4 Nisan 2023 Salı

KARLI SPİL’DE BİR GÜN…

AYVACIK’TAN SPİL MİLLİ PARKI-ATALANI’NA…
 30 Mart 2023
 İbrahim Fidanoğlu
 
 Giriş 
 
Dün hava sıcaklığı 12 derece civarındaydı şehir merkezinde. Bir gece önce yağan kar Mart ayının sonunda İzmir’i çevreleyen tepeleri beyaza boyamıştı. Aynı manzarayla bugün Spil Dağı’nın yükseklerinde yer alan Ayvacık köyünden Spil Milli Parkı-Atalanı’na yaptığımız yürüyüşte de karşılaştık. İlkbaharın başlarında böyle bir hava olağanüstü idi ve kış boyunca doğru dürüst yağış alamamış bölgemizde bizim için bir fırsattı karda yürümek… Öte yandan hava sıcaklığının dalgalandığı kararsız günlerden geçmekteydik. Bunu gün boyu yaşadık doğrusu. Sabah Çambel’de 6 derece olan hava sıcaklığı Spil-Atalanı’nda 3 dereceye kadar düştü. Akşam dönüş yolunda aynı sıcaklık değeri; Çambel’de 12 dereceye, Karşıyaka’da ise 16 dereceye ulaşmıştı.
 
Spil sırtlarından Turgutlu'ya ve Bozdağlar'a bakış
(MYC; Mart 2023)
 
Dağa Kaçtım gezginleri; Spil'in karlı patikalarında...
 (MYC; Mart 2023)

Spil'de dolaşırken...
(MYC; Mart 2023)

Ayvacık'ın evleri
(MYC; Mart 2023)

Spil Dağı, Batı Anadolu’da İlkçağ’dan beri İzmir’in komşuluğunda yükselen, adı Niobe (Ağlayan Kaya), Pelops ve Tantalos(1) gibi kadim efsanelerle anılan mitolojik bir arka plana ve kireç taşından bir yapıya sahip önemli bir yükselti. İsmini doğu yüzünde Akpınar Mevkii’nde bir kaya üzerinde kabartması bulunan Anadolu’nun yerli tanrıçası Kibele’den (Sibel) aldığı rivayet edilen 1513 metre yüksekliğindeki dağın güney yüzünde yürüdük bugün biz de… İşte hikâyesi…
 
Spil'in yılkı atları
(MYC; Mart 2023)
 
Ayvacık'a girerken...
(Mart 2023)
 
Spil Milli Parkı'nda yer yer neredeyse dizlere kadar kar birikmişti.
(İzzet Berktaş; Mart 2023)
   
Gezginin keyfi
 (İzzet Berktaş; Mart 2023)
 
Ayvacık’tan Atalanı’na
 
Sabah 9.30 gibi Bornova’dan hareket ettik. Dünkü soğuk havanın etkisi bu sabah da sürmekteydi. Sabah ayazı, Kemalpaşa’dan gelen diğer arkadaşlarla buluşacağımız; yörede kaliteli çam ve çiçek ballarıyla ün salmış Çambel köyüne vardığımızda kendini iyice hissettirmeye başladı. Köyün meydanına ve Kemalpaşa ovasına bakan kahvehanenin zeminden oldukça yüksek avlusunda soğuk havanın etkisiyle kimsecikler yoktu. Sabah ayazında güneş gören bir masada sıcacık çaylarla merhaba dedik güne.
 
Ayvacık köyü
(MYC; Mart 2023)

Spil dünyasında Küçükburun Tepesi
(MYC; Mart 2023)

Spil'de kar ve Dağa Kaçtım ekibi
(Aybey Çini; Mart 2023)
 
Çayları içtikten sonra Çambel’den Turgutlu-Karaoğlanlı yönüne doğru yola çıktık. Üzerinde 19.yy.ın ortalarında Osmanlı Devleti tarafından Sancaklı Yörüklerinin yerleştirildiği bir dizi köyün bulunduğu bu tali yol, Kemalpaşa-Turgutlu karayoluna paralel şekilde Spil Dağı’nın eteklerini takip ederek doğuya doğru ilerliyordu.
 
Sancaklı İğdecik köyü civarında kiraz ağaçları çiçekteydi.
(MYC; Mart 2023)
 
Kirazlar çiçekte...
(MYC; Mart 2023)

Kiraz çiçekleri; yakından...
(MYC; Mart 2023)
 
Sırayla Sancaklı İğdecik ve Sancaklı Bozköy köylerinden geçtik. Sancaklı Bozköy’ün merkezine doğru devam edip köyün camisinin bulunduğu meydanlıkta Ayvacık sapağından Spil Dağı’na ve kuzey yönüne doğru saptık. Yol boyunca Ankara asfaltına yüksek bir düzlemden bakan kiraz bahçelerinde ağaçlar çiçeğe durmuştu. Aniden bastıran soğuk havaya rağmen top top kiraz çiçeklerinin neşesi oldukça yerindeydi. 
 
Kirazların neşesi yerindeydi.
(MYC; Mart 2023)
 
Sancaklı Uzunçınar köyünde laleler
(MYC; Mart 2023)
 
Sancaklı Uzunçınar laleleri; kültür bitkisi...
(MYC; Mart 2023)
 
Sancaklı Yörükleri; Manisa ve çevresindeki bu köylere 1844-1845 yıllarında yerleştirilmiş. Bu yıllara ait temettüat defterlerindeki kayıtlara göre; Saruhan Sancağı’nın Manisa ve Nif (bugünkü Kemalpaşa) kazalarında yerleştirilen aşiretler arasında Sancaklı aşireti mensupları da yer alıyor. Sancaklı Yörüklerinin yerleştirildiği bu köyler şunlar: Sancaklı Bozköy, Sancaklı Budak, Sancaklı Çeşmebaşı, Sancaklı İğdecik, Sancaklı Kayadibi, Sancaklı Köseler, Sancaklı Tepeköy ve Sancaklı Uzunçınar. Nif kazasında Sancaklı aşiretinin yerleştirildiği yerler ise; Nif, Ansızca, Kızılca, Ören ve Ulucak olarak veriliyor.(2) Bütün bu köylere ilave olarak Yamanlar Dağı’nın batı yüzünde yer alan Sancaklı ve Yamanlar köylerini de isimleri sayılan yerleşimlere eklemekte yarar var.
 
Yamanlar Sancaklı köyü
(Nisan 2021)
 
Sancaklı köyünden İzmir Körfezi'ne bakış
 (Nisan 2021)
 
Ansızca sırtlarında...
(Mart 2020)
 
Sancaklı Bozköy’ün merkezinden Ayvacık’a doğru saptıktan sonra yol ağır ağır tırmanışa geçti. Bir süre sonra bir başka Sancaklı köyüne geldik; Sancaklı Uzunçınar idi bu köyün ismi. Adını köye veren çınar ağacı, kızılçamlar altında bir konfor alanı, köyün yol üstündeki beyaz minareli camisi ve yol kıyısındaki bir bahçenin içinde; bahçeyi çeviren çitin hemen dibindeki kırmızı laleler ilk dikkatimizi çeken unsurlardı.
 
Sancaklı Uzunçınar köyü
(Mart 2023)

Sancaklı Uzunçınar köyünün girişi
(Mart 2023)
 
Uzunçınar laleleri
 (Mart 2023)
 
Köyün içinden geçerek Ayvacık’a doğru virajlı bir asfaltı takip edip tırmanmaya devam ettik. Her taraf kızılçamlarla kaplıydı. Biraz sonra yamaçlarda yer yer dünden kalan kar örtüsü belirdi. Yükseldikçe ovanın üstündeki yoğun bir sis tabakasının varlığı iyice ortaya çıktı.
 
Ayvacık yolunda yükseldikçe, ovanın üzerindeki sis tabakası iyice belirginleşti.
(Mart 2023)

İki tepenin arasından göründü Turgutlu dünyası; ama her yeri sis basmıştı.
(Mart 2023)
 
Yolda belde; her yerde kar var.
(N.Fidanoğlu; Mart 2023)
 
Ayvacık’a tırmanırken sayısız virajdan geçtik. Kızılçamlarla kaplı yolun güneşten nasibini almamış kuytu köşelerinde yoğun kar örtüsü vardı. Ayvacık’a yaklaşırken, Spil Dağı Milli Parkı’na yönelen yol çatısının bulunduğu sapağa ulaştık. Bu mevkide birkaç kır evi ve tenekeden minaresi rüzgârdan parçalanmış derme çatma bir cami vardı. Burası doğu yönünde koç boynuzu gibi iki tepenin arasından Turgutlu ovasına ve Kasaba’ya (Turgutlu) bakıyordu.
 
Karla nebatın kardeşliği; arkada Küçükburun Tepesi
(İzzet Berktaş; Mart 2023)
 
Ayvacık yolunda; üç yol ağzında yayladayız.
(Mart 2023)
 
Kır çeşmesinde gezgin tadımda...
(Mart 2023)
 
Ayvacık köyü
 
Çambel’den çıkalı neredeyse yarım saat kadar olmuştu. Artık her yer karlarla kaplıydı. Son virajı da dönünce Ayvacık köyünün yaylayı andıran; Spil Dağı eteklerindeki bir sırta yayılmış evleri çıktı ortaya. Ortalıkta kimsecikler yoktu. Yine tenekeden minaresi ile dikkat çeken köyün camisinin bulunduğu merkezine doğru çıktık arabalarla. Bir ulu çınarı besleyen çeşmenin yanına arabalarımızı park ederken, Spil’e doğru yönelen bir yoldan önce kar küreme amacıyla gelmiş bir iş makinası indi aşağıya doğru; daha sonra da neredeyse köyde görebildiğimiz tek insan; muhtar vekili Ahmet Bey…
 
 Ayvacık'ta...
(Mart 2023)
 
Ayvacık Camii
 (Mart 2023)

Çeşme başında Ayvacık çınarı
(Mart 2023)
 
Ahmet Bey ile selamlaştık ve hemen ayaküstü kısa bir sohbet yaptık. 998 metre rakımlı Ayvacık köyü Ahmet Bey’in anlatımına göre; bir Pomak(3) yerleşimi idi. 1877-78’deki Osmanlı-Rus Savaşı (93 Harbi diye bilinir) sonrasında dini kimliklerini korumak maksatlı; Bulgaristan’ın Rodoplar bölgesinden gelen ataları, orada yaşadıkları coğrafyaya benzer; dağların yükseklerindeki ormanlarla kaplı Ayvacık’a yerleşmişlerdi. Uzun yıllar yolu izi olmadan yaşadıkları bu köyde, gel zaman git zaman ülkenin değişen yaşam koşullarına paralel olarak köyün yerli Pomakları giderek azalırken ve gençleri çalışma amaçlı büyük şehirlere yönelirken, şehirlerden türlü nedenlerle bıkıp usananlar tersine bir akınla gelip, bu köyde ev yapıp yerleşmeye başlamışlar. Ahmet Bey’in dediğine göre, Ayvacık’ın ağır kış şartları nedeniyle; bugün için kış nüfusu 4-5 haneye düşerken, yaz nüfusu ise 50 hane civarında seyrediyor. Köyün bulunduğu coğrafyanın Spil Dağı’nın kendine has yapısından kaynaklanan bir manyetik alana sahip olduğunu; buna ek olarak yüksek rakım ve ormanlarla kaplı çevresinden kaynaklanan temiz havası nedeniyle köye gelen hastaların bile iyileştiğini, huzur ve sağlık içinde yıllarca bu doğa harikası köyde yaşamlarını sürdürebildiklerini aktarıyor Ahmet Bey…
 
Ayvacık köyünde...
(Mart 2023)
 
Pomak köyü Ayvacık'ta; Ayvacık muhtar vekili Ahmet Bey anlatıyor.
(Mart 2023)
 
Ayvacık çınar dibinde Dağa Kaçtım ekibi, Ahmet Bey ile birlikte...
(İzzet Berktaş; Mart 2023)
 
Ayvacık, kireç taşından dev bir kütle olarak tanımlayabileceğimiz koskoca Spil Dağı’nın koynuna saklanmış bir mücevher gibi… Spil Dağı Milli Park Alanı’ndaki korumacı önlemler sayesinde; inşaat izninin olmaması nedeniyle yapılaşmanın da nispeten sınırlı derecede kaldığı bir yerleşim olarak dikkati çekiyor. Çevrede 180 civarı endemik bitkinin bulunduğu bu güzelim yayla köyüne; sanırım Manisa lalelerinin de açtığı Mayıs ayında yapılacak bir başka ziyaret, yöre ile ilgili kanaatlerimizin yerli yerine oturmasına yardımcı olacaktır. Şüphesiz bugünkü yürüyüşümüzün de iki gün önceki yoğun kar yağışı nedeniyle benzersiz bir havada ve zengin bir kar örtüsü üzerinde gerçekleştiğini söylemeliyiz.
 
 Dağa Kaçtım; Ayvacık'ta...
(Mart 2023)
 
Ayvacık'tan Spil'e doğru; yolun başındayız.
(MYC; Mart 2023)
 
Ayvacık-Spil patikalarının başındayız.
(Mart 2023)
 
Ayvacık'tan yeni çıktık patikalara; karlara...
(Mart 2023)
 
Yürürken…
 
Ahmet Bey ile vedalaşıp, onun tarif ettiği köyün son evlerinin arkasındaki patikayı takip ederek, Spil Dağı’nın yükseklerine doğru yürümeye başladık. Her taraf karla kaplıydı. Patika, bir süre sonra üzeri karla örtülü bir toprak yola kavuştu. Kar örtüsü üzerinde bizden daha önce buradan geçen hayvanların ayak izleri vardı. İzlerin köpeklere ait olabileceğini değerlendirdik. Solumuzdaki düzlük alanda ise, Spil Dağı’nın muhtelif yerlerinde görebileceğimiz yılkı atlarıyla karşılaştık. Atlar bizi görünce ürktüler ve bizden hızla uzaklaştılar. Karda bata çıka yürümeye devam ettik. Kızılçamların dallarında ya da makilikler üzerinde birikmiş kar kütlelerinin görüntüleri, alçaklarda bizim gibi sıkça karla karşılaşmayan insanlar için oldukça çekiciydi. Ama yürüdükçe zamanla biz de alıştık ve kar örtüsünü bir süre sonra kanıksadık.

 
Ayvacık'tan Spil'e...
(Mart 2023)
 
Karın üstüne yazdık; "Dağa Kaçtım"...
(Mart 2023)
 
Ayvacık çıkışında yılkı atları
(Mart 2023)

Yılkı atları; Spil Dağı'nda...
(Mart 2023)
 
Tırmandığımız kısa bir rampadan sonra eriyen kar sularından beslenen küçük bir dereciğin üstünden geçtik. Bu dere yatağı aynı zamanda Ayvacık’a gelirken Spil Milli Parkı’na doğru sapan tali araç yoluyla da kavuşma noktasıydı. Geniş bir düzlüğü ikiye bölen yoldan çıkarak kızılçamların altında yürüdük bir süre sonra. Yolun iki yanında iki çeşme vardı; bunlardan birisi 2016 yılında yapılmış; Beşkazalı Yörükoğlu Çeşmesi, diğeri ise yaklaşık olarak onun karşısında ve yolun diğer yakasında bulunan, geniş ve uzun bir yalağı ile diğerinden farklılaşan Aç Öldüren Suyu Oğlak Çeşmesi (1993 yılında yapılmış) idi. Suyun aktığı hazneler buzla kaplıydı, ama çeşme donmamıştı. Suyundan bir yudum aldık; buz gibiydi. Fazla içemedik. Çeşmenin başında henüz yapraklanmamış iki güzel söğüt ağacı vardı; çeşmeyle birlikte hoş bir manzara oluşturmaktaydı. Yaz aylarında bu çeşme başında oturup, bu güzelim söğütlerin altında dinlenmenin ve hatta uyumanın keyfi bir başka olmalıydı. O anı hayal ederek yürüyüşe devam ettik.
 
Spil sırtlarında sırım gibi kızılçamlar
(Mart 2023)
  
Karla kaplı sırtlarda yürüdük. Spil'e doğru...
(Mart 2023)

Spil Milli Parkı'na giden araç yoluna kavuşurken...
(Mart 2023)

Spil Milli Parkı'na giden araç yoluna kavuştuğumuz noktada karşılaştık bu derecikle...
(Mart 2023)
 
Bu bölgede çeşmenin arkasındaki sırtlardan itibaren karaçamlar başladı. Kimisi anıtsal görünümlü geniş gövdeleri, rüzgârın etkisiyle eğilip bükülmüş dallarıyla geniş bir gölgeliğe karşılık gelecek şekilde çevresine yayılarak gelişmiş dev karaçamlardı. Aralarında bebek diyebileceğimiz küçüklükte, hayata yakınlarda merhaba demiş yavru karaçamlar da bulunmaktaydı.
 
Dereciğin geldiği yaka
(Mart 2023)

Beşkazalı Yörükoğlu Çeşmesi
(MYC; Mart 2023)

Aç Öldüren Suyu Oğlak Çeşmesi ve söğütler
 (Mart 2023)

Yürüdüğümüz patika ile Spil Milli Parkı araç yolunun kesiştiği yerdeyiz.
(Mart 2023)

Bir süre Milli Park’a devam eden yolu takip ettik. Asfalttan yürümek arzu ettiğimiz bir şey olmasa da eriyen karların geride bıraktığı çamurlu zeminlerde yürümek yer yer sıkıntılı olabiliyordu. Ayrıca güneş görmeyen ve kuzeye bakan gölgelik kesimlerde buzlu alanlar da vardı; kayıp düşmemek için azami dikkat harcamak şarttı. Bu anlamda dönüş yolunda iki ufak düşme vakası yaşadığımızı da belirtmeliyiz burada. Spil Milli Parkı girişine yaklaştığımız bir noktada ve batı yönünde Kemalpaşa dünyasında Bozdağlar’ın en batı ucunda yer alan zirveleri Mahmut Dağı ve Nif Karlığı göründü. Her iki zirveye de daha önceki yıllarda birkaç kez çıkmıştık. Onlara bu yönden hiç bakmamıştık; her ikisinin de tepesi karlarla kaplıydı ve bembeyazdı.
 
Sırtlarda karaçamlar
(Mart 2023)
 
Karda ayak izleri; köpeklerin mi?
 (MYC; Mart 2023)

Küçükburun Tepesi
(Mart 2023)

En arkada Kemalpaşa dünyasında; Mahmut Dağı ve Nif Karlığı
(Mart 2023)

Spil'e doğru...
(MYC; Mart 2023)

Gezgin, Spil yol çatısında...
(Mart 2023)

Bir süre sonra Spil Milli Park Alanı içinde yer alan Atalanı’na ulaşmıştık. Burada da her yer karla örtülüydü. Son yıllarda konaklamak amacıyla var olan Spil köşkleri yenilenmiş, alanın ortasına büyük bir kır restoranı ve idare, araştırma ve ziyaretçi merkezi, cami yapılmış; piknik alanları ve ahşap oturma grupları yeniden düzenlenmişti. Bunların bedeli ise, daha önceden halkın ücretsiz olarak yararlandığı bir piknik alanı olan Atalanı’nın, ücret ödeyerek girilebilen bir ticari yapıya evrilmiş olmasıydı. Bu da bir şeydi; ama neydi?
 
Spil Milli Parkı-Atalanı'na doğru...
 (Mart 2023)

Atalanı'ndayız. Milli Park girişi...
(MYC; Mart 2023)

Spil Milli Parkı'nın "nizamiyesi"
(İzzet Berktaş; Mart 2023)

Dağa Kaçtım gezginleri, Atalanı'nda...
(Mart 2023)

Spil Milli Parkı'nda; Atalanı'ndaki gölet
(Mart 2023)

Spil göletinin karlı kıyısındayız. Yanımızda bir yol arkadaşı...
(Aybey Çini; Mart 2023)

Spil'de karlar içinde sofra kurduk.
(MYC; Mart 2023)
 
Karla kaplı piknik masalarından biri
(Mart 2023)

Camiye yakın konumdaki nispeten kuru piknik masalarından birine soframızı kurduk. Şimdi yemek zamanıydı. Yaklaşık 1 saat kadar süren yemek ve dinlenme molası sonrası, Atalanı’nı yer yer yaklaşık 30-35 cm.yi bulan kar örtüsü üzerinde dolaştık.
 
Spil köşkleri
(Mart 2023)

Spil dağ evlerinden ikisi
(Mart 2023)

Spil Milli Parkı İdare, Araştırma ve Ziyaretçi Merkezi
(Mart 2023)
 
Spil Atalanı'ndan bir başka köşe; arkada idari merkez...
(Mart 2023)

Milli parkta yürüyüş yolları
(Mart 2023)
 
Atalanı’nda; kır restoranının doğusuna düşen konumda bir de gölet vardı tepede. Göletin çevresi beyaz, kendi ise yağan karın eriyip çamurla karıştığı kahverengi tonda idi. Kuzey- güney doğrultulu uzanan göletin görünümü yine de güzeldi; çamura bulanmışlık, çevrede henüz kirlenmemiş beyazın saflığı; ne diyordu usta;
 
"Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu;
 Birinciliği beyaza verdiler.” 
Özdemir Asaf
 
Göletin çevresinde dolandıktan sonra; 1513 metre yüksekliğindeki Spil’in zirvesi; Karadağ Tepesi’ne bir selam gönderip koyulduk dönüş yolculuğuna.
 
Spil'in zirvesi; 1513 metre yüksekliğindeki Karadağ Tepesi
(Mart 2023)

Spil göleti ve Atalanı'nın sakinlerinden yol arkadaşımız
(Mart 2023)
 
Spil Milli Park Alanı'nda piknik terasları
(Mart 2023)

Dönüş yolunda Küçükburun Tepesi
(Mart 2023)
 
Dönüş yolunda…
 
İnerken uzaktan göründü 1301 metre rakımlı Küçükburun tepesi; karlı-yeşil sırtlarıyla daha bir güzeldi doğrusu; ne de olsa aradan 3 saat kadar geçmişti yanından geçip gideli. Güneş biraz daha eritmişti Küçükburun Tepesi’ndeki beyazları… Ama yine de güzeldi. Sabahtan beri dağılan beyaz bulutlar, güneşin artan etkisi ve göğün açık mavilikleri eşlik etti bize, bir de sırtlardan aşağıya; gösterişli ve kalın gövdeleri koyu gri-kahve, bir top gibi görünümleriyle iğne yapraklı yeşilleri ve ince uzun kozalaklarıyla anıtsal karaçamlar…
 
Spil'in karaçamları
(Mart 2023)
 
Karaçamların güzelliği
(Mart 2023)
 
Dağdan indik düze; önümüzde o söğütler ve çeşme yine...
(Mart 2023)

Akıyordu derecik; eriyen kar sularını taşırken aşağılara...
(Mart 2023)

Karaçamların bebeği
(Mart 2023)
 
Sanki kardan teraslar gibiydi; doğanın fırça darbeleri.
 (MYC; Mart 2023)
 
Karşı sırtlarda teraslanmış izlenimi veren kar eriyikleri; yer yer beyaz fırçalar çekilmiş gibi bir yeşil tuvalin üstüne… Sonra yanından geçerken mütevazı, ama tertemiz derecikler taşırken kar sularını aşağıya şırıl şırıl; akan yaşamın aksiydi sanki an be an. Huzur doluydu içimiz iniyorduk Ayvacık’a doğru…
 
Gezginler, Ayvacık'a dönüyor.
(Mart 2023)
 
Dönüş yolu üstünde eriyen kar sularından oluşmuş küçük bir büvet
 (Mart 2023)

Ayvacık yolunda önümüze çıkan kireç taşından o yekpare kaya kütlesi
(Mart 2023)

Aynı kayaya biraz ileriden bakış
(Mart 2023)

Spil Milli Parkı araç yolu düzleminden aşağıdaki Ayvacık köyüne bakış
(Mart 2023)

Dönüş yolunda gelirken izlediğimiz rotadan biraz saptık. Ayvacık’a araba ile ilk gelirken gördüğümüz Spil Milli Parkı’na çıkan araba yolunu kullandık inişte. Düşüncemiz uygun bir yerden bir patika bulup Ayvacık’a doğru yönelmek ve yoldan çıkmaktı. Ama bu sapağı bir türlü bulamayınca Ayvacık’a dek bu yolu sürdürmek zorunda kaldık. Köye yaklaşırken solumuzdaki derin vadide yekpare kayadan, bir kireç taşı kütle çıktı karşımıza. Görünüşü gerçekten muhteşemdi.
 
Dönüş yolunda Turgutlu ovası göründü. Aşağıda Sülüklü Göl...
(Mart 2023)

Sülüklü Göl
(Nisan 2012)
 
Gezginler, Ayvacık yolunda; arkamızda iki tepenin arasından göründü Turgutlu dünyası...
(Mart 2023)
 
Döne döne inerken dağdan aşağıya; bir kez daha çıktı karşımıza Spil'in zirvesi Karadağ Tepesi...
(Mart 2023)
 
Ayvacık-Spil Milli Parkı-Sancaklı Uzunçınar üç yol ağzına ulaştığımızda, tam karşımızdaki boynuz gibi duran iki tepenin arasından Turgutlu ovası ve Turgutlu Kasabası’nın evleri görünüyordu uzaktan. Tam ortada ise; muhtemelen bir ahlat ağacı, bu benzersiz manzarayı tamamlamaktaydı. Biraz daha yürüyünce, bu kez Karaoğlanlı yönünde; daha önceden gittiğimiz Sülüklü Göl çıktı karşımıza bütün güzelliğiyle. O gün Sülüklü Göl’e aşağılardaki Sancaklı Çeşmebaşı köyünden yürümüş; Sülüklü Göl’ün kıyısında yemeğimizi yedikten sonra, Ayvacık’a doğru yürümüştük.(4) Ancak önümüzü kesen sarp ve dik bir kayalık daha ileri gitme isteğimizin önünü kesmişti. Bugün o kayalığa yukarılardan ve Ayvacık yol düzleminden baktık.
 
Sülüklü Göl'ün üzerindeki kayalık; yıllar önce Sülüklü Göl'den Ayvacık'a yürürken, bu kayalık önümüzü kesmişti.
(Mart 2023)
 
Aşağılarda; sağda Sülüklü Göl...
(Mart 2023)

Spil'in zirvesi; Karadağ Tepesi
(Mart 2023)
 
Ayvacık yolunda son çeşme
(Mart 2023)
  
İki dağın arasında Turgutlu...
(MYC; Mart 2023)
 
Son virajı dönünce Ayvacık’ın evleri göründü yeniden. Yolu biraz uzattığımız için, dönüşümüz yaklaşık 2,5 saat kadar sürmüştü. Toplamda yaklaşık 14 km ve 4,5 saat kadar yürümüş, tepede; Atalanı’nda ise 1 saat kadar yemek molası vermiştik. Köye doğru yukarılardan eriyen kar sularını taşıyan bir dere yatağını ve bir kır çeşmesini geçtik. Bu köye doğru yürürken gördüğümüz son çeşme idi.
 
Ayvacık'a doğru; bir şirin dere yatağı
(Mart 2023)

Akıyordu dere; Turgutlu ovasına doğru...
(Mart 2023)
 
Dere yatağındaki çınarlar daha çırılçıplaktı.
(Mart 2023)
 
Köy sabah bıraktığımız gibiydi; ıssızlığın ortasında çınarın altına koyduğumuz arabaların yanına dek ulaştık. Etrafta yine kimsecikler yoktu; sanki köyde kimse yaşamıyor gibiydi. Muhtar vekili Ahmet Bey’i bile göremedik bu kez. Demek ki köyden ayrılma vakti gelmişti. Bindik arabalara; indik aşağılara. Sancaklı Yörüklerinin ovadaki köylerine doğru…
 
Ayvacık yolundaki minaresi hasarlı cami
(MYC; Mart 2023)
 
Ayvacık, akşama doğru...
(MYC; Mart 2023)
 
Dağa Kaçtım gezginleri, günün sonunda...
(MYC; Mart 2023)

Başladığımız yerde bitirdik günü; Çambel’de yüksek bir sekiden Kemalpaşa ovasını seyrederek… Sıcacık çayların eşliğinde; verimli bir günün değerlendirmesiydi son konuşmalarımız. Artık İzmir’e dönme zamanıydı; biz de öyle yaptık.
 
Dipnotlar: 
1.       Tantalos, Niobe ve Pelops için bkz. https://dagakactim.blogspot.com/2016/02/kayadibinden-ikizgole.html
2.      Nejdet Bilgi; XX. yüzyılın ilk yarısında Manisa Kazası (1908-1950);Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Trih Ana Bilim Dalı; Ege üni versitesi-1996
4.      Sancaklı Çeşmebaşı-Sülüklü Göl yürüyüşü için bkz. https://dagakactim.blogspot.com/2012/04/sancakli-cesmebasi-spil-suluklugol.html
 5.      Fotoğraflar, belirtilenler dışında gezi sırasında İ. Fidanoğlu tarafından çekilmiştir.
 
Yazan: İbrahim Fidanoğlu
Düzenleyen: MYC 

1 yorum:

  1. Ellerinize sağlık. Yürüyüş rehberliği, bilgilendirme, yazı ve fotoğraflar için ayrı ayrı teşekkür ediyoruz. H. Berktaş-İ.Berktaş

    YanıtlaSil