16 Mayıs 2024
İbrahim Fidanoğlu
Giriş
Emirâlem
Boğazı’ndan batıya; Ege Denizi’ne doğru akmakta olan Gediz Irmağı’nın taşıdığı alüvyonlarla
kaplı verimli Menemen Ovası’na
yukarıdan bakan volkanik oluşum Dumanlıdağ’da
dolaştık bugün. İlkçağ’da
Sardene adıyla anılan bu volkanik
kütlenin krateri üzerinde yer alan bir dizi rüzgârgülü uzaktan dağın
alâmetifarikası gibi İzmir-Çanakkale
asfaltında seyreden yolcularını selamlıyor.
(Mayıs 2024)
(MYC; Mayıs 2024)
Bugün 1075 metre
yüksekliğindeki Dumanlıdağ’ın
zirvesine; doğusunda yer alan İbrim
Deresi’nin Türkmen köyüne doğru
aktığı vadiden başlayarak kısmen doğu, kısmen kuzey yönündeki sırtlarından
zahmetli bir tırmanışla ulaştık. Zaman zaman bir kaya tırmanışı kıvamında
ilerleyen yolculuğumuz Dumanlıdağ’ın
kraterinin kuzeyine sıralanmış rüzgârgüllerine dek sürdü. Gecikmiş öğle
yemeğimizi zirvede terk edilmiş bir yangın kulesinin dibinde yedik. Ege’nin
maviliklerini ve hava bulutlu da olsa Midilli’nin
hayalini seyrettik bir süre. Daha sonra dağın kuzey yüzünden Çukurköy’e sel yataklarını ve patikaları
takip ederek indik. Toplamda yaklaşık 11,5 km civarı yürümüş olsak da, sert bir rota olması
nedeniyle epey yorulduk. Yemek yerken maruz kaldığımız kısa süreli yağmur
serpintisi zaman zaman inişte de devam etti.
(Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
Sardene’den Dumanlıdağ’a…
Dumanlıdağ ya da İlkçağ’daki ismiyle
Sardene Dağı, Menemen’in kuzey doğusunda yer alan ve Emirâlem ya da Manisa Boğazı
olarak bilinen ve Gediz Irmağı’nın
binlerce yıldır şekillendirdiği vadiyle güneyden sınırlandırılmış olan bir
volkanik dağ kütlesidir.(1) Dumanlıdağ volkan konisi, çok kalın tabakalardan oluşan yayvan ve çok sertleşmiş lav, tüf ve kül tabakasından oluşmuş, yüksek, konik
biçimli bir volkandır. Bu volkanlar (stratovolkan)
dik yamaçlarıyla ve periyodik patlamalarıyla tanınırlar. Bunlardan fışkıran
lavın akışkanlığı azdır ve çok uzağa yayılmadan önce soğur ve sertleşir.(2)
(MYC; Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
Kayaç yapısını andezit, trakiandezit, bazalt, riyolit, tüf ve aglomeraların(3) meydana getirdiği Dumanlıdağ volkanik kütlesinde, volkan
topografyasına ait volkan konisi, krater, ikincil çıkış merkezleri ve lav
akmaları gibi şekiller görülmektedir.
(Mayıs 2024)
Dumanlıdağ volkan konisi üzerinde Karyalık Tepe (847 metre), batısında
yaklaşık 2,5 km2 genişliğinde bir krater bulunmaktadır. Yüksekliği
650 metre civarında olan bu kraterin güneybatı kenarı, bir fay hattı ile
sınırlandırılır. Kaynağını krater alanından alan ve kuzeydeki İbrim Dere’ye dökülen küçük bir akarsu,
kraterin kuzeye doğru yarılmasına neden olmuştur. Krater alanı, kenarında
kurulmuş olan Çukurköy’ün başlıca
geçim kaynağını teşkil eden önemli bir tarım alanıdır.
(Mayıs 2024)
Kaynağını
krater alanından alan ve devamlı akış özelliği gösteren akarsuyun İbrim Dere ile birleştiği noktanın hemen
gerisinde, bazaltlardan oluşan
arazinin faylanması sonucu, asılı vadi ve basamaklar halinde şelaleler meydana
gelmiştir. Yörede “Su Uçuran Şelalesi”
(Türkmen ya da Turgutlar Şelalesi olarak da bilinmektedir) adıyla tanınan ilk
şelale en yükseğidir ve yaklaşık 20 metreden dökülmektedir. Birinci şelalenin
döküldüğü yerde dev kazanı oluşmuştur. Bu şelalenin ve dev kazanının hemen
önünde ikinci şelale yaklaşık 5 metreden, üçüncüsü ise 2 metreden dökülür. Eğim
atımlı normal fay özelliği gösteren fayların, fay düzlemlerinde kayma çizikleri
ve fay breşleri(4) tespit edilmektedir. İbrim Dere vadisinde
şelaleler ile birlikte kızılçam ve maki elemanlarından oluşan bitki örtüsünün varlığı
sayesinde Dumanlıdağ’ın arka dünyası ziyaretçilerine
benzersiz bir doğal ortam sunar.
(Nisan 2011)
(Nisan 2011)
Kaynağını Dumanlıdağ volkanik kütlesinin kuzey
yamaçlarından ve onun kuzey batısındaki Karahasan
Dağı’nın Güzelhisar Grabeni’ne doğru uzanan andezit ve aglomeralardan
oluşmuş yamaçlarından alan Dedeköy Deresi
ve Himmet Dere, graben (çöküntü-İF) alanına ulaştıkları Çıtak köyü kuzeybatısında birikinti konileri oluşturmuşlardır. Dumanlıdağ volkanik kütlesinin Güzelhisar Fayı ve İbrim Dere vadisi ile sınırlandırılan kuzey yamaçları oldukça
engebeli bir topografyaya sahiptir.
(Nisan 2011)
(Mayıs 2024)
İlkçağ’da eteklerindeki Aiol kaleleriyle öne çıkan Sardene Dağı, Bizans döneminde
manastırlarıyla(5)
anılıyor. Yanıkköy üzerinde Neonteikhos(6), Görece
köyü üzerinde Temnos(7), Menemen-Aliağa
asfaltı üzerindeki Buruncuk köyünün
yukarısında yer alan Larissa ile Hatundere üzerindeki Küçükkale(8) ve Büyükkale(8) yerleşimleri bunlara
örnek teşkil ediyor. 13.yüzyıldan itibaren ise Türkmenlerin bölgeye nüfuz
etmeleri sonrasında Saruhan Beyliği’nin
bölgede kaleleştiği ve kıyıdaki Foça
dünyasında şap madeninin de cazibesi altında; Bizans döneminden beri
kolonileşmiş bulunan Cenevizlilere karşı kuzey-güney geçişine hâkim bir noktada
bulunan dağın stratejik konumundan yarar sağladıkları anlaşılıyor.
Neonteikhos yakınlarındaki bir göletin başındayız; eski bir hatıra...
(Otomatik Çekim; Şubat 2016)
(Otomatik Çekim; Şubat 2016)
(Şubat 2016)
(Nisan 2019)
Yürüyüşün Hikâyesi
Erken Cumhuriyet
Dönemi’nin bayındırlık eserlerinden Gediz
Irmağı üzerindeki beton kemerli Ali
Çetinkaya Köprüsü’ndeki inşaat nedeniyle Buruncuk üzerinden Yanıkköy’e,
oradan da ovadaki Gediz sulama
kanallarından birinin kıyısındaki Belen
köyüne ulaştık. Kanalın hemen kıyısındaki Belen
köy kahvehanesinde içtiğimiz sabah çaylarıyla başladık güne. Çay keyfi
sonrasında Haykıran köyünün
kıyısından Dumanlıdağ’a yönelen yolu
takip ederek Çukurköy’e doğru
tırmanmaya başladık.
(MYC; Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
Saat 11 civarında
andezit taşlardan 18.yy.da inşa edilmiş bulunan köyün tarihi Çukurköy Camii’nin arkasında yer alan
kahvehanelerin bulunduğu meydana arabamızı bıraktık. Cami dikdörtgen planlı bir
cami; avlusunda hala içinde su bulunan dört adet su kuyusu var. Caminin avlu
girişinde ve son cemaat yerinin kapısında farklı kitabeler var. Bunlardan 1168
tarihini taşıyan eskisi ilk inşa tarihine ait olmalı. Diğeri ise tamir
kitabesi…(1324 Hicri)
(Mayıs 2024)
Çukurköy Meydanı; eski bir değirmen taşı ve Aiol sütun parçaları, şimdi ziyaretçilerine masa olmuş durumda.
(Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
“Sahibül-hayrat
Hacı Ahmet-i Vala kadr
Rif’atiyle
ihtimamen kıldı bu beyti bina
Niyet_i
ihlasla sa’yince ol sahib-kerem
Ma’bed-i
balaya mazhar düştü ba-avn-i Huda
Nice
hayr-ıla ide eyyamını mevla medid
Dahi
ikbalini efzun eyleye subh-u mesa
Abidin
ü hamidine didi Hafız tarihinin
Secdegah-ı
aşıkandır kıl namaz eyle dua”
Sene
Hicri 1168 (Miladi 1754)
(Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
Kahvedekilerle
selamlaşıp köyün meydanından Turgutlar’a
doğru ilerleyen asfalt yola doğru yürümeye başladık. İleride çınarlar altında
bir park ve hemen yanında koyu gölgelik Çınaraltı
Kıraathanesi vardı. Çınar gövdeleri o kadar büyük ve gelişmişlerdi ki;
zamanla dev gibi gövdeler yarılarak birer yaprak gibi sağa sola açılmışlardı.
(Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
Yürüdüğümüz yol
bahçelerin üzerindeki bir sekiden devam etmekteydi. Aşağıda göz alabildiğine
uzanan ve çilek karıklarına benzer şekilde düzenlenmiş; naylon malzeme
kullanılarak meyvenin toprakla ve topraktan kaynaklanabilecek her türlü
haşeratla temasının kesilmesi amacıyla muntazam bir şekilde hazırlanmış domates
tarlaları uzanıyordu. Bu arada belirtelim; Çukurköy’ün
domatesi ovaya göre geç erer ve oldukça lezzetlidir. Çevrede de ünü oldukça
yaygındır.
Çukurköy'ün verimli tarlaları; Dumanlıdağ'ın krateri üzerinde hayat bulur. Solda Turgutlar yolu...
(Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
Bir süre sonra Turgutlar yolundan ayrılarak kuzeye ve Dumanlıdağ’ın doğu etekleri boyunca
ilerleyen İbrim Deresi’nin aktığı
vadiye doğru yöneldik. Dağın eteklerinden başlayarak zirvedeki rüzgârgüllerine
doğru tırmanan bir toprak yol, bu rüzgâr santrallerinin kuruluşu sırasında
açılmış olmalıydı.
(Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
Vadinin girişnde ters
“V” şeklinde bir kemeriyle dikkat çeken güzel bir taş köprü vardı. Ama altından
akan su oldukça azdı. Köprüden ileriye; vadinin derinliklerine doğru ceviz
ağaçları ve çınarlarla kaplı; koyu gölgelik, hoş bir konfor alanı uzanmaktaydı.
Dere yatağı boyunca cevizler ve çınarlar altındaki bu bahçeler uzun süre devam
etti. Dumanlıdağ’ın doğu etekleri
boyunca yürüdüğümüz yol, vadiye paralel olarak ilerlemekteydi. Yolumuza zaman
zaman dağın eteklerinde veya sırtlarında serbest halde otlayan inekler çıktı. Kimisi
karnını doyurmuş; yol üstüne uzanmış vaziyette, keyifle geviş getirmekteydiler.
Vadinin derinliklerine doğru ilerlerken rastladığımız; dere kıyısındaki bir
çeşme ve namazgâh dikkat çekiciydi.
(Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
Vadi boyunca ilerledik.
Toprak yol, derenin sınırlarına uygun şekilde kıvrıla kıvrıla Türkmen köyüne doğru ilerliyordu.
Önümüzdeki vadi açıklığından Yunt Dağı’nı
ve onu; Dumanlıdağ’dan ayıran Güzelhisar Vadisi’ne doğru alçalan
tepeleri uzaktan görebiliyorduk. Biraz ileride yol üstünde bir çoban çeşmesine
rastladık. Bu bizim için kısa bir mola demekti.
(Mays 2024)
(Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
Yol kıyısındaki
çayırlarda ve sırtlarda ise, açık lila rengi çiçekleriyle dikkat çeken
karanfilgillerden dördüz otları, mor renkli kadın aynaları, yeni çiçeğe durmuş
sığır kuyrukları ve İzmir papatyaları vardı. Bir süre sonra Dumanlıdağ’ın zirvesine doğru yönelen
bir sırta doğru tırmanmaya başladık. Zaman zaman neredeyse insan boyunda deve
dikenleri kesti yolumuzu. Ama yalçın bir kayalığın üzerindeki bir menengiçin
altından Güzelhisar Vadisi’ne ve daha
ötelere baktığımız an benzersizdi.
(Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
Katılaşmış lav
akıntılarının oluşturduğu doğal duvarların kıyısından geçtik. İşte gerçek ve
zorlu tırmanışımız, bu lav akıntıları arasındaki engebeli patikalarda başladı.
Patikalar; hem oldukça dik, hem de katılaşmış lav yüzeyleri oldukça
sıkıntılıydı. Dikkatle tırmanmaya devam ettik. Çevremizde yoğun bir meşe örtüsü
vardı. Yukarı doğru yönelen zorlu yolculuğumuzda; bazen keçiler, bazen de dağ
taş dolaşmakta olan ineklerle karşılaştık. Yükseldikçe kuzeyimizde uzanan
vadide uzanan bir kuru dere yatağı iyice belirginleşti. Meşelerin içinden
ilerleyerek, bu dere yatağının başlangıcında yer alan bir düzlüğe doğru batı
yönünde yürüdük.
(Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
Andezit kayalarla kaplı bir
sel yatağında, meşe ağaçlarının altında çay molası verdik. Hava serin ve
rüzgârlıydı, yavaş yavaş yağmur bulutları tepemizde toplanmaktaydı. Çevremizde
yer yer geven öbekleri vardı. Meşelerin arasından Dumanlıdağ’ın zirvesine doğru; sırta saçılmış rüzgârgüllerini
seçebiliyorduk. Çay molası sonrası, dere yatağını aşarak tepeye doğru yürüdük.
(Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
Zirveye yakın düzlükte,
çevresi taş duvarlarla çevrili oldukça geniş bir ağıl vardı. Rüzgârgüllerinin
dizili olduğu sırta doğru bir koyun sürüsünün peşi sıra tırmandık. Zirvede son
yıllarda terk edilmiş bir yangın kulesi vardı. Aşağı inip Çukurköylü köylülerle
konuştuğumuzda, kulenin 1950’li yıllarda yapıldığını öğrendik. Yangın kulesinin
yanına ulaştığımızda, sert rüzgâr etkisini sürdürmekteydi. Kulenin merdiveni
bile yıkılmıştı. Üst kata çıkmak mümkün değildi. Kuleyi ve denize hâkim
noktadaki iri andezit kayaları kendimize siper ederek, gecikmiş öğle yemeğimizi
Dumanlıdağ’ın zirvesinde yedik. Hava
oldukça puslu olmasına rağmen yine de manzara oldukça güzeldi.
(Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
Rüzgâr nedeniyle dağın
zirvesinde fazla kalamadık. Dağın güney yönündeki sırtından aşağıdaki
hayvanları sulama amacıyla kullanılan bir gölete doğru inmeye başladık. Oldukça
taşlı bir zeminde seyreden inişimiz, bir süre sonra pırnar meşeleri ve kesme
çalıları arasından Çukurköy’e doğru
yönelen; yarı sel yatağı, yarı patika görünümlü bir rotaya evrildi. Bu
sıralarda yağmur aralıklarla yağmaktaydı. Çukurköy’ün
evleri hemen altımızda konumlanmıştı. 2019 yılında dağdan inen bir sel, Çukurköy’de birçok evin yıkılmasına yol
açmış, daha sonra köyün Turgutlar çıkışındaki
yamaçta; selden zarar gören köylüler için devlet afet evleri yapmıştı. Köye
doğru indiğimiz bu patika, büyük olasılıkla o yıllarda selin köye doğru yöneldiği
sel yatakları olmalıydı.
(Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
(MYC; Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
Köye iyice yaklaşmıştık;
aşağıda büyük bir çınar ağacı ve meydanlık bir alan vardı. Çınar ağacının
altında bulunan bir çeşmede ve yalağında çamura bulanmış ayakkabılarımızı
yıkadık. Daha sonra sabah arabamızı bıraktığımız köy meydanındaki kahvehaneye
doğru yürüdük. Köyün sokakları, ineklerin rutin şekilde dolaştığı yerler
olmasına rağmen tertemizdi. Bunun nedenini kahvedeki köylülerden öğrendik. Menemen Belediyesi’nin köye tahsis
ettiği bir temizlik görevlisi köyün sokaklarını ve meydanını her gün
temizliyordu. Ayrıca köylüler de hayvanlarının dışkılarını anında temizlemekteydiler.
Bu gerçekten güzel bir uygulamaydı.
(Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
(MYC; Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
Kahvehanede yorgunluk
çaylarının eşliğinde köylülerle sohbet ettik. Ağustos’un başında bizi yeniden Çukurköy domatesleri için köye davet
ettiler. Ovadaki domatesler bitince, Çukurköy
domateslerinin zamanı geliyordu. İnşallah dedik köylülere ve vedalaşıp ayrıldık
yanlarından.
Çukurköy sokaklarında...
(Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
(Mayıs 2024)
Bugün zorlu bir rotadan Dumanlıdağ’ın zirvesine tırmanmış; gün
boyu doğanın türlü güzellikleri ve sürprizleri ile vakit eylemiştik. Yorgunduk,
ıslanmıştık; ama sonuçta volkanik kütle Dumanlıdağ’ın
çevresinde ve zirvesinde neredeyse basmadık yer bırakmamıştık. Bunun da keyfini
sürmek bize düşmüştü bugün. Şimdi gitme zamanıydı; eve, İzmir’e doğru… Ne mutlu yürüyenlere; ne mutlu yürüyebilenlere…
Dipnotlar:
(1) Dumanlıdağ jeolojisi hakkında İlker Eroğlu ve Recep Bozyiğit’in Güzelhisar Çayı Havzasında Yapısal Unsurların Jeomorfolojik Birimlere
Etkileri isimli makaleden yararlanılmıştır. İlgili makale için bkz. https://www.researchgate.net/publication/303738104_GUZELHISAR_CAYI_HAVZASINDA_YAPISAL_UNSURLARIN_JEOMORFOLOJIK_BIRIMLERE_ETKILERI(2) (2) Kaynak: Wikipedia.org
(3) Riyolit; silis içeriği çok yüksek olan ekstrüzyonla üretilmiş magmatik bir
kayaçtır. Riyolit ince taneli bir kayaçtır ve sıklıkla cam parçaları
ve gaz boşlukları kapsar. Bu özellikler onun yüzey koşullarında hızlı soğuma
ile oluştuklarına işaret etmektedir. Aglomera; küçük parçacıkların
bağlayıcılarla birlikte çimentolaşması sonucunda oluşan kayaç tabakaları; bu
oluşumlara volkanik arazilerde rastlanır. Doğal etkilerle ufalanması sonucunda
yüzeyde son derece kaygan bir zemin oluştururlar.
(4) Fay breşi; faylarda kırılma
bloklarının birbirleri üzerinden sürtünerek kaymaları, fay zonundaki
kayaçların parçalanıp ufalanmasına yol açar. Fay düzlemi boyunca yer
alan ve mekanik olarak ezilmiş, ufalanmış bu malzemelere fay breşi adı
verilir. Kaynak: Wikipedia.org
(5) Hatundere-Manastır Mevkii yürüyüşü hk.da https://dagakactim.blogspot.com/2019/06/hatundereden-manastir-mevkiine.html
(6) Yanıkköy üstündeki Neonteikhos (Yeni
Kale) yerleşimi hk.da bkz. https://dagakactim.blogspot.com/2016/02/cukurkoy-yolundan-neinteikhosa.html
ve https://dagakactim.blogspot.com/2021/05/neonteikhos-yeniden.html
(7) Görece Kale ya da Temnos hk.da bkz.
https://dagakactim.blogspot.com/2014/03/gorece-kale-yuruyusu.html
(8) Hatundere üstündeki İlkçağ kaleleri için bkz. https://dagakactim.blogspot.com/2019/05/hatundere-kaleleri.html
(9) Fotoğraflar, belirtilenler
dışında İ. Fidanoğlu tarafından
çekilmiştir.
Yazan: İbrahim Fidanoğlu
Düzenleyen: MYC
Teşekkürler.
YanıtlaSil