda döndürülmeye çalışılan nice çalınmış ve şimdi gurbet ellerde zaman doldurmakta olan antik zamanların şaheserlerini acaba biz hak ediyor muyduk? Çünkü özelinde 19.yy. ortalarında British Museum’a götürülen Knidos Aslanı’nın kaidesinin bir bölümü yerlere saçılmış, kalanlar da yıkılmak üzere neredeyse gün saymaktaydılar. Doğanın ve insanın tahribatı ise ayrı bir konuydu.
 
Anıt mezarın toprak üstünde ve ayakta kalan dairesel formlu alt bölümü; dışa doğru bombeli (bosajlı) muntazam duvarlar dikkat çekiyor.
(Ekim 2023)
 
Anıt mezarın içinden dairesel formlu alt bölümün panoromik görünümü
(Ekim 2023)

Dağa Kaçtım gezginleri, Knidos Aslanı'nın kaidesinin oturduğu dairesel formlu anıt mezarın alt bölümünün içinde...
(Ekim 2023)

Anıt mezarın iç duvar detayı
(Ekim 2023)

Knidos Kazı ve Restorasyon Başkanı Prof. Dr. Ertekin Doksanaltı Datça’da yaptığı bir konuşmada bu konuda şunları söylüyor:
 
Knidos Aslanı’nın yurduna geri dönmesiyle ilgili yapılan çalışmaları canı gönülden destekliyorum; ancak bir gerçeğe dikkat çekmek istiyorum. Aslanlı Mezar’ın bugün geride kalan bölümü, ne yazık ki tamamen yıkılma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Neredeyse yıkılmak üzeredir. Aslanımızı geri istiyoruz, elbette. Haklı davamızın sonuna kadar takipçisi olalım. Burada yanlış olan hiçbir şey yok; ancak aslanlı mezar anıtının durumu hiç iyi değil. Anıttan geri kalan kalıntıların gelecek yıla çıkacağının bir garantisi var mı? Ben bu garantiyi veremiyorum.
...
Burada şapkamızı önümüze alıp, düşünmemiz gerekiyor. O nedenle görev şimdi hepimize düşüyor. Bir özeleştiri yapmalıyız. Datçalılar olarak taşın altına elimizi koyma zamanı geldi. Artık bir şeyler yapmalıyız. Bu anıtın tekrar ayağa kaldırılması için bir proje ortaya koymalıyız. Aslanımızı geri istemeye devam ederken, her an yıkılma tehlikesi yaşayan anıtı bir an önce koruma altına almalıyız. Eğer bunu gerçekleştiremezsek aslanımızı hangi yüzle geri isteyeceğiz. İngilizler bize aslanın yuvasının ne halde olduğunu sormazlar mı? Bu nedenle bir an önce kamu ve yerel yönetimler, bakanlık ve üniversite ile şehrin ileri gelenleri el ele verip, bu anıt mezarı bir an önce ayağa kaldırmalıyız. Knidos Aslanı’nın yuvasını kurtaralım.”(1)
 
Bosajlı duvarlar; anıt mezarın içinden görünüm...
(Ekim 2023)

Anıt mezarın içinden Akdeniz'e ve İncirli adasına bakış
(Ekim 2023)
 
Kum taşı bu demek; anıt mezarın içinden ve dibinden...
(Ekim 2023)

Aslanlı mezarın kaidesinde içerden açılmış bir gedik daha; böyle bir sürü delik var mezarda. Gidiciyim der gibi bir hali var.
(Ekim 2023)
 
Hoca ne kadar haklı… Vakti zamanında izinli veya çalınarak yurtdışına çıkarılmış bir antikiteyi dışarıdan isterken, en az onlar kadar söz konusu antikiteye sahip çıkıp koruyacağımıza dair karşı tarafta etkileyici bir izlenim bırakmamız ve bunu yurtiçindeki benzer eserlere nasıl sahip çıktığımızı gösteren sağlam pratiğimizle desteklememiz gerekmez mi? Adamlar şu bizim halimize bakıp da, siz ne yüzle bu insanlık mirasını bizden geri istiyorsunuz demezler mi? Bundan ötesi tamamen boş laf…
 
Aslan Burnu'nda yer alan anıt mezarın duvarlarında yer alan kum taşı ve mermer yapı taşları birlikte...
(Ekim 2023)

Bir saçak süslemesini andıran mimari parça; yerde...
(Ekim 2023)

Knidos Aslanı'nın kaidesi; genel görünümü
(Ekim 2023)

Knidos Aslanı'nın kaidesinin alt bölümü; dairesel formlu...
(Ekim 2023)
 
Knidos Aslanı’nın bulunduğu yapı aslında bir mezar anıtıdır ve büyük olasılıkla bir kahraman mezarıdır burası. Yapı ve çevresinde herhangi bir yazıta ya da buluntuya rastlanmadığı için yapının ne zaman yapıldığına dair farklı görüşler ileri sürülmektedir. Bazı kaynaklara göre (Krischen) yapının inşa tarihi İ.Ö. 2.yy. olarak verilmektedir. Knidos Aslanı’nı bulup İngiltere’ye götüren Sir Charles Thomas Newton ise, yapıyı General Konon’un deniz zaferiyle(2) bağdaştırarak İ.Ö.394 olarak tarihlemektedir.(3)
 
Bir Betçe sevdalısı; Hasan Hoca ve Knidos Aslanı'nın kaidesi...
(Ekim 2023)

Aslan Burnu'ndaki Knidos Aslanı'nın kaidesinin bulunduğu düzlemden Tekir Burnu, Knidos ve Knidos Feneri'ne bakış
(Ekim 2023)

Mezar anıtının şimdi yerinde olmayan yukarı bölümlerinden; belki de saçaklarından düşmüş bir mimari parça
(Ekim 2023)

Anıt mezarın içinde; fotoğraf telaşında...
(Hasan Doğan; Ekim 2023)
 
Coğrafi yakınlık ve Karia bölgesinde yer alması nedeniyle, Bodrum’daki (Halikarnassos) Mavsolos’un (Mausollos) anıt mezarı ile benzerlikler gösteren yapı, bugünkü haliyle burnun kıyısında gelen geçen deniz trafiğini denetlemeye dönük dairesel formlu bir burcu andırıyor. Ama tabii ki öyle değil… Dor düzeni mimari yaklaşımlarını içeren yapı, kaynaklara göre dıştan mermer kaplamalı; içerden ise yerel malzeme kum taşından inşa edilmiş olmalı. Bu kaidenin üzerinde yükselen bir piramidal yapının en üstünde ise, şimdi British Museum’da bulunan Knidos Aslanı bulunmaktaydı.
 
Çürümekte ve yok olmakta olan bir anıt mezarın sadece en alt bölümü ayakta; Knidos'ta, Aslan Burnu'nda...
(Ekim 2023)

British Museum'a götürülen Knidos Aslanı'nın en üstünde yer aldığı Knidos mezar anıtının İngiliz konsolos yardımcısı; talanın baş sorumlusu Sir Charles Newton tarafından yapılan canlandırması (restitüsyonu)
(kaynak: wikipedia)
 
Sir Charles Newton, kaçırdığı Knidos Aslanı'yla birlikte...
(https://kulturenvanteri.com/en/yer/knidos-aslanli-mezar/#17.1/36.669212/27.402607)

İngiliz talancılarından geriye kalan...
(Ekim 2023)
 
“Mezar, pseudo(4) sütunlara bağlanmış, her kenarı 12 metre uzunluğunda olan kare bir bodrum katı ile piramidal üst yapıdan oluşmaktadır. Piramidin taban ve alt kısmı hala korunmuş vaziyette ve dışı mermerle kaplı sertleşmiş/taşlamış kum taşından yapılmıştır. Yapı, özenle örülmüş bosajlı duvarlara(5) sahiptir. Yapının orta bölümünde Dor düzeninde yaklaşık 5,5 metre yüksekliğe sahip olduğu düşünülen dörder sütun bulunmaktadır.
 
Yapıda günümüze ulaşan tek mimari bezeme kırık bir kalkan kabartması olup, bu kabartmanın yapının giriş bölümünde yer almış olabileceği düşünülmektedir. Taş döşeli kare zemin üzerinde dairesel form ve devamında piramidal formda inşa edilen yapının restitüsyon önerileri F.Fletcher ve Newton tarafından yapılmıştır.”(3)
 
Aslan Burnu'nda Knidos Aslanı'nın kaidesi ya da aslanlı mezar anıtından kalanlar; ama Akdeniz hala yerli yerinde, onu götürememişler.
(Ekim 2023)
 
Yukarı düzlemden dairesel formlu yapıya bakış
(Hasan Doğan; Ekim 2023)
 
Kaidenin duvarlarında yer alan kum taşı ve mermer malzemenin birlikteliği
(Hasan Doğan; Ekim 2023)

Aslan Burnu'ndan bakış; Akdeniz'de ışık oyunları...
(Ekim 2023)
 
Bir anlamda Knidos’un denizden sınırını tanımlayan Aslan Burnu Mezar Anıtı, denize hâkim bir noktada ve gelen geçen gemilerin görebileceği konumda bir anlamda Knidos’un gücünü ve egemenliğini simgeliyor olmalıydı. Ta ki; 19.yy.ın ortalarına dek…
 
Hasan Hoca, Knidos’a bakan bir burnun hemen ucunda konumlanmış Knidos Aslanı ve anıt mezar ile ilgili olarak duygularını şöyle ifade ediyor:
 
Burnun ucuna vardığımızda devasa kaide yerinde duruyordu. Büyük taş bloklarının bir kısmı yerlere saçılmış. Kaidede iki çeşit taş kullanıldığını hemen çıplak gözle görebiliyoruz. Kaide gerçekten muhteşem bir görünüme sahip ve bir de hayalimde bu kaidenin üzerine 6 tonluk aslanı koydum. Muhteşem bir görüntü oluştu hayalimde. Bütün gemilere selam duran, el sallayan ve hafifçe gülümseyen bir aslan bu… Yontucu, ona biraz yaşlılık ve ağırbaşlılık imajı vermiş. Kim bilir; Knidos halkı, belki de böyleydi. Sakin, masum, ağırbaşlı ve barışçıl bakışlı aslan, gerçekten oradaki burnun bir sembolü imiş yüzyıllarca... 
 
Knidos Aslanı kaidesi zor durumda...
(Ekim 2023)

Knidos Aslanı'nın hatırasına ve kalanlara veda...
(Ekim 2023)
 
Dönüş yolunda koya daha da yaklaşan bir patikayı izledik bir süre.
(Ekim 2023)
 
Bu noktadan yeniden yukarı doğru kıvrıldık.
(Ekim 2023)
 
Yine gevenler, yine sık makilikler; yönümüz yukarı doğru...
(Ekim 2023)
 
ve zamanı geçip artık sararmış pirenler...
(Ekim 2023)
 
Knidos Aslanı’nın yanında yeterince zaman geçirmiştik. Artık dönüyorduk. Biraz hüzün, biraz kızgınlıktan ibaret duygularımıza, Akdeniz ile Ege’nin sularının neredeyse birbirine karıştığı bir yerde; denizin ve havanın tuzlu esintisi eşlik etti bir süre. Yine yaklaşık aynı patikaları kullanarak ve sık makilik örtüsüyle yeniden boğuşarak geldiğimiz tepeye doğru tırmanmaya başladık. Yürüdükçe ağır ağır uzaklaştı bizden Knidos Aslanı’nın kaidesi. Bir ayakkabının tabanını bırakmıştık dönüş yolunda. Çaresiz rotamız belliydi artık; önümüzdeki günlerde yapacağımız diğer yürüyüşler için bir yürüyüş ayakkabısı almak üzere yönümüzü Datça’ya döndük.
 
 Knidos Aslanı; yurdundan çok uzaklarda...
(https://www.arkeolojisanat.com/shop/blog/ingiltereye-kacirilan-aslaninin-datcadaki-yuvasi-yikiliyor_3_680942.html)

Datça sahilinde; ayakkabıları aldıktan sonra
avareliğe devam...
(Ekim 2023)
 
Mavi ve dingin bir deniz; işte Datça...
(Ekim 2023)
 
Dönüş yolunda yazının bitirişini Hasan Hoca’ya bırakalım yeniden.
 
“Bizler de güneşin yakıcı sıcağına rağmen, ağrıyan ve hafiften çizilmiş bacaklarımızı umursamadan, bir amaca ulaşmanın mutluluğu içinde aynı rotayı takip ederek geri dönüyoruz. Arkamızda bıraktığımız ise, bin yıllardır bu topraklarda yaşamış ve medeniyet kurmuş insanların bıraktığı eserlerden sadece bir tanesi idi. Oysa bu muhteşem anıtı buralardan götüren kazmacı ise, tarihe şu notu düşüyordu; aslanı bu vahşi topraklardan alıp çok sevgili kraliçelerinin medeniyetin beşiği topraklarına götürmenin huzuru ve mutluluğu içindeyim diye. Ne diyelim ki bu söze? Bu topraklar senden önce de medeniyetin beşiğiydi binlerce yıldır. Bu topraklarda 23 medeniyet doğmuş ve filizlenmiş. Her medeniyet, bir birikim bırakarak devrini tamamlamış. Sen ki sömürgensin. Hâkim olduğun bu toprakların yer altı, yerüstü; ne varsa her türlü zenginliğini sömürmüşsün. İnsan gücüne de değer vermeden yıllarca kanını emmişsin. Sen Ege’ye ait bir medeniyetin ürününü, ait olduğu topraklardan söküp götürüyorsun. Hem de mensubu olduğun kraliyetin tüm olanaklarını kullanarak. Ben ise, henüz yolu dahi açılmamış bu bakir toprakları arkamızda bırakırken, kardeşlerimi teselli etmeye çalışıyorum. Moralinizi bozmayın sevgili kardeşlerim; her attığımız adım gideceğimiz yolu azaltmaktadır. Arkama dönüp baktığımda muhteşem Akdeniz’in mavisi ile “hoş geldin çiçekleri”nin bizlere el salladıklarını görüyorum; inanın.”
(DEVAM EDECEK)
 
Dipnotlar:
(2)  “Knidos, Dor Hexapolis (bu birliğin muhtemel tarihinde) üyesidir. En erken yerleşimleri yaklaşık MÖ.579’a dayanan, Akdeniz’de bulunan Knidosluların Naukratis’teki Hellenion’a kadar pay sahibi olduğu, Knidos’un fetih yoluyla Kyros’a dahil edildiği, Tarentum ile ilişkilerinin Dareios’un hükümdarlığında olduğu Herodotos tarafından belirtilmiştir. Knidos’ta Kimon filosunun toplanmasından önce Eurymedon savaşının olduğu ve Knidos’un Atinalılar yanında yer aldığı, Peloponnesos Savaşları sırasında şehirlerinin talihsizliği, Atinalıların Sicilya’da yenilmesinden sonra Lakedemonlulara (yani Spartalılara) katıldıkları, Atinalıların Knidos teşebbüsünün MÖ394’te Konon’un deniz zaferi ile püskürtüldüğü ise Thukydides tarafından belirtilmiştir. Newton, kendi yaptığı tarihlemeyi destekler nitelikte bu tarihi olaylardan faydalanmıştır.” Bkz. Knidos Aslanı ve Olası Yaş Tahmini; Tuğçe Ertabak makalesi…(dipnot 3)
(3)  Knidos Aslanı ve Olası Yaş Tahmini, Tuğçe Ertabak; Phaselis Disiplinler Arası Akdeniz Araştırmaları Dergisi; Issue VIII (2022); bkz. https://www.academia.edu/71536580/KN%C4%B0DOS_ASLANI_VE_OLASI_YA%C5%9E_TAHM%C4%B0N%C4%B0_Phaselis_VIII_2022_Tu%C4%9F%C3%A7e_ERTABAK
(4)  Pseudo sütun: Yalancı sütun
(5)  Bosajlı duvar: Taş duvar örgüsünde dikdörtgenler prizması şeklinde yontulmuş taşların dışa gelen yüzeylerinin pürüzlü ve bombeli şekilde biçimlendirilmesi.
(6)  Fotoğraflar, belirtilenler dışında gezi sırasında İ. Fidanoğlu tarafından çekilmiştir.
 

Yazan: Hasan Doğan-İbrahim Fidanoğlu

Düzenleyen: MYC


3 yorum:

  1. Tarihine ışık tutup, sahip çıkılması için çırpınan her gönüle vurgunum. Yürüyen ayaklarına, gören gözlerine, yazan ellerine ve sevdalı fedakar gönüllere sağlık diliyorum.
    Selamlarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok güzel ifade etmişsiniz. Ağzınıza sağlık. Bu bitmeyen bir koşudur; talan sürdükçe hep sürecek. İlginizin devamlılığı dileğiyle...İF

      Sil
  2. Emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil