20 Nisan 2023 Perşembe

YAMANLAR DAĞI’NDA BAHAR

 SANCAKLI’DAN YAMANLAR’A…
14 Nisan 2023
 İbrahim Fidanoğlu
 
Derinden derine ırmaklar ağlar,
Uzaktan uzağa çoban çeşmesi,
Ey suyun sesinden anlayan bağlar,
Ne söyler şu dağa çoban çeşmesi.
 
Faruk Nafiz Çamlıbel
 Giriş 
 
Yamanlar’da bahar başkadır. Mevsimlerin çoğunda; uzaktan bakınca sahip olduğu boz renkli görünüşü ile pek de çekici gelmez ilk bakışta. Ama içine girip; derin vadilerinde ve yamaçlarında dolaşırken, hele bir de mevsimlerden baharsa; o zaman saklı dünyasını açar size Yamanlar… Şırıldayan küçük derecikler, dağ başlarında yalnız çoban çeşmeleri, yamaçlarda sevimli zeytin sekileri, yeni hayata merhaba diyen nebatın çiçeklerle dışa vuran coşkusu; hepsi oradadır, sizi bekler.
 
Yamanlar'dan Körfez'e bakış
(Nisan 2023)

Yamanlar'da bahar alametleri; su düğün çiçekleri
 (Nisan 2023)

Anadolu'nun cefakar ağaçları; meşeler
(Nisan 2023)
 
Biz de bugün Yamanlar Dağı’nın bu saklı dünyasında dolaştık. Daha önceleri defalarca bu volkanik kütlenin farklı rotalarında yürümemize rağmen, yine de heyecan vericiydi günümüz. Bugünkü rotamız Yamanlar Dağı’ndaki Sancaklı Yörüklerinin yerleştiği iki köy arasındaydı; Sancaklı’dan Yamanlar köyüne doğru… Her ne kadar Yamanlar köyüne dek yürümesek de, onun hemen altındaki dere yatağına ve derin vadiye ulaştık. Öğle yemeğimizi Yamanlar-Sancaklı arasındaki dağ yoluna hakim bir kayalığın altında, yeni yapılmış bir çeşmenin başında yedik. Toplamda 8,5 km kadar yürüdük. Hava güneşli ve çok güzeldi; sıcaklık ise, yaklaşık 20-22 derece civarındaydı.
 
Sancaklı köyünün sırtlarında...
(Nisan 2021)

Çiriş otlarının arasından...
(Nisan 2023)

Kızılçamların arasından puslu Körfez'e bakarken...
(Nisan 2023)

Yamanlar Dağı
 
Volkanik bir yükselti olan Yamanlar Dağı’nın krater ağzı, deniz tarafından bakanlar için zirveye göre merkezden oldukça kaçıktır. Sıra dışı bir şekilde zirvede olması beklenen volkanın konisi, Yamanlar Dağı’nda doğu-batı doğrultulu ve Karşıyaka’ya doğru alçalan, hilal formundaki bir sırtta yer alır. Bundan dolayı da aslında bir heyelan gölü olan Karagöl, çoğunlukla yanlış olarak; Yamanlar Dağı’nın krater ağzı olarak bilinir.
 
Laka köyü ile Doğançay arasındaki eksenin üzerinde bir yerde; Yamanlar volkanik kütlesinin krater çukuru; önde lav akıntıları, üzerindeki antenlerle ayrışan Karatepe ise onların çok gerisinde...
(Ekim 2011)
 
Aynı bölgede Yamanlar Dağı'nın lav akıntıları
(Ekim 2011)
 
Sancaklı köyünün üzerindeki Aiol gözetleme kalesi; Sancaklı Kalesi
(Ocak 2011)
 
“Zirvenin Karşıyaka’ya bakan yamaçlarında, çukur sahanın ortasında aşınmadan kısmen kurtulmuş volkanik tüflerden tepeler görülür. Zirve ve dağın yüksek kısımları ile güney ve batı yamaçlarında renkleri kırmızımsı, sarımsı kahverengi, kahverengimsi-gri andezit ve trahit lavlardan oluşan yuvarlak sırtlı tepeler körfeze doğru inerler. Karşıyaka’nın hemen kuzeyindeki Küçük Yamanlar Tepesi ile doğusundaki Bayraklı Tepeleri arasındaki kayalık sırtlar doğrudan denize inerek (Naldöken sırtları ya da Rumların adlandırışıyla Petrota) Bornova Ovası’na karadan geçişi zorlaştırırlar. Karşıyaka Düzlüğü, zaman içinde kısmen Gediz Irmağı’nın ve daha çok Yamanlar Dağı’nın güney yamaçlarındaki volkan konisini aşındıran derelerin (Laka, Naldöken ve Bostanlı dereleri gibi) taşıdıkları ile oluşmuştur.”(1)
 
Sancaklı Kalesi; poligonal kuzeybatı duvarları
 (Şubat 2012)

Sancaklı Kalesi; sarnıç
(Ocak 2011)

Yamanlar; Karagöl
(Nisan 2012)
 
İlkçağ’da Smyrna’nın ileri karakolları durumundaki kale ve gözetleme noktalarını barındıran Yamanlar Dağı, bu anlamda kuzeyden gelebilecek tehlikelere karşı da bir set niteliğindedir. Doğançay üstündeki Aşağı Mormonda ve Yukarı Mormonda(2), Bayraklı sırtlarında Akropolis Kalesi ya da Büyük Kale(3), Örnekköy Mezarlığı yakınlarındaki Mezarlıkkale, daha arkada ve yukarılarda; şimdiki Sancaklı Yörüklerinin Sancaklı köyü yakınlarındaki Adatepe ya da Sancaklı Kalesi(4) ile Yamanlar Dağı’nın kuzeye bakan yüzünde bir kartal yuvasını andıran Gökkaya’daki Melanpagos(5) yerleşimleri bunların en önemlileridir.
 
Mormonda'dan kalan izler; Doğançay'ın üzerindeki Ekingediği Mevkii'ndeyiz.
Körfez'e karşı, tam 8 yıl önce...
(Nisan 2015)
 
Ekingediği Mevkii'nde volkanik andezit malzemeden düzgün kesme taşlar
(Nisan 2015)
 
Teras temelleri; Mormonda'dan izler...
(Nisan 2015)

Önde Türkmen köyü Doğançay, eski adıyla Alucra; arkada Karşıyaka ve Kızıldağ...
(Nisan 2015)
 
Türkmenlerin bölgeye gelişiyle; aşağıda Alurca ya da bugünkü adıyla Doğançay, dağın yukarılarında ise, Yamanlar ve Sancaklı köyleri dağdaki yaşamın bugüne uzanan temsilcileri gibidirler. 70’li yıllara kadar Karşıyaka’da Alaybey’deki İtfaiye’nin önünde atlarının sırtına vurdukları tahtadan sandıklar içinde sattıkları domatesin tadını bugün kim hatırlayabilir acaba? Ya da Doğançay Türkmenlerinin Karşıyaka İstasyonu önünde sepetler içinde sattıkları ballı incirlerin tadını… Birçok şey gibi ne o domates sandıklarından, ne de o incir sepetlerinden bir haber almak mümkün değil artık. Onlar da yerel tarihimizin tozlu raflarında yerlerini aldılar çoktandır.
 
Yamanlar Dağı'nın kuzey yüzünde; Emiralem üzerinde Gökkaya ya da Melanpagos...
(Nisan 2014)
 
Melanpagos kalıntıları
(Nisan 2014)

Melanpagos'da bir duvar parçası
(Nisan 2014)

"Fertz Warte"; Gözetleme Yeri, Karşıyaka üstünde...
(Aralık 2013)

İzmir Akropolü; Doğançay üzerinde...
(Aralık 2013)

Sancaklı’dan Yamanlar’a
 
Sabah Bornova’dan gelen diğer arkadaşlarla Karşıyaka’da buluşup Örnekköy üzerinden Sancaklı köyüne doğru yöneldik. Neredeyse tamamen dolmuş ve gömüye kapalı durumdaki Doğançay Mezarlığı’nın yeni genişleme alanları üzerinden Sancaklı’ya doğru ilerleyen yolu takip ederek kısa sürede Sancaklı köyüne ulaştık. Sabah mahmurluğunun üzerine çökmüş olduğu Sancaklı köyünün içinden geçen yol, bir alt yapı çalışması nedeniyle bozuktu ve henüz
çalışmalar bitmemişti. Sancaklı Kalesi’nin bulunduğu düzleme doğru tırmanan köyün içindeki bozuk yolu geçerek köyün hemen üst düzlemindeki anıt pırnar meşelerin bulunduğu kayalıklara ulaştık. Köyün çıkışında yeni mezarlığın yanından kuzeybatıya doğru devam eden toprak yolu dönüşe bırakarak, daha önceleri birkaç kez yürüdüğümüz Sancaklı Kalesi’nin bulunduğu tepenin hemen sağından; eski Sancaklı Mezarlığı’na doğru ilerleyen toprak orman yoluna girdik. Arabayı mezarlığa gelmeden, yeni yapraklanmakta olan muhteşem bir meşe ağacının yanındaki düzlüğe bırakarak solumuzda yer alan vadiye doğru yürümeye başladık.
 
Eski Sancaklı mezarlığına doğru bir düzlükte rastladık ona; anıt meşe ağacı...
(Nisan 2023)
 
Vadilerden tepelere; Yamanlar Dağı'nın bağrındayız bugün.
(Nisan 2023)
 
Rastladığımız ilk çoban çeşmesi; daha önceki yürüyüşlerde de yanından geçmiştik.
(Nisan 2023)
 
Kızılçamlarla kaplı vadi yamaçlarında çam polenlerinin sarıya boyadığı toz tabakaları, rüzgârla havalandıkça zaman zaman ortalık dumanlansa da, daha önce de geçtiğimiz şirin bir patikadan küçük şelalenin altındaki bir dere yatağına doğru inmeye başladık. Biraz sonra bir çoban çeşmesine ve Körfez’e hâkim konumdaki; on binlerce yıl önceki volkanik faaliyetlerin ürünü yekpare bir kaya kütlesine ulaştık.
 
Körfez'e hakim noktada volkanik yapıdaki dev kayalığın dibindeyiz.
(Nisan 2023)
 
Ardımızda Sivrikaya; sanatoryum enkazına doğru...
(Nisan 2023)
 
Kayalıkta gezginlerin fotoğraf telaşı
(Nisan 2023)
 
Kayalık hatırası; ardımızda Yamanlar...
(MYC; Nisan 2023)
 
Bir gözetleme noktasını andıran dev kayalığın üstüne çıktığımızda, önümüzde aralanan bir boğazdan; Karşıyaka’nın ötesinde, şimdi depremselliğin baskısı altında kıvranan Mavişehir dünyasına ve onun ilerisinde bütün bunlardan azade puslu maviliklerle Kızıldağ’ın (İzmirli Çatalkaya diye bilir) siluetine dek her yeri görebiliyorduk. Gün boyunca Körfez’in bu görüntüsü yüksek seyir teraslarından eşlik etti hep bize. Göğe yükselen çirkin apartmanlara ve puslu,-polenli bir görüş kalitesine rağmen yine de güzeldi Körfez manzaralarımız. Ardımızda ise, Cumhuriyet döneminde yapıp daha sonra da çürüttüğümüz verem sanatoryumunun altında ve kızılçam denizinin tam ortasında yer alan Sivrikaya durmaktaydı.
 
Kaya korukları
(Nisan 2023)
 
Meşeler çiçekte; yeni hayata merhaba...
(Nisan 2023)
 
Bir kaya ile meşenin kardeşliği
(Nisan 2023)
 
Vadinin dibine doğru inmeye devam ettik. Çevremizde bir dizi meşe ağacı, tatlı meyille dere yatağına doğru alçalan güzel bir yamaçta; çiçekleri ve yeni nesil yemyeşil yapraklarıyla yoğun kızılçam örtüsü içinde kendilerine yaşam alanı açmış gibiydiler. Bir süre sonra bu seneki yetersiz yağmurlardan yeterince beslenemese de, yine de bütün güzelliğiyle o güzelim dere yatağına ulaştık. Daha önceki yürüyüşlerimizde birkaç kez uğradığımız küçük şelale, daha yukarılarda olmalıydı. Şelalenin uzaktan gelen sesi, ayağımızın dibinden akmakta olan küçük dereciğin şırıltısına karışıyordu.
 
Dağa Kaçtım gezginleri, Yamanlar'ın derinliklerinde bir küçük dereciğin başında...
(Nisan 2023)

Yamanlar'da akıyordu derecik aşağılara doğru...
(Nisan 2023)

Kızılçamların polen yüklü çiçekleri
(Nisan 2023)

Kızılçam çiçekleri
(Nisan 2023)
 
Dereyi geçip yolumuza devam ettik. Yamanlar köyü yönünde bir tırmandık, bir indik. Yamaçlarda sıra sıra çiriş otları, akyıldızlar, papatyalar, sapsarı çiçekleriyle hindibalar, bazen katırtırnakları, yer yer gelincikler, bembeyaz çiçekleriyle ahlat ağaçları ve çamların polen yüklü tomurcukları eşlik etti bize sürekli. Yürürken önümüze çıkan ve dizi dizi taşlarla tahkim edilmiş zeytin sekileri, doğayla uyumlu bir görüntü içinde; çilekeş dağ köylüsünün emeklerini yansıtan sanat yapıları gibiydiler.
 
Emekle örülmüş bir zeytin teras duvarı
(Nisan 2023)

Akyıldızlar
(Nisan 2023)

Yamanlar dünyasında ahlatlar çiçekteydi.
(Nisan 2023)
 
Volkanik malzemenin ufalanmasıyla oluşmuş eğimli patikalardaki tuzaklar, zaman zaman ben de dâhil olmak üzere ekibin üç üyesinin yumuşak inişlerine ve toprakla temasına neden oldu. Neyse ki; sonuç üzücü değildi hiçbirinde. Bir yamaca daha tırmanırken, kızılçamların altında rastladık o güzelim çoban çeşmesine.
 
Kızılçamların arasından ve şirin patikalardan yürüdük.
 (Nisan 2023)

Bazen kayıp düştük.
(Nisan 2023)

Ve sonunda o güzelim çoban çeşmesi çıktı karşımıza; ıssızlığın ortasında...
(Nisan 2023)

Bu kadar mı doğal ve güzel olur bir çeşme?
(Nisan 2023)

Andezit taşlardan yamacın kavisine uygun şekilde örülmüş yalağının içine, yukarılardan bir hortumla taşınıp getirilen Yamanlar’ın buz gibi soğuk suyu usul usul dökülmekteydi. Suyun üstünü kaplayan yemyeşil yosunlar dahi ne kadar güzeldi. Güneş artık iyice tepemizdeydi ve yosunlu su pırıl pırıl parlamaktaydı. Hortumdan akan sudan içtik. Bu yapayalnız çoban çeşmesinin başında karatavukların, isketelerin sesini dinledik bir süre. Daha sonra tepenin ardına doğru kıvrılan bir patikayı takip ederek yukarıya doğru tırmandık. Çoban çeşmesi artık yine yalnızdı; yapayalnızdı.
 
"Ne söyler şu dağa çoban çeşmesi?"
(Nisan 2023)
 
Dinledik sesini bir ibadet gibi; sonra devam ettik tırmanışa...
(Nisan 2023)

Artık ardımızdaydı çoban çeşmesi ve Sivrikaya...
(Nisan 2023)

Önümüzde bir ahlat ağacı çiçeğe boğulmuştu sanki. Bembeyazdı üzeri. Zaman zaman sanki bizi izleyen Sivrikaya’yı gördük ardımızda. Kızılçamların arasından göğe yükselen bir kule gibiydi Sivrikaya. Aşağılardaki vadilerden güneybatı yönünde Sancaklı’dan Yamanlar yönüne doğru ilerleyen toprak şoseyi, yükseldikçe daha iyi gözlemleyebiliyorduk. Yürüdüğümüz sırtı aşınca, Örnekköy’den Karagöl’e doğru giden asfalt yol ile Sancaklı şosesinin kuzey yönündeki bölümü göründü. Amacımız dönüş yolumuz olan Sancaklı şosesine bir şekilde ulaşmaktı. Ama aştığımız tepenin ardı oldukça dik ve kayalıktı. Zeytinlikler arasından usul usul bıraktık kendimiz aşağıya.
 
Önümüzde bir ahlat ağacı; çiçeğe boğulmuştu sanki.
(Nisan 2023)
  
Güzel bir patika tepeye doğru sürükledi bizi.
(Nisan 2023)

Uzaktan göründü dağ yolları; Sancaklı'ya doğru...
(Nisan 2023)

Yamanlar dünyasının panoramik görünümü; Körfez'e doğru...
(Nisan 2023)
 
Bu güzelim patikalarda yürünmemiz mi? Hele ki Yamanlar'da bir de baharsa...
(Nisan 2023)


Neredeyse vadinin dibine kadar inmiştik. Sancaklı-Yamanlar şosesi, hemen altımızdaydı. Biz ise, yemek molası verdiğimiz zeytinliğe ve kıyısındaki kalıpları bile sökülmemiş yepyeni bir çeşmenin yakınlarına soframızı kurduk. Çevreden topladığımız irice taşlarla tahkim ettiğimiz kalıp tahtalarından biri masamız olmuştu. Tepeleri ine çıka epeyce yorulmuştuk. Yaklaşık saat 10.30’dan beri 3 saattir yürüyorduk. Şimdi yemek ve dinlenme zamanıydı.
 
Uzaklarda Sancaklı Kalesi...
(MYC; Nisan 2023)

Tepeden, yemek molası verdiğimiz düzleme inerken...
(MYC; Nisan 2023)
 
Telaştayız yine; yemek için masa hazırlanıyor.
(MYC; Nisan 2023)
 
Yemekteyiz; Yamanlar Dağı'nın bağrında...
(MYC; Nisan 2023)
 
Saat 14.30 gibi yeniden yürüyüşe başladık. Bulunduğumuz zeytinlikten şoseye iniverdik hemen. Burası bizim için dönüş noktasıydı artık. Toprak yolu takip ederek hep doğuya, bazen de güney doğuya doğru Sancaklı köyü yönünde yürümeye başladık. Bir süre sonra dağ başında bir teraslama faaliyetinin sürdüğü ve büyük bir iş makinesinin çalıştığı bir inşaat alanına geldik. Kepçe, bir kayanın dibini kazarak su çıkarmaya uğraşıyordu. Yolun hemen altında yavaş yavaş kendini belli etmeye başlayan bir yapı vardı. “Ya sabır” çekip devam ettik yürümeye. Dağın başında ne yapıyorlardı acaba?
 
Gezginler, dönüş yolunda...
(Nisan 2023)
 
Sancaklı Kalesi; hep önümüzdeydi dönüş yolunda.
(Nisan 2023)

Sancaklı yolunda rastladığımız Fethiye Şen hayratı; bir başka çoban çeşmesi
(MYC; Nisan 2023)

Yamanlar vadilerinden biri; zeytinle kaplı...
(Nisan 2023)

Sancaklı’ya doğru Fethiye Şen adına, 2020 yılında yapılmış bir çeşmenin yanından geçtik. Tertemiz, kireç badanalı gövdesi ve şırıl şırıl akmakta olan suyuyla aklımızda yer etti bu çeşme de. Sancaklı’ya yaklaşırken önce bir köpek havlaması uyardı bizi, daha sonra küçük bir sürü ile karşılaştık. Koyun-keçi karışık bir sürüydü. Sürünün sahibi Sancaklı köyünden İlyas ağabey, belli ki yalnızlıktan canı sıkılmış; bizimle sohbete başladı. Belinden rahatsız olduğu için otomobili ile buraya kadar gelmiş; arabasını park edip sürüye kumanda etmeye çalışıyordu. Herkes de olduğu gibi onda da eskiye bir özlem vardı; eski Sancaklı Mezarlığı yakınlarındaki tarlasına eşiyle birlikte köyden çıkıp yürüyerek nasıl gittiğini, tarlaya bamya, börülce diktiğini, hiçbir işten kaçmadığını, eskiden sayısı 1000’e varan küçükbaş hayvanları olduğunu, bunları bu dağlarda eşiyle birlikte çekip çevirebildiklerini, ama şimdi çocuklarının evdeki inekleri bile sağmak istemediklerini anlattı. Tarım ölmüştü; tembeldi köylü çünkü ona göre. Her şey köye dışarıdan geliyordu. Herkesin gözü, şehirde sigortalı bir işte çalışmaktı artık. Mutluydu; ama umutlu değildi gelecekten. Veda edip ayrıldık yanından.
 
Sancaklı şosesinde...
(MYC; Nisan 2023)
 
Sancaklı yolunda İlyas ağabeyin sürüsüyle karşılaştık. Koyunların bir kısmı bir zeytin ağacının gölgesine sığınmışlardı.
(Nisan 2023)
 
Sürü merakla izliyordu bizi.
 (Nisan 2023)
 
Sancaklı Kalesi, artık hemen yakınımızdaydı.
(Nisan 2023)
 
Sancaklı köyüne doğru son tepeyi aştık. Köyün ilk evleri görünmüştü uzaktan. Köye ulaşmıştık, ama daha arabayı bıraktığımız yere kadar yürüyecektik köyden sonra. Sancaklı Kalesi’nin altından dolaşarak kısa sürede sabah yanına arabayı bıraktığımız anıt meşe ağacına ulaştık. Meşe ağacına duyduğumuz hayranlığı, altında yaptığımız sohbetle taçlandırdık. Hem günün değerlendirmesi, hem de yorgunluğunun atılması anlamına geliyordu bu meşe altı sohbeti.
 
Sancaklı köyünün sırtlarındaydık artık. Gelmiştik.
 (Nisan 2023)

Anıt meşeden "göğe bakma" noktası...
(MYC; Nisan 2023)

Anıt meşenin altında...
(İzzet Berktaş; Nisan 2023)

Gezgin, doğanın kucağında...
(İzzet Berktaş; Nisan 2023)

Türkmen köyü Doğançay'da çayların eşliğinde günün kapanışı...
(Nisan 2023)
 
Sancaklı’dan saat 17 gibi ayrıldık. Doğançay köyünde bir dut ağacının dibindeki sekide konumlanmış; köyün yukarıdaki kahvehanesinde içtiğimiz çaylarla günü sonlandırdık bir anlamda. Bugün tam anlamıyla avarelik yapmıştık Yamanlar vadilerinde. Canımız nereye isterse, o yöne gitmiş, kuşların sesine yoldaşlık etmiş, çoban çeşmelerinde ve ıssız dereciklerde akan suyun sesini dinleyip, yeni hayata merhaba demiş her türlü nebattan hatır sormuştuk yine. Ne mutlu ki; bu hafta da yapabilmiştik bunları. Hem de “mutlu son” ile beraber…
 
Dipnotlar
(1)       Ersin Döğer, İzmir’in Smyrna’sı, İletişim Yayınları, 1.Baskı-2006; sayfa:16
(2)  Doğançay ve Mormonda ile ilgili bkz. http://dagakactim.blogspot.com/2015/05/mormondadan-dogancaya.html
(6)     Fotoğraflar, yazıda belirtilenler dışında İ.Fidanoğlu tarafından çekilmiştir.
 
Yazan: İbrahim Fidanoğlu
Düzenleyen: MYC 

1 yorum:

  1. Harika bir “gezi bilgilendirmesi”. Keyifle şahit oldum gezinize.

    YanıtlaSil