3 Ocak 2012
Yiğitler’den
sağa dönüp vadi içerisinde yükselmeye başladık. Alabildiğine çam, meşe ve
kestane... Yeşil bir deniz içerisinde bulduk kendimizi.
Biz
bu havzaya bahar aylarında geldiğimizden, etrafta o eski ihtişamından bir eser
olmamasına rağmen, belleğimizdeki görüntülerde, özlemimizi hemen gözlerimizin
önünde canlandırıverdik. Yaklaşık yarım saatlik bir yolculuktan sonra Kamberler
köyüne vardık.
Kamberler köy meydanı
(Resmin üzerine tıklayarak büyütebilirsiniz)
Bu köyde Bulgaristan kökenli Müslüman Pomak vatandaşlarımız
yaşıyor. Aralarında bu dili alabildiğince yaşatıyorlar, ama dışarıdan gelen
misafirlere de bir o kadar konuksever ve hürmetkârlar. Geçimlerini kiraz, bağcılık
ve orman işlerinde çalışarak temin ediyorlar. Sabah 10’da köye vardığımızda, o
bahardaki koşuşturmalardan, telaştan eser yoktu. Etraf sessizdi; kahvede 1-2
kişiden başka kimseyi göremeyince çok şaşırdık. Neyse fazla vakit kaybetmeden
yürüyüşümüze başladık.
(Resmin üzerine tıklayarak büyütebilirsiniz)
(Google Earth'de çizilmiştir. by MYC)
Kemalpaşa Kamberler-Osmanlar yürüyüşü haritası
(Haritayı farenin sol tuşuyla tutup gezebilir veya sağ üst köşedeki "Earth" düğmesini tıkladıktan sonra farenin tekerleğine basıp döndürerek yükseltileri görebilirsiniz.)
(Google Earth'de çizilmiştir. by MYC)
Kemalpaşa Kamberler-Osmanlar yürüyüşü haritası
(Haritayı farenin sol tuşuyla tutup gezebilir veya sağ üst köşedeki "Earth" düğmesini tıkladıktan sonra farenin tekerleğine basıp döndürerek yükseltileri görebilirsiniz.)
Rotamız
Kamberler - Bayramlı istikametiydi. Ama geçecek bir yol bulamayınca, geri
dönüp, Osmanlar istikametine yönelip şansımızı bu yönde denedik. Uzun bir
yürüyüşten sonra, tepelerden Osmanlar köyünün hizasına kadar geldik.
Bu kez etrafta kesilen veya bir şekilde tahrip olan ormanlık alanların yerine dikilen binlerce genç fidandan oluşmuş orman örtüsünü görünce hepimizin içini büyük bir mutluluk ve kıvanç kapladı. Yemeğimizi bu manzara ve mevkide yerken, güneş altında hiç üşümeden keyifle dinlendik.
Uzakta Kamberler köyü
(Resmin üzerine tıklayarak büyütebilirsiniz)
Çok güzel
bir havada devam eden yürüyüşümüz hem parkur hem de hava yönünden mükemmeldi. Her
zaman ormanlık alanlarda yürürken kesimleri gördüğümüzde, içimizi sızlatan bir
duygu yaşadığımızı söylemeden edemeyeceğim. (Resmin üzerine tıklayarak büyütebilirsiniz)
Bu kez etrafta kesilen veya bir şekilde tahrip olan ormanlık alanların yerine dikilen binlerce genç fidandan oluşmuş orman örtüsünü görünce hepimizin içini büyük bir mutluluk ve kıvanç kapladı. Yemeğimizi bu manzara ve mevkide yerken, güneş altında hiç üşümeden keyifle dinlendik.
Dönüş
yolunda geçen bir haftanın yaşamımızdaki olumsuz izleri, arkamızda
bırakmanın rahatlığıyla köye ulaştık. Yaklaşık 17 kilometrelik bir menzili kat etmenin
gururu ve yorgunluğuyla köy kahvesine ulaştık. Önceden tanıdığımız Rahmi Amca,
sıcak sobanın başında bizleri karşıladı. Çaylarımızı yudumlarken, sohbet
esnasında çayları yine Rahmi Amca’nın ısmarladığını öğrenince teşekkür edip mahcup
bir şekilde oradan ayrıldık. Bir taraftan da halkımızın gönlünün ne kadar zengin
olduğunu, hala her şeyini paylaştığını görmek ve hatırlamak bizi tarifsiz mutlu
etti.
Yavaş
yavaş çökmekte olan akşamın alaca karanlığında Kamberler’den ayrılarak, bu kez
Osmanlar – Çınardibi (eski adıyla Kavakalanı) – Bayramlı – Armutlu güzergahı
yoluyla Ankara – İzmir asfaltına çıktık. Yoğunlaşan akşam trafiğinde dağlarda
bıraktıklarımız tatlı bir hüzünle yol boyunca zihinlerimizde eşlik etti bize.
Yazan: Aybey Çini
Düzenleyen: MYC
Daha fazla fotoğraf için tıklayınız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder