5 Mart 2024 Salı

LAOS GEZİ NOTLARI-1

BAŞKENT VİENTİANE'DE...
 
29 Aralık 2023-10 Ocak 2024
 Oğuz Tatlıoğlu
 
Yolculuğumuz, İstanbul’dan Doha aktarmalı (4 saat), Vietnam-Hanoi havaalanına (7 saat), oradan da Laos-Vientiane’e (1,5 saat) olmak üzere; İzmir-İstanbul arası uçak yolculuğunu ve havaalanlarında beklemeleri de hesaba katarsak 20 saat civarında sürdü. Hanoi ve Vientiane havaalanları İstanbul ve Doha havaalanları ile karşılaştırıldığında son derece köhne ve küçük. Bu ülkelerin havaalanlarında görevli askeri personel duruşları ve bakışlarıyla oldukça can sıkıcı olmasına karşın, sivil halk çok yardımsever ve güler yüzlü; özellikle Hanoi havaalanında yapılan güvenlik taraması inanılır gibi değil. Ayakkabılarınız çıkartılıp, detektörler tabanlarınızda dâhil, tüm vücudunuza tutuluyor. Bunun nedenini daha sonra anlıyoruz; çünkü komşu Bangkok'a gittiğimizde, burada “marijuana”nın serbest olduğunu gördük, demek ki oradan uyuşturucu alıp, diğer ülkelere taşıyan insanlar oluyor. Laos’a girişte Laoslular 20 $, komşu ülkeler 30 $, bizim gibi ülkeler ise 40 $ kapı vizesi ödüyor.
 
Laos haritası
  
Şimdi biraz yakın tarihinden başlayarak Laos’u tanıyalım. Komünist yönetimden önce krallıkla yönetilen Laos; sürekli olarak Çin ve Tayland saldırılarına hedef olunca, 1893'te Fransız himayesine girerek, Fransız Çinhindi ülkelerinden biri haline geliyor (Laos, Kamboçya ve Vietnam). Bu da sömürge döneminin başlangıcı oluyor. İkinci Dünya Savaşı sırasında Japonlar tarafından işgal ediliyor, savaştan sonra Fransızlar tekrar kontrol sağlamaya çalışıyor. Laos'daki Luang Prabang kralı Boun Khong'un oğlu; Fransa’da hem çalışıp, hem de inşaat mühendisliği okuyan Souphanouvong, Hanoi’de buluştuğu Ho Chi Minh’den öyle etkilenir ki, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ülkesine dönünce, hemen Fransızlara karşı savaşanlara katılır. Lao Itsala Hareketi’nin önderi olur veKızıl Prens olarak ünlenir.
 

Laos, 1953'te bağımsızlığını kazanır. Daha sonra (1959-1975) CIA tarafından desteklenen, eğitilen ve silahlandırılan dağ köylülerinden oluşan ayrılıkçı etnik grup olan Hmonglar ve Laos Kraliyet Hükümeti’ne karşı SSCB ve Vietnam tarafından desteklenen Pathet Lao komünist güçleri arasında kirli bir iç savaş yaşanmış. 2 Aralık 1975'te Laos Demokratik Halk Cumhuriyeti kurulmuş. Başa geçen Kaison Phonvihane, 1979’lara gelindiğinde, Laos’un sosyalizme hazır olmadığını itiraf etmiş; Çin'in piyasa reformlarını başlatan Deng Xiaoping’in yolundan giderek kolektifleştirmelerden vazgeçmiş ve köyleri bu konuda serbest bırakması ile köylülerin hemen hepsi bu kollektiflerden ayrılmışlar. Bunu ülke çapında bir liberizasyon hareketi takip etmiş. Şu anda yönetim biçimi komünizm olarak tanımlanıp bir politbürosu olsa da, sistem devlet kademelerindeki bürokratlar ve bazı büyük aileler tarafından yozlaştırılmış ve yeni oligarklar türemiş; kapitalist üretim ilişkilerinin belirleyici olduğu bir ortam piyasaya hâkim olmuş. Vietnam'ın da aşağı yukarı aynı durumda olduğunu öğrenince, biraz da belleğimdeki Ho Amca (Ho Chi Minh) ve Vo Nguyen Giap hayalini kaybetmemek için, Vietnam'a gitmekten vazgeçtim; benim için hala Ho Ho Ho Ho Chi Minh; İki, üç, daha fazla Vietnam; Ernesto’ya bin selam”...
 
Başkent Vientiane yüzölçümü 3920 km² ve nüfusu 768.743; Mekong Nehri Vadisi’nde, düz verimli alüvyonlu bir ovaya sahip… Çinli yatırımcıların büyük bir iştahla saldırdıkları bir bölge burası; çevresinde kumar oynayıp, golf yapabileceğiniz alanlar var.
 
Potuxay Zafer Anıtı önünde; Hmong etnisitesinden kızlarla birlikteyiz.
 
Viantiane’de ilk durağımız Potuxay Zafer Anıtı oldu. 1957'de inşa edilen bu anıtın üzerinde efsanevi kuş “Kinnari”nin motifleri var. Resimde yanımızdaki kızlar geleneksel kıyafetleri içinde daha önce bahsettiğim özerklik isteyen Hmong etnisitesinden. Zafer Anıtı Potuxay, Fransız sömürgecilere karşı verilen bağımsızlık savaşına katılanlar anısına yapılmış. Aşağıdaki resimde ise, Budist ve Hindu inançlarındaki efsanevi kuş Kinnari...
 
Budist ve Hindu inançlarındaki efsanevi kuş; Kinnari...
 
İkinci olarak gittiğimiz yer That Luang Stupa; büyük kutsal tapınak M.Ö.307'den beri kullanılmakta, orijinal yapı 1566'da yapılmış, 1953'de restore edilmiş. 45 metre yüksekliğindeki altın tapınakta Buda'nın emanetlerinin olduğu söyleniyor (bizdeki Peygamber'in emanetlerine benzer). Muhteşem bir yapı; ancak her zaman açık olmadığı için dışarıdan görülebiliyor.
 
Büyük kutsal tapınak; That Luang Stupa önündeyiz.

Üçüncü olarak gittiğimiz yer; muhteşem Xieng Khovan (ruhların şehri) Buddha Parkı… Heykeller eski görünse de, 1950’de bir rahip şaman tarafından inşa edilmiş. Yüzlerce Hindu ve Buddha heykeli, değişik ağaç ve çiçek örtüsü olan bir yeşil alana yerleştirilmiş; görülmesi gereken, olmazsa olmaz yerlerden.
 
Xieng Khovan Buddha Parkı
 
Xieng Khovan Buddha Parkı'nda "cehennemin çenesi"; tuhaf ve dev balkabağının girişi olan iblisin ağzı...
 
Xieng Khovan'a girdiğinizde, üzerinde manevi ağacın büyüdüğü tuhaf dev bir balkabağı göreceksiniz. Balkabağına bir iblisin ağzından giriyorsunuz (cehennemin çenesi olarak adlandırılıyor). Daha sonra cehennemi, dünyayı tasvir eden çeşitli seviyelerde garip bir yolculuğa çıkarken, üç kata tırmanıyorsunuz. Çeşitli dramatik sahne canlandırmalarında her seviyede çok sayıda heykel var. Karanlık, tozlu yapı içerisinde yürürken, karşınıza çıkan bazı heykeller, kendinizi bir korku filminin içine girmiş gibi hissettiriyor.
 
Karanlık ve tozlu bir dehlizde ilerlerken karşımıza çıkan heykeller; sanki bir korku filmindeyiz.
 
 Hindu tanrıları Vishnu ve ok atan Arjuna gibi Hindu folklorundan karakterler…
 
 Üç başlı fil Airavata'ya binen Hindu Tanrısı Indra...
 
 
Kırk metre uzunluğundaki dinlenen Buda
 
Bir sonraki durağımız Nampien Yorla Pa Parkı; yer yer 30 - 40 m derinliğe sahip bir vadi aslında. 20’den fazla, halatlar ve bambulardan yapılmış köprülerden geçerek dolaşabiliyorsunuz; tam bir Vietkong işi...
 
 
Merdivenler üzerinden geçerken, kendimi Yankilere karşı savaşan bir direnişçi gibi hayal ettim.
 
Nampien Yorla Pa Parkı'ndayız.
 
 
(DEVAM EDECEK) 
Yazan: Oğuz Tatlıoğlu
Edit: İF

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder