22 Haziran 2020 Pazartesi

SIĞACIK’TA; “SAKİN” ZAMANLARDA…


TEOS’UN GÜNEY LİMANI

17 Haziran 2020
İbrahim Fidanoğlu

Giriş

Seferihisar’ın iskelesi konumundaki Sığacık, tarih boyunca bu özelliğini hep korumuş. Son yıllarda bir yandan Seferihisar Belediyesi’nin şehrin ismine eklenen “Citta Slow-Yavaş Şehir” unvanı çerçevesinde yürüttüğü faaliyetler, diğer yanda ise Sığacık’a yapılan yat limanıyla öne çıkmış durumda… Corona günlerinde alabildiğine kabuğuna çekilmiş ve sessiz bir yalnızlığın içine sürüklenmiş bir halde bulduk Sığacık’ı. Kıyıdaki kafeteryalar bomboştu, balıkçı lokantaları da öyle… Söylendiğine göre pandeminin hız kesmesiyle birlikte başlatılan hayata dair kısıtlamaların tedrici olarak kaldırılması sonrasında; yavaşça hareketlenmişti ortalık. Kâğıt bardaklarda tek tük içilen çaylar, deniz kıyısındaki kafeteryalarda bira sevdalılarının özledikleri manzaralar yavaş yavaş kurgulanmaya başlanmış Sığacık’ta da… Ama kale içinde; o güzelim evlerin iki yanına sıra sıra dizildiği şirin sokaklarda henüz canlılık oldukça düşük düzeyde. İnsanlar umutsuz; turizmin çekim merkezlerinden birisi olan Seferihisar’da salgın hala etkisini sürdürüyor.

 
Sığacık; bir doğal liman... 
(Haziran 2020)

Sığacık, Kaleiçi; sessiz ve mahzun sokaklarda...
(Haziran 2020)

 
Sığacık sahilinde...
(Haziran 2020)

Sığacık Kalesi ve rıhtımı
(A. Aydemir; Aralık 2014)
Sığacık Kalesi

Bugün İzmirlilerin; özellikle hafta sonlarında bir kaçış noktası olarak rağbet ettikleri bir destinasyon haline gelen Sığacık, Osmanlı Döneminde köy ölçeğinde bir kıyı yerleşimiydi. Koyun kuzey doğusunda yer alan Sığacık Kalesi ise, Kanuni Sultan Süleyman döneminde Rodos Seferi’nin her türlü ikmalini sağlamak amacıyla, 1521-1522 yıllarında Kaptanı Derya Parlak Mustafa Paşa tarafından yaptırılmış. Ancak; benzersiz doğal liman özelliği nedeniyle, tarihin daha önceki dönemlerinde de bu kıyıda kaleleşme eğilimlerinin mevcut olduğu söylenebilir. Kaynaklara göre bölgede Bizans’ın denizcilik mirasını bir şekilde kullanabilme yeteneğine sahip Aydınoğulları’nın, daha önceleri ise Bizans ve Roma yönetimlerinin de benzer iradeyi gösterdikleri vurgulanıyor.

  
Sığacık Kalesi dış surları
(Ekim 2010)


İç Kale; kuzey burcundan görünümü
(A.Aydemir; Aralık 2014)

Sığacık'ta Kaleiçi'nde; salgının izleri...
(Haziran 2020)

 
Sığacık surları
(Haziran 2020)

 
Sığacık Kaleiçi Camii
(Eylül 2019)

 
Sığacık Kalesi'nde; kuzey burcundayız.
(Ekim 2010)

Osmanlı Döneminde bir dış kale ve askeri garnizonun bulunduğu bir iç kaleden oluşan Sığacık Kalesi’nin içinde bir cami, hamam gibi mimari yapılar da yer alıyor. Kale, Osmanlı Döneminde bir yerleşimi savunmak amaçlı kullanımdan çok, bir askeri deniz üssü olarak işlev görmüş. Kale surları üç noktadan dışarı açılan kemerli kapılara sahip. Bunlar; Scala Nuova (Kuşadası), Ayasuluk (Selçuk) ve Sivrihisar isimleriyle anılıyor. Surların yapımında Teos’tan getirilen İlkçağ malzemesinden ağırlıklı olarak yararlanılmış. Bunun en güzel örneklerini sur çevresinde dolaşırken görmek mümkün.

 
Sığacık Limanı ve Sığacık Kalesi; Akkum yolundan...
(Nisan 2006)

 
Sığacık Kale içinden corona manzaraları...
(Haziran 2020)

Sığacık Köy Pazarı; anılarda kalan...
(Ekim 2010)

Sığacık Kalesi'nden İç Kale'ye geçiş kapısı
(Ekim 2010)

Zamanla kalenin içinde sivil bir yerleşim gelişmiş ve burası bir mahalle haline gelmiş. Son yıllarda İzmir Büyük Şehir Belediyesi ile Seferihisar Belediyesi’nin ortak çabalarıyla kale içinde gerçekleştirilen sokak sağlıklılaştırma çalışmaları sonrası, Kale İçi’nin çehresi değişmiş. Öyle ki, Pazar günleri Sığacık Kalesi’nin içinde kurulan Köy Pazarı o kadar çok insanı buralara çekiyor ki; bazen pazarda yürümek bile güçleşiyor. Ama salgın nedeniyle bugünlerde pek öyle değil. Sokaklar bomboş; mekânların çoğu henüz açılmamış bile. Tek tük dolaşan insanlar olsa da sokaklarda; çoğu kuru kalabalık… Belki zamanla şartlar düzelecek yavaş yavaş. Nihayetinde her şey salgının bundan sonraki seyrine bağlı görünüyor. Ne diyelim?

 
Sığacık, Kaleiçi'nde sokakların yeni(!) sahipleri
(Haziran 2020)

 
Güzeldi ama sokak boştu.
(Haziran 2020)

Begonvillerin güzelliği; Sığacık Kaleiçi'nde...
(Haziran 2020)

Sığacık'ın "sakin" zamanlarına denk geldik bugün...
(Haziran 2020)

 
Kale içinde asmalar altında bir sessiz lokanta...
(Haziran 2020)

Özetlemek gerekirse; bu girişim, aynı zamanda; küçük üreticilerin narenciyeden, yöresel otlara, organik sebze ve meyveye; yöresel yemeklere, börek ve gözleme türü hamur işi yiyeceklere, türlü türlü reçel ve salça gibi geniş bir yelpazedeki ev tipi ve el sanatları ürünlerine satış imkânı yaratması açısından da önem taşıyor. Sonuçta; bu iyi niyetli çabalar, hem toplumdaki kültürel varlıkların korunması bilincinin geliştirilmesi ve yörede yaşayan insanlara bir ekonomik değer katması açısından yararlı bir girişim olarak öne çıkıyor. Ama yine de çabaların daha organize ve sistematik bir biçimde geliştirilmeye ihtiyacı olduğunu belirtmeliyiz.

  
Sığacık'ın güzelim sokaklarından biri daha...
(Haziran 2020)

  
Bir Kaleiçi evi; şimdi otel...
(Haziran 2020)

Sığacık'ın insanlara hasret sokaklarından biri daha...
(Haziran 2020)

Ionia’nın Kalbi(1) Teos

Teos, İlkçağ’ın Ege kıyısındaki en önemli yerleşimlerinden biri olarak dikkat çekiyor. Bir zamanlar Thales tarafından Ionia’nın merkezi olarak önerilen Teos, gerçekten de konum olarak; bu coğrafyanın neredeyse tam ortasında yer almaktaydı. Doğal liman özelliğine sahip iki koyun arasında uzanan bir yarımadanın üstünde kurulmuş klasik kent, daha çok tepelik bir alanda yer alan akropol ile güneydeki liman arasında gelişmiş. Klasik Çağ Teos’unun üzerinde yükseldiği Prehistorik dönemdeki Eski Teos’a dair bugüne kadar henüz bir iz bulunamamış. Recep Meriç ve Numan Tuna Hocalar tarafından yürütülen iki survey sonucunda somut bir yer tespiti yapılamamış.

  
Diyonisos Tapınağı
(A. Aydemir; Aralık 2014)

 
Teos ören yerinde kadim zamanların bilge zeytin ağacı; her şeye tanık...
(A. Aydemir; Aralık 2014)

Teos, Ege’nin öte yakasından M.Ö. 11.yy.dan itibaren Ionia’ya ulaşan Birinci Göç Dalgası’nda Minyas kökenli Athamas önderliğinde gelen göçmenler tarafından kurulmuş. Bu ilk kafilenin arkasından gelen Kodrosoğulları’ndan bir diğer göçmen kolu daha Teos’a gelerek, kentin ilk kolonize nüfusunu oluşturmuşlar. Ionia kentlerinin kuruluş geleneğinde olduğu gibi Teos kenti de Strabon’un deyimiyle meşru olmayan oğlu Nauklos üzerinden Atina Kralı Kodros’un soyuna bağlanmış.

 
Şehir Meclisi duvarları
(A. Aydemir; Aralık 2014)

 
Dağa Kaçtım gezginleri, 2014 yılında bölgede gerçekleştirdikleri bir gezide; Bouleuterion sıralarında...
(A. Aydemir; Aralık 2014)

Arkaik Teos’un yaşı M.Ö. 10 yy.a kadar uzanıyor. Kentin zaman içinde artan nüfusu Phokaia ve Ephesos’a göç verecek düzeye geliyor. Pers Komutan Harpagos tarafından M.Ö. 545’de ele geçirilen kentte; Pers işgalinin yıldırıcı baskısına dayanamayan Teoslular, Trakya kıyılarında Abdera isimli bir başka kenti kuruyorlar. Strabon bu göçü şu ifadelerle aktarıyor:

Teos, bir yarımada üzerindedir ve bir limanı vardır. Lirik şair Anakreon Teosludur. Onun zamanında, Perslerin küstahlıklarına dayanamayan Teoslular, kentlerini bırakarak, bir Thrak kenti olan Abdera’ya (bugünkü İskeçe yakınlarında bir yerleşim) göçtüler ve bundan böyle Abdera’yı ima ederek “Teosluların güzel kolonisi Abdera” dizesi söylenir. Fakat bunlardan bazıları sonradan tekrar geri dönmüştür.”(2)

 
Bouleuterion'daki heykel kaidelerinden Teoslu Tiberius Cladius Kalobrotos'a ait olanı...
(A. Aydemir; Aralık 2014)

 
Bouleuterion ve sahne yapısı
(A. Aydemir; Aralık 2014)
 
Büyük İskender’in Anadolu’dan Persleri çıkarması sonrasında komutanları Antigone ve Lsymakhos’un çabalarıyla Teos, yeniden ayağa kaldırılır. Bugün ören yerinde izlenebilen Helenistik surlar bu dönemde inşa edilmiş olmalıdır. Kentin Roma döneminde limansal faaliyeti, eskisi kadar işlek bir düzeyde olmasa da; daha çok mermer üzerinden yürütülen bir ağırlık taşımaktadır. Bu amaçla kullanılan mermer ocağı, bugün Sığacık yakınlarında Karagöl adıyla bilinen mevkide bulunmaktadır.

 
Teos'un antik mermer ocağı; şimdi Karagöl...
(Ocak 2010)

Teos'un antik mermer ocağında İlkçağ'da taşınamadan kalmış mermer kütleleri
(Ocak 2010)


Mermerlerin üstüne kazınmış 2500 yıllık grafitiler...
(Ocak 2010)

Antik liman kentlerinde, uzmanların belirttiğine göre; rüzgârın davranışına uygun şekilde, ticari gemilerin yanaşabilecekleri genelde iki liman vardır. Bu durum Teos’ta da aynıdır. Kentin konumlandığı yarımadanın kuzeyinde ve güneyinde iki limanı bulunmaktadır. Bugün kentin güneyindeki liman, neredeyse ayakta denilebilir. Suyun ve kumların içindeki limanın taşları rahatlıkla izlenebilmektedir. Limanın ucunda yer alan kalıntılar ise, gemiciler için düşünülmüş bir liman kilisesine işaret etmektedir. Kentin kuzeyinde yer alan limandan ise bugüne kadar bir haber alınamamıştır.

 
Diyonisos Tapınağı
(Nisan 2006)

 
Diyonisos Tapınağı'nın Ion tipi sütunları
(Ocak 2010)

Diyonisos Tapınağı'nda; ters dönmüş bir Ion sütun başlığı
(Ocak 2010)

M.Ö. 3.yy.da kentte Diyonisos Tapınağı çevresinde gelişen Diyonisos kültü, Teos’un bağbozumu şenliklerinde rol alan Diyonisos oyuncularıyla ün kazanmasına yol açtı. Strabon, yine aynı eserinde Teos’un yakınlarında bir diğer Ionia kenti Lebedos’dan söz ederken, Diyonisos oyuncularından ve onların hikâyesinden şöyle söz etmektedir:

“Burası (Lebedos), Hellespontos’dan (Çanakkale) itibaren bütün Dionisiac sanatçılarının bir araya geldiği ve oturduğu, aynı zamanda her yıl Diyonisos onuruna düzenlenen oyunların yapıldığı, genel festivalin düzenlendiği yerdir. Bunlar, evvelce Kolophon’dan sonra gelen ve İonialıların kenti olan Teos’da yaşarlardı, fakat burada bir iç ayaklanma çıkınca kaçarak Ephesos’a sığındılar. Attalos, onları Teos’la Lebedos arasında bulunan Myonnesos’a yerleştirdiği zaman, Teoslular; Myonnesos’un kendilerine karşı tahkim edilmesine izin verilmemesi ricasında bulunmak üzere Romalılara bir elçi heyeti gönderdiler ve Lebedos’a göç ettiler. Burada oturanlar, nüfuslarının azlığından ötürü kendilerini memnuniyetle kabul ettiler.”(3)

 
Teos tiyatrosu; oturma sıralarının yaslandığı tonozlar
(Ocak 2010)

 
Teos tiyatrosu 
(A.Aydemir; Aralık 2014)

 
Oturma sıralarını taşıyan tonozlardan bir diğeri
(A.Aydemir; Aralık 2014)

Ionia’nın on iki kentinden biri olan Teos’daki ilk kazılar, 1862 yılında İngiliz Dilettanti Cemiyeti (Society of Dilettanti) tarafından başlatılmış. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu sonrasında ise, kazı faaliyetleri 1924-1925 yıllarında Fransızlar ve daha sonra 1962 ile 1966 yılları arasında Ankara Üniversitesi öğretim üyeleri Yusuf Boysal ile Baki Öğün; 1980-1992 yılları arasında ise D.Mustafa Uz tarafından yürütülmüş. 1993-1996 yıllarında ise, Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden Numan Tuna, kentte kısa süreli yüzey araştırmaları gerçekleştirmiş. 2010 yılından itibaren yeniden başlayan kazı ve restorasyon çalışmaları, günümüz itibariyle; Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Klasik Arkeoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Musa Kadıoğlu başkanlığında yürütülüyor.

 
Dağa Kaçtım gezginleri, Teos'un mandalina bahçelerinde...
(A.Aydemir; Aralık 2014)

 
Teos'da arkeopark yaklaşımları
(A.Aydemir; Aralık 2014)

Ören yerinde bugün bir takım sponsorlarla da desteklenen kazı ve çevre düzenleme faaliyetleri, neredeyse bir arkeopark oluşturma fikrine yönelmiş gibi. Ören yerinde; anıtsal yapılara kolaylıkla ulaşmayı sağlayacak yürüyüş yolları, mimari yapılar, çevre flora ve faunası hakkında iyi düzenlenmiş açıklama levhaları, yüzlerce yıllık anıtsal zeytin ağaçlarının koruma altına alınmaları, geniş kapsamlı bir kazı evi ve müştemilat işlevi görecek yapıların oluşturulması, bu çalışmaların bütünleşik bir yaklaşımla yürütüldüğüne işaret ediyor.

 
Teos tiyatrosu
(A.Aydemir; Aralık 2014)

 
Diyonisos Tapınağı; aslan ağızlı su tahliye saçak detayı
(Ocak 2010)

Teos’un bugüne miras bıraktığı mimari yapılardan en önemlisi şüphesiz Diyonisos kültünün simgesi olan Diyonisos Tapınağı… Bir Ionia kenti olarak Atina’nın hatırasına bir selam gönderme anlamını taşıyan Athena Tapınağı’nın da kentin görünür bir yerinde olması gerekir. Numan Tuna’nın 1990’larda kentte yürüttüğü yüzey araştırmaları sırasında, Teos’un Akropolü olarak kabul edilen ve kentin tiyatrosunun eteklerinde yer aldığı tepelik alanda (Kocakır Tepe) Athena Tapınağı’nın izlerine rastlamış olması da Ionia kentlerinin bu geleneğinin Teos’ta da yinelendiğine işaret ediyor.

 
Teos agorası
(Ocak 2010)

 
Teos agorası ve antik liman
(Ocak 2010)

Teos’un Güney Limanı

Teos’un Agorası, Şehir Meclisi’nin hemen yakınındaki bir alanda yer alıyor. Agoranın ortasındaki yığının, bir tapınakla ilgili malzemeyi içerdiğine dair bilgiler var. Mandalina bahçeleri arasından denize doğru yüründüğünde, Teos’un hala görülebilecek nitelikteki güney limanına ulaşmak mümkün. Güney limanına arabayla ulaşmak isteyenlerin, Teos’dan Sığacık’a giden asfalt yoldan ve ilk sapaktan denize doğru devam etmesi gerekiyor. Arka arkaya üç büyük yazlık siteyi arkanızda bıraktığınızda, güney limanının ve kenti güneyden saran sur duvarlarının bulunduğu plaja ulaşabiliyorsunuz.

 
Teos güney limanı ve azmak
(Haziran 2020)

 
Teos'un dikenleri
(Haziran 2020)
 
Sığacık Körfezi’ndeki kuzey limanından günümüze pek bir şey kalmamış olmasına rağmen, güneydeki limanın ana iskeleti olduğu gibi duruyor. Plajın denize doğru uzanan kumdan bir burun ucuna yerleşmiş antik liman, birkaç azmak kolunun hemen yanında yer alıyor. Büyük bloklar halinde kesme taşlardan oluşan yapı malzemesi, kenet yuvaları ile birbirine birleştirilmiş. Özellikle Roma döneminde Teos Grisi ve Africano adı verilen mermer malzemenin Roma’nın diğer eyaletlerine ulaştırılması açısından limanın büyük önemi vardı.

 
Teos güney limanı; güney sahili
(Haziran 2020)

 
Teos güney limanı; mendirek
(Haziran 2020)

Güney Limanı’nda; iskelenin hemen ucunda bir yapı kalıntısı daha bulunmakta… Bunun iskeleye yanaşan gemilerde görevli gemicilerin ibadet etmesi için inşa edilmiş bir liman kilisesi olduğu belirtiliyor. Şimdi tel örgülerle çevrili alan koruma altında ve kazılar sürüyor.

 
Güney liman; mendirek
(Haziran 2020)
 
 
Güney liman
(Haziran 2020)

Anadolu kıyılarındaki en iyi korunmuş iskele örneklerinden biri olarak gösterilen Güney Limanı’nda, çift çeperli atkılı duvar tekniği ile muntazam şekilde inşa edilmiş dalgakıranın kuzeyine bitişik iskele platformu kazılarla ortaya çıkarılmış durumda. Platformun kıyıya bakan kısmında 3,5 m aralıklarla yerleştirilmiş bağlama halkalarından birçoğu günümüze ulaşmış ve bazıları yöre balıkçıları tarafından halen aynı amaçla kullanılıyor. İskeleye ait kalıntılar Roma Dönemine tarihleniyor.

 Teos; güney limanının panoramik görünümü
(Haziran 2020)

  
Teos'un şebboyları
(Haziran 2020)

  
ve dikenler
(Haziran 2020)

Bizans Döneminde bir piskoposluk merkezine dönüşen Teos’un Güney Limanı’nda denize açılan gemicilerin belki de çıkacakları seferler öncesinde; yeniden sağ salim dönebilmek için tanrıya dua edip adaklar adadıkları bir kilise yer alıyor. Bu yapı, iki nefli, iki apsisli ve tek narteksli bir kilise olarak dikkat çekiyor. Numan Tuna tarafından yürütülen kazılarla ilk kez ortaya çıkarılan antik limandaki kilisenin mimarisi, 2010 yılından itibaren yürütülen yeni kazılarla belirginleşmiş.

 
Teos güney limanında iki nefli Bizans kilisesi
(Haziran 2020)
 
 
Bizans Kilisesi; bir başka görünüm
(A.Aydemir; Aralık 2014)

Güney liman, kuzey sahili
(A.Aydemir; Aralık 2014)

Teos'un güney limanı; güney sahili
(Haziran 2020)

Bugün hala balıkçı teknelerinin bağlandığı Güney Limanı’nda akşama doğru ilerliyor zaman. Güneş, bütün kızıllığıyla; Urla’nın güneyindeki Demircili açıklarında bir yerden, denizle kavuşmaya hazırlanıyor usulca. Karşıda Samos’un sisli puslu hayali… İnsanların karantina günlerinde kapanmışlık duygusuyla denize doğru yaklaştıkları bir andayız. Kumsalda ardı sıra insan siluetleri belirginleşiyor ağır ağır. Güney Limanı’nda da “yeni normal”e mi geçiyoruz bir akşam vakti; nedir? Haydi hayırlısı…

Dipnotlar:
(1)   M.Ö.6 yy.da Miletoslu filozof Thales, Teos’un coğrafik olarak Ionia'nın merkezinde yer alması nedeniyle Teos’u on iki Ion kentinin merkezi olarak önermiş, ancak bu önerisi kabul görmemiştir.
(2)  Strabon; Antik Anadolu Coğrafyası (Geoğraphika:XII-XIII-XIV); Arkeoloji ve Sanat Yayınları, Çev: Prof.Dr. Adnan Pekman; sayfa: 162
(3) Strabon; a.g.e.; sayfa: 162
(4)    Fotoğraflar, belirtilenler dışında gezi sırasında İ. Fidanoğlu tarafından çekilmiştir.

Yazan: İbrahim Fidanoğlu
Düzenleyen: MYC

2 yorum:

  1. Çok güzel bir metin ile tanıtım.Kutlarım.
    Selamlar,sevgiler.
    Yavuz Selim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağolasın Yavuz Selim arkadaşım. Geri bildirimin için teşekkürler. İF

      Sil