9 Şubat 2025 Pazar

SPİL DAĞI’NIN GÜNEY ETEKLERİ BOYUNCA…

SANCAKLI KAYADİBİ’DEN SÜLÜKLÜGÖL’E DOĞRU
 
17 Ocak 2025
İbrahim Fidanoğlu
 
Sabah vakti Sancaklı Kayadibi’nde…
 
Sabah saat 9 civarında Bornova’dan yola çıktık. Kemalpaşa-Çambel Köyü civarında Kemalpaşa yolcusuyla buluştuk. Spil Dağı’nın güney etekleri boyunca sıralanmış Sancaklı Yörüklerinin yerleştiği bir dizi köyden; sırasıyla Sancaklı İğdecik ve Sancaklı Bozköy köylerinden geçtik. Sancaklı Bozköy’ün merkezine doğru devam edip, köyün camisinin bulunduğu meydanlıkta Ayvacık sapağından Spil Dağı’na ve kuzey yönüne doğru saptık. Sokaklarda pek kimsecik yoktu; hava sıcaklığı 3-4 derece civarındaydı.
 
Spil Dağı'nın güney etekleri boyunca...
(Ocak 2025)
 
Sülüklü Göl'den dönerken; Ulu Spil'e bakış...
(MYC; Ocak 2025)
 
Sülüklü Göl
(Ocak 2025)
 
Sancaklı Yörükleri; Manisa ve çevresindeki bu köylere 1844-1845 yıllarında yerleştirilmiş. Bu yıllara ait temettüat defterlerindeki kayıtlara göre; Saruhan Sancağı’nın Manisa ve Nif (bugünkü Kemalpaşa) kazalarında yerleştirilen aşiretler arasında Sancaklı aşireti mensupları da yer alıyor. Sancaklı Yörüklerinin yerleştirildiği bu köyler şunlar: Sancaklı Bozköy, Sancaklı Budak, Sancaklı Çeşmebaşı, Sancaklı İğdecik, Sancaklı Kayadibi, Sancaklı Köseler, Sancaklı Tepeköy ve Sancaklı Uzunçınar. Nif kazasında Sancaklı aşiretinin yerleştirildiği yerler ise; Nif, Ansızca, Kızılca, Ören ve Ulucak olarak veriliyor. (1) Bütün bu köylere ilave olarak Yamanlar Dağı’nın batı yüzünde yer alan Sancaklı ve Yamanlar köylerini de isimleri sayılan yerleşimlere eklemekte yarar var.
 
Sancaklı Uzunçınar
(Mart 2023)
 
Uzunçınar köyünün camisi
(Mart 2023)
 
Spil'den Turgutlu Ovası'na bakış
(MYC; Mart 2023)
 
Sancaklı Bozköy’ün merkezinden Ayvacık’a doğru saptıktan sonra yavaş yavaş yükselmeye başladık. Bir süre sonra bir başka Sancaklı köyüne geldik; Sancaklı Uzunçınar idi bu köyün ismi. Adını köye veren çınar ağacı, kızılçamlar altında bir konfor alanı, köyün beyaz minareli camisi ve yol üstündeki yeni tamamlanmış ve sahiplerini bekleyen iki katlı villalar köyün içinden geçerken dikkatimizi çeken unsurlardı. Bir süre sonra Sancaklı Kayadibi sapağından doğuya doğru döndük. Solumuzda bir duvar gibi yükselen kireçtaşından dev Spil kütlesi köye dek bize eşlik etti.
 
Sancaklı Kayadibi köyünün girişinde; Elagöz Çeşmesi başındayız.
(MYC; Ocak 2025)
 
 
Spil Dağı; güneyden bakış...
(MYC; Ocak 2025)

Köyün girişinde Elagöz Çeşmesi önünde kısa bir mola verdik. Sabah ayazı oldukça etkiliydi. Arabayı biraz ilerideki köyün camisine yakın konumda bir yere bıraktık ve hemen Spil’e paralel bir patikayı takip ederek yürümeye başladık.
 
Sancaklı Kayadibi köyünün girişi ve köyün camisi
(Ocak 2025)

Yürüyüşün başlangıcındayız; hava ayaz mı ayaz...
(Ocak 2025)

Sancaklı Kayadibi'nden Spil'e bakış...
(Ocak 2025)
 
Sancaklı Kayadibi’nden Kocadere’ye doğru…
 
Solumuzda yükselen kireç taşı kütlenin muhtelif yüksekliklerinde doğal mağara oluşumları vardı. Kireç taşı, dağın içinden sızan suyun etkisiyle erimiş ve gövdesinde derin boşluklar oluşturmuştu. Kirazlıkların arasından ilerleyen güzel bir toprak patika, bizi bir süre sonra yoğun kızılçam örtüsünün bulunduğu bir vadinin yamaçlarına taşıdı.
 
Köyün içinden yürüyoruz; karşımızda Spil...
(MYC; Ocak 2025)
 
Kayadibi'nin çıkışından dağlara doğru...
(MYC; Ocak 2025)

Kızılçamlara ve Kocadere vadisine doğru...
(MYC; Ocak 2025)
 
Vadiden bir zeytinliğin içinden geçerek bir dere yatağına doğru alçaldık. Çağıldayarak akan suyun ve rüzgârın sesi birbirine karışıyordu. Zeytinliğin bitiminde bir toprak yola kavuştuk. Bir süre sonra yanımızdan bir traktör geçti; sürücüsü derede saplanıp kalmış bir arabayı kurtarmaya gittiğini söyledi bağıra bağıra. Biz de arkasından dereye doğru indik.
 
Kocadere'ye iniyoruz.
(Ocak 2025)

Kocadere'yi geçerken...
(Ocak 2025)
 
Kocadere'de gördüklerimiz...
(Ocak 2025)
 
Dere geçişinde su doldurmaya gelmiş köylülerin bir kamyoneti derede mahsur kalmıştı. Dere yatağında bulunan iri taşların arasında sıkışıp kalmıştı araba. Gelen traktör kamyoneti çıkarmaya çalışırken, biz kayalara basarak karşı kıyıya geçtik. Dere yatağında son yağmurlardan sonra, akış için yeterli su debisi oluşmuştu. Biraz ileride kıvrılan dereyi uygun yerinden bir daha geçtik. Yukarıdaki orman yoluna çıkabilmek için uygun bir yerden yol düzlemine doğru tırmandık. Artık yürümek daha kolaydı.
 
Kocadere'deyi bir daha geçtik.
(Ocak 2025)

Kocadere'den sonra; zeytinlikler eşlik bize bir süre.
(Ocak 2025)

Spil'in derin yarıkları
(Ocak 2025)
 
Kocadere’den Sülüklü Göl’e…
 
Dik bir toprak yoldan doğu yönünde tırmanmaya başladık. Solumuzdaki Spil kütlesi bize türlü hallerini gösterir gibiydi. Dev kireç taşı kütlenin içinde yukarıdan aşağıya doğru devam eden derin yarıklar, dağın sanki kalbine doğru ilerleyen mağara oyukları oldukça etkileyici bir görünüm sunmaktaydı. Yağmurlardan fazlasıyla etkilenmiş durumdaki zemin yer yer çamurlaşmıştı. Bir süre sonra bir yarın başına sıralanmış bir sürü arı kovanının dizili olduğu bir yol düzlemine ulaştık.
 
Spil'in mağaraları
(MYC; Ocak 2025)
 
Bir süre yaylada yürüdük; Sülüklü Göl'e doğru...
(Ocak 2025)
 
Spil'in türlü halleri; yarıklar, mağaralar v.s.
(MYC; Ocak 2025)

Genç çam ağaçlarının arasından devam eden bir patikaya yönelerek yolumuza devam ettik. Oldukça sık bir koruluktu. Yolun iki yakasında yüksek basınç altında doğal bir çimento oluşumuna dönüşmüş yapılar, Spil Dağı’nın tektonik hareketler sonucunda nasıl şekil değiştirdiğini ve ezim ezim ezildiğini gösterir gibiydi.
 
Arı kovanları
(Ocak 2025)

Genç çamlardan oluşan bir koruluktayız.
(Ocak 2025)

Yüksek basınç altında doğal bir çimento oluşumuna dönüşmüş yapılar
(Ocak 2025)
 
Bir kır çeşmesine dek bu genç çam ormanının kıyısından yürüdük. Solumuzdaki sırttan insan sesleri geliyordu. Seslendik; ses verdiler. Sancaklı Çeşmebaşı köyünden bir aile idiler ve sırttaki sık çalıların arasında mantar arıyorlardı. Onlara şans dileyip yanlarından ayrıldık. Sağımızda bir sulama göleti vardı. Göletin kıyısı boyunca devam eden toprak yoldan önümüzdeki bir başka genç koruluğun içine doğru yürüdük. Aslında elimizdeki plana göre Sülüklü Göl’e oldukça yaklaşmıştık, ama girdiğimiz sık koruluk çetin çıktı. Makilik bitki örtüsü ile karışık; boyumuzu biraz aşan genç çamlar arasında yürümek giderek zorlaştı ve bir an geldi ki bu küçük korulukta neredeyse yürüyeceğimiz patikayı bulamaz hale geldik. Yeniden geldiğimiz yöne dönüp rotamızı tekrar tanımladık ve bu kez aradığımız Sülüklü Göl yoluna bir süre sonra ulaştık.
 
Kızlçamlar içinden Sülüklügöl'e yürüyoruz.
(Ocak 2025)

Bir kır çeşmesi; Sülüklü Göl'e doğru...
(Ocak 2025)

Gezgin ve gölet
(Ocak 2025)
 
Bitki örtüsü ile boğuşurken biraz yorulmuştuk, ama yola çıkınca her şey geride kaldı. Zaten bir süre sonra gölün yakınlarındaki kirazlıklar ve içindeki kır evleri görünmeye başladı. Son virajı dönünce Sülüklü Göl bütün güzelliğiyle karşımızdaydı. Su seviyesi oldukça yükselmişti. Gölün içinde birkaç kaz; bazen yüzüp, bazen birkaç kanat çırpıp yeniden suya iniyorlardı. Bizim geldiğimizi görünce, hemen sudan çıkıp yanımıza doğru yanaştılar. Dertleri piknikçilerden alışık oldukları üzere, bizden yiyecek alabilmekti. Bunun için bizim de bir yere konumlanmamız gerekiyordu.
 
Korulukta çıkış arıyoruz.
(MYC; Ocak 2025)

Selamete doğru çıkış...
(MYC; Ocak 2025)

Sülüklü Göl levhası ve göl göründü.
(MYC; Ocak 2025)
 
Sülüklü Göl; sakin ve sesiz...
(Ocak 2025)

Kazlarımız ve Sülüklü Göl
(Ocak 2025)
 
Sülüklü Göl Çeşmesi
(MYC; Ocak 2025)
 
İlerideki kirazlıkta iki köylü kiraz ağaçlarını budamakla meşguldüler. Göl kıyısındaki söğüt ağaçlarının ve hemen yakınlarındaki çeşmenin yanından geçerek karşı kıyıya doğru yürüdük. Uygun bir yere oturup sırt çantalarının içindeki yiyeceklerimizi çıkardık usul usul. Kazlar ve biz yediklerimizi paylaştık sonuç olarak. Karşımızdaki göl manzarası ve sadece kazların suda yarattığı çırpıntı sesleri içinde bir süre dinlendik göl kıyısında. O sırada mantar toplarken karşılaştığımız köylüler de geldi gölün başına. Kazlar onlardan da aldılar nasiplerini. Ayaküstü söyleştik köylülerle; bütün aramalarına rağmen hiç “çintar”a rastlayamamışlar, eli boş dönmüşlerdi mantar seferinden.
 
Spil ve Sülüklü Göl
(Ocak 2025)

Gölde kazların keyfi
(Ocak 2025)

Kazların yemek talebi
(Ocak 2025)

Sülüklü Göl'de sezonun ilk papatyaları
(Ocak 2025)

Kazlar ve Sülüklü Göl
(Ocak 2025)
 
Yemek sonrası göl kıyısında dinlenme anı
(MYC; Ocak 2025)

Sancaklı Çeşmebaşı köylüleriyle sohbet ve göle veda...
(MYC; Ocak 2025)
  
Sülüklü Göl’den Sancaklı Kayadibi’ne…
 
Yaklaşık 45 dakikalık bir göl başı molası sorasında Sülüklü Göl’den vedalaşıp ayrıldık. Koca Çukur Tepesi ile Tuzlanın Tepelerinin kıyısından dolaşarak, aşağıya doğru yönelen bir bayırdan inmeye başladık Kocadere Vadisi’ne doğru. Anıtsal bir karaçam ve iki anıt incir ağacıyla ile temsil edilen bir düzlükte; bir çeşme başında azıcık soluklandık inerken. Kır evleri serpiştirilmişti sanki sırtlara.
 
Sülüklü Göl; dönüşün başlangıcı...
(Ocak 2025)
 
Dönüş yolunda; Sancaklı Köseler'e doğru...
(MYC; Ocak 2025)

Spil'i arkamızda bıraktık.
(MYC; Ocak 2025)

Gösterişli bir karaçam ağacı
(Ocak 2025)

Yolda gördüğümüz iki büyük incir ağacı
(MYC; Ocak 2025)
 
Bu da çınarımız...
(Ocak 2025)
 
Terk edilmiş Sancaklı Köseler köyünün eski evleri sırtlarda Manisalı şehir kaçkınlarına mekân olmuştu burada. Köyün levhası vardı, ama eski köyden bir iz yoktu ortalıkta. Vadiye inen yamaçlardan birinde birkaç kır evi geniş bahçeleriyle dikkat çekiciydi. Yavaş yavaş Kocadere’nin aktığı vadi tabanına doğru alçaldık. Sancaklı Kayadibi’ne bu kez doğu yönünden bir asfalt yolu takip ederek girdik. Köyün girişinde iki katlı ve bakımlı bahçeleriyle dikkat çeken güzel evler vardı. Kocadere’nin ise yukarılarda tanıklık ettiğimiz temizliğinden eser yoktu. Ne kadar pislik kattıysa önüne, Kayadibi’nin hemen altından geçen yatağına doğru sürükleyip getirmişti.
 
Çamlar altında bir kır çeşmesi
(Ocak 2025)

Dağa Kaçtım gezginlerinin çeşme sevdası; biraz ileride...
(MYC; Ocak 2025)
 
Köyü ikiye ayıran asfalttan yürürken birkaç köylü kadın geçti yanımızdan. Akşama doğru ilerleyen bir vakitte asfaltın ilerisinde üç beş çocuk bir lastik topun peşinde koşturuyorlardı. Arabaya ulaştığımızda hava yine sabah ayazına yakın bir kıvama gelmişti sanki. Vadiye akşam çökmek üzereydi. Güneş devrilmişti öteye. Soğuk da olsa açık ve yağmursuz bir havada güzel bir yürüyüş yapmış; derelere ve göllere uğramış, anıt çamlar, incirler ve çınarlarla yarenlik etmiştik dağlarda. Artık İzmir’e dönme zamanıydı. Haydi vira…
 
Sancaklı Kayadibi göründü uzaktan.
(MYC; Ocak 2025)
 
Sancaklı Kayadibi'ne doğru Kocadere'yi bu köprüden geçtik.
(MYC; Ocak 2025)

Dipnotlar:
(1)   Nejdet Bilgi; XX. yüzyılın ilk yarısında Manisa Kazası (1908-1950); Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Trih Ana Bilim Dalı; Ege üni versitesi-1996
(2)  Fotoğraflar, belirtilenler dışında gezi sırasında İ. Fidanoğlu tarafından çekilmiştir.
 
Yazan: İbrahim Fidanoğlu
Düzenleyen: MYC

4 yorum:

  1. İbrahim Bey çok güzel ben de sizinle gezdim oraları. Harika yazıyorsunuz. Ali Öziş

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağolasın değerli arkadaşım. İlgine ve geri bildirimine teşekkürler...İF

      Sil
  2. Gözünüze, ayağınıza, elinize sağlık arkadaşlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağolun. Geri bildirim için ayrıca teşekkürler...İF

      Sil