31 Mart 2024 Pazar

AŞAĞI ŞAKRAN’DA; YENİDEN…

 ZİNDAN KAYASI ve SAKARKAYA’DA…
 
15 Mart 2024
İbrahim Fidanoğlu
 
Giriş
 
Kuzey Ege’de; Aşağı Şakran köyü civarındaydık bugün de. Yaklaşık 1 ay kadar önce yine bu vadilerde yürümüş; Gâvur Evleri Mevkii’ndeki Asar Taşı ismiyle anılan; İlkçağ’daki ana kayaya oyulmuş bir Kybele Kutsal Alanı ile Küçük Sakarkaya’nın batısındaki İnkaya Mağarası’na çıkmıştık(1). Bugün ise, yağmurlu olmayacağına meteorolojik raporlar nedeniyle neredeyse yüzde yüz diyebileceğimiz derecede inandığımız bir günde; önce Aşağı Şakran köyünün hemen arkasındaki Zindanhisarı Deresi vadisinde bulunan Zindan Kayası’na, daha sonra da civarın en büyük yükseltisi olan Sakarkaya’ya yürüdük. Tam Sakarkaya’nın zirvesine tırmanmak üzereydik ki; üzerimizden ayrılmayan bir kuzeyli kara bulutun esiri olarak inanılmaz bir yağmura yakalandık. Hiç yağmayacağını düşündüğümüz bir günde, bütün hücrelerimize kadar ıslandık sonuçta; ne su geçirmeyen ayakkabılar, ne yağmurluklar; hiç biri kar etmedi diyebilirim. Vıcık vıcık çamur ve suyun içinde cebelleşerek, günü Sakarkaya’nın 50 metre kadar altındaki makiliklerle boğuşa boğuşa tamamladık. Ama yine de her şey güzeldi; ıslanmak da dâhildi bunlara.
 
Önde Zindan Kayalıkları, arkasında Sakarkaya...
(Mart 2024)

Dağa Kaçtım gezginleri, Zindan Kayalıkları üzerinde...
(Mart 2024)

Dağa Kaçtım gezginleri, Sakarkaya yolunda; otlar dizboyu ve her yer günlük güneşlik...
(MYC; Mart 2024)
 
Hırçın çalılıklarla boğuşmadan ve yağmurdan sonraki durumumuz ise budur.
(Aybey Çini; Mart 2024)
 

Sabah vakti Aşağı Şakran’dan Zindan Kayası’na doğru…
 
Sabah 11’e doğru köy meydanındaki Petkim’den emekli Mehmet’in kahvehanesine ulaştık. Selam verip içeri girdiğimizde, birkaç kişi dışında kimsecikler yoktu. İçerisi sıcacıktı, ortadaki soba harıl harıl yanıyordu. Sabah çaydanlıktaki son çayları kahvehanenin avlusunda biz içtik; sonra da hemen köyün kuzey doğusuna doğru ilerleyen bir sokaktan Zindan Kayası’na doğru yürümeye başladık.
 
Sabah vakti; Aşağı Şakran'da, köy meydanında...
(Mart 2024)
 
Aşağı Şakran'ın arkasındaki tepeliğe doğru yürürken, eski köy evlerinin önünden geçtik.
(Mart 2024)
  
"Demirkırat" zamanlarından kalma bir traktör...
(Mart 2024)
 
Gazyağı ve benzinle çalışan "Demirkırat" zamanlarının eski traktörlerinden birinin üzerinde Dağa Kaçtım ekibinin "rotacı"sından bilgi alıyoruz.
(Mart 2024)
 
Yürüdüğümüz sokaktan bir görünüm
(Mart 2024)
 
 Köyün arkasındaki tepeye doğru ilerleyen bu sokakta ilginç bir ev çıktı karşımıza. Sol köşesinde boydan boya; “Demirkırat” yazısı, çekiç, kazma gibi muhtelif desenler, evi yapan ustanın ismi ve tarihi gibi rölyef şeklinde duvara kazınmış bilgiler vardı. Evin kemerli bir kapısı, saçaklı pencereleri bulunmaktaydı. Sokaktaki bütün evlerin nerdeyse hepsi bu ev gibi beyaz kireç badanayla boyanmıştı. Bembeyazdı sokak... Tertemiz, gösterişsiz; ama oldukça güzel evler dizilmişti sokak boyunca. “Demirkırat” zamanlarından kalma birkaç eski traktör, avlu duvarlarının önünde uykuya yatmış gibiydiler; alabildiğine yorgun ve geçkindiler hepsi…
 
 
Beyaz badanalı evlere doğru...
(Mart 2024)

Sokağın köşesindeki ev; duvarında türlü desenler ve yazılar mevcut...
(Mart 2024)

Evin duvarının yakından görünümü; "Demirkırat" yazısı, kazma ve çekiç kabartmaları, ustanın ismi  ve tarih bilgileri...
(Mart 2024)

Tepeye doğru devam ettik. Köyün çıkışında Çandarlı (Elaitikos) Körfezi’ne ve Elaia bataklıklarına hâkim noktada; manzaraya karşı yeni evler yapılmıştı. Birkaçının da inşa faaliyetleri halen devam etmekteydi. Biz ise, denize bakan evlerin önündeki natamam bir sokaktan vadiye doğru indik. Kızılçamlar arasında saklı; oldukça büyük kayalık dikkat çekiciydi. Vadinin içinde yer alan ve köylüler tarafından Zindan Kayası olarak adlandırılan bu alan, aslında yaklaşık bir ay önce çıktığımız Gavur Evleri Mevkii’ndeki Asar Taşı gibi İlkçağ’da birtakım dinsel ritüellerin gerçekleştirildiği Kybele kültü ile ilişkilendirilen ana kayaya oyulmuş bir tapınım ve sunak alanıydı. Zaman içerisinde Aigai ve Elaia geçişini denetleyen ve ayrıca İlkçağ’da üzerinde Apollon Tapınağı’nın da bulunduğu Gryneion’u görebilecek bir görüş açısına sahip konumundan dolayı bir karakol yerleşimi olarak da kullanılmış olması muhtemeldi.
 
Tepeye doğru; sokak boyunca beyaz badanalı evler
(Mart 2024)
 
Terk edilmiş Yukarı Şakran köyüne doğru bakış; en arkadaki tepelik alanda...
(Mart 2024)
 
Önde zeytinlikler, arkada Sakarkaya; Aşağı Şakran'ın arkasındaki tepeden bakış
(Mart 2024)
 
Zindan Kayası 
 
Aşağı Şakran’ın sırtındaki tepeden Zindanhisarı Vadisi’ne doğru baktığımızda; biri daha batıda, diğeri ise hemen onun doğusunda yer alan iki ayrı volkanik kaya kütlesini, kuzeye doğru uzanan ufuk çizgisinde ise, civarın en yüksek tepesi Sakarkaya’yı görmek mümkün. Vadi tabanına doğru alçalırken, yer yer sık makilikler ve kızılçamlarla kaplı yoğun bitki örtüsü içinden yürüdük. Erkenci katırtırnakları sarı sarı çiçeklenmeye başlamışlardı bile. Çalılıkların arasında baş vermiş pembe renkli çiçekleriyle kedi otları ve kırmızı anemonlar çarptı gözümüze. Makilikler arasından geçerek bir süre sonra Zindan Kayası’nın dibine ulaştık. Doğudan batıya doğru akıp gitmiş gibiydi kayalıklar.
 
Zindanhisarı deresi vadisinde; Zindan Kayası üzerinden Temaşalık Mevkii'ndeki Gryneion'a bakış...
(Mart 2024)
 
Gelincikler
(Mart 2024)
 
Erkenci katırtırnakları
(Mart 2024)
 
Kedi otları
(Mart 2024)
 
24 Eylül 2014 tarihli İzmir İli II. Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun kararında Zindanhisarı veya Zindan Kayası olarak adından söz edilen ve yine bir volkanik kayaya oyularak oluşturulmuş bir arkeolojik alanın varlığına işaret ediliyor. Raporda Zindan Kayası’nın da yakınlardaki Asar Taşı gibi Pergamon Krallığı ve Roma Döneminde Yunt Dağı’ndaki antik yol şebekesine bağlı Aigai-Elaia geçişini denetlemeye dönük bir işlevi olduğundan söz ediliyor.
 
Zindan Kayası'na doğru...
(İzzet Berktaş; Mart 2024)
 
Dağa Kaçtım gezginleri, Zindan Kayası'na tırmanırken...
(MYC; Mart 2024)
 

 Zindan Kayası üzerinde kaya blokları ile çevrili büyük bir yaşam alanı
(MYC; Mart 2024)

Zindan Kayası'ndan diğer kayalıklara ve Aşağı Şakran'ın arkasındaki tepeliğe bakış
(Mart 2024)

Zindan Kayası'nda rastladığımız ana kayaya oyulmuş basamaklardan bir grup
(Mart 2024)

“Yerleşim, Yunt Dağı eteklerinde batı yamacı daha eğimli masif bir kaya bloğun şekillendirilmesi ile oluşturulmuştur. Kuzeybatıda Elaia antik kenti, güneydoğuda ise Gryneion antik kenti, alandan rahatlıkla görülebilmektedir. Bir tür askeri amaçlı resmi yapı olarak kullanılmış olmalıdır. Odalar, merdivenler, duvar oyukları ve sarnıçlar volkanik kaya üzerinde işlenerek oluşturulmuştur. Yaklaşık 200 metre x 30 metrelik bir alana yayılmaktadır. Kaya yerleşimine giriş güneyden sağlanmıştır. Yerleşimin merkez yapısı kayalara oyulan oyuklar göz önünde bulundurularak 13,35 x 11 metre boyutlarında dikdörtgen bir yapıdan oluşmaktadır. Diğer odalar ise, kaya bloğunun daha alt seviyelerine yerleştirildiği, yine kiriş delikleri göz önünde bulundurulduğunda, çok katlı inşa edildikleri düşünülmektedir. Yüzeyde ve yapının çevresinde yapılan araştırmada Klasik ve Helenistik döneme ait seramik parçaları ele geçtiği belirtilmektedir. Üç adet mevcut yapının varlığı görülmekle beraber, zaman içinde bir takım yapıların tahrip olduğu düşünülmektedir. Ayrıca yapının etrafında yer yer kaçak kazı izleri bulunmaktadır.”(2)
 
Zindan Kayası üzerinde mevcut odacıklardan biri
(Mart 2024)
 
En üst düzlemde yer alan sarnıç
(MYC; Mart 2024)
 
Gezginler, kayalıklarda...
(Mart 2024)
 
Kayalar üzerine kazınmış bir yolu andırıyor.
(Mart 2024)
 
Birbirinin üzerinde yükselen, çok sayıda ve birlikte bir bütün oluşturan kayalıkların en tepesinde ana kayaya oyularak oluşturulmuş bir sarnıç, farklı yüksekliklerde yine kayaya oyulmuş çok sayıda odacık, farklı düzlemleri birbirine bağlayan 5-6 basamaklı merdivenler, kayalıkların batı yönünde ana kayaya oyulmuş bir mağaramsı oyuntu dikkat çekiciydi.
 
Volkanik kütle Zindan Kayalıkları'ndayız.
(İzzet Berktaş; Mart 2024)
 
Önde kırmızı anemonlar; arkada Sakarkaya...
(İzzet Berktaş; Mart 2024)
 
Zindan Kayası'nda gezginlerin "dansı"
(Mart 2024)

Zindan Kayası'nda ana kayaya oyulmuş odacıklardan biri
(Mart 2024)

Burası en son kullanım şekliyle; şimdi elbette çürüyüp gitmiş ve kayanın üzerine inşa edilmiş ahşap eklentilerle çok sayıda insanı barındırabilecek genişlikte kompleks bir yapıyı tarif etmekteydi. Daha önceden Asar Taşı’nda da gördüğümüz gibi burada da kayaya oyulmuş ahşap hatıl yuvaları vardı. Bunlar her ne kadar Asar Taşı’ndakiler kadar belirgin ve çok sayıda olmasalar da, yine de kayaların muhtelif bölgelerinde bu sıralı kaya oyuklarına ve çatı örtüsü amaçlı kiremit kırıklarına rastladık.
 
Ana kaya üzerine oyulmuş mekanlar
(Mart 2024)

İlkçağ'dan kalma örtü kiremiti ve keramik parçaları
(Aybey Çini; Mart 2024)

Gezi yoldaşımız Fındık...
(Mart 2024)

Ana kayaya oyulmuş büyük bir odacık
(Mart 2024)

Zindan Kayası üzerinden Şakran denizine ve Gryneion'a bakış
(Mart 2024)

Zindan Kayası'nın genel görünümü; kuzey batıdan bakış...
(Mart 2024)

Kayanın farklı yükseltilerdeki düzlemlerinde küçük ya da daha büyük boyutlarda kimi dörtgen, kimi ise dairesel çukurlar mevcuttu. Bunlar kayalığın dinsel amaçlı kullanım döneminden kalma sunak çukurları mı idi; tam olarak anlayamadık. Ama mekânın Şakran’ın Temaşalık Mevkii’nden Burunucu’na; oradan Elaia limanının bulunduğu Bakırçay’ın deltasına dek geniş bir görüş açısına sahip olduğu kesindi. Kendini saklayıp çevreyi gözetlemek açısından Zindan Kayası ideal bir konumdaydı.
 
Zindan Kayalıkları üzerinde katman katman odacıklar; yaşam mekanları...
(Mart 2024)
 
Batı yönünde bir küçük bir mağarayı andıran ve ana kayaya oyulmuş bir yuva
(Mart 2024)

Ana kaya üzerinde yine basamaklar...
(Mart 2024)

Sarnıç ve içinde biten bir incir ağacı
(Mart 2024)

Ana kaya üzerinde bir başka odacık daha...
(Mart 2024)

Fındık, kayaların üzerinde doğal olarak oluşmuş bir çukurda (Datça'da kaklık derler) biriken suyu içiyor. 
(Aybey Çini; Mart 2024)

Zindan Kayalıkları üzerinde epeyce zaman geçirdik. Güneydoğudan kuzeybatı yönüne doğru akmakta olan Zindanhisarı deresi, kayalıkların hemen doğu eteklerini yalayarak yoluna devam etmekteydi. Sık makilik örtü nedeniyle kayalıkların üzerinden dere yatağında su olup olmadığını seçemedik. Güney yönünden çıktığımız gibi yine aynı yolu kullanarak kayalıklardan ayrıldık bir süre sonra. Şimdi sırada karşımızda yükselen Sakarkaya vardı; önce Aşağı Şakran yönündeki güneyimizde kalan tepeye; oradan da Örlemiş köyü yönündeki kızılçam ormanına yönelen bir toprak yola doğru yürüdük.
 
Dağa Kaçtım gezginleri, Zindan Kayalıkları üzerinde tetkikte...
(Mart 2024)
 
Zindan Kayası üzerindeki bir dizi basamak üzerinden Şakran ve Gryneion'a bakış
(Mart 2024)
 
Zindanhisarı deresi ve vadisi; Zindan Kayalıkları üzerinden...
(Mart 2024)
 
Zindan Kayası üzerinde; veda anımız...
(Mart 2024)
 
Zindan Kayası'ndan yeniden Aşağı Şakran'ın sırtını dayadığı tepeye doğru yürürken...
(Mart 2024)
 
Arkamızda Zindan Kayalıkları; Zindanhisarı vadisinden çıkıyoruz.
(İzzet Berktaş; Mart 2024)
 
Sakarkaya’ya doğru…
 
Bir önceki Aşağı Şakran yürüyüşümüzde Asar Taşı’ndan dönerken orman çıkışında karşılaştığımız tulumbanın hemen yanından sola dönerek, kızılçamların arasından önce kuzeydoğuya, daha sonra ise kuzeye yönelen muntazam bir yola girdik. Sağımız solumuz kızılçamlar, pırnar meşeleri, kesme çalıları ve delicelerle kaplıydı. Öğle vakti kuzey yönünden gelen bir bulutlanma başlamıştı. Nasıl olsa bugün yağmur yoktu diye düşündük; çünkü meteorolojik raporlar öyle belirtiyordu.
 
Beyaz çiçekleriyle Girit ladenleri
(Mart 2024)
 
Tıbbi bitki olarak bilinen kanarya otu (senecio vulgaris); papatyagiller (asteraceae sp.) ailesinden...
(Mart 2024)
  
Sarı yıldız çiçeği ya da Beytüllahim'in sarı yıldızı (gagea lutea);  zambakgillerden...
(Mart 2024)

İsmini bilemedik.
(Mart 2024)

Sakarkaya'nın uzaktan görünüşü muhteşemdi.
(Mart 2024)

Aşağı Şakran'ın Örlemiş yönündeki çıkışında yer alan o tulumbadan kuzeye; orman yoluna doğru döndük.
(Mart 2024)
 
Sakarkaya yolunda rastladığımız ilk çeşme
(İzzet Berktaş; Mart 2024)
 
Bir süre kuzeye doğru muntazam zeytinliklerin içinden yürüdük. Sakarkaya’ya yönelen yol, bir çiftlik evinin yakınlarından geçtikten sonra, bayır aşağıya doğru bizi çapraz konumda ve karşı karşıya iki kır çeşmesinin yanına taşıdı. Suyunu tattık çeşmelerin. Kızılçamların üzerinden baktığımızda Sakarkaya’nın çıplak tepesini zaman zaman görebiliyorduk.
 
Bir süre kızılçamların içinden yürüdük.
(Mart 2024)
 
Kuzeye; Sakarkaya'ya doğru...
(Mart 2024)
 
Dağa Kaçtım gezginleri, Sakarkaya yolunda... Acep ne bekler Sakarkaya'da onları?
(Mart 2024)

Sakarkaya yolunda rastladığımız kır çeşmelerinden biri
(Mart 2024)

Bu da diğeri...
(Mart 2024)

Rota kontrolu yapılıyor; birazdan yola devam edeceğiz.
(Mart 2024)

Bugün Aybey, köpeği Fındık ile birlikte gelmişti yürüyüşe. Hayvancık, bütün gün heyecanla kıpır kıpır önümüzde arkamızda koşturup durdu. Ama Sakarkaya’daki yağmur ve tırmanış onun da iflahını kesti. Çeşmeleri arkamızda bıraktıktan sonra Şakran-Burunucu’nu gören ve yeni kesim yapılmış bir sırttan Sakarkaya’ya doğru tırmanmaya başladık. Yol kıvrım kıvrım yukarılara doğru ilerliyordu.
 
Sakarkaya, kızılçamların ardında bir göründü, bir kayboldu.
(Mart 2024)
  
Gezginlerin Sakarkaya'ya doğru yürüyüşü; her an bu kadar konforlu değildi.
(Mart 2024)

 Bu da eski bir kır çeşmesi; Sakarkaya'ya yaklaşırken...
(Mart 2024)
 
Çeşmelerden sonra; bir süre kızılçamlar içinden seyretti yolumuz.
(Mart 2024)
  
Sıra sıra kızılçamlar...
(Mart 2024)
 
Sakarkaya'ya doğru; bir boğazdan Çandarlı Körfezi'ne bakış
(Mart 2024)

Önümüze yonca çiçekleri düşüverdi birden.
(Mart 2024)

Yükseldikçe uzaklaşıyordu sanki deniz.
(Mart 2024)
 
Sakarkaya’ya yaklaştığımız belliydi; önümüzdeki sırtın arkasında bir görünüp bir kayboluyordu. Öndeki tepenin arkasına dolandığımızda, Sakarkaya karşımızdaydı; ama hala zirvesinden yaklaşık 50 metre kadar aşağıdaydık. Sık makilikler ve irili ufaklı kayalıkların arasına daldık. Bizi Sakarkaya’nın üst düzlemine taşıyacak uygun bir patika ararken, Bergama yönünden üzerimize gelen ve giderek kararan bir bulut kaynaklı yağmur başladı. Önce umursamadık; nasıl olsa gelir geçer diye düşündük. Ama nafile; Sakarkaya’nın hemen eteğinde önce çisenti şeklinde başlayan yağmur, giderek şiddetlendi ve bir sağanağa dönüştü. Duracağı da yoktu.
 
Sakarkaya eteklerine doğru; Sakarkaya'yı perdeleyen tepenin arkasına döndük.
(Mart 2024)
 
Anemonların güzelliği
(Aybey Çini; Mart 2024)
 
Yağmurun başladığının resmidir. 
(Mart 2024)
 
Önümüzde Sakarkaya...
(Mart 2024)
 
Sakarkaya'da yağmur çiseliyor. Birazdan sağanağa dönecek.
(Mart 2024)
 
Bu şiddette yağacağını hiç beklemediğimiz yağmur yüzünden canımız oldukça sıkkındı. Yağmur geçer düşüncesiyle hiç olmazsa geciken yemeğimizi uygun bir yerde yemeğe karar verdik. Yemek boyunca yağmur devam etti. Üzerimizdeki yağmurluklara rağmen, yine de ıslanmaya başlamıştık; özellikle ayakkabılar…
 
Bir yanda güneş, diğer yanda yağmur; yemekteyiz.
(Mart 2024)
 
Sakarkaya düzleminde rastladığımız obruğu andıran derin ve doğal çukur
(Aybey Çini; Mart 2024)

Sakarkaya'da akyıldızlar
(Mart 2024)

ve sarı yıldızlar; yağmur damlaları üzerinde...
(Mart 2024)

Sık makilikler arasından bu havada Sakarkaya’nın zirvesine çıkmak bir hayli sıkıntılı olacaktı; yağmur bütün tadımızı kaçırmıştı. Bulunduğumuz noktadan dönmeye karar verdik. Çaresiz; bir yanda devam eden sağanak yağmur, diğer yanda ise sık çalılıklarla boğuşarak, geldiğimiz patikayı bulmaya çalıştık. Yağmur altındaki en iyi seçenek, aşağıda fark ettiğimiz toprak yola ulaşmaktı. Bu uğurda epeyce mücadele ettikten sonra, daha da kaygan hale gelen ıslak kayalara da azami dikkat göstererek makilikler arasından yola inmeyi becerdik. Ama dikenli çalılar, üzerimizdeki yağmurlukları ve bizi epeyce hırpalamıştı. İndiğimiz yol, yağan yağmurla birlikte balçık çamura dönüşmüştü. Bastıkça ayağımızın altındaki toprak resmen kayıyordu; vıcık vıcık çamura saplanmıştık. Biraz yürüyünce sucuk gibi ıslanmış ayakkabının altında biriken çamur nedeniyle ayakkabılar gülle gibi ağırlaşmışlardı. Çamurda yürümek, giderek daha da zor hale geldi. Ama başka çaremiz yoktu.
 
Obruğun başka bir fotoğrafı
(Mart 2024)
 
Yağmur altında Elaitikos (Çandarlı) Körfezi'ni seyrettik.
(Mart 2024)

Yağmurla ve makiliklerle boğuşurken...
(MYC; Mart 2024)
 
Sakarkaya ardımızda...
(Mart 2024)
 
Dönüş yolunda; selamete erdikten sonra...
(Mart 2024)
 
Dönüş yolunda aynı tulumba başında çamur temizliği
(MYC; Mart 2024)
  
Geldiğimiz yoldan önümüze çıkan çeşmeler ve tulumbada çamur temizleme molaları vererek, yürüyüşümüzü Aşağı Şakran’a dek sürdürdük. Köy meydanındaki sabah uğradığımız Mehmet’in kahvehanesine vardığımızda halimiz perişandı. İronik bir şekilde bir yandan birbirimize bakarak katıla katıla gülüyor; diğer yandan da böyle bir deneyimi yaşadığımız için kendimizi şanslı kabul ediyorduk. Bu da dağda yürümenin bir cilvesiydi ve bugün biz bu deneyimi fazlasıyla yaşamıştık.
 
Tulumba başında; önde Fındık; arkada Dağa Kaçtım gezginleri...
(MYC; Mart 2024)
 
Akşama doğru; Aşağı Şakran'a girerken...
(MYC; Mart 2024)

Kahvehaneye girdiğimizde yine sabahki gibi ortadaki soba, gürül gürül yanmaktaydı. Hepimiz sobanın etrafına dizilerek üzerimizdekileri kurutmaya ve ısınmaya çalıştık. Yorgunluk çaylarını sobanın yanında içtik. Üstümüzdeki ıslanmış giysilerimizden en kısa sürede kurtulmak için, bir an önce yola çıkmalıydık. Güzel başlayan gün, sürpriz bir yağmur nedeniyle biraz tatsız bitmişti. Ama yine de yaşadığımız her şey o an için sıkıntılı olsa da, sobanın başında bizim için güzel bir an ve deneyim haline dönüşmüştü bile. Sağlık olsun dedik; İzmir’e doğru yola çıktık.

Dipnotlar:
(1)     Aşağı Şakran köyü; Asar Taşı ve İnkaya Mağarası yürüyüşü hakkında bkz. https://dagakactim.blogspot.com/2024/03/yunt-daginin-eteklerinde-bir-kybele.html
(2)    Zindanhisarı Deresi vadisinde yer alan Zindan Kayası ile ilgili olarak İzmir İli II. Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun söz konusu kararı hk da bkz. https://korumakurullari.ktb.gov.tr/Eklenti/35702,izmir---aliaga---zindan-kayasinin-ibirinci-derece-arkeo-.pdf?0
(3)    Fotoğraflar, belirtilenler dışında İ. Fidanoğlu tarafından çekilmiştir.
 
Yazan: İbrahim Fidanoğlu
Düzenleyen: MYC