SANCAKLI
KAYADİBİ’DEN SÜLÜKLÜGÖL’E DOĞRU
17 Ocak 2025
İbrahim Fidanoğlu
Sabah vakti
Sancaklı Kayadibi’nde…
Sabah saat
9 civarında Bornova’dan yola çıktık. Kemalpaşa-Çambel Köyü civarında Kemalpaşa yolcusuyla buluştuk. Spil Dağı’nın güney etekleri boyunca sıralanmış Sancaklı Yörüklerinin
yerleştiği bir dizi köyden; sırasıyla Sancaklı
İğdecik ve Sancaklı Bozköy
köylerinden geçtik. Sancaklı Bozköy’ün
merkezine doğru devam edip, köyün camisinin bulunduğu meydanlıkta Ayvacık sapağından Spil Dağı’na ve kuzey yönüne doğru saptık. Sokaklarda pek kimsecik
yoktu; hava sıcaklığı 3-4 derece civarındaydı.
Sülüklü Göl
(Ocak 2025)
Sancaklı Yörükleri; Manisa
ve çevresindeki bu köylere 1844-1845 yıllarında yerleştirilmiş. Bu yıllara ait temettüat defterlerindeki kayıtlara
göre; Saruhan Sancağı’nın Manisa ve Nif (bugünkü Kemalpaşa)
kazalarında yerleştirilen aşiretler arasında Sancaklı aşireti mensupları da yer alıyor. Sancaklı Yörüklerinin yerleştirildiği bu köyler şunlar: Sancaklı Bozköy, Sancaklı Budak, Sancaklı
Çeşmebaşı, Sancaklı İğdecik, Sancaklı Kayadibi, Sancaklı Köseler, Sancaklı
Tepeköy ve Sancaklı Uzunçınar. Nif kazasında Sancaklı aşiretinin yerleştirildiği yerler ise; Nif, Ansızca, Kızılca, Ören ve Ulucak olarak veriliyor. (1)
Bütün bu köylere ilave olarak Yamanlar
Dağı’nın batı yüzünde yer alan Sancaklı
ve Yamanlar köylerini de isimleri
sayılan yerleşimlere eklemekte yarar var.
(Mart 2023)
(Mart 2023)
(MYC; Mart 2023)
Sancaklı Bozköy’ün merkezinden Ayvacık’a doğru saptıktan sonra yavaş yavaş yükselmeye başladık.
Bir süre sonra bir başka Sancaklı
köyüne geldik; Sancaklı Uzunçınar idi
bu köyün ismi. Adını köye veren çınar ağacı, kızılçamlar altında bir konfor
alanı, köyün beyaz minareli camisi ve yol üstündeki yeni tamamlanmış ve
sahiplerini bekleyen iki katlı villalar köyün içinden geçerken dikkatimizi
çeken unsurlardı. Bir süre sonra Sancaklı Kayadibi sapağından doğuya
doğru döndük. Solumuzda bir duvar gibi yükselen kireçtaşından dev Spil
kütlesi köye dek bize eşlik etti.
Sancaklı Kayadibi köyünün girişinde; Elagöz Çeşmesi başındayız.
(MYC; Ocak 2025)
(MYC; Ocak 2025)
Köyün
girişinde Elagöz Çeşmesi önünde kısa bir mola verdik. Sabah ayazı
oldukça etkiliydi. Arabayı biraz ilerideki köyün camisine yakın konumda bir
yere bıraktık ve hemen Spil’e paralel bir patikayı takip ederek yürümeye
başladık.
(Ocak 2025)
(Ocak 2025)
(Ocak 2025)
Sancaklı
Kayadibi’nden Kocadere’ye doğru…
Solumuzda
yükselen kireç taşı kütlenin muhtelif yüksekliklerinde doğal mağara oluşumları
vardı. Kireç taşı, dağın içinden sızan suyun etkisiyle erimiş ve gövdesinde
derin boşluklar oluşturmuştu. Kirazlıkların arasından ilerleyen güzel bir
toprak patika, bizi bir süre sonra yoğun kızılçam örtüsünün bulunduğu bir
vadinin yamaçlarına taşıdı.
(MYC; Ocak 2025)
(MYC; Ocak 2025)
(MYC; Ocak 2025)
Vadiden
bir zeytinliğin içinden geçerek bir dere yatağına doğru alçaldık. Çağıldayarak
akan suyun ve rüzgârın sesi birbirine karışıyordu. Zeytinliğin bitiminde bir
toprak yola kavuştuk. Bir süre sonra yanımızdan bir traktör geçti; sürücüsü
derede saplanıp kalmış bir arabayı kurtarmaya gittiğini söyledi bağıra bağıra.
Biz de arkasından dereye doğru indik.
(Ocak 2025)
(Ocak 2025)
Kocadere'de gördüklerimiz...
(Ocak 2025)
Dere
geçişinde su doldurmaya gelmiş köylülerin bir kamyoneti derede mahsur kalmıştı.
Dere yatağında bulunan iri taşların arasında sıkışıp kalmıştı araba. Gelen
traktör kamyoneti çıkarmaya çalışırken, biz kayalara basarak karşı kıyıya
geçtik. Dere yatağında son yağmurlardan sonra, akış için yeterli su debisi
oluşmuştu. Biraz ileride kıvrılan dereyi uygun yerinden bir daha geçtik.
Yukarıdaki orman yoluna çıkabilmek için uygun bir yerden yol düzlemine doğru
tırmandık. Artık yürümek daha kolaydı.
Kocadere'deyi bir daha geçtik.
(Ocak 2025)
(Ocak 2025)
(Ocak 2025)
Kocadere’den
Sülüklü Göl’e…
Dik bir
toprak yoldan doğu yönünde tırmanmaya başladık. Solumuzdaki Spil kütlesi
bize türlü hallerini gösterir gibiydi. Dev kireç taşı kütlenin içinde yukarıdan
aşağıya doğru devam eden derin yarıklar, dağın sanki kalbine doğru ilerleyen
mağara oyukları oldukça etkileyici bir görünüm sunmaktaydı. Yağmurlardan fazlasıyla
etkilenmiş durumdaki zemin yer yer çamurlaşmıştı. Bir süre sonra bir yarın
başına sıralanmış bir sürü arı kovanının dizili olduğu bir yol düzlemine
ulaştık.
Spil'in mağaraları
(MYC; Ocak 2025)
(MYC; Ocak 2025)
Genç çam
ağaçlarının arasından devam eden bir patikaya yönelerek yolumuza devam ettik.
Oldukça sık bir koruluktu. Yolun iki yakasında yüksek basınç altında doğal bir
çimento oluşumuna dönüşmüş yapılar, Spil Dağı’nın tektonik hareketler
sonucunda nasıl şekil değiştirdiğini ve ezim ezim ezildiğini gösterir gibiydi.
(Ocak 2025)
(Ocak 2025)
Bir kır
çeşmesine dek bu genç çam ormanının kıyısından yürüdük. Solumuzdaki sırttan
insan sesleri geliyordu. Seslendik; ses verdiler. Sancaklı Çeşmebaşı
köyünden bir aile idiler ve sırttaki sık çalıların arasında mantar arıyorlardı.
Onlara şans dileyip yanlarından ayrıldık. Sağımızda bir sulama göleti vardı.
Göletin kıyısı boyunca devam eden toprak yoldan önümüzdeki bir başka genç
koruluğun içine doğru yürüdük. Aslında elimizdeki plana göre Sülüklü Göl’e
oldukça yaklaşmıştık, ama girdiğimiz sık koruluk çetin çıktı. Makilik bitki
örtüsü ile karışık; boyumuzu biraz aşan genç çamlar arasında yürümek giderek
zorlaştı ve bir an geldi ki bu küçük korulukta neredeyse yürüyeceğimiz patikayı
bulamaz hale geldik. Yeniden geldiğimiz yöne dönüp rotamızı tekrar tanımladık
ve bu kez aradığımız Sülüklü Göl yoluna bir süre sonra ulaştık.
(Ocak 2025)
(Ocak 2025)
(Ocak 2025)
Bitki
örtüsü ile boğuşurken biraz yorulmuştuk, ama yola çıkınca her şey geride kaldı.
Zaten bir süre sonra gölün yakınlarındaki kirazlıklar ve içindeki kır evleri
görünmeye başladı. Son virajı dönünce Sülüklü Göl bütün güzelliğiyle
karşımızdaydı. Su seviyesi oldukça yükselmişti. Gölün içinde birkaç kaz; bazen
yüzüp, bazen birkaç kanat çırpıp yeniden suya iniyorlardı. Bizim geldiğimizi
görünce, hemen sudan çıkıp yanımıza doğru yanaştılar. Dertleri piknikçilerden alışık
oldukları üzere, bizden yiyecek alabilmekti. Bunun için bizim de bir yere
konumlanmamız gerekiyordu.
(MYC; Ocak 2025)
(MYC; Ocak 2025)
(MYC; Ocak 2025)
(Ocak 2025)
(Ocak 2025)
(MYC; Ocak 2025)
İlerideki
kirazlıkta iki köylü kiraz ağaçlarını budamakla meşguldüler. Göl kıyısındaki
söğüt ağaçlarının ve hemen yakınlarındaki çeşmenin yanından geçerek karşı
kıyıya doğru yürüdük. Uygun bir yere oturup sırt çantalarının içindeki
yiyeceklerimizi çıkardık usul usul. Kazlar ve biz yediklerimizi paylaştık sonuç
olarak. Karşımızdaki göl manzarası ve sadece kazların suda yarattığı çırpıntı
sesleri içinde bir süre dinlendik göl kıyısında. O sırada mantar toplarken
karşılaştığımız köylüler de geldi gölün başına. Kazlar onlardan da aldılar nasiplerini.
Ayaküstü söyleştik köylülerle; bütün aramalarına rağmen hiç “çintar”a
rastlayamamışlar, eli boş dönmüşlerdi mantar seferinden.
(Ocak 2025)
Gölde kazların keyfi
(Ocak 2025)
Kazların yemek talebi
(Ocak 2025)
(Ocak 2025)
(Ocak 2025)
(MYC; Ocak 2025)
(MYC; Ocak 2025)
Sülüklü
Göl’den Sancaklı Kayadibi’ne…
Yaklaşık
45 dakikalık bir göl başı molası sorasında Sülüklü Göl’den vedalaşıp ayrıldık.
Koca Çukur Tepesi ile Tuzlanın Tepelerinin kıyısından dolaşarak,
aşağıya doğru yönelen bir bayırdan inmeye başladık Kocadere Vadisi’ne
doğru. Anıtsal bir karaçam ve iki anıt incir ağacıyla ile temsil edilen bir
düzlükte; bir çeşme başında azıcık soluklandık inerken. Kır evleri
serpiştirilmişti sanki sırtlara.
(MYC; Ocak 2025)
(Ocak 2025)
(MYC; Ocak 2025)
(Ocak 2025)
Terk
edilmiş Sancaklı Köseler köyünün eski evleri sırtlarda Manisalı şehir
kaçkınlarına mekân olmuştu burada. Köyün levhası vardı, ama eski köyden bir iz
yoktu ortalıkta. Vadiye inen yamaçlardan birinde birkaç kır evi geniş
bahçeleriyle dikkat çekiciydi. Yavaş yavaş Kocadere’nin aktığı vadi tabanına
doğru alçaldık. Sancaklı Kayadibi’ne bu kez doğu yönünden bir asfalt
yolu takip ederek girdik. Köyün girişinde iki katlı ve bakımlı bahçeleriyle dikkat
çeken güzel evler vardı. Kocadere’nin ise yukarılarda tanıklık ettiğimiz
temizliğinden eser yoktu. Ne kadar pislik kattıysa önüne, Kayadibi’nin
hemen altından geçen yatağına doğru sürükleyip getirmişti.
(Ocak 2025)
(MYC; Ocak 2025)
Köyü ikiye
ayıran asfalttan yürürken birkaç köylü kadın geçti yanımızdan. Akşama doğru
ilerleyen bir vakitte asfaltın ilerisinde üç beş çocuk bir lastik topun peşinde
koşturuyorlardı. Arabaya ulaştığımızda hava yine sabah ayazına yakın bir kıvama
gelmişti sanki. Vadiye akşam çökmek üzereydi. Güneş devrilmişti öteye. Soğuk da
olsa açık ve yağmursuz bir havada güzel bir yürüyüş yapmış; derelere ve göllere
uğramış, anıt çamlar, incirler ve çınarlarla yarenlik etmiştik dağlarda. Artık İzmir’e
dönme zamanıydı. Haydi vira…
(MYC; Ocak 2025)
(MYC; Ocak 2025)
Dipnotlar:
(1)
Nejdet Bilgi; XX. yüzyılın ilk yarısında Manisa Kazası (1908-1950); Ege
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Trih Ana Bilim Dalı; Ege üni
versitesi-1996
(2)
Fotoğraflar,
belirtilenler dışında gezi sırasında İ.
Fidanoğlu tarafından çekilmiştir.
Yazan: İbrahim Fidanoğlu
Düzenleyen: MYC
İbrahim Bey çok güzel ben de sizinle gezdim oraları. Harika yazıyorsunuz. Ali Öziş
YanıtlaSilSağolasın değerli arkadaşım. İlgine ve geri bildirimine teşekkürler...İF
SilGözünüze, ayağınıza, elinize sağlık arkadaşlar.
YanıtlaSilSağolun. Geri bildirim için ayrıca teşekkürler...İF
Sil