27 Şubat 2014
Mehmet Yavuzcezzar
Bu günkü yürüyüşümüzü; Urla'nın şirin köylerinden Zeytinler, Zeytineli ve Uzunkuyu civarında yapmaya ve zamanımız kalırsa da, güncele uygun olarak Zeytineli Köyü'nün deniz kenarındaki Sarpdere (Hacılar) Koyu'na uğramaya karar verdik.
Sabah 10 gibi yola koyulup, İzmir-Çeşme Otoyolu üzerinden hareketle Urla sapağını geçtikten sonra Zeytinler kavşağından çıkarak İzmir-Çeşme devlet yoluna ulaştık. Kavşağın hemen 1-2 km ilerisinden sola dönerek; Uzunkuyu Köyü'ne girip aracımızı köy meydanında bıraktıktan sonra, önünde heybetli çınar ağacının bulunduğu köy kahvehanesinde sabah kahvelerimizi içtik.
Gezginler Uzunkuyu'da sabah kahvesini yudumluyor
Uzunkuyu Köyü
Urla İlçesi'ne bağlı; kuzeyinden geçen Çeşme yolu ile güneyinden geçen otoyolun arasına sıkışmış, komşusu Zeytinler'e 1 km mesafede oldukça temiz ve yeşil bir köy. Yaklaşık 400 kişinin yaşadığı Köy; Nalcı (Nallı) aşireti tarafından kurulmuş. Yıldırım Beyazıt zamanında konulan tuz vergisine "vermezük" diyerek karşı çıktıkları için Kutta-i tarik yani "Haydutluk yolu"nu seçmiş olan aşiretler Rumeli'ne mecburi iskana gönderilmiş. Mübadele yıllarında bu aşiretlerden Nallıoğulları (Hasan Hüseyin efendiler) buraya gelip yerleşerek köyü kurmuşlar. Köye de; geldikleri yer olan, Yunanistan Kavala Vilayeti Sarışaban İlçesi Uzunkuyu Köyü'nün adını vermişler.
Köylülerden yörenin yüksek tepelerinden olan Ulaştıran (yerel ağızla İliştiren) Tepesi'ne giden yolları öğrendikten sonra yürüyüşümüze başladık.
(Google Earth'de çizilmiştir. by MYC)
Uzunkuyu'nun zamana direnen evlerinden
Köy meydanından Zeytinler Köyü yönünde 5-6 yüz metre yol aldıktan sonra sağa otoyola doğru, bizi orman yoluna götürecek olan yola saptık. Az bulutlu ve açık olan hava yürüyüş için idealdi diyebiliriz. Rotamız da güzeldi. Otoyolun altından geçen; bazen tarım alanlarında bazen de orman içinde yol alan bu toprak yolu takip ettik. Solumuza önce Köy Tepe'yi sonra da Zindanlık Tepe'yi alarak 4 km kadar yürüdükten sonra yol çatallaştı; bizim hedefimiz sola, doğuya doğru yükselen ve zirvesinde antenlerin bulunduğu Ulaştıran Tepesi idi. Bu amaçla doğuya saparak makiliklerin arasından geçip, bazı yerleri yangından zarar görmüş ve yenilenmekte olan ormanı yaran ve gittikçe yükselen orman yolunu takip ettik. Sandal ağaçları ve dağ çilekleri çiçeğe durmuş, bademler coşmuş, anemonlar ve papatyalar tüm güzellikleri ile ortalıkta. Ahmed Arif'in dediği gibi; "dağlarına bahar gelmiş memleketimin".
Anemonlar açmış
Uzaklarda Ulaştıran Tepesi
Hemen her tepede olduğu gibi Ulaştıran Tepesi'nde de birçok antenden oluşan bir anten grubu görünüyordu. Bu nedenle hedef belli olduğundan yürüyüş de tempolu geçiyordu.
Gezginler Tepe'ye yaklaştı
Bahar erken geldi bu yıl, daha doğrusu kış fazla göstermedi kendini. Bu yürüyüşümüzde de çok sıvı kaybettik. Yola çıkışımızdan yaklaşık iki buçuk saat sonra 598 metre rakımlı zirvedeki Orman Yangın Gözetleme Kulesi'ne vardık. Zirvede Kule binasının dışında bir çok anten de vardı, her anten grubunun da kendi elektrik gereksinimini karşılamak için; rüzgar ve güneş enerjisinden faydalandığı elektrik kaynakları vardı.
Aşağıda Zeytinler ve Uzunkuyu Köyleri
Gezginler; çamaşırlarını asmış, yemek molasında
Aşağıda İzmir-Çeşme Otoyolu ve RES'ler
Ulaştıran Tepesi'ndeki çamaşır değiştirip terlerimizden kurtulduktan sonra, tüm coğrafyayı kavrayıp fotoğrafladık, ardından yemek molası verdik. Yemekten sonra etrafı biraz daha inceledik, bu arada ön taraftaki duvarın önüne birtakım taş ve tuğla parçalarının toplanmış olduğunu gördük, duvarda da belli belirsiz Kule Sergisi; Yunan Kalıntıları" yazıyordu. Anlaşılan o ki; bu tepede eski tarihlerde de kale-kule benzeri bir yapı bulunmaktaymış. Buradaki görevliler yeni binanın yapımı sırasında veya daha sonra civarda bulunan eski yapı kalıntılarını toplayıp kendilerince bir sergi oluşturmuşlar. İnce bir davranış.
"Kule Sergisi; Yunan Kalıntıları"
Tepeden ayrılma vakti gelmişti. Çıktığımız yolu inip toplamda yaklaşık 11 kilometre yürüyerek düzlüğe vardığımızda; sağa-kuzeye sapacağımız yerde, sola-güneye doğru gidip farklı bir yoldan Uzunkuyu'ya ulaşmaya karar verdik. Önce düz alandan bir süre yürüdükten sonra, batıya doğru devam ederek ormanlık alana girdik.
Orman yolu
Gezginler heybetli kızıl çamların altında
Bunca yıl dağ, tepe, orman demeden dolaştıktan sonra insanın yön bulma sezgileri epey artıyor. Biz de yürüyüşlerimizde zaman zaman sezgilerimize güvenip böyle farklı yollara sapıp, ilginç ve güzel yerler keşfedip mutlu oluyoruz.
Yine öyle oldu. "İyi ki saptık" dedik. Önce güzel bir orman yolunu geçtik, ardından da bin bir çeşit çiçekle dolu zeytin ve badem bahçeleriyle bağların bulunduğu Dağovacık Mevkii'ne ulaştık. Burada otlayan inekleri selamlayıp rahatsızlık vermeden kuzeye İzmir-Çeşme Otoyolu'na doğru yöneldik.
Gezginler çiçekler arasında molada
İneklere selam
Bir kilometre kadar yürüdükten sonra Karadağ Tepe'nin altında, otoyolun hemen yanında büyük bir taş-mıcır şantiyesine, oradan da Uzunkuyu-Zeytineli yoluna ulaştık. Bu yolu takiple; 3 kilometre kadar sonra da Uzunkuyu Köy meydanına vardık. Toplamda 21 kilometrelik bu yürüyüşümüzü sonlandırdıktan sonra; hazır buraya kadar gelmişken son günlerin güncel konusu Zeytineli Köyü yakınlarında, akvaryumu hatırlatan güzellikte, ıssız ve sakin Hacılar Koyu'ndaki yazlık villaların oluşturduğu yerleşimi görmek üzere Zeytineli Köyü'ne doğru hareket ettik. Yaklaşık 8 kilometrelik yolculuktan sonra köye vardık, oradan da 5 kilometre kadar sonra Zeytineli Köyü'nün sahiline ulaştık. Yol boyunca 25-30 kadar ev ile karşılaştık. Koyda da bir kaç ev ve DHMİ Kampı vardı; kamp oldukça bakımsız ve derbeder görünüyordu.
Zeytineli Koyu
Buradaki muhtemel tek marketin yanından doğu yönüne, makiliklerin arasından geçen dağ yoluna saptık. Yol çok bozuktu, ancak altı yüksek araçların geçebileceği durumdaydı; sanki kimse girmesin diye bilerek böyle bırakılmış gibiydi. Nitekim 250 metre kadar bu şekilde gittikten sonra birden asfalta dönüştü!
Tek aracın geçebileceği asfalt yolda 2 kilometre kadar gittikten sonra, Sarpdere (Hacılar) Koyu'ndaki o meşhur villaları gördük.
Meşhur villalar; sağdaki 4 tanesi daha yeni gibi
Eh villaları da görüp, başımız göğe erdikten sonra hava da kararmaya yüz tuttuğundan dönüşe geçtik. Yine Zeytineli - Uzunkuyu - Zeytinler yönünü takiple otoyola çıkıp, akşam vakti İzmir'e doğru yola koyulduk.
Yazan ve düzenleyen: M.YC
Fotoğraflayan: A. Aydemir
Edit: İF
Edit: İF
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder