18 Ekim 2023 Çarşamba

“ASLAN GAVAĞI” YA DA YOLDAN ÇIKMAK…

12 Ekim  2023
İbrahim Fidanoğlu
 
Giriş
 
Yıllar önce Bayındır-Dereköy-Ergenli ılıcalarından başlayarak Ilıca Vadisi’nden Ovacık Yaylası’na doğru yürümüştük.(1) Kızıloba köyü ile Ovacık Yaylası arasında yer alan ve Ege Bölgesi’nin en yaşlı ve en muhteşem çınar ağacına da vadiye doğru inen bir yamaçta ve bahçeler arasında tanıklık etmiştik. Yıllar sonra bugün Bayındırlı eski bir dostumuzun çocukken dolaştığı yerleri bir anlamda ona yeniden hatırlatmak adına Aslan Kavağı’na doğru bir yürüyüş gerçekleştirdik. Yürüyüşün ilk bölümünde Aslan Kavağı’na uğradıktan sonra, Ovacık Yaylası’na doğru çıktık. Arabayı Ovacık Yaylası’nın girişindeki Karakol Mevkii’nde bırakıp, bu yılın bahar aylarında Karakol Mevkii-Erenköy civarında yaptığımız yürüyüşün(2) bazı bölümlerini değiştirerek benzer bir rotayı yeniden gerçekleştirmiş olduk.
 
Aslan Kavağı; Kızıloba'ya 3 km uzaklıktaki bir dere yatağının içinde; 1300 yıldır.
(Ekim 2023)

Kızıloba sırtlarından Ilıca Vadisi'ne doğru bakış
(Ekim 2023)
 
Sabah vakti Aslan Kavağı’nda…
 
İzmir’in kasabalarında, Aydın ve Denizli civarında çınar ağacına kavak derler. Kavak ağacı ise, olur size servi; mezarlıklarda yoğun olarak dikilen servi de kara serviye dönüşüverir İzmir diyarlarında… Her yörenin yerel ağızları ve deyişleri vardır aslında; örneğin İzmirli; simide gevrek, ay çekirdeğine çiğdem der. Kavak da öyle bir şey yani… Bu da bu yörelerin güzelliğidir bir anlamda.
 
Aslan Kavağı; ışığı örten yapraklarıyla...
(Ekim 2023)

Kızıloba-Ovacık tali asfaltında yer alan Aslan Kavağı sapağını işaretleyen levha
(Ekim 2023)
 
Aslan Kavağı, Bayındır’ın Kızıloba köyü ile Ovacık Yaylası arasında Sarı Kavak Mevkii’nin hemen altında, kendi adı ile anılan Aslan Kavağı Mevkii’nde bulunuyor. Kızıloba’dan Ovacık Yaylası’na doğru ilerleyen tali asfalt yol üzerinde her iki yeri tanımlayan yol levhaları mevcut. Yani bulması kolay…
 
Bütün ihtişamıyla Aslan Kavağı ve biz
(Ekim 2023)
 
Aslan Kavağı yolundayız.
(MYC; Ekim 2023)
 
Aslan Kavağı'nın gölgesinde; Dağa Kaçtım gezginleri...
(MYC; Ekim 2023)
 
Aslan Kavağı, deniz seviyesinden yaklaşık 625 metre yükseklikte, Ovacık’a giden yol ayrımından birkaç yüz metre içeride, bahçeler arasındaki patikalar üzerinden ulaşılan bir dere yatağının içinde yer alıyor. Son derece zengin bir taban suyundan beslenen yüzlerce yıllık bu anıt ağacın zaman içinde oluşan kovukları, böcek ve haşerata karşı sıvanıp kapatılarak koruma altına alınmış. Bu bizim için sevindirici bir durum idi. Çünkü ağaç; yıllar önce geldiğimizde, bu kovuklar açık ve ağaç tehlikelere karşı savunmasız durumdaydı.
 
Aslan Kavağı'nın gölgesinde...
(Ekim 2023)
 
Aslan Kavağı'nın bulunduğu düzlükte yenilenen çeşme
(Ekim 2023)
 
Aslan Kavağı yolunda vadiye nazır bir çardak altındayız.
(Ekim 2023)
 
Ağaç yaşı, boyu, dip çevresi ve gövdesinin çapı açısından benzerlerine göre emsalsiz nitelikte. Ege Bölgesi’nin en büyük çınar (kavak) ağacı olduğu kesin. Belki de bu ihtişamı ile ülkenin bile en büyük ağacı olabilir. Platanus orientalis (doğu çınarı) türü bir çınar ağacı olan Aslan Kavağı’nın yaşı kaynaklarda yaklaşık olarak 1300, dip çevresi 21 metre, gövde çapı 5,22 metre, yüksekliği ise yaklaşık 40 metre olarak veriliyor.(3)
 
Kızıloba sırtlarındaki Aslan Kavağı; görkemli çınar...
(MYC; Ekim 2023)

Aslan Kavağı yakınlarında; tali asfaltın kıyısında bir geriz
(H.Biriz; Ekim 2023)

Sonbaharın çiçeklerinden; yapışkan andız otları
(Ekim 2023)
 
Aslan Kavağı’na ulaştığımızda ortalık ıpıssızdı. Ağacın her yeri kaplayan muhteşem gölgesi altında yenilenmiş bir çeşme, aşağıdaki derme çatma havuz ve ağaca yukarıdan ulaşan patika varlığını koruyordu. Aşağılarda Ilıca Vadisi’ne doğru alçalan topografya, bahçeler arasından en arkadaki Aydın Dağları’na kadar benzersiz bir manzara sunmaktaydı.
 

Aslan Kavağı
(Ekim 2023)
 
Aslan Kavağı'ndan sonra Sarı Kavak Mevkii'ne doğru yürürken...
(MYC; Ekim 2023)
 
Dallarda domuz erikleri; acı mı, ekşi mi?
(Ekim 2023)

Yıllar önce Aslan Kavağı’na Sarı Kavak Mevkii’nden bahçeler arasından aşağıya doğru yürüyerek ulaşmıştık. Bu kez arabayı Aslan Kavağı’nın yaklaşık 1 km kadar aşağısında, hemen yol kıyısındaki Kızıloba köyünden sonraki ikinci çeşmenin yanına bıraktık. Bu güzergâhtaki yaptığımız iki yürüyüşte de güzel bir sulama havuzu, çeşme ve ihtişamlı bir kavak (çınar) ağacının bulunduğu bu konforlu alanda yemeğimizi yemiştik. Bu kez aynı mekânda Aslan Kavağı’ndan dönüşümüzde çaylarımızı yudumladık havuz başında.
 
Kızıloba yakınlarında arabayı bıraktığımız çeşme başı
(Ekim 2023)
 
Kızıloba sırtlarından Sarıyurt köyünün bulunduğu karşı yamaçlara doğru bakarken...
(Ekim 2023)

Yol kıyısındaki sırtta yer alan geriz
(H.Biriz; Ekim 2023)

Aslan Kavağı’nın altında huzur vardı; yüzlerce yıldır aynı yerde doğanın ve insanın bin bir tahribatına karşı yorgun da olsa, hala dimdik ayakta kalabilmiş bu muhteşem hayatın önünde saygıyla eğildik bir kez daha; ona dokunduk, sarıp sarmaladık çevresini. Gerçekten anlatılmaz andı. Çünkü o da bir candı.
 
Aslan Kavağı'ndan ötede; bahçeler arasında...
(MYC; Ekim 2023)
 
Sağda solda kara mürver üzümleri
(Ekim 2023)
 
Bu kez Aslan Kavağı’na, kendi adını taşıyan yönlendirici levhanın bulunduğu noktadan sapıp, bahçelerden arasından ilerleyen bir toprak yolu takip ederek aşağıdan ulaşmıştık. Aslan Kavağı’yla vedalaştıktan sonra bu kez yukarıya bahçeler arasındaki patikalara doğru vurduk kendimizi. Bahçelerin içinde bulunan evlerden yer yer insan sesleri geliyordu. Kayrak taşlarla örülü iki bahçe duvarının arasından yol düzlemine doğru ilerleyen hoş bir patika bizi yer yer Kavacık üzüm salkımlarının hala üzerinde bulunduğu bir bağa ulaştırdı. Patikanın kıyısındaki kara mürverler üzüme dönmüş ve iyice büyüyerek kararmıştı. Bu mevsimin sapsarı çiçekleriyle dikkat çeken yapışkan andız otları da her yerde boy vermişti topraktan.
 
Patikalarda kara mürverler
(Ekim 2023)
 
Aşağılarda Ilıca Vadisi; önümüzde süklüm püklüm kirazlıklar
(Ekim 2023)
 
 Bahçeler arasında; Aslan Kavağı'ndan Sarı Kavak Mevkii'ne doğru...
(Ekim 2023)

Patikadan biraz daha ilerleyince bir evin bahçesinin içine düştük. İleride evin sahibi olduğunu düşündüğümüz bir kadın bizi izliyordu. Selam verdik. Daha bahçelerden el ayak çekilmemişti. Tarlalarda kaldırılacak ürün vardı daha. Ceviz, üzüm ve kestane… Bu yıl iklimsel problemler nedeniyle yağışlar hem az, hem de gecikerek gelmişti. Bundan dolayı verimlilik düşmüş, rekolte azalmıştı. Köylü kadın da benzer şeyler anlattı bize. Kısa bir sohbetten sonra veda ederek yanından ayrıldık. Bir süre sonra Sarı Kavak yol çatısına ulaşmıştık bile. Tali asfaltı takip ederek arabaları bıraktığımız havuz başına döndük ve çaylarımızı içerek, günün birinci etabını bu şekilde sonlandırdık.
 
 Uzaklardan geldiler; Aslan Kavağı'na yürüdüler.
(MYC; Ekim 2023)
 
Aslan Kavağı'ndan dönerken...
(MYC; Ekim 2023)

Havuz başında çay keyfi
(MYC; Ekim 2023)

Ovacık Yaylasında
 
Bağyurdu’nun ya da eski ismi ile Parsa’nın üzerinde yer alan Ovacık Yaylası, kuzey-güney eksenli bir hatta Kemalpaşa’dan Bayındır’a doğru alçalır. Kiraz, kestane, ceviz, kızılcık, böğürtlen gibi orman meyveleri, son yıllarda Kavacık üzümü, geç eren yayla domatesi, sebzeler, hatta çilek bu yaylanın eşsiz ürünlerindendir. 15 Haziran’dan sonra başlar kiraz hasadı bu yaylalarda. Kızıloba’dan ve Ovacık’tan kirazlarını toplayıp üçer beşer kasa sepetli motorlarına yükleyip, yaylanın Kızıloba’ya doğru alçalmaya başladığı noktadaki eski Karakol Mevkii’ne taşıyan köylüler, her yıl; kiraz zamanı burayı sanki bir mahşer yerine çevirirler. Türkiye’nin dört bir yanına buradan sarılan kamyonlar, ağır ağır yola çıkar yayladan Kemalpaşa’ya doğru… 
 
Ovacık Yaylası; Karakol Mevkii
(Mayıs 2023)
 
Ovacık kestaneleri; henüz dallarda duruyor.
(Ekim 2023)
 
Bugün şimdi ortada izi olmayan eski bir jandarma karakolundan ismini alan Karakol Mevkii’ne ulaştığımızda yukarıda kiraz zamanı sözünü ettiğimiz hengâmeden eser yoktu. Kiraz sezonu, İzmir çevresinde her yerde olduğu gibi bu yıl iklimsel problemlerden dolayı zamanlı zamansız yağan baskın yağmurlar nedeniyle arzulanan düzeyde geçmedi. Şimdi artık sonbahar günlerindeyiz; Ovacık’ın kestanesi ve cevizi meşhurdur. Kestaneler, henüz ağaçlarda ve hasat için olgunlaşmayı bekliyorlar. Ceviz ise çoğunlukla toplandı buralarda. Dolayısıyla şimdi sadece yaylada sessizlik ve hüzün hâkim; biten bir yazın ardından.
 
Dağa Kaçtım gezginleri; patika ararken...
(Ekim 2023)

Kestaneler; yakından...
(Ekim 2023)

Kuytularda siklamenler
(Ekim 2023)
 
Yol boyunca karşılaştığımız kiraz bahçeleri ve üzüm bağlarında yapraklar kızarmaya ve sonbaharın türlü renkleriyle donanmaya başlamışlardı. Sanki bir tek kestaneler ve meşe ağaçları hala yemyeşildi. Yaban gülleri (kuşburnu ya da rosa canina’lar) meyveye durmuş; böğürtlen üzümleri ardı ardına olgunlaşıp kararmaya başlamışlardı. İçine girdiğimiz ormanda kızılçamların dibinde ya da çalılıkların kuytu gölgeliklerinde sonbaharın vazgeçilmezleri; siklamen kolonileri, koyu pembeden açığa doğru türlü tonda her tarafta baş vermişlerdi.
 
 Bağların ötesinde; Ovacık yaylasından dağlara bakış
(Ekim 2023)
 
Siklamenler; her yerde...
(Ekim 2023)
 
Vadiye bakan yamaçlardan yine dağ sıralarının birbirinin ardı sıra dizilişlerini seyretmek bize düştü doğrusu. Erenköy’e varmadan yukarı doğru dönen bir toprak yola saptık. Bu sapak, bizi yaz başında kullandığımız üst düzlemden Karakol Mevkii’ne dönen yola ulaştıracak ara geçişlerden biri olabilirdi. Bir süre yürüdükten sonra toprak yol, bir kestaneliğin dibinde son buldu. Bir köylü, kestane ağaçlarını silkmekle meşguldü. Kısa süre onunla söyleştik ve ne amaçla buralarda olduğumuzu anlattık kendisine. Bulunduğu yerden “dikkat edin; kaybolmayın” diye seslendi bize.
 
Sonbaharın renkleri; Ovacık Yaylası'nda...
(MYC; Ekim 2023)
 

 
Bundan sonra sık çalılıklar ve kızılçamlara yakın makilik taban örtüsü içinde yolumuzu bulmaya çalıştık. Biraz ileride; kızılçamların arasında bir ara çınarları fark ettik; daha sonra da kirazlıkları… Bu bizim için iyi bir haberdi. Medeniyet yakınlarımızdaydı. Sağa mı, sola mı gitsek diye aranırken, sağda bizi yeniden bir toprak yol düzlemine ulaştıracak geçişi yakalamıştık. Buradan küçük bir tırmanışla yaz başında Erenköy’den Karakol Mevkii’ne dönüş yolu olarak kullandığımız toprak orman yoluna ulaşmıştık. Bundan sonrası kolaydı gayri.
 
Çıkış yolunu ararken...
(MYC; Ekim 2023)
 
Yemek molası verdiğimiz yerdeyiz; kızılçamların altında...
(Ekim 2023)
 
Sabahtan beri sırtımızda taşımaktan omuzlarımızı çökertmiş sırt çantalarımızın içindeki nevaleleri mideye indirmenin zamanı gelip de geçmişti bile. Artık bu bizim için akşam yemeği yerine geçecekti. Vadinin göz alıcı derinliklerine nazır ve kızılçamların altındaki bir gölgelik alanda yemek molası verdik. Bizden başka çıt yoktu çevremizde. Kuşlar bile gitmişti uzaklara. Ormanın içinde yapayalnızdık resmen. Öyle bir bahtiyarlık ki; anlatılmaz. Karşımızda meşelerle kaplı vadinin karşı yamaçları, masmavi bir gök ve yukarılara doğru uzayıp giden filinta gibi kızılçam gövdeleri… Sadece doğanın öz sesi vardı çevremizde…
 
Bağlara veda zamanı; Ovacık Yaylası'nda...
(Ekim 2023)

Bahçelerin sınırlarını çizer, kayrak taştan duvarlar; Ovacık Yaylası'nda...
(Mayıs 2023)

Yemek molasından sonra Karakol Mevkii’ne doğru yeniden yürümeye başladık. Birbirlerinden kayrak taşlardan oluşmuş çit duvarlarıyla ayrılan ve kızıla çalan yapraklarıyla bizleri bir anlamda selamlayan bağların ve kirazlıkların yanından geçtik. Yaklaştıkça virajlar başladı yeniden. Döne döne ilerliyordu orman yolu. Biraz sonra Karakol Mevkii göründü uzaktan. Akşama yaklaşan bir vakitte Ovacık Yaylası’nda 6,5 km; sabahtan Aslan Kavağı civarında ise yaklaşık 2 km kadar yürümüş; toplamda 8,5 km.lik bir rota gerçekleştirmiştik. Elbette mesafeden daha önemli şeyler vardı yaşadıklarımız arasında; dostlar arasındaydık her şeyden önce ve çocukluk hatıralarına bir selam göndermiştik Kızıloba sırtlarından; Aslan Kavağı’nın koyu gölgesinden. Üzümünden, elmasından, böğürtlen üzümünden; Ovacık Yaylası’nın nimetlerinden tadımlık anlar yaşamıştık. Derin derin çekmiştik kızılçamların reçine kokulu havasını içimize. Kıyıda köşede saklı siklamenlere selam verip hatır sormuştuk. Daha ne olsundu ki?
 
Bahçeler arasında; Ovacık Yaylası'nda...
(Ekim 2023)

Ovacık Yaylası'nda; Halil'in Kahvesi'nde...
(Eylül 2019)

Ovacık Yaylası'nda; havuz başında...
(Eylül 2019)

Günü Ovacık Yaylası’nda; Paşa Çeşmesi’nin yanındaki Halil’in kır kahvesinde arka arkaya içtiğimiz yorgunluk çaylarıyla sonlandırdık bir anlamda. Yayla domatesleri, kilo kilo cevizler son yüklerimiz oldu Ovacık’tan aldığımız. Bizim için yeni sezonun ilk yürüyüşü idi bu. Ilımlı ama keyifli bir başlangıçtı bizim için. İstanbul’dan aramıza katılan dostlarımızla paylamıştık anı. Artık ayrılma vakti gelmişti dostlardan; onlar Bayındır yönüne; biz ise İzmir’e doğru koyulduk yollara. Kırlardan şehre doğru…
 
Dipnotlar:
(1)   Bayındır Ilıca Vadisi; Kızıloba ve Sarıyurt, Aslan Kavağı yürüyüşü; bkz. https://dagakactim.blogspot.com/2014/11/bayindir-ilica-vadisi.html
(2)  Ovacık-Karakol Mevkii-Erenköy yürüyüşü için bkz. https://dagakactim.blogspot.com/2023/06
/kemalpasa-yaylalarinda-ovaciktan.html
(3)  Aslan Kavağı ile ilgili bkz. https://www.visitizmir.org/tr/Destinasyon/8570
(4)  Fotoğraflar, belirtilenler dışında gezi sırasında İ. Fidanoğlu tarafından çekilmiştir.
 
Yazan: İbrahim Fidanoğlu
Düzenleyen: MYC 

10 Ekim 2023 Salı

YUKARI MEZOPOTAMYA’DA; KADİM TOPRAKLARDA-1

ĞURS VADİSİ’NDE…
30 Mayıs  2023
İbrahim Fidanoğlu
Giriş
 
Yukarı Mezopotamya, Dicle ve Fırat’ın binlerce yıldır bıkıp usanmadan suladığı bereketli topraklara doğru ılımlı bir şekilde alçaldığı bir coğrafyayı tanımlar. Göz alabildiğine ova; ne sınır tanır, ne de zaman… Evet; Dicle ve Fırat, binlerce yıldır bu kadim topraklarda belki hayatın kaynağıdır; her şeyin doğduğu yerdir belki orası. Ama belki de bundan kaynaklanan nedenlerden ötürü, zaman zaman kanla sulanmıştır; uygarlık beşiği Mezopotamya toprakları…
 
Ğurs Vadisi; suyun hayat verdiği topraklar; en arkada minaresi ile dikkat çeken Kocalar köyü...
(https://mardinhaber.com.tr/haber/9615746/colde-bir-veha-yesil-gurs-vadisi)
 
Kocalar düzleminden Ğurs Vadisi'nin panoromik görünümü
(Mayıs 2023)

Ğurs Vadisi'nde; önde deve dikenleri, ardında yamaçtaki Kocalar köyü
 (Mayıs 2023)
 
Anadolu yarımadasından Mezopotamya’ya ulaşan stratejik geçiş yolları üzerinde yer alan Kızıltepe’den başlayarak, Cizre’ye; oradan Roma’nın Perslerle sınırında yer alan Dara, Marin, Ğurs ve Nisibis (Nusaybin) garnizon yerleşimlerine; oradan Mezopotamya’nın kapısı diyebileceğimiz ve binlerce yıldır Dicle’nin koynunda yatan Cizre’ye; sonra oradan yukarılara; yakın tarihimizde haber ajanslarının malzemesi; Gabar ve Cudi Dağları arasından Kasrik Boğazı yoluyla Botan Vadisi’ne; bir dağın başında Roma’nın garnizon yerleşimi geleneğini günümüzde sürdüren acı yüklü kapkara Şırnak’a; Siirt’e ve daha ötelere; sulara ve dağlara bakarak yol aldık başka hikâyelere; insan hikâyelerine doğru…
 
Ğurs Vadisi'ne girerken...
(Mayıs 2023)
 
Kızıltepe’den Ğurs Vadisi’ne
 
Ova, plato ve dağ; üçlü bir topografik sorunsalın çevresinde şekillenen bir coğrafyadayız. Ortaokul coğrafya kitaplarından hatırladığımız 1919 rakımlı Güneydoğu’nun volkanik tepesi Karacadağ’ın eteklerinden Mezopotamya’ya doğru alçalan topografya, Mezopotamya düzlüklerinde soluklanır. Burası öyle uçsuz bucaksız bir diyardır ki; uçaktan alçalırken sınırı belirsiz hububat ekili arazilerin üzerinde dalıp gider yolcu sararmış ekinlere; yan yana dizili dairesel sulama yapılan tarlalara. Sanki sürreal bir resim gibidir Yukarı Mezopotamya; uçaklar alçalırken Mardin-Kızıltepe havaalanına doğru…
 
  
Mardin-Kızıltepe havaalanına inerken göz alabildiğine uzanan Mezopotamya düzlükleri
(Mayıs 2023)
 
Ğurs Vadisi'nde şelale ve hemen yakınında tarım yapılan bahçeler
(https://www.aa.com.tr/tr/yasam/mardinin-sakli-guzelligi-gurs-vadisi/1554080)
 
Roma ve bu topraklardaki halefi Bizans İmparatorluğu’nun Pers-Sasani İmparatorlukları ile doğu sınırını oluşturan yerleşimlerden bazıları bugünkü Mardin ilinin sınırları içinde yer alır. Bunlardan günümüze en iyi durumda ulaşmış olanlardan biri Nusaybin’den ötedeki Dara garnizon yerleşimidir. Yukarıda isimleri sayılı Marin (Marde), Ğurs ve Nisibis de bu yerleşimlerden diğer dikkati çekenleridir.
 
Ğurs Vadisi; evlerin dili olsa...
(Mayıs 2023; Ebruli Arşivi)
 
Ğurs Vadisi ve bahçeler
(Mayıs 2023; Ebruli Arşivi)
 
Bir garnizon yerleşimi olarak Ğurs Vadisi
 
Ğurs Vadisi yerleşimlerinin İ.S. 395 yılındaki Batı ve Doğu Roma İmparatorlukları’nın ayrışması sonrasında, Arnavut asıllı Bizans İmparatoru I.Anastasius’un İ.S. 440 yıllarında Sasaniler ile yaptığı Anastasya Savaşı’nda karşılaşılan güçlükler ve elde edilemeyen tatminkâr sonuçlar nedeniyle Doğu Roma’nın Sasanilerle sınırının tahkim edilmesi ve Roma garnizon kentlerinin oluşturulmasına karar vermesiyle ortaya çıktığı sanılmaktadır. Dara yerleşiminin de bu karardan sonra bir garnizon kent olarak inşa edildiği belirtiliyor.(2)
 
Ğurs Vadisi'ne doğru
(Mayıs 2023; Ebruli Arşivi)
 
Ğurs Vadisi yerleşimlerinden Kocalar köyü; ıssız köy...
(Mayıs 2023; Ebruli Arşivi)
 
I. Anastasius dönemi sikkelerinden...
(Kaynak: Vikipedia)
 
I.Anastasius döneminde Dara ve Ğurs garnizon yerleşimlerine “metropolis” statüsü verilmiş ve Mezopotamya bölgesinin yönetim merkezi haline getirilmiş. İmparator Justinianus (527–565) döneminde Ğurs Vadisi’nde I.Anastasius tarafından yaptırılan kent surları onarılmış ve eklemeler yapılmış; sarnıçlar inşa edilmiş. Askeri bir üs olarak kurulan Ğurs garnizon yerleşimleri, Roma İmparatorluğu’nun doğu sınırında savunma amaçlı kurulmuş şehir ve askeri kalelerin oluşturduğu “limes”(surlarla tahkim edilmiş güçlü sınır yerleşmeleri) zincirinin içinde bulunuyordu. Ğurs garnizon yerleşiminde kent surları, iç kale, burçlar ve hendekler gibi savunma yapılarıyla günlük su temininde hayati önem taşıyan su sistemleri yer almaktaydı. Garnizon yerleşimleri için savunma stratejilerinin önemli bir parçası olan su yapıları, Sasanilerin uzun süren kuşatma dönemlerinde kente sığınan ordunun daha uzun süre direnebilmesinde etkili olmaktaydı.

Ğurs Vadisi'nde deve dikenlerinin tam göbeğinde...
(Mayıs 2023; Ebruli Arşivi)

Ebruli gezginleri, Ğurs Vadisi yamaçlarında tetkik esnasında...
(Mayıs 2023; Ebruli Arşivi)
  
Ğurs Vadisi'nde ışık oyunları
(Mayıs 2023; Ebruli Arşivi)

Dara ve Ğurs Vadisi garnizonları, İ.S. 530 yılında Sasani ordusu tarafından kuşatılmış, ancak ele geçirilememiş. Sonraki dönemlerde Sasani ve Doğu Roma güçleri arasında el değiştiren kent, İ.S. 639’da Arap egemenliğine girdikten sonra askeri önemini yitirmiş. 13. yüzyıl ortalarına kadar dini bir merkez olarak varlığını sürdüren kent, bu tarihten sonra küçülerek kırsal bir yerleşim haline gelmiş.
 
Ğurs Vadisi'nin tabanında; eski köprüye doğru...
(Mayıs 2023; Ebruli Arşivi)
 
Ğurs Vadisi; zamanda yolculuk
(Mayıs 2023; Ebruli Arşivi)
 
Ğurs Vadisi’nin içinde
 
Ğurs Vadisi’ne bugün Kızıltepe’den Mardin’e giden karayolunu takip ederek ulaştık. Kızıltepe’nin kuzeyinde ve yaklaşık 7 km kadar uzaklıkta bulunan vadi, buralarda yaza ulaşmadan sararan Mezopotamya’nın sarı sıcak görüntüsünden farklı bir manzara sunuyor ziyaretçisine. Ana yoldan ayrıldıktan sonra giderek yükselen ve birbirinin üzerinden vadinin derinliklerine doğru kayacakmış izlenimi veren kayaç tabakalarının arasından ilerleyen bir tali asfalt yol, bizi ilk anda terk edilmiş izlenimi veren sapsarı bir köye ulaştırıyor. Köyün girişinde yine Mardin taşından yapılmış bir hayrat çeşmesi karşılıyor bizleri. Vadi tabanı boyunca içerlere doğru uzanan yemyeşil bir vaha var aşağılarda. Ağaçların arasından güneye doğru akan yemyeşil suyu görüyoruz yukarılardan.
 
Ğurs Vadisi; Kocalar köyüne yaklaşırken...
(Mayıs 2023; Ebruli Arşivi)

Kocalar köyünün ayakta kalmış ve demir parmaklıklı pencereleri ile dikkat çeken nadir evlerinden biri...
(Mayıs 2023; Ebruli Arşivi)
 
Ğurs Vadisinden geldiğimiz Kızıltepe yönüne ve Mezopotamya topraklarına bakış
 (Mayıs 2023; Ebruli Arşivi)
 
Vadiye doğru inen patikanın kıyısı boyunca beyaz hatmiler boy vermiş. Hafif rüzgârdan kırılacak gibi boyunları. Köyün girişinde Kocalar levhası var; Heci Feris diyorlar köyün ismi için. Daha ileride Karaman ya da Hemziyan, Yukarı Ğurs (yani Xursa Nave); bu şekilde 6 km kadar kuzeye ve kuzey doğuya doğru giren vadide 12 köy; mağaralar, Roma ve Bizans döneminden kalma izler; vadinin dibinde ise derenin iki yakasına serpilmiş bir hayat; onun belirtisi yemyeşil bahçeler, ağaçların gölgesinde sıcağa karşılayan durmamacasına akan bir dere; hem de ne dere…
 
Kocalar köyüne girerken vadinin içinde dikkat çekici büyüklükte yapı kalıntıları; acaba manastır mı?
(Mayıs 2023)
 
Kocalar köyünün girişindeki hayrat çeşmesi
(Mayıs 2023)
 
Ğurs Vadisi'nde; manastıra benzettiğimiz yapılar; deve dikenlerinin ardında...
(Mayıs 2023)

Vadinin girişinden itibaren köylerin mevcut isimleri ile ilgili olarak şu bilgiler(1) mevcut; Ziyaret (Kürtçe’de Şeyh Tacettin; türbesi bulunan şeyhin Habeş asıllı olduğu rivayet ediliyormuş; 16.yy.da ise Harzem; Kürt-Arap köyü), Sancarlı (1928-Serikürri; Kürtçe’de Tepebaşı anlamına geliyormuş), Kocalar (Heci Feris; Kürtçe-1928), Karaman (Hemziyan; Hamzalar-1928; Arap köyü), Alipaşa (1928-Arap köyü), Tuzla (1928-Melho Ğurs; Süryanice’de melho qurşotabak tuzlası” anlamında), Yüceli (1928-Ğursi Evsat-Orta Ğurs; Arapça’da orta tabak anlamında; 16.yy. tahrir defterlerinde Kurs-i Ala, Kurs-i Evsat ve Kurs-i Edna (Yukarı, Orta, Aşağı Ğurs olmak üzere üç köydür. Halkı Arapça ve Kürtçe konuşur), Ayaz (Çelebiyan-1928; Kürtçe-Türkçe), biraz doğuda Soğanlı (1946-Hubbazı; 1957-Hubas), Uluköy (1928-Üzeyir; Kürt-Arap yerleşimi), Erdem (Meşkinan-Kürtçe) ve Yedikardeş (1928-Heftxohan; Kürtçe’de yedi kız kardeş anlamında)…
 
Kocalar köyünün sakinlerinden biri, bizi duvarın üzerinden izlemekte.
(Mayıs 2023)
 
Mayıs gölgesinde; Kocalar'ın yıkıntıları arasında...
(Mayıs 2023)

Ğurs Vadisi'nin beyaz hatmileri
(Mayıs 2023)
 
Evlerin çoğu harap vaziyette… Anlatılanlara göre buralarda geçmişte çoğunlukla Süryaniler, yaşamışlar. Kısmen de Ermeniler… Şimdi onlardan pek bir haber yok. Kimi evlerden hayat belirtisi olduğunu hissettiren sesler geliyor derinlerden. Bulunduğumuz noktadan Kızıltepe’nin evleri görülüyor; puslu bir havada beyaz bir kütle gibi görünüyor uzaktan Kızıltepe
 
Kocalar'ın kocamış evleri; çatı çökmüş; duvarlar yıkılmış. İnsanlar yok. Burası Ğurs Vadisi...
(Mayıs 2023)
 
Hatmilerin ardında Kocalar Camii; sanki tek ayakta kalan o...
(Mayıs 2023)
 
Suya doğru bakış; Ğurs'un yamaçlarından aşağılara doğru...
(Mayıs 2023)
 
Vadinin girişinde hemen derenin üst düzleminde bir kompleks şeklinde bina yıkıntıları uzanıyor. Tütmeyen ocaklar görünüyor, kemerli nişler dikkatimizi çekiyor yıkık duvarlarında; hızla geçerken yukarılardan. Acaba bir manastır kalıntısı mı, bir dini yapı mı; anlaşılamıyor. Ama ev olmadığı kesin; çünkü dikdörtgen formatlı ve çok büyük.
 
Deve dikenlerinin ardında mağaralar...
(Mayıs 2023)
 
Derenin iki yakasını birbirine bağlayan tarihi köprü
(Mayıs 2023)
 
Hatmilerin coşkusu; Ğurs Vadisi'nde...
(Mayıs 2023)
 
Köyün vadinin üzerinden ilerleyen kilit taşı döşeli ana girişinin ilerisinde solda bir cami var. Evlerin çoğu terk edilmiş ve harap durumda. Kemerli büyük pencereler, kiminde demirden ızgaralı korkuluklar, bir yanı yıkılmış, ufalanmış duvarlar, evlerin aralarından vadiye doğru sarkan daracık patikalar; belki bir eşek ancak geçer.
 
Vadiye bakan deve dikenleri
(Mayıs 2023)

 
Bir duvar gibi yükseliyor evler patika boyunca...
(Mayıs 2023) 
 
Solda Kocalar köyünün vadiye bakan evleri, sağda Ğurs tabanında verimli hayat bahçeleri
(Mayıs 2023)
 

Bir yanda beyaz çiçekleriyle hatmiler, diğer yanda mor renkli deve dikenleri; sapsarı ve sıcak sırtlardan sanki üzeri ağaçlarla örtülmüş haldeki yemyeşil vahaya doğru iniyoruz. Vadiye doğru; birbirinin önünü kapatmadan sıra sıra konumlanmış evler, Sakız adasındaki Anavatos köyünü akla getiriyor. Yalçın bir kayalığın sırtına birer üzüm salkımı gibi dizilmiş evler; Orası Sakız, burası Ğurs Vadisi
 
Ğurs yerleşimlerine örnek; vadiye dizili Heci Feris ya da Kocalar köyünün evleri
(Mayıs 2023)
 
Sakız adasındaki sarp bir kayalığın üzerine dizilmiş Anavatos'un evleri
(Şubat 2017)
 
Evlerin arasındaki daracık patikalardan geçtik.
(Mayıs 2023)
 
Vadi tabanında bir taş köprü, akmakta olan çayın üzerinden iki yakayı birbirine bağlıyor. Aman tanrım; bu nasıl bir su? Vadi tabanına kadar inip yeniden bize yukarıdaki vadi yamacından bakan köyün yıkık dökük evlerine doğru dönüyoruz yüzümüzü. Önce sınırları belirsiz, silik bir patika, daha sonra aynı genişlikte bir döşeme yola dönüşüyor. Tırmanışımız alabildiğine keyifli; deve dikenleri ve hatmiler bir yanda boy vermiş, diğer yanda ise Ğurs Vadisi’nin tabanında uzanan yemyeşil florasına hâkim konumdaki Kocalar köyünün yıkık dökük taş evleri… Nereye baksan bir yaşanmışlık, nereye baksan tepeden tırnağa hüzün… Bilmediğimiz hikâyeler saklı bu yıkık duvarlarda.
 
Vadinin yamacında kısmen patika, kısmen bir döşeme yolun parçaları; önde göz alıcı hatmiler, hem de bembeyaz...
(Mayıs 2023)
 

Sönmüş ocak, tütmez baca...
(Mayıs 2023)
 
Çivit mavi yorgun kapılar, yıkık duvarlar, taş kemer v.s. v.s.
(Mayıs 2023)

Kocalar'ın üst üste dizili gibi duran yıkık dökük evleri; kimbilir duvarları neleri gizler?
(Mayıs 2023)

Kemerli bir kapıda kilit taşı; neleri taşır neleri?
(Mayıs 2023)

Daracık patika bizi köyün yukarılarna taşıyor. İki evin yıkık duvarları arasından ulaşıyoruz köyün üst düzlemindeki yola. Şu kadarcık kısa zamana sığdırabilecek ne kadar çok ayrıntı var bu yıkıntılar arasında. Kemerli bir kapı; kemer iki bölümden oluşuyor ve zamanın silikleştirdiği çivit maviye boyalı yorgun kapının tam tepe noktasında birbirine kavuşuyor bu iki kemer parçası. Başka bir kapıda kemeri oluşturan 3 parçadan biri, ortada kilit taşı işlevi görüyor. Kimi taş duvarlarda küçücük gömme pencereler… İçinde korkuyu saklayan ve güneyden gelen ışığı bu küçücük aralıktan almaya çalışan pencerenin doğramaları zamanla bozunarak plastiğe doğru evrilmiş.
 
Kocalar köyüne veda ...
(Mayıs 2023)

Şelalelerimiz de vardır; yazın konfor sunarlar; Ğurs Vadisi'nin dibinde...
(https://www.aa.com.tr/tr/yasam/mardinin-sakli-guzelligi-gurs-vadisi/1554080)
 
Ve sonra Ğurs Vadisi'nde hayat yeşerdi yeniden.
(https://www.aa.com.tr/tr/yasam/mardinin-sakli-guzelligi-gurs-vadisi/1554080)

Ğurs Vadisi’nde bina bina üstüne; hepsi kirli sarı renkte, oksitlenmiş bir kıvamda; yıllardır unutulmuş, terk edilmiş hayatların ardında birikmiş her şey… Bir yığın taş, yıkık duvarların ardına sinmiş; bir şekilde yıkılmayıp ayakta kalan bu güzelim yorgun duvarlar, seyreder âlemi; kim bilir ne kadar zamandır bu aciz hallerde, Ğurs Vadisi’nin yeşilliğine karşı…


Dipnotlar:
(1)   Türkiye Yer Adları Sözlüğü; Index Anatolicus; yer adları için bkz. https://nisanyanyeradlari.com/?y=&t=&ua=10&u=2&ll=37.249460944724355,%2040.636361263556864
(2)  Anastasya Savaşı ve sonuçları hk.da bkz. https://tr.wikipedia.org/wiki/Anastasya_Sava%C5%9F%C4%B1
(3)  Fotoğraflar, belirtilenler dışında gezi sırasında İ. Fidanoğlu tarafından çekilmiştir.
 
Yazan: İbrahim Fidanoğlu
Düzenleyen: MYC