14 Aralık 2017
İbrahim Fidanoğlu
Giriş
Ansızca köyü, Spil Dağı’nın
eteklerinden Bozdağlar’ın en batıdaki
uzantıları Mahmut Dağı ve Nif Dağı’na dek uzanan Kemalpaşa Ovası’na kuzeyden bakan bir
dizi Yörük yerleşiminden biridir. İzmir ile Anadolu’nun içlerine doğru sokulan
onun arka dünyasını birbirine bağlayan Belkahve
Geçidi’ni geçerek ulaşırsınız bu havzaya. Ovadan tatlı bir eğimle Spil’e doğru yükselen topografya, Ansızca ile Yenmiş köyleri arasında yaklaşık 2 km uzunluğunda; giderek
derinleşen ve daralan kireç taşından dev bir yarığa dönüşür. İşte bunun adı Ansızca Kanyonu’dur. Kanyonun diğer ismi, Kapuzbaşı Kanyonu olarak bilinmektedir.
Ansızca Kanyonu'na yukarıdan bakış
Ansızca köyü
Ansızca köyü, Sancaklı Yörüklerinin; Spil’in güney yakasına sıralanmış birçok
köy gibi yüzyıllar önce gelip yerleştikleri yerlerden biri. Köyün ismi,
arasında yer aldığı iki sırtın ardından ansızın ortaya çıkıvermesi ile ilintili
olsa gerek. Köyün arkasından Spil’e
doğru tırmanan bozuk asfalt yol üzerinde kızılçamlar altında bulunan bir dede
mezarı, köylülerin hafızasında kuruluş günlerinin hatırasını yaşatıyor olmalı. Çam Dede ismiyle anılan bu yatırdan
başka köyde bir diğer dikkat çekici mekân, muhtarlık binasının arkasındaki
sırtta bulunan bir anıtsal melengeç ağacının çevresi… Köylülerden öğrendiğimize
göre; ortalıkta bir mezar izi olmamasına rağmen, burada da bir yatırdan söz
ediliyor. Kanyona doğru zeytin silkerken rastladığımız Ansızca köyünden Kuyucu Veli’nin anlattıklarına bakılırsa; köylüler
tarafından bu ağacın çevresine belli bir kutsallık atfedilmiş durumda. Kanyon
dönüşü uğradığımız melengeç ağacının altında bir süre biz de oyalandık.
Şimdilerde Kemalpaşa Belediyesi, bu
ağacın çevresini bir çocuk parkı haline getirmiş ve dinlenme amaçlı birkaç bank
yerleştirmiş.
Ansızca köyü
Spil yolunda rastladığımız Ansızca köyü yakınlarındaki Çam Dede
Gezginler, Ansızca köyünün hemen doğu arkasında yer alan anıtsal melengeç ağacının altında...
Köyden Ansızca Kanyonu'na doğru...
Köyün eski muhtarından öğrendiğimize göre; köyde yaklaşık 350 hane var.
Bu da yaklaşık 900-1000 kişilik bir nüfusa karşılık geliyor. Eskiden köyün
nüfusu epey kalabalıkmış. Yaklaşık 3000 civarında bir nüfustan söz ediliyor. Şu
anda bile köyün meydanında yer alan üç kahvehane, yerleşimin geçmişten günümüze
aktarılan büyüklüğüne işaret etmesi bakımından önem arz ediyor. Köyde 1980’li
yıllardan beri yoğunlaşan ve İzmir’in bir dönem çeperinde yer alan Altındağ,
Gültepe ve Çamdibi gibi semtlerine yönelen genç nüfusun göçü söz konusu.
Köylünün anlatımına göre; tarımsal faaliyetlerin ülke çapında yeterince desteklenmemesi
ve özelinde Kemalpaşa Ovası’nın
giderek sanayi ağırlıklı olarak değerlendirilmesi sonucunda, ilk adımda
düzlüklerde yürüyen bağcılık faaliyetleri sona ermiş. Bütün bağlar bozulmuş.
Şimdi köyde tarımsal faaliyet adına zeytin, kiraz üretimi ile hayvancılık ön
planda yer alıyor. Kiraz bahçeleri daha çok Spil’e
doğru Ansızca Kanyonu’nun üst
düzleminde ağırlık kazanmış. Daha alçak yamaçlarda ise yoğun olarak
zeytinlikler mevcut.
Köyün alametifarikası anıtsal melengeç ağacı
Ansızca köyünün merkezi; kahvehanelerin önü
Ansızca Kanyonu
Ansızca Kanyonu, Ansızca ile Yenmiş köyleri arasında; Ansızca’nın hafifçe kuzey doğusunda yer
alıyor. Kanyona ulaşmak için doğu yönünde zeytinlikler arasına doğru ilerleyen
ve köyün alâmetifarikası gibi duran
anıtsal melengeç ağacının yakınlarındaki bir toprak yoldan yürümek gerekiyor.
Bayır aşağıya birkaç kilometrelik bir yürüyüş sonrasında kanyonun güney
yönündeki başlangıcı diyebileceğimiz dere yatağına ulaşılıyor. Yapraklarından
kurtulmuş hayıt çalılarıyla kaplı dere yatağında suyun en az olduğu bir dönemde
kanyona gelmemizden olacak; kanyonun daraldığı bir iki nokta dışında neredeyse
suyla hiç karşılaşmıyoruz.
Gezginler, kanyona doğru yürürken...
Ansızca Kanyonu'nun başlangıcı; dere yatağı
Ansızca Kanyonu'nun derinliklerine doğru...
Kanyonda rastladığımız ilk mağara oluşumu
Dağa Kaçtım gezginleri, kanyonda...
Spil Dağı’nın kireç taşı ağırlıklı yapısından dolayı bu dağ kütlesinin muhtelif
yerlerinde bu tür kanyon oluşumları mevcut. Bunlardan bir tanesi de Damlacık
köyünün arkasında yer alan kanyon… Ansızca
Kanyonu’nun yaklaşık 2 km kadar süren ilk bölümü, yer yer 500 metrelik bir
derinliğe sahip. Kanyonun iki duvarının birbirine iyice yaklaşarak daraldığı
bazı yerlerde ise; vadi dibindeki genişlik, yaklaşık 1,5-2 metreye dek
azalıyor. Bir süre sonra Spil yönünde
genişleyerek bir vadiye dönüşen Ansızca
Kanyonu daha aşağılardaki o hırçın görünümünden uzaklaşıyor.
Ansızca Kanyonu; ilk bölüm
Gezgin, Ansızca Kanyonu'nun daralan bölümlerinden birinde...
Kanyonda yürürken tepemizde uçan kuzgunların çıkarttığı sesler dışında
ortalık ıpıssızdı. Dere yatağında rastladığımız hayıtlar, melengeçler, ak kesme
çalıları, pırnar meşeleri kanyonun dibindeki bitki örtüsünün en önemli
unsurlarıydı. Suyun parlattığı irili ufaklı taşların üzerinden yürümek, elbette
pek konforlu değildi; ancak yine de keyifle yürüdük kanyon boyunca. İki
yanımızda birer duvar gibi yükselen kanyonun iki yüzünde, kireç taşı malzemenin
suyun etkisi sonucu erimesiyle ortaya çıkmış mağara oluşumlarına rastladık.
Özellikle öğleden sonra arabayla devam ettiğimiz Spil yolundan ayrılarak ulaştığımız Ansızca Kanyonu’nun üst düzleminden görünen kemerli mağara oldukça ilginçti.
Kanyonun dibinde biriken dere kumu dikkat çekiciydi.
Ansızca Kanyonu'nun en dar yerlerinden birindeyiz.
Kanyonda su olan yerleri böyle geçtik.
Yaklaşık 2 km kadar kanyonun içinden yürüdükten sonra yürüyüş grupları
tarafından işaretlenmiş bir patikayı takip ederek kanyondan çıktık ve kızılçamlarla
kaplı bir sırta doğru tırmandık. Köy fazla uzakta değildi. Yemeğimizi, yürüyüşe
başladığımız toprak yolun içinden geçtiği zeytinliklerle kaplı bir sırtta
yedik. Çevremizde tarlalardan köylülerin zeytin silkme sesleri geliyordu.
Aşağıdan bizi gören bir köylü yanımıza geldi. İsmi Yusuf idi; Ansızca köyündendi. Zeytinlik onunmuş;
bir süre kendisiyle sohbet ettik. Tarımın düşürüldüğü çıkmazdan ve köylünün
çaresizliğinden söz etti. Ona göre hiçbir şey para etmiyordu. Tarımsal
faaliyetler için yeterli su yoktu. Spil’in
sularını toplamaya yönelik olarak vadide yapılması öngörülen sulama barajı,
onlar için bir ümit ışığıydı. Ancak bu barajın kanyona ve çevresindeki dokuya
nasıl bir etkisi olacaktı; doğrusu biz de onu merak ettik.
Ansızca köyü muhtarlık binası ve tarihi dibek taşları
Yemekten sonra bir süre köyün merkezindeki kahvehanelerden birinde kahve
molası verdik. Karşımızdaki muhtarlık binasının avlusunun kıyısına beş tane
dibek taşı diziliydi. Çok eski zamanlardan kalma bu taşların içinde büyük
olasılıkla bulgur dövülmüştü. Kahvehanede birkaç yaşlıdan başka kimsecik yoktu.
Onlarla kısa süren bir sohbet sonrası Spil’e
doğru hareket ettik.
Spil yolundan Ansızca Kanyonu'na doğru ilerlerken; önümüze bu atış poligonu çıktı.
Yenmiş köyü civarındaki Cennet Yolu Mezarlığı'nda bu yazı ile karşılaştık.
Ansızca Kanyonu'na doğru...
Pomak köyü Beşpınar’ın görüş alanımız içine girdiği bir noktada yol iki çatala ayrıldı ve bozuk asfalt burada bitti. Bundan ötesi toprak yoldu. Yukarıda Ansızca köyünün kirazlıkları vardı. Biz Ansızca Kanyonu’nu bir de yukarıdan görmek amacıyla kanyonun hemen üst düzleminde yer alan ve uzaktan bir koloniyi andıran kireç taşı kayalıklara doğru yürüdük.
Ansızca Kanyonu'na yukarıdan baktığımız Spil yolundan Kemalpaşa Ovası'nın görünümü
Kanyona doğru inen düzlük
Bulunduğumuz bayır tatlı bir eğimle kuzey doğuya; kanyonun vadiye doğru
açılan ağzına yöneliyordu. Bizim amacımız kanyonu yukarıdan izlemekti. Son
yağmurlarla yemyeşil bir çayır halini alan bayırın vadiye doğru alçalan
bölümünde doğu-batı eksenli bir atış poligonu dikkatimizi çekti. Atış poligonu
olduğunu yerdeki boş mermi kovanlarından ve plastik hedef artıklarından anlamıştık.
Ortalık, bunların artıklarıyla bir pislik denizine dönmüştü. Doğanın bu güzelim
köşesini ne hale çevirmişlerdi? Anlaşılır gibi değildi. Bu dağ başında yine
canımızı sıkacak bir şeyleri bulmuştuk işte. Kızsak mı; çaresizliğimize üzülsek
mi bilemedik ve kanyona doğru yürüdük.
Doğanın bağrında bir meşe ağacı; yanında bir ahlat ve diğerleri...
Atış poligonu ve onun neden olduğu çevre kirliğinin resmidir.
Bu pisliğe ne demeli?
Ansızca Kanyonu; arkada solda kemerli mağara...
Dağa Kaçtım gezginleri, Sakarkaya'da; Ansızca Kanyonu'nun kıyısında...
Ansızca Kanyonu; bütün hırçınlığıyla güneye doğru uzanıyor.
Kanyonun kıyısındaki kireç taşından kayalıklar (Sakarkaya) oldukça gösterişliydi.
Ama esas manzara hemen uçurumun kıyısındaydı. Yüzlerce metre aşağılardaki
kanyonun dibinin görünümü gerçekten benzersizdi. Bir süre bir kayanın üstüne
ilişerek bu manzarayı doya doya seyrettik. Seyir esnasında, kanyonun karşı
yakasında; girişi bir kemeri andıran mağarayı fark ettik. Buradan ona ulaşmamız
imkânsızdı, ama biz ona kemerli mağara
adını verdik. Kalkerli kayaların arasından hayat bularak çıkan bir ardıç ağacı,
meyvelerini kanyona sunarcasına sanki başını uzatmıştı uçuruma doğru. Biraz
ileride meşeler, ahlat armutları; onun dallarına yapışarak özsuyunu emen asalak
ökse otları, yamacın aşağılarına doğru yoğunlaşan kızılçamlar çevremizdeki
bitki örtüsünün dikkati çeken diğer unsurlarıydı.
Gezginler, Anzısca Kanyonu'nun üst düzleminde; Sakarkaya üstünde...
Uçurumun kenarındaki ardıç ağacı
Bu da meyveleri...
Ansızca Kanyonu; yukarıdan...
Ahlat ağacı ve onun asalağı ökse otu; ahlatın dalına nasıl yapışmış!
Kanyonda başka mağaralar
Gezginler, Ansızca Kanyonu'nun kıyısında...
Bir başka zamanda kanyona doğru alçalan bu yamaçlardan başlayan bir
yürüyüş yapmayı planlayarak Ansızca
Kanyonu’na komşu; kireç taşı kütlenin yanından ayrıldık. Vakit akşama
yaklaşmıştı. Artık İzmir’e dönüş zamanıydı. Yeniden geldiğimiz yolu takip
ederek önce ovaya; daha sonra da bizi İzmir’e ulaştıracak olan İzmir-Ankara
otoyolunun Kemalpaşa’ya kadar açılmış olan ilk bölümüne vasıl olduk.
Dipnotlar:
(1) Fotoğraflar, gezi sırasında M. Yavuzcezzar tarafından
çekilmiştir.
Yazan: İbrahim Fidanoğlu
Düzenleyen: MYC
Siz asıl selcuklu dönemili mezarları gormemiş sinis evet seluklu dönemine ayit mezar taşları ni birdaha kinde besize göstercem.Ve köyümuzün damlacık kanyonuna yakın olan kimine göre manas tır kimine göre kale dedigimis bölgeyide göstercem ayrıca kiraz lıkların bulundugu bölgede cok eski dönemlerden kalma rum yerleşim yerikökce köy dedigimis bölgeyide göstercem ki bu bölge coeski zaman lardan kalma bir şehirdir bana ulaşırsanıs bu telefonum budur 5543009768
YanıtlaSilİlginize teşekkürler. Corona günleri sonrasında görüşmek üzere. Burada şu kadarını yazayım; Ansızca'ya iki yıl önce ilk geldiğimizde bu iklimi ve kadim tarihini hissetmiştik. Ancak köydeki kahvehanede zaman öldüren birkaç yaşlıdan gayrı kimse yoktu ortalıklarda. Bir de şunu yazmalıyım; köyün şu andaki durumu pek iç açıcı degildi; her yerde karşılaştığımız kötü yapılaşmalar ve çevre kirliliği nedeniyle... Şimdilerde bir de kirazlıkların altında tuhaf bir girişim var; bir atış poligonu...Yazık bu doğaya reva görülenlere... İF
Silmerhaba, twitter'dan size bir mesaj bıraktım bir paylaşımınız altına. İster ordan ister mail adresim alpaysonmez@yahoo.com adresinden bana ulaşırsanız sevinirim...
YanıtlaSilDeğerli takipçimiz; ilginize teşekkürler... Mesajınızı bloğun altında yer alan e-mail adresime iletirseniz memnun olurum. Twitter kullanmıyorum. Bilgilerinize sunar, çalışmalarınızda başarılar dilerim.IF
Sil