3 Ocak 2025 Cuma

SPİL’İN ETEKLERİNDE…

YENMİŞ’DEN ANSIZCA’YA
 
27 Aralık 2024
İbrahim Fidanoğlu
 
Sütçüler’de sabah
 
Birkaç gündür hava iyice soğudu İzmir’de… Son yağışlarla kırsaldaki dereler yeniden akmaya başladı. Böyle bir havada bugünkü amacımız, Kemalpaşa’da Sütçüler-Spil geçişindeki Pomak köyü Beşpınar’dan Spil-Atalanı’na yürümekti. Saat 9 gibi bu amaçla Bornova’dan yola çıktık. Kemalpaşa civarında Ankara asfaltı üzerindeki Aşağı Sütçüler köyünden Spil’e doğru tırmanmaya başladığımızda saat 10 civarıydı. Spil’in tepesinde yoğun bir sis tabakası vardı ve aşağılara doğru akar gibi hareket halindeydi. Yukarı Sütçüler köyünde sisin ilk tabakalarının içinden geçtik. Yol kıyısında sıra sıra dizilmiş hafriyat kamyonları biraz ilerideki taş ocağının girişine doğru yığılmışlardı. Yanlarından usulca geçip yukarılara doğru ilerledik. Beşpınar köyü girişinde sis tabakası yoğunlaştı. Arabayı köyün girişindeki evlerden birinin bahçe duvarının kıyısına bırakıp yürümekti amacımız. Arabadan indiğimizde havanın ayazı kesti tenimizi. Berbat bir fırtına vardı dışarda. Göz gözü görmüyordu ortalık. Sis iyice bastırmıştı. Sıcaklık 3 derece idi. O anda yağmur başladı; anladık ki bugün bize Spil’in kapıları kapalıydı. Emniyetli bir şekilde yürümenin özellikle yoğun sis nedeniyle zorlaştığını düşündük ve geldiğimiz yoldan yeniden Sütçüler’e doğru indik.
 
Beşpınar'da; yoğun sisin ve rüzgarın içinde kaldık.
(MYC;  Aralık 2024)

Yenmiş'den yukarılara doğru...
(MYC; Aralık 2024)
 
Ansızca ya da Kapuzbaşı Kanyonu
(MYC; Aralık 2024)


Sütçüler’den Yenmiş’e
 
Sütçüler’e indiğimizde hava değişmişti; gruptan Aybey arkadaşımızın katkısıyla alçaklarda yeni bir rota oluşturduk ve Spil’in eteklerinde yer alan Yörük köyleri Yenmiş’den, daha önce birkaç kez yürüdüğümüz Ansızca’nın arkalarına doğru sarkmaya karar verdik. Otoyoldan ayrıldıktan sonra kısa sürede Yenmiş köyünün merkezine ulaştık. Köyün kahvehanesinin de bulunduğu kilit taşı döşeli yolu takip ederek, köyün hemen yukarısında Spil yönündeki çıkışında bulunan bir alana arabayı bırakarak yürüyüşe başladık. Saat 11 civarıydı.
 
Yenmiş'ten çıktık yola.
(MYC; Aralık 2024)
 
Yenmiş'ten sonra; taşlı yolda...
(Aralık 2024)

Taşların arasından mantarlar fışkırmış.
(Aralık 2024)

Ardımızda Yenmiş köyü ve Kemalpaşa Ovası
(Aralık 2024)

Spil’in eteklerindeki alçak tepelere doğru yönelen taşlı bir yolun başından başladık yürümeye. Yol, patikadan daha geniş, ama daha çok yukarılardaki ağıllara giden sürülerin kullandığı bir yola benziyordu. Çevredeki kireç taşı kayalıkların bir şekilde ufalanıp çevreye dağılmasıyla oluşmuş ve yürümeyi zaman zaman zorlaştıran bir zemin dokusuna sahipti. Yavaş yavaş yükselmeye başladık. Yükseldikçe arkamızdaki Yenmiş köyü iyice ortaya çıktı. Yürüdükçe bir uğultuyu andıran Kemalpaşa Organiza Sanayi Bölgesi’nde yer alan fabrikaların birbirine karışan sesleri giderek uzaklaştı bizden. Biraz ileride hayvanları sulamak için yapılmış büyük bir çeşme vardı. Yanında biraz soluklandık. Yürüdüğümüz yolun iki yakasında ise, yoğun şekilde pırnar meşelerinden oluşan makilik bitki örtüsü bulunmaktaydı.
 
Yenmiş köyünden yukarılara doğru...
(Aralık 2024)

Yenmiş Çeşmesi'ndeyiz.
(Aralık 2024)

Yenmiş'in yukarılarından Kemalpaşa Ovası'na ve Belkahve'ye doğru bakış
(Aralık 2024)

Ansızca ya da Kapuzbaşı Kanyonu’na doğru…
 
Uzun süre devam eden kuzeye doğru yürüyüşümüz esnasında alçaklarda olmamıza rağmen sert bir poyrazın etkisinde kaldık. Hava oldukça soğuktu. Biraz ileride derme çatma metruk bir kulübenin yanından geçtik. Bir süre sonra Ansızca yönünden gelip Sütçüler’e doğru devam eden bir başka toprak yolla kesişti yolumuz. Biz aynı rota üzerinden yürümeye devam ettik. Topografya yükselirken Bıyıklı Tepesi’ni solumuzda bırakıp, kireç taşı kayalıkların ve sık makiliklerin arasından ilerleyen bir patikaya doğru yöneldik. Bu sıralar yürüdüğümüz geniş yol giderek daraldı ve dağa doğru yönelen birkaç patikaya bölündü.
 
Makilikler arasından yürüdüğümüz yol
(Aralık 2024)
 
Poyraza karşı yürüyoruz.
(Aralık 2024)

Her yanımız makilik ve delicelerle kaplı; en arkada Kemalpaşa dünyası...
(Aralık 2024)
  
Yolda önümüze çıkan derme çatma kulübe
(Aralık 2024)
 
Yürüdüğümüz sırttaki zeytin ağaçlarının arasından aşağılardaki Ansızca’ya doğru ilerleyen toprak yol görünüyordu. Ansızca ya da Kapuzbaşı Kanyonu’nun doğusunda bir yerlerdeydik. Çünkü biz yükseldikçe, hemen batı yönünde giderek derinleşmekte olan bir vadiyi hissetmeye başlamıştık. Takip ettiğimiz patika oldukça sarp, ama çok sevimliydi.
 
Çevre topografyaya bakış; yürüdüğümüz yolun batıya doğru kıvrıldığı bir noktadayız.
(Aralık 2024)

Solumuzda giderek derinleşen bir vadi ve ilerde Ansızca'ya doğru ilerleyen toprak yol
(Aralık 2024)

Aşağıda Ansızca ya da Kapuzbaşı Kanyonu
(Aralık 2024)

Kapuz Deresi vadisine inerken kullandığımız kayalık patika
(Aralık 2024)
 
Bir süre sonra bir yarın başından Kapuzbaşı Kanyonu’nun yalçın görüntüsü ortaya çıktı. Kireç taşı kütle, Kapuz Deresi’nin belki binlerce yıllık uğraşısı sonrasında, sanki ikiye yarılıp bugünkü halini almıştı. Derenin akışı, kuzey yönündeki bir bentle kesilerek arkasında bir sulama göleti oluşturulmuştu. Bent gövdesi üzerindeki Ansızca Göleti yazısını uzaktan okuyabiliyorduk.
 
Kireç taşı kayalıklardan inerken...
(A.Çini; Aralık 2024)

Ansızca Göleti'nin bendi göründü uzaktan.
(Aralık 2024)

 Gezgin ve patika
(Aralık 2024)

Zeytin ağaçlarının arkasına saklanmış betondan bir su deposunun yanından geçtik. İçine dökülen suyun sesi duyuluyordu dışarıdan. Deponun üzerindeki deliğin ağzı açıktı. Acaba köye mi gidiyordu bu su; ağzı neden açıktı diye düşündük. İçine herhangi bir hayvan düşebilirdi. Depoyu arkamızda bırakıp, kayalıklar arasından Kapuz Deresi vadisine doğru alçalan patikadan inmeye başladık.
 
Gezginler inişte...
(MYC; Aralık 2024)
 
Su deposu; manhole deliği açık...
(Aralık 2024)
 
Kayaların arasında hayat bulmuş altın otları ve sukulentler
(Aralık 2024)
 
Sarp kayalıklardan vadi tabanına doğru iniyoruz.
(Aralık 2024)
 
Dik patikadan aşağıya doğru inerken, kayaların arasında hayat bulmuş altın otları ve sukulentler selamladı bizi. Dikkatle kireç taşı kayalıkların arasından geçerek, dere yatağına doğru yöneldik. Aşağıda birbirine girmiş sık makilikler ve zeytin ağaçları vardı. Ama vadinin dibinden hala yükseklerdeydik. Önümüzdeki düzlüğün kıyısı uçurumdu. Bir süre sonra dere yatağına yönelen bir patikayı fark ettik. Sabırla inerek bir süre sonra Kapuz Deresi’nin aktığı vadi tabanına ve Kapuzbaşı Kanyonu’nun girişine ulaştık. Dere yatağında hiç su yoktu. Suyun hepsi bendin kuzeyinde kalmıştı.
 
Dağa Kaçtım gezginleri kayalık patikada inişte...
(MYC; Aralık 2024)
 
Kapuz Deresi'nin yatağında hiç su yok...
(Aralık 2024)

Dere yatağında biriken yağmur suyu
(MYC; Aralık 2024)
 
Farklı yerlerden vadi tabanına erişen gezginler, Ansızca’nın yukarılarındaki kirazlıklara doğru yönelen toprak yolun başında bir araya geldi yeniden. Bir süre doğu-batı yönünde ilerleyen bu yolu takip ettik. Daha sonra güneye; Ansızca köyüne doğru yönelen bir patikadan kızılçamlardan oluşan bir koruluğun içine daldık. Zaman zaman ağaçlardan aralanan yeşil düzlüklerde sürdürdük yürüyüşümüzü. Kızılçamların arasındaki kuytu bir düzlükte yemek molası verdik bir süre sonra. Poyraz, hala etkisini sürdürmekteydi.
 
Göletten Ansızca'ya doğru...
(Aralık 2024)
 
İndiğimiz tepe
(Aralık 2024)
 
Kapuzbaşı Kanyonu'nun başlangıcı
(Aralık 2024)
 
Artık kızılçamların içindeyiz. Güneye doğru yürüyoruz.
(Aralık 2024)
 
Yenmiş’e doğru; dönüş yolunda…
 
Yemek molası sonrası, iri kireç taşı kayalıkların arasından ovaya doğru yönelen bir patikayı takip ederek yeniden yürümeye başladık. Biraz sonra zeytinlikler göründü uzaktan. Zeytin ağaçları arasında dolaşan yılkı atları vardı. Saydığımız kadarıyla 11 kadardılar. İçlerinden bir aygır, bir yandan bizi gözlerken, diğer yandan da diğer atları kontrol ediyordu. Gözden kayboluncaya kadar bizi durduğu yerden takip etti aygır.
 
Yemek molası sonrası kızılçamların içinden ilerleyen bir patikadayız.
(Aralık 2024)

Şu güzelliği bakar mısınız; yeşilin ötesi bulut sanki...
(Aralık 2024)

Kayalıklar arasından ilerleyen bir toprak yoldan Ansızca'ya doğru inerken...
(Aralık 2024)

Zeytinliklere doğru...
(Aralık 2024)
 
Ansızca yakınlarında bir bayırdan inerken, yolumuz üstünde rastladığımız bir kuyu, düzgün örgülü silindirik duvarıyla dikkatimizi çekti. Kısmen yıkılmıştı ve oldukça eskiydi. Hava hala soğuktu, ama kıyısından geçtiğimiz zeytinliklerde zeytin sıyıran köylülerle karşılaştık. Ansızca ile Yenmiş arasındaki tali asfalta neredeyse paralel ilerleyen bir patikadan yürüyorduk. Bir süre sonra yürüdüğümüz patika genişleyerek önce toprak bir yola dönüştü, daha sonra da asfalt yolla birleşti. Yolun kıyısında birkaç kır evinin tahkimat duvarlarını örmekte olan duvarcı ustaları çalışıyordu; selamlaştık.
 
Zeytinliklere doğru rastladığımız eski bir kuyu
(Aralık 2024)

Yılkı atlarıyla karşılaşma
(MYC; Aralık 2024)

Yılkı atları; 11 kadardılar.
(MYC; Aralık 2024)
 
Zeytin ağaçları arasında su molası
(Aralık 2024)
 
Yolumuz zeytin ağaçlarının arasındaki bu güzelim patikaya düştü.
(Aralık 2024)
 
Önümüzdeki sırtı aşınca kızılçamların arasından Yenmiş köyünün Arap mimarisine öykünen minaresiyle dikkat çeken camisi ve evleri göründü uzaktan. Amacımız köy kahvehanesinde birer sıcak çay içmekti. Ama kahveci zeytin silkmeye gittiği için bu amacımıza ulaşamadık. Öğle molasında içtiğimiz termostaki çaylarla yetindik. Hava sıcaklığı, Yenmiş köyünde öğle vakti bile 8 derece civarındaydı. Bugün hava koşulları yüzünden Spil’in tepesine çıkamamıştık ama Yenmiş-Ansızca arasında 8 km civarında keyifli bir güzergahta yürümüştük. Gün boyu poyraz peşimizi bırakmasa da güzel bir gün geçirmiştik kırlarda yine. Cuma trafiğine takılmamak için İzmir’e doğru Yenmiş’ten yola çıktığımızda saat 15 civarıydı. Artık İzmir’e dönme zamanıydı.
 
Yenmiş'e doğru son mantarlar...
(Aralık 2024)
 
 Yenmiş köyüne doğru...
(MYC; Aralık 2024)

Yenmiş meydanında...
(Aralık 2024)
 
Dipnotlar:
(1)   Fotoğraflar, belirtilenler dışında gezi sırasında İ. Fidanoğlu tarafından çekilmiştir.
 
Yazan: İbrahim Fidanoğlu
Düzenleyen: MYC

2 yorum:

  1. Ayaklarınıza sağlık
    Çok teşekkürler selamlar
    🍀🍀🍀🧿🧿🍀🍀🍀

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlginize ve geri bildiriminize teşekkürler...İF

      Sil