16 Ocak 2014
Mehmet Yavuzcezzar
Perşembe sabahı yola biraz geç koyulduk. Bu haftaki yürüyüşümüzü havanın yağışlı olmasına karşın gerçekleştirmeye karar vermiştik, daha doğrusu yürüyüş için gezginler ancak bu gün uygun idi. Meteoroloji raporlarına da güvenerek yağışın kesildiği saat 9.30 gibi hareket ettik. Kemalpaşa'da fırından taze çıkmış ekmeklerimizi aldıktan sonra Armutlu yolunu takiple yönümüzü yukarıya Bayramlı köyüne çevirdik. Hemen her mevsim çok güzel görüntüler veren ve vadiler arasında kıvrım kıvrım yükselen bu yolda; meşe ve çam ormanlarının yanı sıra, çınar ve kavak ağaçları ile bezenmiş dereleri geçerek yaklaşık yarım saatlik bir yolculuktan sonra köye ulaştık.
Bayramlı Köyü, Kemalpaşa'nın merkezine 22 km uzaklıkta ve Bayındır sınırında yer alan küçük bir dağ köyü.
Sabah çayımızı köyün açık olan tek kahvehanesinde yudumlarken, bir taraftan da misafirperver köylülerle sohbet ederek köy ve yaşayanları hakkında bilgiler aldık. 60-70 haneden oluşan köy, yaklaşık 120 yıl önce Bulgaristan'dan göçen Pomaklar tarafından kurulmuş ve hala bu homojen yapısının korunduğu söyleniyor. Üzüm ve kirazın yetiştirildiği köyde hayvancılık da yapıldığını öğreniyoruz. Çaylarımızı ve sohbetimizi sonlandırdıktan sonra, yağmur baskısının azaldığı saat 11 gibi, yürüyüşümüze başladık.
(Google Earth'de çizilmiştir. by MYC)
Hemen köy meydanının karşısında; kuzeydoğu yönündeki parke taş sokağa girdik ve birkaç yüz metre yükselerek yürüdükten sonra toprak orman yoluna ulaştık. Sağımıza ormanı, solumuza da üzüm bağları ile kiraz bahçelerini alarak yarım saat kadar yürüdüğümüzde orman yangınlarına müdahale göletine vardık, yolu ve göleti fotoğrafladıktan sonra yolumuza devam ettik.
Yangın söndürme göleti
Dağlar, ormanlar, vadiler ve derelerle çevrili bu coğrafya; Akdeniz ikliminin tipik bitki örtüsü olan makiliklerin yanı sıra, alçaklarda meşe ve kızılçam, yükseklerde karaçam orman ağaçlarından oluşmakta. Yol boyunca kestane, vişne ve çınar ağaçlarına da rastladık.
Vadiye bakış
Sürekli yükselen yolun yaklaşık 3. kilometresinde 960 m rakımda, dağın sırtına yaslanmış küçük bir düzlükte 8-10 evden oluşan Bayramlı köylülerinin "yayla evleri"ne vardık. Bir taraftan Bayramlı'yı gören diğer taraftan Armutlu'ya kadar tüm vadi manzarasına hakim bu evleri geçip, önce kuzeye sonra da doğuya Kamberler yönüne doğru yürüyüşümüze devam ettik.
Gezginler Kamberler'e doğru iniş yolunda
15-20 dakikalık yürüyüşten sonra "Tombak Tepe" mevkiine ulaştık. Tepe ve civarının keşfini dönüşe bırakarak yolumuza devam ettik. Gökyüzü bulutlu, yağmur yağacak gibiydi.
Oldukça rahat ve keyifli geçen yaklaşık bir saatlik yürüyüşten sonra, ağaçların arasından uzaktaki Kamberler Köyü'nün silüeti göründü.
Oldukça rahat ve keyifli geçen yaklaşık bir saatlik yürüyüşten sonra, ağaçların arasından uzaktaki Kamberler Köyü'nün silüeti göründü.
Uzakta ağaçların arkasında Kamberler
Kamberler'e yaklaştığımızda solumuzda; orman içinde yamaçta kale duvarını andıran güzel ve düzenli işlenmiş bir taş duvar gördük. Yanına çıktığımızda ana kayadan da yararlanılarak çevresi taşlarla örülmüş, oldukça büyük bir hayvan ağılıyla karşılaştık.
Kayalar arasına örülmüş taş duvar
Taş ağılın içi
Taş ağılda birkaç dakika mola verip inceleme yaptığımız sırada yağmur çiselemeye başladı; biz de zaman kaybetmeden tekrar orman yoluna inip yürüyüşümüzü sürdürdük. Kamberler Köyü uzaktan görünmesine karşın kıvrım kıvrım inen yolda köye varmamız 45 dakikayı buldu.
Kamberler
Kamberler Köyü'ne ulaştığımızda hemen tüm köylerde gördüğümüz gibi parke taşlarla döşenmiş yollara rastladık. Köyün girişinde kayrak taşlarla ustaca işlenerek yapılmış evleri gördük; saat 14.30 idi. Kemalpaşa'ya 29 km uzaklıktaki Kamberler de tıpkı Bayramlı gibi küçük bir Pomak köyü ve yine diğer dağ köyleri gibi gençlerini kente göç veren köylerden birisi. Köyün işlenebilir arazisi Bayramlı Köyü'ne göre bir hayli fazla, burada da kiraz ve üzüm ana geçim kaynağı.
200 civarındaki nüfusuyla yörenin küçük köylerinden olan Kamberler'in içimi çok hoş bir suya sahip olan çeşmesi pek meşhurmuş. Bazı kentliler, sırf bu çeşmeden su doldurmak için buraya gelirlermiş. Biz de daha önceki gelişlerimizde olduğu gibi suyundan içtik. İki yıl önce Kamberler-Osmanlar yürüyüşünü yapmak üzere geldiğimizde köylülerin misafirperverliği bizi pek mutlu etmişti, bu kez de oldukça memnun olduk. Yürüyüşümüzün ilk etabını tamamladığımız bu durakta köy meydanındaki kahvehanede yanımızdaki nevaleleri bir masaya serip taze çaylar eşliğinde bir güzel karnımızı doyurduktan ve bir süre dinlendikten sonra saat 15.30 gibi dönüş yoluna koyulduk.
Köy Çeşmesi
Geldiğimiz rotayı takiple; Köy mezarlığının hemen yanından doğuya yönelip önce köy okulunu, sonra da bağ ve bahçeleri geçip, çalışanları selamlayarak orman yoluna saptık. Hava hep bulutlu ve yağmur yağacak gibi görünüyordu, ama bu ana kadar öyle pek fazla yağmamıştı. 1 saati biraz aşan yürüyüşle rotamızın en yüksek rakımlı noktası olan Tombak Tepe mevkiine vardık.
Tepeye doğru taş ağıl
Akşam karanlığı baskısı nedeniyle tepeye çıkıp inmek için zamanımız yeterli değildi, ancak merakımızı gidermek için kuzeyimizdeki zirveye doğru 15 dakika kadar yürüyüp geri dönmeye karar verdik. Burada da bir taş ağıla rastladık, zirveye yakın bir düzlükte terden ıslanan çamaşırlarımızı değiştirip biraz da dinlendik.
Gezgin Tombak Tepe yolunda
Diğer gezgin de orada
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder