YANYA’NIN DAMI; METSOVO
(BÖLÜM-3)
12-19 Eylül 2012
İbrahim Fidanoğlu
Giriş
Yanya’yı terk ederken, son olarak; Pindus
Dağları’nın yükseklerinde yer alan bir dağ köyüne uğradık. Köy demek ne
kadar doğrudur, bilinmez; ama kasaba ölçeğinde, Pindus’un yamaçlarına yaslanmış bir Ulah (Vlah) köyü olan Metsovo
(ya da Maçova) gerçekten hem
topografyası ve doğası; hem de köyden yetişen tarihi şahsiyetleri ve son derece
turistik bir arka plana sahip olması ile dikkat çekiciydi. Yaklaşık 1250
metreye varan bir yükseltide; dağın yamaçlarına saçılmış evleri, şirin
meydanları ve turistik otelleriyle gerçekten görülmeye değer bir köşeydi Metsovo… Deniz seviyesinden yüksekliği
nedeniyle de yazının başlığına da Yanya’ya yaklaşık 50 km kadar uzaklıktaki bu
dağ köyüne biz Yanya’nın Damı; Metsovo adını taşıdık.
Pinduslar'a yaslanmış Metsovo
Metsovo'ya tırmanırken; tepeleri sisli Pinduslar
Metsovo’ya doğru
Ardımızda bıraktığımız mavi göl Pamvotis,
Pindus’un kıvrımlarına tutunurken;
otobüsün arada bir hırlaması, bilhassa bir üst düzleme taşırken bizi
virajlarda; başımızı döndüren Yanya
mıydı, yoksa bu biteviye dönüp durduğumuz virajlar mı sorusu aklımızda… Sisin
tepelerini örttüğü Pindus’un
eteklerindeyiz hala. Ama sanki dağa asılı gibi duran bu evler Metsovo’nın mı ne? Köyün ana meydanına
ulaştığımız an burnumuzun ucunda biten kızarmış et kokuları; tandırlar, kontosouvli ismiyle anılan şişe dizilmiş,
nar gibi kızarmış sıra sıra kuzu etleri, sözde Avrupa Birliği standartlarına
göre yasak bellenen kokoreçlerin midelerin öz sularını salgılatacak denli
baştan çıkarıcı davetkâr çağrıları. Meydanı çeviren irili ufaklı tavernalardan
aşağılara doğru nüfuz eden bu koku, köyü ele geçirmiş gibi sanki.
Metsovo köy meydanı ve üst üste tavernalar
Kokoreçler ve şişe dizilmiş kuzu etleri; Metsovo'nun lezzetleri
Meydandaki bir sundurmanın altındaki sıralara; ellerinde Metsovo işi ucu kıvrık, ahşap
bastonlarıyla dizilmiş yan yana oturan Metsovo
yaşlıları, bize bir Anadolu kasabasının arastasındaki aylak zamanları
hatırlatıyor sanki. Biraz ileride ise meydanı çepeçevre saran Metsovo’nın hediyelikleri; ahşap
bastonlar, türlü türlü ev makarnaları, yün keçeden yapılmış; şeklen Gaziantep
yemenilerini hatırlatan Metsovo pantuflaları,
bir copu andıran ambalajları içinde meşhur isli Metsovo peynirleri, Metsovone;
hepsi dükkânların vitrinlerinde alıcılarını beklemekte bugün.
Metsovo bastonları
Metsovo'nın yaşlıları; ellerinde baston Metsovo meydanında Ulahça kaynatırken...
Metsovo'nın hediyeliklerinden; ev makarnaları...
Bir Ulah yerleşimi;
Metsovo
Metsovo, Ulahların yaşadığı; geçmişi
yüzyıllara dayanan oldukça eski bir köy… Biz ona Osmanlı Dönemi’nde Maçova demişiz. Ama Yunanlar tarafından Metsovo olarak adlandırılıyor. Anlamı
ise; ayıların diyarı… Yerleşimin Ulah dilindeki ismi ise Aminciu… Özellikle meydanda vakit
geçiren köyün yaşlıları, kendi aralarında Yunanca’dan farklı; Ulah diyalekti ile konuşuyorlar. Örneğin
“Buona” yerli halkın ağzıyla “güle
güle” demekmiş. Köyün daha yukarılarına doğru yürüdüğümüzde ise, bizi Arnavut
kaldırımlı sokaklar ve geleneksel köy mimarisine sahip evler karşılıyor. Bizim Kemalpaşa’nın yükseklerindeki Pomak köylerinde sıkça rastladığımız
kayrak taşlarla örtülmüş gri renkli çatıları, sokağa doğru uzanmış ahşap
balkonlarıyla göz alıcı Metsovo’nın yine
gri taştan evleri, sağa sola kaybolup giden yılan gibi kıvrım kıvrım dar
geçitler… Yukarı doğru tırmandığınız yürümesi güzel bir yokuş, sizi sonunda Pinduslar’ın florası ile kaplı bir
ağaçlık alana doğru taşıyor. Meydanda yine gri renkli taş malzemeden yapılmış;
18.yy.dan kalma Agias Paraskevi Kilisesi bulunmakta. Meydan da zaten bu
kilisenin adıyla anılıyor.
Metsovo'nın evleri
Metsovo köy meydanında; bir çinarın altında...
Metsovo'nın gri renkli kayrak taşlı çatılarıyla öne çıkan gri taştan evleri
Metsovo’nın tarihsel
geleneği ve kişilikler
Metsovo’yı bizim için ilginç kılan kişiliklerden birisi de Balkan Savaşı’nda
Ege adalarının birer birer Yunanistan’ın eline geçmesini sağlayan meşhur Averof Zırhlısı’nın finansörü ve ona
adını veren Georgios (Yorgo) Averoff’un
(1815-1899) yurdu olması… Aslında hayatının çoğunu ticaret ve tefecilik yaparak
bir servet elde ettiği Mısır’da geçirmiş olmasına rağmen, doğduğu yer olan Metsovo ile adı anılan bir kişilik Averoff. 1896 yılında Modern Olimpiyatların ilk kez
düzenlendiği Atina’daki Panathenian Stadyumu’nun da sponsoru
olarak tarihe geçen bu kişinin şimdi Atina’da
Sintagma Meydanı’nda bir heykeli
bulunuyor. İlginç olan; heykelin üzerinde yer alan bir grafiti… Hayata soldan
bakan isimsiz bir Yunan’ın kazıdığı grafitide Georgios Averof’un Yunanistan’ın kuruluş sürecindeki katkı ve
bağışlarıyla tefeci kimliği arasındaki çelişkiyi vurgulayan “Daha ödenecek çok borcun var” ifadesi
yer alıyor.
Georgios Averoff'un heykeli ve kaidesinde yer alan grafiti; Atina Sintagma Meydanı
Averof Zırhlısı İtalya'da denize indirilirken; 12 Mart 1910
(http://lcivelekoglu.blogspot.com.tr/2015/11/97-yil-once-bugun-istanbul-sadece.html)
Averof Zırhlısı İtalya'da denize indirilirken; 12 Mart 1910
(http://lcivelekoglu.blogspot.com.tr/2015/11/97-yil-once-bugun-istanbul-sadece.html)
Metsovo'da yukarılara doğru
Metsovo'nın hediyeliklerinden; pantuflalar...
Ama zaman içinde hayat pratiğiyle; adı Georgios Averoff’un önüne geçen ve Metsovo’ya Averofeios Botanik
Bahçesi, Neahellenic Sanatlar Müzesi
ve Katogi şarapları gibi çekim
merkezleriyle anılan izler bırakmış bir başka Averoff daha var Metsovo’da.
O da Georgios Averoff’un yeğeni, Yunan
Sağı’nın önemli ismi; muhafazakâr politikacı; Yeni Demokrasi Partisi’nin liderlerinden ve eski Savunma Bakanı Evangelos Averoff (1908-1990)… Önemli
bir koleksiyoner, yazar ve şarap üreticisi olarak da bilinen Evangelos Averoff’un koleksiyonunda yer
alan resim ve heykellerden örnekler, bugün Metsovo’daki
Averoff Neahellenic Sanatlar Müzesi’nde sergileniyor.(1) Pindus’un
yaylalarında yetiştirilen üzümlerden elde edilen meşhur Katogi şarapları da bugün yine Metsovo’da
Averoff’un ismi ile anılan bir şaraphanede
üretiliyor ve satılıyor.
Gezgin Metsovo'da...
Önde Tosistsa'ların mekanı; arka planda sisli Pinduslar...
Metsovo’da Averoff’lar gibi bir başka tanınmış aile de Tosistsa ailesi… Georgios
Averoff gibi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın
Mısır’ında palazlanarak büyük bir servete sahip olan; bu aileye mensup Michalis Tosistsa (1787-1856)
Yunanistan’ın Osmanlı Devleti’nden kopuş sürecinde yaptığı büyük bağışlarla öne
çıkar. Esasen Metsovo çıkışlı bir
kürk tüccarı olan Michalis Tosistsa’nın
Mısır’daki bir toprak zengini ve spekülatör haline geliş süreci de oldukça
ilginçtir. Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın
özel danışmanı olacak kadar gözüne girmesi ise, bu süreçte ona büyük bir
avantaj sağlayacaktır. Tosistsa,
bağımsızlık sonrasında Yunanistan’ın sağlık ve eğitim alanlarındaki
yatırımlarına verdiği destek ile neredeyse ülkede bir milli kahraman haline
gelir. Bugün Metsovo’da adını taşıyan
bir müze, Metsovo ve çevresindeki Ulah kültürünü yansıtan etnografik eşya
ve malzemelerin sergilendiği bir mekân olarak hizmet vermektedir.
Agios Paraskevi Meydanı'na doğru...
Metsovo'nın hoş konaklama mekanlarından biri
4 Mevsim Metsovo
Yunan kaynaklarında; Osmanlı Dönemi’nde askeri birliklerin Epir’den Tesalya ve Makedonya’ya
güvenli bir şekilde geçişi açısından Epir
coğrafyasında sahip olduğu stratejik avantaj nedeniyle; Metsovo’nın, merkezi yönetim tarafından ekonomik ve sosyal açıdan
gelişiminin desteklendiği belirtiliyor(2).
Bu tarihsel gelişim süreci ise, Metsovo’nın
bugünkü göz alıcı konuma ulaşmasında belki de en önemli paya sahip. Üstüne
üstlük; Yunanistan’ın bağımsızlık mücadelesinde, hem bu sürece katkı koyan
tarihi kişiliklerin bu bölgeden çıkmış olması ve ayrıca isyan ateşinin körüklendiği
önemli noktaların bu coğrafyada yer alması nedeniyle de kırsaldaki bu tür
yerleşimler giderek öne çıkmış.
Agias Paraskevi Kilisesi ve Meydanı
(http://web-greece.gr/de/destinations/metsovo-griechenland/)
Metsovo'nın çınarları her yerde...
Metsovo, yukarıda da sözünü ettiğimiz gibi sözcük anlamı itibariyle ayıların diyarı anlamına geliyormuş.
Köyün, Pindusların zirvelerine bu
denli yakın bir yükseltide; hem de yoğun ormanlarla kaplı bir topografyada yer
alması, büyük olasılıkla bu isme esin kaynağı olmuş olmalı. 1200 metreyi aşkın
yükseklikteki konumu itibariyle Metsovo
kışın da önemli bir turizm merkezi olarak öne çıkıyor. Metsovo’nun hemen yakınlarındaki Politsa Dağı’nda ve karşısındaki Anilio köyünde bulunan kayak merkezleri, ziyaretçilerine 1500-1600
metre yüksekliklerde kış sporları için bu olanağı sunmakta.
Metsovo'da kış
(http://www.visitgreece.gr/en/main_cities/metsovo)
Metsovo Meydanı
Metsovolı Ulahlar yerel kıyafetleriyle...
(http://www.greece-is.com/metsovo-the-jewel-of-epirus/)
(http://www.greece-is.com/metsovo-the-jewel-of-epirus/)
Hayvancılık ve tarım Metsovo’nın
hayatında önemli bir yere sahip. Pindus’un
eteklerine saçılmış bağ terasları ve buna bağlı olarak bölgede gelişen
şarapçılık da bir başka geçim kaynağını oluşturuyor. Ahşap işlemeciliği ve
hepsinin üzerinde Metsovo’nın yukarıda
sözü edilen tarihsel arka planından kaynaklanan avantajlar nedeniyle turizm faaliyetleri
de bölgedeki ekonomik etkinlik alanları arasında öne çıkıyor. Yaz kış demeden
yurt içinden ve yurt dışından yüz binlerce turist bölgeye akın ediyor. Kısacık
bir zaman diliminde uğrayıp hayran kaldığımız; sırtını Pinduslar’a yaslamış bu şirin dağ köyünü görüp de memleketimizdeki
benzerleri için hayıflanmamak elde değil. 1000 yıldan fazla Anadolu
yarımadasında yaşayıp da bu toprakların ruhuna varamamış olmak; herhalde bu
farkı yaratan… Ne diyelim; çalış, belki senin de olur? Ama önce yaşadığın yeri benimse;
o coğrafyaya kök sal, sana bırakılan kültür mirasını yok etme ve çalış… Aksi
halde bir gün sen de yok olursun; senden öncekilerin yok olup gittikleri gibi.
Dipnotlar:
(1)
Averoff Neahellenic Art Museum için bkz. http://www.averoffmuseum.gr/site/content.php?setlocale=2&sel=25
(2)
Metsovo için
bkz. http://www.greece-is.com/metsovo-the-jewel-of-epirus/
ve http://www.visitgreece.gr/en/main_cities/metsovo
ve http://web-greece.gr/de/destinations/metsovo-griechenland/
ve http://www.fodors.com/world/europe/greece/epirus-and-thessaly/places/metsovo
(3)
Yazıda
belirtilenler dışında tüm fotoğraflar gezi sırasında İ. Fidanoğlu tarafından
çekilmiştir.
Yazan ve fotoğraflayan: İbrahim Fidanoğlu
Düzenleyen: MYC
Daha önce duymadığım bir köy. Sayenizde tanımış oldum. Umarım bir gün yolum düşer. Turizm çabalarına hayran oldum. Küçücük köyde birden fazla müzenin olması çok güzel.
YanıtlaSil