3
Şubat 2017
Aybey
Çini /Mehmet Yavuzcezzar
Ekip
olarak alışık olduğumuz üzere, bu hafta yürüyeceğimiz bölgeyi
tespit etmek ve harita
üzerinde rotamızı belirlemek amacıyla bir araştırma yaptık. Bu ön
çalışmada amaç, Kemalpaşa'nın Armutlu Beldesi'nin sırtını
yasladığı, Kandiltepe, Örentepe, Keltepe yada Kartaltepe diye anılan zirveye ulaşmaktı. Rota
haritalarında yaptığımız incelemede; bazı yürüyüş
gruplarının bu tepeye hem Armutlu'dan, hem de Ören'den farklı
rotalarla ulaştıklarını gördük. Biz de bölgeyi iyi
tanıdığımızdan, bu dağın güneyinde kalan Kamberler Köyü'nden
ulaşmaya karar vererek taslak rota oluşturduk.
Kamberler Köy Meydanı
(Fotoğraf: A.Aydemir; Ocak-2014)
(Fotoğraf: A.Aydemir; Ocak-2014)
Kapalı
bir havada ulaştığımız köy meydanındaki kahve başlangıç
noktasıydı. Kemalpaşa'ya 29 km uzaklıkta ve yaklaşık 700 m
rakımlı Kamberler küçük bir Pomak
köyü
ve yine diğer dağ köyleri gibi gençlerini kente göç veren
köylerden birisi, burada kiraz ve üzüm ana geçim kaynağı.
Kamberler Köyü ve burada yaşayan Pomaklar hakkında daha önceki
yazılarımızda epey bilgi aktarmıştık. Meraklılar
bununla ilgili yazımızı buradan okuyabilirler. Yürüyüşümüze saat 10.20 gibi
başladık. Köy mezarlığının hemen yanından doğuya yönelip
önce köy okulunu, kayrak taşlarla ustaca işlenerek yapılmış
evleri ve sonra da bağ ve bahçeleri geçip, orman yoluna saptık.
Bu yol aynı zamanda Bayramlı Köyü'ne giden yoldu.
Kayrak taşlı Kamberler Köyü evleri
Dağlar,
ormanlar, vadiler ve derelerle çevrili bu coğrafya; Akdeniz
ikliminin tipik bitki örtüsü olan makiliklerin yanı sıra,
alçaklarda meşe ve kızılçam, yükseklerde karaçam örtüsünden oluşmakta. Yol boyunca kestane, vişne ve çınar
ağaçlarına da rastladık. Hava hep bulutlu ve yağmur yağacak
gibi görünüyordu, ama bu ana kadar yağmamıştı. Yukarılar
sisle kaplıydı. 700 metre kadar yürüdüğümüzde daha önce
Kamberler- Osmanlar yürüyüşünde gördüğümüz sapağa vardık.
Buradan yukarıya doğru yönelen orman yolundan ilerledik, yine
yaklaşık 1 km sonra yol üçe bölündü, biz yürüyüşümüze; ortada batı yönündeki, oldukça dik yoldan devam ettik. Yaklaşık
3. km.de Bayramlı ile hedef zirve sapağına geldik.
Buradan yönümüzü sağa, kuzeye çevirerek yürüyüşümüzü sürdürdük. Orman yolu ile başlayan ve daha sonra patikaya dönüşen güzergâh; bir ara kaybolur gibi olsa da, keçi ve koyunların bıraktıkları izler sayesinde, her defasında yeniden önümüze çıktı. Patikanın bittiğini sandığımızda önümüze bir kaya kütlesi çıktı ve kayaların arası bize zirve yolunda geçit izni verdi.
Yaklaşık 2,5 saat süren 5 kilometrelik yolculuğumuz sonunda zirveye vardık. Zirve, sisler içerisindeydi. Oraya ulaştığımızda; engin bir coğrafyaya sahip tepede, etrafı görememenin endişesi duygularımıza hakim oldu.
Orman yolu üçe bölündü
Gezgin zirve yolunda
(Fotoğraf: A.Aydemir; Ocak-2014)
Zirve yolu karlı ve sisli
Buradan yönümüzü sağa, kuzeye çevirerek yürüyüşümüzü sürdürdük. Orman yolu ile başlayan ve daha sonra patikaya dönüşen güzergâh; bir ara kaybolur gibi olsa da, keçi ve koyunların bıraktıkları izler sayesinde, her defasında yeniden önümüze çıktı. Patikanın bittiğini sandığımızda önümüze bir kaya kütlesi çıktı ve kayaların arası bize zirve yolunda geçit izni verdi.
Sisler içerisindeki geçit
Yaklaşık 2,5 saat süren 5 kilometrelik yolculuğumuz sonunda zirveye vardık. Zirve, sisler içerisindeydi. Oraya ulaştığımızda; engin bir coğrafyaya sahip tepede, etrafı görememenin endişesi duygularımıza hakim oldu.
Yürüyüşümüzün başlarında 3-4 derece olan hava sıcaklığı, tepeye ulaştığımızda eksi değerlerdeydi. Kamberler'den başlayarak, ara vermeden zirveye kadar olan bölüm, nefes aldırmayan sürekli ve dik bir çıkış olmasına rağmen yine de motivasyonumuzu bozamadı. Yaptığımız ön çalışma sayesinde parkurun yaklaşık 10 kilometre olacağı belliydi ve bu çalışma sisler içinde de olsa hedefimize ulaşmamızı sağladı. Yakında baharın yaklaşmakta olduğunu haber veren, sevimli kuş seslerinden başka yalnızlığımızı hatırlatan hiç bir şey yoktu. Bu sessizliğin ve sislerin içinde yukarılara doğru kaybolup gittik.
Zirve yolunda gezgin
Hiç
bir olumsuzluk bizi takip edemedi. Yükseldikçe her adımda daha da
özgürleştik. Zirveye yaklaştıkça; karaçamlar, meşeler,
mazılar; kâh birbirine karışıyor, kâh bir diğeri hakim bitki
örtüsü oluyordu. O kadar yoğun sisin içinde kalmış bir
karaçamın kalın sivri yapraklarında yoğunlaşan su buharı,
damlalar halinde birikiyor, ağırlaşan damlalar ağacın
yapraklarından aşağıya doğru süzülüyordu. Giysilerimiz de bu
durumdan etkilenmiş, sanki çiseleyen bir yağmurda ıslanmış
gibiydi.
Zirve yolunda doğal kayalardan yapılmış bir ağıl
Gezgin sisler içinde
Adıyla müsemma 1250 metre rakımlı zirveye ulaştığımızda
saat 13 civarıydı. Zirve; ağaçsız ve çıplak bir görüntü
sergiliyordu. Rüzgârlı ve iliklere kadar işleyen donduran
soğukta, yer yer karlar ve buzlar üzerine basarak ulaştığımız
zirve noktası işte burasıydı.
Gezgin taşları dizerek imzamızı atıyor
Gezgin zirvede
Bu gururu yaşarken, gördüğümüz olumsuzluklar, bizleri fazla etkilemedi. Yoğun sis nedeniyle çevreyi tahmin ettiğimiz gibi göremedik. Ama bu masalsı atmosferde olmak ve bu anı yaşamak çok hoşumuza gitmişti. Dağa Kaçtım ekibi olarak bu noktayı, taşlardan küçük bir kule yaparak işaretleyip imzamızı attık. Vakit kaybetmeden dönüşe geçtik. Daha önce çıkarken, bir alt düzlemde gördüğümüz sık ağaçlardan oluşan kuytu bir köşede öğle yemeği molası verdik. Islak olan üstümüzü aceleyle değiştirip yemeğimizi yedik. Bu günkü yürüyüşümüze gelemeyen arkadaşımızın eksikliği, hem menüyü, hem de iştahımızı ziyadesiyle etkiledi. Umduğumuzdan konforlu bu alandaki kısa moladan sonra, dinlenmiş olarak dönüş yoluna koyulduk.
Gezginler mola yerinde
Kamberler
Kamberler'e yaklaştığımızda, solumuzda orman içinde yamaçta kale duvarını andıran güzel ve düzenli işlenmiş bir taş duvar gördük. Yanına çıktığımızda ana kayadan da yararlanılarak çevresi taşlarla örülmüş, oldukça büyük bir hayvan ağılıyla karşılaştık.
Taş ağıl
(Fotoğraf: A.Aydemir; Ocak-2014)
Bir ara güneş yüzünü gösterdiğinde zirve
Bir
ara aşağılardan dönüp baktığımız zirve, çıkan güneşe ve
bize göz kırpar gibiydi. Fakat az sonra tepelerden esen güçlü
rüzgârın savurarak yukarılara yönelttiği sislerle zirve yine
görünmez ve seçilmez oldu. Bu kısa sürede hedefe varmanın
mutluluğuyla; köy kahvesinde yudumlanan sıcak çaylarla içimizi
ısıtırken, az önce yaşadığımız bütün imgeler gözlerimizin
önünde uçuşur gibiydi.
Biraz yorgun ama mutlu bir şekilde İzmir'e doğru yola koyulduğumuzda akşam olmak üzereydi.
Not: Fotoğraflar yazıda belirtilenler dışında MYC tarafından çekilmiştir.
Yazan: A.Çini / MYC
Düzenleyen: MYC
Edit:İF
Edit:İF
resimler çok iyi çekilmiş teşekkürler
YanıtlaSilİlginize biz teşekkür ederiz.
Sil