12 Nisan 2022 Salı

GÖKÇELER-GÜRLE KANYONU’NDA; BAHARI KARŞILARKEN…

27 Mart 2022
İbrahim Fidanoğlu
 
Giriş 
 
Gökçeler köyü, Bornova’nın hemen arka dünyasında; Yamanlar volkanik kütlesi ile Spil Dağı arasındaki Sabunceli Vadisi’ne yakın bir konumda, ama daha çok yüzünü Yamanlar Dağı’nın eteklerini dolanan oldukça bir sarp bir kanyona dönmüş durumda ve onun doğu yakasında yer alıyor. İlk bakışta dağ başında yapayalnız, küçük ve sessiz bir köy izlenimi veren Gökçeler son yıllarda özellikle Manisalı şehir kaçkınlarına kucak açmış durumda. Köye Bornova’nın üzerindeki 600 metre rakımlı Kayadibi köyünün arkasından dolanarak ulaşılabildiği gibi; Sabunceli vadisinden ilerleyen İzmir-İstanbul karayolundan Yamanlar Dağı’na doğru ayrılan Sarnıç köyü ya da Gökçeler sapağını takip ederek de gitmek mümkün.
 
Gökçeler köyüne giriş
(Mayıs 2020)

Gökçeler'den kanyona ve Gürle boğazına doğru bakış
(Mayıs 2020)

Gökçeler köyüne batıdan (kanyon yönünden) bakış
(Mayıs 2020)

Manastır yaylasına doğru iniş...
(Mart 2022)
  
Gökçeler’e doğru 
 
Baharın Mart ayı sonrası kendini ancak hissettirdiği bir zaman diliminde Bornova’dan çıktık yola. Sabuncubeli vadisinden Sarnıç sapağını kullanarak ayrıldık. Sarnıç yamaçlarında birbiriyle yarış edercesine yeni kır evleri eskilerine arkadaş gelmişti sanki. Bu gidişle Sarnıç yamaçlarında da boş yer kalmayacak gibi duruyordu. Yamaçlara tırmanış sonrası Sarnıç’ın içinden geçerek, Kayadibi’nden gelen asfalt yola ulaştık. Kuzeydoğu yönünde ilerleyen yol, kısa süre sonra bizi kanyonun doğu yakasına konumlanmış Gökçeler köyünün üst düzlemine dek taşıdı. Arabayı köyün mezarlığının önünde yer alan bir çeşmenin hemen yanındaki uygun bir yere bırakarak yürüyüşümüze başladık. 
 
Sarnıç sırtlarından Sabuncubeli vadisine bakış
(Nisan 2020)

Sarı yıldızlar; Gökçeler yolunda...
(Mart 2022)
 
Gezginler, yolun başında henüz...
(Mart 2022)
 
Manastır yaylasında inekler karşıladı bizi.
(Mart 2022)
 
Daha önceki yıllarda Gökçeler Kanyonu civarında birkaç yürüyüş yapmıştık. Pandeminin henüz ağır seyrettiği 2020 yılının Mayıs ayında ise Gökçeler’e son kez uğramıştık.(1) Bu kez amacımız kanyonun dibinde yer alan dereye kadar inmek ve dere boyunca uzun süre yürüyüp Manastır Yaylası diye bilinen mevki üzerinden yeniden Gökçeler-Yayla asfaltına ulaşmaktı. Aynen öyle yaptık. 
 
Manastır yaylasından Yamanlar kütlesine bakış
(MYC; Mart 2022)

Manastır yaylası ve çok ileride Gürle boğazı
(Mayıs 2020)

Manastır yolcuları
(Mayıs 2022)

Yürüyoruz Manastır yaylasına doğru; arkamızda yoldaşımız inek...
(MYC; Mart 2022)

Manastır yaylasından kanyona doğru; kızılçamlar arasında...
(Mart 2022)
 
Mezarlıktan başlayan yürüyüşümüz Yayla’ya doğru ilerleyen asfaltı takiben, yoğun kızılçam örtüsüyle kaplı bir sırta doğru kıvrılan şirin bir patikaya dek devam etti. Geniş patikaya saparak asfalt yoldan ayrıldık. İnişimiz Manastır yaylasına dek sürdü. Asfalt yolda arkadaşlarını kaybetmiş ve endişe ile bunu her haliyle belli edip bağıran bir garip inek de bayırdan Manastır yaylasına kadar bizi zaman zaman takip etti. Yukarıdan Manastır düzlüğünde keyifle otlayan diğer arkadaşlarını fark eden ineğin koşturarak düzlüğe sevinçle bir inişi vardı ki; görülmeye değerdi doğrusu. İneklerin başındaki köylüyle kısa bir sohbetten sonra sürekli dere yatağına doğru alçalan yoldan kanyona doğru inmeye başladık. 
 
Kuşburnu ya da yaban gülleri, 2 yıl önce Mayıs ayında geldiğimizde çiçekteydi; Manastır yaylasında...
(Mayıs 2020)
 
Manastır'dan kanyona inerken...
(MYC; Mart 2022)
 
Yol boyunca sel yatakları, küçük şelaleler...
(MYC; Mart 2022)
 
Manastır Yaylası üzerine birkaç söz... 
 
Yaylanın adı Manastır… Belli ki bize bir şey anlatıyor; geçmişin derinliklerinden bugüne uzanan. Bazı kaynaklara göre; Bizans Dönemindeki kroniklerin, Yamanlar Dağı’nın üzerinde 13.yy.da kurulmuş köylerden, teraslı tarım alanlarından, Yamanlar bölgesinde kurulmuş Monoikos piskoposluğuna bağlı kiliselerden ve yine bu piskoposluğun sınırları içindeki Gulai ve Amanariotissa isimli manastırlardan söz ettiğini belirtiyor.(2) 
  
Kemalpaşa, Kız Kulesi; Laskarisler Dönemi; eski bir kartpostaldan...
(kaynak: http://erkmensenan.blogspot.com.tr/2011/08/nymphaionnifkemalpasa-ve-kz-kulesi.html)

Nymphaion (Kemalpaşa) Kalesi; Bizans Dönemi
(MYC; Şubat 2017)

Nymphaion Kalesi; Kemalpaşa...
(MYC; Şubat 2017)

Kemalpaşa-Vişneli köyü yakınlarında Başpınar kiliseleri; Laskarisler Dönemi
(MYC; Şubat 2017)

Başpınar; üç apsisli küçük kiliseden bir görünüm
(MYC; Şubat 2017)

Latinlerin İstanbul’u ele geçirdikleri dönemde (1204) İznik merkezli bir yönetim gücü haline dönüşen Laskaris Hanedanı’nın son temsilcisi Thedoros I Laskaris’den iktidarı damadı III. Yoannis Dukas Vatatzes devralır. İznik İmparatoru Vatatzes’in uzun iktidar dönemi boyunca İznik, sembolik bir dini başkent olarak varlığını sürdürürken, Nymphaion (bugünkü Kemalpaşa ya da Nif) devletin asıl idari merkezi olur. İmparatorun yazlık sarayı, bugün Kemalpaşa’nın merkezinde Kız Kulesi diye bilinen tarihi yapıdır. İmparator ve karısı İrini, Nymphaion’da bir kütüphane ve bir üniversite yaptırırlar. Bunun yanında cömert bağışlarda bulunarak bölgedeki manastırları canlandırırlar. Lembos, Kuzenas ve Sosandra gibi bazı manastırlar toprak bağışları nedeniyle bölgede önemli güç odakları haline gelirler.(3) 
 
Manisa yakınlarında; Emiralem Boğazı'na hakim Yoğurtçu Kalesi; belki de Sosandra Manastırı
(Nisan 2019)
 
Yoğurtçu Kalesi; çevre topografyası ile birlikte...
(Nisan 2019)

Yoğurtçu Kalesi; iç ve dış kale birlikte...
(Ocak 2008)
 
Yoğurtçu Kalesi; iç kale...
(Mayıs 2008)
 
Burada sözü edilen Sosandra Manastırı (Uzunburun köyü yakınlarındaki Yoğurtçu Kalesi), Magnesia’ya (bugünkü Manisa) yakın bir bölgede tanımlanmaktadır. Hatta aynı kaynağa göre; 3 Kasım 1254’de Nymphaion’da ölen İmparator Vatatzes ve eşi İrini’nin Sosandra Manastırı’na gömüldüğü belirtilmektedir.(4) Bugün de önemli bir su kaynağının bulunduğu Gürle Köyü’nün civarında Bizans döneminden kalma dini yapıların olabileceği savını ileri süren araştırmalar da mevcuttur.(2) 
 
 
Manastır yaylası; yaban güllerinin ardından...
(Mayıs 2020)
 
Bütün bunları ve Manastır yaylasını birlikte düşündüğümüzde; hırçın bir kanyonun başında yer alan bu coğrafyanın, kırsalda münzevi bir hayatın sürdürüldüğü bir manastır yapısı için gayet uygun bir mekân olabileceği fikri olası görünüyor. Ama neresi derseniz; o belli değil… 
 
Manastır'dan kanyona doğru inerken küçük derecikler kesti önümüzü.
(Mart 2022)
 
Kanyon aşağılarda; kızılçamların ardında saklı...
(Mart 2022)
 
Kanyon yolunda her iki yanımız sık kızılçam örtüsüyle kaplıydı.
(Mart 2022)
 
Su düğün çiçekleri
(Mart 2022)
 
Gökçeler-Gürle Kanyonu’nda… 
 
Tatlı bir meyille kanyonun dibine doğru alçalan orman yolunun iki yanında sık kızılçamlar, pırnar meşeleri ve Gökçeler yönünden kanyona doğru inen sel yatakları boyunca çınarlar vardı. Yolumuz zaman zaman bu sel yataklarından akan küçük dereciklerle kesildi. Çamların arasından duyulan rüzgârın sesi, zaman zaman kanyonun dibinden gelen suyun sesine karışmaktaydı. Takip ettiğimiz yol, bir ara Gökçeler’in hemen altından güneye doğru dönünce kanyondan uzaklaştığımızı sandık; ama biraz daha devam edince yol çatallandı ve kanyonun derinliklerine doğru ilerleyen yol bizi bir süre sonra dere yatağına ulaştırdı. Güneye dönen yol ise, yol çatısından sonra aynı yönde ve güneye doğru devam etti. 
 
Kanyona indik sayılır.
(Mart 2022)
 
Gezginler, Gökçeler Kanyonu'nda...
(Mart 2022)

Kanyon florasından; öksürük otları
(Mart 2022)

Çakıllı toprakta, kayaların arasında koloniler halindeydi öksürük otları...
(Mart 2022)

Dağ sümbülleri
(Mart 2022)
 
Gökçeler Kanyonu’nun dibine kadar inmiştik. Solumuzda kireç taşından bir duvar gibi yükselen Yamanlar kütlesinin bir parçası, sağımızda ise kızılçamlarla kaplı daha mutedil bir sırt uzanmaktaydı. Baharın göz kırpmasıyla birlikte doğanın yeni hayata merhaba çığlıkları her yanımızda baş vermekteydi. Eriyen kar sularıyla beslenen ve kâh solumuzdan, kâh sağımızdan akan Gökçeler deresinden hayat bulan bu uyanışın unsurları arasında neler yoktu ki; sapsarı su düğün çiçekleri, yine sapsarı çiçekleriyle papatyagiller familyasından (asteraceae) öksürük otları, mavi-mor arası renkleriyle dağ sümbülleri, sarı çiğdemler, üzerinde tomurcuklarıyla defneler, kırmızıya çalan gövdeleriyle sandal ağaçları vardı. Dere yatağının hemen içinden hayat bulmuş çınar ağaçları ise henüz uyanmamıştı. 
 
Gökçeler Kanyonu ve deresi
(Mart 2022)
 
Dere kıyısında kanyona doğru akan sel yataklarının oluşturduğu bir yarık
(Mart 2022)

Kanyonun Yamanlar Dağı yakasında yekpare bir kaya kütlesi
(Mart 2022)

Defne ağaçları; kokuları oldukça keskindi. Bolca topladık.
(Mart 2022)

Sandal ağaçları
(MYC; Mart 2022)

İnsan suretinde göründü kayalar bir an gözümüze.
(Mart 2022)

 
Dere, yürüyüşümüz boyunca bize eşlik etti. Bazen rüzgârın sesi suyun sesine karıştı; bazen solumuzdan, bazen sağımızdan aktı gitti dere Gürle’ye doğru. Dere yatağı boyunca toprak yol, yer yer sırttan gelen sel yataklarıyla bozulmuş olsa da oldukça konforluydu. Derenin solumuzdan sağımıza doğru geçtiği bir noktada; kayalara basarak kolayca derenin karşı kıyısına geçtik. Burası yemek molası için oldukça uygun bir yerdi. Biz soframızı yere kurarken, Gürle yönünden hoplaya zıplaya yaklaşan motosikletli iki kişi yanımızdan geçti. Selamlaştık ve yolun Gürle yönündeki kanyon çıkışına kadar aynı şekilde devam ettiğini öğrendik.
 
Gökçeler'den Gürle'ye; oradan Gediz'e karışır suyumuz. Denizlere çıkar yollarımız eninde sonunda.
(Mart 2022)
 
 
Derenin çınarlar arasından usul usul akışı
(Mart 2022)
 
Yemeğe doğru; hazırlıklar safhası...
(Mart 2022)
 
Gökçeler kanyonunda suyun kıyısına kurduğumuz yeryüzü sofrasındayız.
(Mart 2022)
 
Yemek molası için seçtiğimiz yer
(Mart 2022)
 
Suyun sesinin eşlik ettiği yemek molamız yaklaşık bir saat kadar sürdü. Doğanın kucağındaki bu eşsiz ortamda zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştık bile. Çöplerimizi torbaya doldurup yanımıza alarak, bu güzel ortamı sessizce terk ettik. Su, Gürle’ye doğru usul usul akmaktaydı. 
 
 
Su düğün çiçekleri
(Mart 2022)
 
Dere geliyor dere; kumunu sere sere...
(Mart 2022)
 
Yemek sonrası Gökçeler Kanyonu'nda ilerlerken...
(Mart 2022)
 
Dağa Kaçtım gezginleri; Gökçeler Kanyonu hatırası...
(Mart 2022)
 
Derenin dingin ve suskun olduğu anlardan birinde...
(Mart 2022)
 
Gökçeler deresi
(Mart 2022)
 
Yemek sonrası bir süre daha dere boyunca yürüyüşümüze devam ettik. Gürle yönünden gelen motosikletli gençlerden öğrendiğimize göre, yol ilerde ikiye ayrılıyordu; sola doğru ayrılan yol Gürle’ye devam ederken, diğer yol; kavşaktan Manastır yaylasına yöneliyordu. Biz arabayı Gökçeler çıkışında bıraktığımız için Manastır yaylasına doğru ilerledik. 
 
Kanyon kardeşliği
(Mart 2022)

Gezginimiz kayaların dostudur.
(Mart 2022)

Gürle'ye doğru kanyonun tabanını izleyen yol...
(Mart 2022)

Manastır'a tırmanırken ileride görünüyordu Gürle Boğazı...
(Mart 2022)

Kızılçamlar denizi; Gökçeler'den Gürle'ye uzanan bir serüvenin adı...
(MYC; Mart 2022)
 
Gökçeler kanyonunda; bahtiyardık o an.
(Mart 2022)
 
Gökçeler’den kanyona doğru sürekli indiğimiz için dönüşte de dik bir rampa bekliyorduk; ama öyle olmadı. Toprak yol, bizi Manastır yaylasının hemen altından yavaş yavaş yükselen bir eğimle güzel bir çeşme başına dek götürdü. Gökçeler’den Gürle’ye doğru; kanyonun dibinden akan dere yatağından ayrıldıktan sonra, çeşmeye dek sol yanımızda yukarılardan kanyona doğru akan bir başka dere eşlik etti bize. Dere, bazı yerlerde küçük çavlanlar yaparak oyduğu çukurlarda hoş büvetler oluşturmuştu. Manzara gerçekten görülmeye değerdi. 
 
Gökçeler Kanyonu'na doğru akan derenin oluşturduğu büvetlerden biri
(Mart 2022)

Gökçeler Kanyonu'na doğru akıyordu su; soluklanarak mavi-yeşil büvetlerde...
(Mart 2022)

İlayda Pınarı'na doğru...
(MYC; Mart 2022)

Pınara tırmanırken ardımızda bıraktıklarımız...
(Mart 2022)

Issızlığın ortasında, yapayalnız akıyordu pınar; İlayda Kozak Pınarı
(Mart 2022)
 
İlayda Pınarı 
 
Gürle yol ayrımından sonra ulaştığımız çeşme oldukça gösterişliydi. Yamanlar volkanik kütlesinden gayet iyi bildiğimiz andezit kesme taşlar kullanılarak yapılmıştı. Çeşme, 2019 yılında hazin bir trafik kazası sonrası ABD’de hayatını kaybetmiş olan İlayda Kozak’a (1993-2019) ithaf edilmişti. İlayda Kozak Pınarı’ydı ismi. Daha önceki yıllarda Gökçeler’den Gürle’ye yaptığımız bir başka yürüyüşte bu çeşmenin yerinde iptidai bir başkası vardı. Çeşmenin kitabesi üzerinde; annesi tarafından İlayda’nın ardından yazılan dizeler gerçekten duygulu ve yürek yaralayıcıydı.
 
Yamanlar volkanik kütlesinin yaralı taşları; andezit kayalardan yapılmıştı İlayda Pınarı...
(Mart 2022)
 
 
İlayda Kozak Pınarı'nın kitabesi
(Mart 2022)
 
"Ben bir su perisiyim. 
Tutmayın beni yaz gecesi, kış gecesi, 
Akıp gideyim toprağa, taşa, ağaçlara, 
Ferah olayım, serinleteyim içeni, 
Gün ışığında, ay ışığında su sesi, 
Ben İlayda; bir su perisi, 
Annesinin bir tanesi...” 
 
Gökçeler-Gürle yolunda bir yalnız pınar; akıyor yolcusunu ferahlatmak adına; hiç kimseden hiç bir şey beklemeden... 
(Mart 2022)

İlayda Kozak Pınarı
(Mart 2022)
 
Bu kitabeyi, Gökçeler kanyonundan çıktıktan sonra, Yayla-Gökçeler tali asfaltına ulaşmak amacıyla tırmandığımız toprak yolda, bir pınar çeşmesinin üzerinde okuduk. Hepimizi hem çok hüzünlendirdi; hem de hayatın anlamı üzerine derin düşüncelere sürükledi. Günün sürprizi buydu bizim için. Hayat su gibi akıyordu; onu yaşarken bunun farkında olup geriye iyi izler bırakmalı diye konuştuk aramızda. Bugünden yarına kalan ders buydu bizim için. İlayda Pınarı’nı ardımızda bırakarak akşamın hüznüne doğru yürüdük. 
 
İlayda Pınarı'na elveda; sonsuza dek akması dileğiyle...
(Mart 2022)

Bir süre daha devam etti tırmanışımız.
(Mart 2022)

Tırmanış sırasında rastladık sarı çiğdemlere...
(Mart 2022)
 
Gökçeler’e dönüş 
 
Çeşmenin yanından ayrıldıktan sonra, Gökçeler-Yayla yoluna doğru tırmanmaya devam ettik. Yükseldikçe ardımızda bıraktığımız derin kanyon, onun yaslandığı Yamanlar Dağı’nın eteklerindeki dev kireç taşı kayalıklar ve kızılçamlarla kaplı geniş yamaçlar iyice ortaya çıktı. Yol düzlemine ulaştığımızda kısa bir çay molası verdik. Kuzey-doğu yönünde Yayla düzlemine saçılmış kır evleri uzanmaktaydı. Tırmanarak geldiğimiz vadinin görünümü ise oldukça etkileyici idi. İleride bir çoban çeşmesinin yakınlarında aileler piknik için hummalı faaliyetler içindeydi. 
 
Manastır yaylasından öteye...
(Mart 2022)
 
Son düzlükten önce...
(Mart 2022)

Çay molasında; ardımızda bıraktıklarımıza baktık yukarılardan.
(Mart 2022)
 
Bir günün sonunda; yorgunluğun çay molasıyla telafisi...
(Mart 2022)

Gökçeler Kanyonu ile vedalaştığımız andır.
(Mart 2022)

Son peynirleri bu arkadaşla paylaştık. O da bizi yola kadar uğurladı.
(Mart 2022)
 
 
Çay molası sonrası yeniden yürüyüşe geçtik. Gökçeler mezarlığı yakınlarında bıraktığımız arabamıza dek sürdü yürüyüşümüz. Önce hafif bir rampa; daha sonra gidişte tali asfalttan Manastır yaylasına doğru ayrıldığımız patikanın başı, arada Yayla’ya doğru gelip geçen birkaç araba; bizi Gökçeler mezarlığına dek oyaladı. Günü tamamlamak üzereydi. Pandeminin başından beri; iki yıl kadar aradan sonra gerçek anlamda bir yürüyüş yapmış; gelmekte olan baharı bir anlamda karşılamış ve Gökçeler-Gürle kanyonunun dibinde uyanan yeni hayatı selamlamıştık. Ne mutlu bize; yeniden başlayanlara… Şimdi gitme zamanıydı. Önce Bornova; daha sonra ver eline Karşıyaka 

Dipnotlar:
(1)   Yamanlar Dağı’nın doğu eteklerinde; Sarnıç’tan Gökçeler’e bir kısa yolculuk; bkz. https://dagakactim.blogspot.com/2020/05/yamanlar-daginin-dogu-eteklerinde.html 
(2)  İzmir’in Smyrna’sı, Ersin DOĞER; İletişim Yayınları;1.Baskı-2006; sayfa:136 
(3)  Manisa’nın Gürle Köyü’ndeki bir Bizans Manastırı üzerine düşünceler; Emine TOKBAYRAKAL; Sanat Tarihi Dergisi Sayı/ Number: XIV-1 Nisan/ April 2005, 261-275 
(4)  ENCYCLOPAEDIA OF THE HELLENIC WORLD Asia Minor; Magnesia by Sipylos (Byzantium) maddesi için bkz. http://asiaminor.ehw.gr/forms/fLemmaBodyExtended.aspx?lemmaID=7752 
(5)  Fotoğraflar, belirtilenler dışında İ.Fidanoğlu tarafından çekilmiştir. 
 

Yazan: İbrahim Fidanoğlu

Düzenleyen: MYC

4 yorum:

  1. Yine ilgiyle okudum gezi maceranızı, imrenerek seyrettim fotoları. Gezmiş gibi hissettim, teşekkür ediyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Asıl biz sizlere hem okuyup hem de geri bildirimde bulunma zahmetinde bulunduğunuz için teşekkür ederiz. İlginizin devamlılığı dileğiyle...İF

      Sil
  2. İlayda Kozak için yapılan çeşmenin o bölgede seçilmesinin özel bir anlamı var mı acaba?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu konuda herhangibir bilgiye sahip değilim ama ben kesinlikle bir anlam yüklendiğini düşünüyorum. Dağ başında bu kadar güzel çeşmeyi görmek, suyundan içmek önce emek ister. Bir annenin evladını büyütürken aynen ona duyduğu sevgisini ilmik ilmik dokur gibi... Zaten sevgi emek değil midir özünde? Geri bildiriminiz ve ilginiz için teşekkürler... İlginizin sürekliliği dileğiyle...İF

      Sil