29 Mart 2021 Pazartesi

ELAİA’DAN KAZIKBAĞLARI’NA-1

 ELAİA HAKKINDA HER ŞEY… 
(1.BÖLÜM) 
BAŞLANGIÇTAN ROMA’YA… 
 
O Troia’dan zaferle dönen 
kara kargılı Peteos oğlu Menestheus, 
kız peşindeki cırcır böceklerinin çığlık çığlığa 
ortalığı birbirine kattığı ağustosta, 
sanki başka yer yokmuş gibi, 
kara gemisinin küreklerini kaldırıp yanaştı 
kekik kokulu balın peşinde, 
zeytin denizinin kıyısına, 
Aiolos’un çocuklarından yüz yıl önce. 
Sen geldiğinde hani boş ve ıssızdı Mysia, 
bunda bir iş var usta! 
Her şey vakti geldiğinde zeytine döndü. 
Zeytin denizi içine kurduğun kent 
Toprağa karıştıktan bin yıl sonra. 
Ersin Doğer; Elaia(1)
 
22 Mart 2021 
İbrahim Fidanoğlu 
 Giriş 
 
Aliağa’dan Çandarlı’ya doğru seyrederken; Şakran’ı geçtikten sonra, bir tepeyi aşıp yeniden deniz seviyesine alçaldığınızda, kuzeyden ve Bergama Ovası’ndan Ege Denizi’ne doğru akmakta olan Bakırçay’ın deltası görünür uzaktan. Sağda bir akaryakıt istasyonu ve mola tesisinin bulunduğu bu mevki, belki de 19.yy.da bu topraklardaki zengin üzüm bağları nedeniyle olsa gerek; Kazık Bağları olarak geçer. Burası şimdilerde, İlkçağ’ın zeytinlik anlamına gelen eski liman yerleşimi Elaia’nın ismini yaşatan; Yunt Dağı’nın Çandarlı Körfezi’ne doğru uzanan eteklerine konumlanmış Zeytindağ kasabasına bağlı (19.yy.da eski Kiliseköy) bir mahalle konumundadır. 
 
Elaia bataklıkları ve arka planda Sakarkaya
(Mart 2021)
 
Kaikos'un alüvyonları arasına sıkışmış Elaia mendireği
(Mart 2021)
 
Kazık Bağları’ndaki akaryakıt istasyonunun karşısındaki kilit taşı döşeli yoldan denize doğru yürürseniz, deniz kıyısında varacağınız son nokta; halk arasında Taş Liman olarak da anılan; şimdi Bakırçay’ın alüvyonlu bataklıkları arasında kaybolmuş, İlkçağ’da Pergamon’un askeri ve ticari limanı olan Elaia’dır. İlkçağ’daki ismiyle Elaitikos ya da bugünkü ismiyle Çandarlı Körfezi’nin kuzey doğu köşesinde İ.Ö. 5.yy.dan başlayarak tarihte adından söz ettiren bir liman kenti olarak Elaia, en görkemli günlerini ise İ.Ö. 3.yy.dan itibaren Bergama Krallığı’nın askeri ve ticari açıdan denize açılan kapısı haline dönüştüğü zamanlarda yaşar. 
 
Elaitikos ya da Çandarlı Körfezi; Pergamon'un limanı Elaia bu körfezin en dibinde yer alıyordu.
(Google Earth'den alınmıştır.)
 
Elaia mendireğinin Eylül 2008'deki hali
(Eylül 2008)
 
Geçmişte Elaitikos’un (Çandarlı Körfezi) ne denizi ne de ırmağı tekin bulunurmuş aslında. Gemiciler Pitane (bugünkü Çandarlı) açıklarından geçmeye çekinirlermiş. Rüzgârlara açık bu suların heybetli dalgaları, eskinin ahşap gemilerinin kaptanlarına korku salarmış. Irmağın şiddeti ise efsanelere konu olmuş.
 
Elaia Limanı ve Kaikos'un yaptıkları
(Eylül 2008)
 
Elaia akropolünden limana ve Kaikos'un (Bakırçay) deltasına bakış
(Mart 2021) 
 
Söylenceye göre; denizler ve okyanuslar tanrısı Poseidon, oğlu Astros'a tanrılık alanı olarak Bakırçay'ı vermiş. Ama Astros, çayı yöre halkına eziyet etmek için kullanmış. Selin getirdiği felaketlerin yanında, her yıl bir kişi Astros'un çayında boğulmuş. Bunun üzerine bir daha kimse yanına yaklaşmamış, ismini anmamış bu suyun. Böylece rahatlamışlar bir süre. Ama yazgı ağlarını örmüş sinsice. Zamanında, Çandarlı'da Kaikos adında soylu ve yiğit bir delikanlı yaşamış. Bu yiğit, arkadaşı Pindasos ile geyik avına çıkmış günün birinde. Ormanda iz sürmüş ve bir geyiğin peşine düşmüşler. Yayını geren Kaikos okunu geyiğe atmış ki hayvan sıçrayıvermiş. Ok da hayvanın arkasındaki arkadaşını bulmuş. Kaikos saçını çözmüş ve acı acı ağlamış. Irmağın kenarına çıkıp kendini Bakırçay'a atmış. Çılgın suların sürüklediği ceset, sonunda bir ağacın köklerine takılmış. Günler sonra cesedi bulan Pitaneliler, lanet etmişler bu deli çaya. Anısı yaşasın diye de Kaikos'un adını çaya vermişler. 
 
Elaia limanı ve Kaikos'un binlerce yıldır doldurduğu Elaitikos Körfezi'nin panaromik görünümü
(Mart 2021)

19.yy.da Çandarlı Körfezi; S. Reinach ve E.Pottier'in 1887 tarihli Myrina nekropolü hakkındaki özel yazılarında yayınlanan harita
(Ersin Doğer, Aliağa Tarihi; Aliağa Kent Kitaplığı; sayfa 54)
 
Söylencede saklı olan gerçek, belki de Anadolu’da ırmak ağızlarına yakın konumlarda kurulmuş Ephesos, Miletos, Myus gibi bütün İlkçağ yerleşimlerinin başına gelen kaderin bir kehanet olarak; Kaikos’un başına gelenlerle Elaia’nın gelecek zamanlarda bir mum gibi sönerek tarih sahnesinden çekileceğinin, biçare kulaklara belli belirsiz fısıldanması gibidir sanki.
 ,
Bakırçay'ın deltası; ağır ağır ilerliyor kara, denize...
(Mart 2021)
 
Bakırçay deltası ve Elaia limanı; 13 yıl önce...
(Eylül 2008)
  
Şu Bakırçay’ın yaptığına bakın; binlerce yıldır taşıdığı alüvyon yükünü durmadan dinlenmeden Elaia’nın akropolü diyebileceğimiz bir alçak tepenin önüne yığarak bir antik limanı neredeyse çamurların içine gömmüş gibidir. Ama yine de bu kıyılarda Teos (Seferihisar-Sığacık yakınları) ve kısmen Myrina (Kalabasar/Kalabakhisar) limanları dışında; yaklaşık iki bin üç yüz yaşındaki bir limanın mendireğini hala suyun üstünde görebilme şansına sahip olabildiğimiz neredeyse yegâne yer Elaia’dır diyebiliriz. 
 
Teos Güney Limanı'nın mendireği
(Haziran 2020)
 
Öteki Tepe'nin eteklerinde konumlanmış Myrina (Karadut) Limanı
(Şubat 2010)
 
Öteki Tepe'nin hemen güneyinden denize dökülen Pythikos ya da Güzelhisar (Kocaçay) Çayı
(Şubat 2010)
 
Myrina Limanı
(Nisan 2011)
 
Yazılı Kaynaklarda Elaia 
 
Elaia’nın; İ.Ö. 11.yy.da Orta Yunanistan’dan başlayıp Kuzey Ege üzerinden Bakırçay ve Gediz vadileri ile sınırlandırılan alanda yoğunlaşan, ama onunla da sınırlı kalmayıp Midilli - Limni hattındaki bazı adalarda da kolonize olan Aiol göçünden daha önce kurulmuş olduğuna dair destansı gelenekten kaynaklanan savlar bulunmaktadır. Kentin; Troia Savaşı dönüşünde bu savaşa 50 parça gemi ile Atinalıların başında katılan “kara kargılı Peteos oğlu Menestheus tarafından kurulduğuİlyada destanında anlatılmaktadır.(1) Bu nedenle de 12 kentten oluşan Aiolis kent birliğine Elaia alınmamıştır. Kent, en parlak günlerini Helenistik dönemde Bergama Krallığı’nın kıyıdaki liman kenti olarak işlev gördüğü zamanlarda yaşamıştır.
 
Elaia; Pergamon'un askeri ve ticari limanı
(Mart 2021)

Elaia; Kaikos'un taşıdığı alüvyon çamurları içinde kalmış mendireğin görünüşü
(Mart 2021)

 Coğrafyacı Amasyalı Strabon ise, Batı Anadolu’da yer alan kıyıdaki kentleri anlatırken, kentin deniz kıyısında bir liman konumuna sahip olduğunu belirtmektedir: "Pitane’den sonra Kaikos nehrine gelinir. Bu nehir, otuz stadia(2) ötede Elaitikos körfezine dökülür. Kaikos’un karşı kıyısında, nehirden on iki stadia ötede bir Aiol kenti olan Elaia bulunur. Pergamon’dan yüz yirmi stadia uzaklıkta bulunmasından ötürü burası Pergamonluların limanıdır.”(3)
 
Gryneion'da şehrin surlarından kalanlar
(A. Aydemir; Ocak 2015)
 
İlkçağ'da Gryneion ve Apollon Tapınağı'nın konumlandığı Şakran yakınlarındaki Temaşalık Mevkii'nde denize bir dil gibi uzanan yarımada
(Google Earth'den alınmıştır.)
 
Yine biraz ilerde Strabon, kentin kuruluş ve konumuna dair şunları yazmaktadır: 
 
“…sonra Grynion(4) denen bir köye, bir Apollon sunağına, bir eski kehanet ocağına, beyaz mermerden yapılmış görkemli bir tapınağa ulaşılır. … Yetmiş stadia sonra Menestheus ve onunla birlikte İlion(5) seferine katılmış olan Athenalılar tarafından kurulmuş olan ve Attaloslara(6) ait bir limanı ve Deniz Merkezi bulunan Elaia gelir.”(7)

Kazık Bağları'nda Elaia'nın adına yakışır zeytinlikler
(Mart 2021)
 
Gryneion'da gün batımı
(A. Aydemir; Ocak 2015)
 
Prof. Dr. Bilge Umar’ın aktarımına göre Elaia, Hellen dilinin bir sözcüğüdür ve zeytinlik anlamına gelmektedir. Yine Bilge Umar’ın aynı bölümdeki bir diğer açıklamasına göre; “Elaia adının, Luvi kökenli, “geçit, boğaz” anlamında Ela sözcüğünden türetilmiş bir adın, örneğin; Ela-uwa, Geçit-lik adının, Hellen ağzında çarpıtılıp, Hellen dilinden gelme bir ad görünüşüne büründürülmüş biçimi olması olasılığı da vardır. Çünkü Elaia kenti, gerçekte, Hellen kolonizasyonu çağından eskidir.”(8)
 
Elaia'da kıyı çizgisine paralel bu yolda yürüdük.
(Mart 2021)
 
Elai kentinin mitolojik kökleri ile ilgili bir başka hikâye ise, Roma Dönemi tarihçilerinden Manisalı Pausanias (9 V 7; İ.S. 2.yy) tarafından anlatılmaktadır: 
 
Argoslular, (Yunanistan’daki) Thebai’yi aldılar ve (Oidipius’un oğlu, Antigone’nin kardeşi) Polyneikes’in oğlu Thersandros’a teslim ettiler. Bu Thersandros, Agamemnon komutasında, Troia Savaşı’na katıldı; ancak, savaş sırasında Agamemnon bir ara Mysia’ya sefer etmek zorunluluğuna düşüp orada felaketli bir yenilgiye uğradığında, Mysia’lı yiğit Telephos, Thersandros’u öldürdü. Elaia’da Thersandros için dikilmiş bir anıt vardır; bu taş anıt, agorada açıkta durur ve yöre halkı Thersandros anısını kutsal sayarak onun için kurban kestiklerini söyler.”(9) 
 
Elaia Limanı
(Mart 2021)
 
Elaia'da bir zeytinliğin kıyısında izlenebilen İlkçağ'dan kalma bir temel izi
(Mart 2021)
 
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü’nden Yrd. Doç. Güler Ateş’in “Son Araştırmalar Işığında Elaia Antik Kenti ve Seramik Üretimi” isimli makalesinde ise, Elaia’nın İlkçağ’daki tarihsel gelişimi ile ilgili olarak şu bilgiler aktarılıyor: 
 
“Efsaneler dışında Elaia hakkındaki ilk somut bilgi, İ.Ö. 454–425 yılları arasında Attika-Delos Deniz Birliği’ne vergi ödeyen kentler arasında isminin geçmesidir. Pergamon’un liman kentine dönüşmeye başladığı İ.Ö. 3. yüzyılın sonu / 2. yüzyılın başından itibaren, bu işlevi çerçevesinde kentin ismi sıkça yazılı kaynaklarda geçmeye başlar. Olasılıkla Pergamon Krallığı'nın kurucusu Philetairos (İ.Ö. yaklaşık 343-263) zamanında krallık topraklarına dâhil edilen Elaia, Pergamon’un askeri ve ticari işlerinin yürütüldüğü bir merkez kimliğine Kral I. Eumenes döneminde (İ.Ö. 263-241) kavuşmaya başlamıştır; bu dönemde Elaia'nın Pergamon donanmasının konuşlandığı yer olarak da adı geçmektedir. Nitekim kentin yer aldığı doğal limanın boyutları, böylesi güçlü bir donanmayı barındıracak büyüklüktedir.”(10) 
 

Elaia’da bahar alametleri; bir kuyu başında çiriş otları çiçeğe durmuş.
(Mart 2021)
 
Kaikos'un Elaia liman mendireğine attığı imzadır bir anlamda yukarıdaki izler.
(Mart 2021)
 

Pergamon’un Elaia ile bağlantılı yol şebekeleri 
 
Pergamon Kralığı’nın dışarı açılan kapısı Elaia’yı Pergamon’a; Batı Anadolu’nun içlerine ve zamanının belli başlı diğer metropollerine bağlayan önemli bir yol şebekesi de mevcuttu. Adramytteion (Edremit) üzerinden kıyıyı takip ederek Pergamon’dan gelen yolla birleşip Aşağı Kaikos (Bakırçay) Havzası’na doğru ilerleyen kıyı yol güzergâhı, Elaia üzerinden kıyı boyunca Smyrna ve Ephesos’a doğru uzanmaktaydı. 
 
Dağa Kaçtım gezginleri, Atarneus akropolünde görmüş geçirmiş bir menengiçin dibinde...
(MYC; Kasım 2016)
 
Atarneus akropolü; Ağıltepe
(MYC; Kasım 2016)

 
Adramytteion’dan kıyıyı takip ederek güneye ilerleyen yol, Gömeç’ten sonra Ayvalık yarımadasını sağında bırakarak Atarneus (bugünkü Dikili-İF) yakınlarında Bakırçay Ovası’na giriyordu. Atarneus yakınlarında bulunan M’. Aquilius’a ait miltaşında geçen CXXXI millik (193.6 km) mesafe bu yolun başlangıcının (caput viae) Ephesos olduğunu göstermektedir. Bu yol Atarneus’u geçtikten sonra Karadağ (Çandarlı-Dikili arasındaki volkanik kütle-İF) eteklerinde Çamur Ilıcası yakınlarındaki bataklık arazi dolayısıyla, Kozak Dağları’nın güney eteklerinden bugünkü Çanakkale –İzmir yolunu takip ederek ilerliyor olmalıdır. Pausanias’ta geçen ifadelerden bu bölgenin daha Antikçağ’da bataklık olduğu ve Atarneus kentindeki yerleşmenin bu bataklığın neden olduğu sıtmadan dolayı terk edildiği anlaşılmaktadır. 1886 yılının Mart ayında Aşağı Kaikos Havzası’nı ziyaret eden W. von Diest, ılıca çevresinde yaz aylarında kuruyan büyük bir göl oluştuğunu belirtmektedir. Dolayısıyla ovanın batısındaki su taşkınlarından dolayı Aşağı Bakırçay Havzası’na girdikten sonra Kozak Dağları’nın güney eteklerini takip eden bu yolun Atarneus – Elaia arasındaki bölümünün, aşağı yukarı bugünkü Çanakkale – İzmir yolunu takip ettiği anlaşılmaktadır. 
 
Çandarlı; volkanik Karadağ'ın volkan konisinde hayat bulan Karagöl
(Şubat 2010) 

 
Çandarlı-Dikili arasında yer alan Deliktaş köyünün, Zindan ismi verilen Pers dönemi kaya yerleşimlerinden görünüşü
(Şubat 2010) 
 
Teuthrania’nın (Pergamon’un ilk kurulduğu yer-İF) bulunduğu tepenin (Kalarga Kayası-İF) eteklerinde kurulu olup 1939 yılındaki depremde ağır hasar görerek terkedilen eski Kalarga Köyü ve onun hemen güneyindeki Aşağı Kırıklar Köyü’nde ele geçmiş olan altı miltaşı bu yol ile ilişkili olmalıdır. Bu şekilde Aşağı Bakırçay Ovası’nın doğu kısmından güneye ilerleyen bu yol, Eğrigöl Tepe’ye konumlandırılan Halisarna (Çanakkale-İzmir karayolu üzerinde; Bergama sapağına yakın konumda; üzerinde bir su deposu bulunan tepedeki antik yerleşim-İF) yakınlarındaki Roma dönemine tarihlenen ve İzmir Köprü adıyla bilinen köprü üzerinden geçerek Bakırçay’ı aşmaktaydı. Kurfallı’da ele geçen İ.S. 4. yüzyıl başlarına ait iki miltaşı, Eğrigöl Tepe yakınlarındaki İzmir Köprü’de Pergamon’dan gelen yol ile birleşen kıyı yolunun, buradan itibaren güneybatıya yönelip Yund Dağları’nın batı eteklerini takip ederek Elaia’ya ulaştığını göstermektedir. Adramytteion’dan gelen kıyı yolunun ve Bakırçay Havzası’na ulaşan tüm yolların bir araya geldiği Pergamon’dan gelen yol ile birleşerek güneye ilerlediği nokta olan Elaia kentinin bulunduğu Kazıkbağları mevkiinde şu ana kadar ele geçmiş olan 6 adet miltaşı, burasının askeri ve ticari anlamdaki stratejik önemini kanıtlamaktadır. İ.Ö. 2. yüzyıldan İ.S. 5. yüzyıla kadar devam eden bu miltaşları, Elaia’nın belirtilen önemindeki devamlılığın göstergesidir. Tabula Peutingeriana’da(11) da Pergamon’da bir araya gelen yolların denize çıkış noktası olarak Elaia gösterilmiş olup, bu iki kent arasındaki mesafe oldukça uygun bir şekilde XVI mil (23.6 km) olarak belirtilmiştir. Eldeki tarihsel ve jeoarkeolojik kanıtlar kentin batısında denize kavuşan Bakırçay Nehri’nin getirdiği alüvyonlar, limanını kullanılmaz hale getirince Elaia’daki yerleşmenin İ.S. 6. yüzyılda sona erdiğini göstermektedir.”(12) 
 
Hatipler Kalesi'nden Karadağ'ın görünüşü
(Kasım 2016)
 
Katıralanı-Merdivenli arasında yer alan Hatipler Kalesi'nin duvarları
(Kasım 2016)
 
Elaia ile dağdaki Aigai’yi birleştiren bir başka yol şebekesi de volkanik Yunt Dağı kütlesinin üzerindeki güzergâhları izlemekteydi. Özellikle parşömen yapımında kullanılan keçi derisi üretimi ile Pergamon’un kırsaldaki en önemli lojistik kaynaklarından birini oluşturan Aigai ile Elaia arasındaki bu döşeme yol şebekesinin yer yer kopan parçalarına bugün dahi Kapukaya – Köseler arasında rastlamak mümkündür. 
 
Aigai yolunda Kapukaya
(A.Aydemir; Aralık 2015)
 
Pergamon'un yolları; Aigai güzergahında Karaahmetli-Köseler arasında...
(A.Aydemir; Aralık 2015)
 
Aigai-Apollon Khresterios Tapınağı arasındaki döşeme yol
(A.Aydemir; Aralık 2015)
 

 
Kaikos Havzası’na Antikçağ’daki adı Aspordenon olan Yund Dağları üzerinden güneyden ulaşan yollar da bulunuyordu. Bunlardan en batıda olanı Pythikos (Kocaçay ya da Güzelhisar) Havzası’ndaki Aigai (Nemrut Kale) üzerinden Elaia’ya ulaşan yoldur. Aigai’dan kuzeybatıya yönelen bu yol Kapıkaya Köyü’nde aynı adlı geçidi aşarak Yüksekköy, Bahçedere ve Aşağı Şakran köyleri üzerinden Elaia’ya ulaşmaktaydı. W. von Diest, bu yola ait eski döşemelerin kısmen korunmuş olduğunu belirtmektedir. Aşağı Şakran yakınlarındaki Hellenistik döneme tarihlenen Zindan Kayası üzerindeki tahkimatlı bir yerleşim ile buranın kuzeyinde bölgeye hâkim bir tepe olan Sakarkaya üzerinde bulunan Hellenistik kale, Kaikos Havzası’na güneyden ulaşan kıyı yolunu olduğu kadar Yund Dağları üzerinden gelen bu yolu da denetliyor olmalıdırlar. Pergamon’a doğrudan uzanan yol ise, Aigai’dan kuzeye doğru Pythikos’un kollarından Setlik Deresi’ni takip ediyor, İsmailler Köyü yakınlarında su bölümü çizgisini aşıp Kaikos’un kolu olan Sınırdere’yi izleyerek, bir kol Koyuneli, bir kol Maruflar üzerinden Karahıdırlı Köyü’ne ulaşıp burada İzmir Köprü yakınlarında düzlüğe inerek Pergamon – Elaia yoluna ulaşıyordu. Karahıdırlı’nın güneyindeki Sınırdere Boğazı’nda, derenin sol kıyısındaki güçlü duvarların ait olduğu yapının, bu yolu denetleyen bir garnizonun ikametgâhı olarak hizmet ettiği düşünülmektedir. Koyuneli güzergâhını ise, Bizans dönemine tarihlenen kalıntıları bulunan Koyuneli Kalesi denetlemekteydi. Maruflar Köyü’nden doğuya ilerleyen bir diğer rota da Armağanlar ve Gümüşova üzerinden Pergamon’a ulaşıyor olmalıdır.”(12) 
 
Aşağı Şakran köyü yakınlarında Zindan Kayası ya da Asar Taşı
(http://arkeodenemeler.blogspot.com/2013/05/asar-tas-kybele-tapnag-i-izmir-aiolis.html)

Aşağı Şakran köyü yakınlarında Sakarkaya ve Zindan Kayası
(http://arkeodenemeler.blogspot.com/2013/05/asar-tas-kybele-tapnag-i-izmir-aiolis.html)

Aigai; Agora Caddesi üzerindeki Bouleuterion ya da Şehir Meclisi
(A.Aydemir; Aralık 2015)
 
Aigai Agorası
(A.Aydemir; Aralık 2015)
 
Aigai; ana cadde
(Kasım 2008)

Elaia’dan Aigai’ye ulaşan yol güzergâhı, Elaia’dan karaya çıkan Roma Ordusu’nun İ.S. 190 yılında Büyük İskender’in ardılları Selevkoslarla Magnesia ad Sipylum (bugünkü Manisa-İF) önlerinde yaptıkları savaşta önemli bir rol oynamış olmalıdır. M.Ö. 190 yılı kışında Bağlaşık Roma – Bergama Ordusu, Selevkosların üstüne yürür. Filler, atlılar ve piyadelerden oluşan yaklaşık 34 000 kişilik bu dev Roma ordusunun Elaia önlerinden Batı Anadolu’ya çıkışı muhteşem olmalıdır. Ordu; buradan, bugün de Şakran’ın hemen üstünde yer alan ve Kapukaya - Köseler arasında izlenebilen döşeme bir yol üzerinden Aigai’ye ulaşır. Bu kadar büyük bir ordunun iaşesi ve onlarla ilgili her türlü lojistik destek, küçük Aigai kentinin altından kalkabileceği bir durum olmasa gerektir. Ancak Bergama Krallığı’nın desteği ile bu ordunun konaklaması ve Magnesia ad Sipylum (yani bugünkü Manisa) önlerinde gerçekleşecek büyük karşılaşmaya en iyi bir şekilde hazırlanması mümkün olabilmiştir. Elaia limanından sağlanan lojistik desteğin bu anlamda ne kadar hayati olduğu tartışılmaz. Son derece yüksek kabiliyetli ve disiplinli Bağlaşık Roma – Bergama Ordusu, Aigai’den hareket ederek Yunt Dağı’nı aşar ve Manisa önlerinde Harmandalı Ovası’nda Selevkosların Kralı III.Antiokhos’un ordusunu yenilgiye uğratır. Bu savaş, Selevkosların Batı Anadolu’daki egemenliğine son verecek ve M.Ö. 188 yılında bugünkü Dinar’da yapılacak Apameia Barış Antlaşması ile Selevkoslar Toros Dağları’nın ardına çekileceklerdir. 
 
Pelitalan -Süngüllü arasında bir döşeme yol parçası daha...
(Aralık 2020)

Koyuneli; Yunt Dağı'nda...
(Aralık 2020)

Pergamon Krallığı’nın kapanış sahnesi; Aristonikos Ayaklanması’nda Romalı komutan Crassus’un Elaia yakınlarında öldürülmesi 
 
Roma’nın Pergamon Krallığı’nın son dönemlerine doğru Anadolu’daki yayılma sürecinde ortaya çıkan Aristonikos Ayaklanması, kapsamı ve niteliği açısından tartışmalı bir konu olarak karşımıza çıkar. II. Eumenes’in Ephesos’lu bir şarkıcı ya da dansözden olma gayri meşru oğlu Aristonikos’un Pergamon tahtında hak iddia etmesi ile başlayan ve gelişim sürecinde toplumun en altında yer alan katmanların ve kölelerin katılımıyla bir toplumsal başkaldırı şekline evrilen bu isyanın(13) giderek sosyoekonomik karakteri daha öne çıkar. 
 
Pergamon; Akropolis, Trajan Tapınağı
(Haziran 2017)
 
Pergamon; Serapis Tapınağı ya da Kızıl Avlu
(Haziran 2020)

MÖ 133 yılında III. Attalos’un ölümü sonrasında Pergamon’u Roma’ya bıraktığı vasiyeti, Roma Yönetimi tarafından onaylansa bile yerinde yapılacak düzenlemeler gereği Roma’dan görevlendirilen komisyonun Pergamon’a varışı İ.Ö. 132’yi bulur. Bu arada Aristonikos İsyanı başlamıştır bile. 
 
1882'de Friedrich Thierch trafından yapılan Pergamon'un rekonstrüktif görünümü
(https://en.wikipedia.org/wiki/Pergamon#/media/File:Acropolis_of_Pergamon_-_Friedrich_Thierch_-_1882.jpg)
 
Zeus Altarı rölyeflerinden; Otos ve Artemis; Berlin Müzesi
(https://tr.wikipedia.org/wiki/Bergama_Zeus_Suna%C4%9F%C4%B1#/media/Dosya:Pergamonmuseum_-_Antikensammlung_-_Pergamonaltar_02-03.jpg)

Ayaklanma, Ephesus ve Smyrna dışında tüm Batı Anadolu’ya yayılma eğilimi gösterdi. İsyanın merkez üssü bölgemiz sınırları içinde bulunan Leukai (Çamaltı Tuzlası) kenti idi. Bu harekete Phokaia (Foça) donanması da katıldı. Civardaki diğer kentler Kyme, Larissa, Neonteikhos ve Temnos’un da bu harekete katılmış olmaları mümkündür. 
 
Roma'da köle isyanlarını betimleyen bir friz
(https://bilimvegelecek.com.tr)
 
İzmir'de bulunan bir kabartmada Roma'nın zincirlenmiş köleleri
(https://bilimvegelecek.com.tr)

Son Pergamon Kralı III.Attalos
(https://alchetron.com/Attalus-III#attalus-iii-0b04056d-7b15-4753-9857-05d4b823337-resize-750.jpeg)

III. Attalos’un vasiyetindeki şartları yerine getirmek ve Pergamon Krallığı’nın topraklarını ve zenginliklerini, o sırada oldukça zor günler geçirmekte olan Roma Cumhuriyeti’ne katmak üzere senato harekete geçti. İÖ 131 yılında Batı Anadolu’daki bu ayaklanmayı bastırmak üzere bir sefer hazırlığına karar verdi ve P. Licinius Crassus komutasındaki bir orduyu Batı Anadolu’ya gönderdi. Roma donanması ayaklanmanın merkez üssü Leukai’yi kuşattı, ancak Aristonikos’un donanmasının ani bir saldırısına uğradı. Crassus bu yenilgi üzerine Pergamon’a doğru karadan kaçmak zorunda kaldı. Fakat Pergamon’a ulaşamadan; şimdiki Çandarlı (Elaitikos) Körfezi’ne dökülen Bakırçay (Kaikos) ırmağının deltası yakınlarındaki Elaia (Kazık Bağları) ile daha güneydeki Güzelhisar (Tisna) çayının deltası civarında kurulu Myrina (Karadut Mevkii) kentleri arasında bir yerde, Aristonikos’a bağlı isyancılar tarafından yakalanarak tutsak edildi. 
 
Elaia (Kazık Bağları)
(Mart 2021)
 
Myrina (Karadut); Öteki Tepe'den limana bakış
(Nisan 2011)

Crassus, bir Roma konsülünün esir düşmesini küçültücü bulduğundan, atındaki değneği alıp, kendisini Aristonikos'a götürmekte olan Trakyalı askere saldırır ve onun bir gözünü çıkarır. Acılar içinde kıvranan asker, Crassus'u orada öldürür ve başını Aristonikos'a götürür. Crassus'un ölümü ile Aristonikos, başarılarının zirvesine ulaşmıştır. Onun bu güçlü durumundan yararlanmak isteyen Pergamon'daki taraftarları, başkente de saldırması için büyük baskı yaparlar.”(14) 
 
Bergama-Kozak yolunda ve Pergamon Akropolisi'nin eteklerinde Pergamon'un son varisi Aristonikos'un; elinde güneş kursu ile betimlenen heykeli
 (https://tr-tr.facebook.com/BERGAMALILAR/photos)
 
Pergamon tiyatrosu
(Haziran 2017)
 
Pergamon Akropolisi'nden Bergama'ya bakış
(Haziran 2017)
 
Roma donanmasının Leukai açıklarındaki yenilgisini ve Crassus’un ölümünü haber alan Romalılar, Batı Anadolu’ya İ.Ö. 130 yılında konsül olan Marcus Perperna’yı gönderir. Perperna’nın ordusu, zaferi kutlayan Aristonikos’un ordusuna ani bir baskın düzenleyerek bozguna uğratır. Batı Anadolu’nun içlerine çekilmek zorunda kalan Aristonikos ve ordusu Kaikos (Bakırçay) üzerinde bulunan Stratonikeia (Siledik) kentine sığınır. Bu kenti kuşatan Roma ordusu, Aristonikos’u teslim olmaya zorlar. Tutsak edilen Aristonikos, daha sonra Roma’ya götürülerek orada öldürülür. 
 
 Kaikos bataklıklarında; Elaia'da...
(Mart 2021)

Kaya korukları; Elai'da...
(Mart 2021)

Bir açıdan tahtın varislerinden birisinin Roma’ya bir vasiyet üzerinden teslim edilen Pergamon tahtına sahip çıkmak adına toplumun en alttaki katmanlara mensup insanlar ve kölelerle yaptığı bir ittifak sonucunda ortaya çıkan bu isyan bu şekilde başarısızlığa uğrar. Bu sonun doğurduğu yeni bir başlangıç ise Roma’nın Batı Anadolu’dan başlayarak Anadolu topraklarındaki egemenliğinin kurulması anlamına gelecektir. 
(DEVAM EDECEK)
 
Dipnotlar:
1.       Prof. Dr. Ersin Döğer, Aiolis Şiirleri ve Meraklısına Notlar; Ege Yayınları; sayfa:85 
2.       Stadia: İlkçağda uzunluk birimi; 1 stadia, 192 metreye karşılık geliyor. 
3.      Strabon, Geographika; Arkeoloji ve Sanat Yayınları; C615, paragraf 67; sayfa 117 
4.      Grynion; Bugünkü Şakran’a girerken denize bir dil gibi uzanan bir yarımada; eski Çıfıt Kalesi 
5.      İlion: Troia 
6.      Attaloslar: Bergama Krallığı’nın en önemli hanedanı 
7.       Strabon; a.g.e; C622, paragraf 5; sayfa 127-128 
8.     Prof. Dr. Bilge Umar, Aiolis; Bir tarihsel coğrafya araştırması ve gezi rehberi; İnkilap Kitabevi; -2002; sayfa: 117-118 
9.      Prof.Dr. Bilge Umar; a.g.e; sayfa: 118-119 
10.  Yrd. Doç. Güler Ateş, Son Araştırmalar Işığında Elaia Antik Kenti ve Seramik Üretimi; MCBÜ Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt; 15, Sayı:1, Mart 2017; sayfa:502*503-504 
11.    Tabula Peutingeriana, Roma İmparatorluk Döneminde İ.S. 4.yüzyıla ait bir haritanın ismi 
12.   Doç. Dr. Murat Tozan; Pergamon’un Yolları; Antik Çağ’dan Bizans’a Bakırçay (Kaikos) Havzası’nın Yol Sistemi; Tarih İncelemeleri Dergisi, XXXII/2,2017; sayfa: 531-563 
14.   Prof. Dr. Hasan Malay; Aristonikos Ayaklanması (İ.Ö. 133-129); Bergama Belleten, sayı:3-Ocak 1993; Bergama Kültür ve Sanat Vakfı (BERKSAV); sayfa:25; bkz. http://bergama.bel.tr/wp-content/uploads/belleten3.pdf 
15.   Fotoğraflar, belirtilenler dışında gezi sırasında İ. Fidanoğlu tarafından çekilmiştir. 
 

Yazan: İbrahim Fidanoğlu

Düzenleyen: MYC

 


3 yorum:

  1. Yine keyifle okudum, teşekkür ediyorum.

    YanıtlaSil
  2. Harika bir çalışma, çok teşekkürler.

    YanıtlaSil
  3. İlginize teşekkürler... Devamlılığı dileğiyle...İF

    YanıtlaSil