8 Haziran 2023
İbrahim Fidanoğlu
Bornova’dan
Alankıyı’ya
Sabah Bornova’dan yola çıktık. Kemalpaşa-Yiğitler vadisinde uzun
yıllardır süregelen baraj inşaatı nedeniyle, baraj sularıyla kaplanacak eski yolun
daha üst düzleme taşınması amacıyla açılan yeni yoldan Yiğitler vadisine giriş yaptık. Baraj inşaatı belki de son yerel
seçimlerde (2019) yerel yönetimin el değiştirmiş olmasından ötürü, oldukça
yavaşlamış ve vadi geçişindeki trafiği de alt üst etmişti. Üst düzleme taşınan
yol da istenen kalitede değildi zaten. Baraj hafriyatını taşıyan kamyonların
bozduğu yol sathına, baraj inşaatının olduğu bölgeye doğru ayrılan sapağa kadar
tahammül ettik. Yol düzleminin en üst koduna ulaştığımızda, vadiye baktık ve
durumu fotoğrafladık. Barajın bitmesi için daha uzun bir süre vardı.
(MYC; Haziran 2023)
(Ocak 2005)
Yiğitler vadisinde Yiğitler ile Yeni Kurudere arasında bu baraj inşaatı öncesinde, Yiğitler deresinin kıyısında güzel bir
piknik alanıyla dere üzerinde tarihi tek kemerli bir taş köprü vardı. Son
yıllarda servis yolunu kullanarak bir kez vadiden geçmiştim; ancak ne köprüyü
ne de piknik alanını bir daha göremedim. Yeni yol, vadinin barajın yapıldığı
bölümünü geçtikten sonra eski tali asfaltla birleşti. Bir süre sonra Yeni Kurudere-Kamberler yol ayrımını
geçtik. Yeni Kurudere’nin girişine
gelmeden vadi tabanında yer alan ve bungalov evlerden ve bir kır lokantasından
müteşekkil tesis, şimdi harap durumdaydı. Sanırım pandemi burayı da
mahvetmişti. Biraz ileride Kurudere’nin
girişindeki alabalık çiftliği, su dolum tesisi ve yolun sağındaki bir zamanlar
su doldurduğumuz sürekli akmakta olan çeşme de susmuştu artık. Ölmüştü hepsi. Baştan
sona köyü kat ederek ikiye bölen ana sokağından geçerek Kurudere’yi terk ettik. Ortalıkta kiraz bahçelerinin telaşı vardı;
sepetli motorlar oradan oraya hareket halindeydi yollarda.
(Ocak 2004)
(Şubat 2010)
(Haziran 2023)
Kurudere’den Alankıyı’ya dek yol boyunca ağırlıklı
olarak kiraz bahçeleri ve cevizlikler yer alıyor. Yaylada kiraz henüz yeterli
büyüklüğe ve olgunluğa ulaşmış durumda değildi. Normalde 15 Haziran’da
yükseklerde eren kiraz, bu yıl yağmurlar ve serin giden hava nedeniyle bu
süreçten sanırım olumsuz etkilenecek gibi duruyor. Bu güzergâhta; özellikle
bahar ve yaz aylarında hareketlenen ziyaretçi trafiği ile beslenen ve yol
düzleminden dereye doğru alçalan bir topografyada, geniş piknik alanlarına
sahip birkaç kır lokantası da mevcut.
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
Alankıyı’ya yaklaşırken
topografya yayla düzlemine dönüştü; yemyeşil bahçeler içine serpilmiş evler,
sessiz sedasız bekleşir gibiydiler sahiplerini. Hayat henüz hareketlenmemişti
yaylada. Köyün merkezi konumundaki caminin ve köy kahvehanesinin bulunduğu
meydana dönen yola saptık.
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
Alankıyı’da sabah
Alankıyı, Bayındır’dan yaklaşık 12 km. uzaklıkta ve 800 metre rakımda; Kemalpaşa Yiğitler – Bayındır geçiş yolu
üzerinde yer alıyor. Eski zamanlardan beri sıcak yaz günlerinde Bayındırlılar
için en yakındaki yayla özelliği taşıyan yerleşimde bitki örtüsü olarak elma,
kiraz, şeftali, ceviz, kestane v.b. meyve ağaçları ile hemen köyün
sınırlarından başlayan kızılçam ormanları dikkat çekiyor. Geleneksel olarak
Yörüklerin yaylak olarak kullandığı bölgede zamanla yapılaşmalar artmış;
şimdilerde birbirinden oldukça dağınık bir şekilde yaylaya saçılmış da olsa 100
civarı gösterişli villa ve köy evi yer alıyor. Köy içinde de titiz bir şekilde
yapılmış ve mimari değerler açısından belli bir estetiğe sahip örneklere de
rastlıyoruz. Ama her yerde olduğu gibi, bu işin çığırından çıkma potansiyeli ne
yazık ki burada da var.
(Ocak 2012)
(Ocak 2012)
(Ocak 2012)
Hafta
sonları zaman zaman uğrasak da en son 2012 yılında soğuk bir havada yürümüştük Alankıyı’da.(1) Her yer karla kaplıydı. Köyün merkezinden
Antalya’daki bir orman yangınında hayatını kaybeden bir ormancının adının (Ali
Yağbasan) verildiği ve Küçük Menderes
ovasına 837 metre rakımlı bir tepeden bakan bir piknik alanına karlar içinde
yürüyüp yeniden köyün merkezine dönmüştük.
(Ocak 2012)
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
Bugün 2012
yılında soğuktan sığındığımız ve öğle yemeğini yediğimiz kahvehane kapalı idi.
Caminin yanındaki iki katlı bina da restore edilerek konaklama amaçlı bir
pansiyona dönüştürülmüştü. Ama bugün o da kapalıydı. Demek ki yaylada hayat
henüz uyanmamıştı, ama yine de sürekli kalan aileler mevcuttu. 2012 yılına göre
yayladaki yapılaşma kat be kat artmıştı. Yüksek taş duvarlı ve konak görünümlü
gösterişli evlerin yanında geniş bahçeler arasında daha mütevazı evler de
bulunmaktaydı. Yazları sıcaktan Küçük
Menderes ovası alev alev yanarken, bahçelerdeki cevizlerin, elmaların ve
kiraz ağaçlarının altında kim bilir ne yaz geceleri yaşanmıştı? Ne sohbetler
edilmişti bahçe komşuları arasında; çaylar eşliğinde… Dile gelseydi de;
söyleseydi ağaçlar…
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
Alankıyı’dan Hisarlık’a doğru
Arabayı
caminin önüne bıraktıktan sonra, bahçeler arasından ormana doğru ilerleyen
döşeme yoldan yürümeye başladık. Bahçe duvarlarından yola doğru sarkan güller
ve hanım elleri, sabahı benzersiz kokularıyla şenlendirmişlerdi. Kayrak
taşlarla kaplanmış yüksek bahçe duvarlarının arasından geçtik. Yolun hafif
dikleştiği bir noktada beyaz kireç badanalı, yerel taştan örülmüş duvarlarıyla
dikkat çeken şirin bir ev vardı.
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
Döşeme yolun
bittiği ilerideki üç yol ağzında ise, Orman’dan emekli Alankıyılı Sami Bey
keçilerini otlatıyordu. Ayaküstü bir süre sohbet ettik; Alankıyı’ya ve ormana dair. Döşemeden toprağa dönen orman yolunun
kıyısındaki çiçek açmış çok sayıdaki defne
yapraklı Girit ladenlerini sordum; siz ne dersiniz bunlara diye. Sami Bey, dağ karahanı diye yanıt verdi. Hiç
duymamıştık. Bu Girit ladenlerinin de ne kadar çok farklı isimleri vardı,
yöreden yöreye değişen; ilginçti doğrusu. Vedalaşıp ayrıldık yanından ve ormana
doğru yöneldik.
(MYC; Haziran 2023)
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
Orman
yolunda yürüdükçe birazdan Hisarlık
köyüne doğru tırmanacağımız sırtların yoğun olarak beyaz çiçekli defne yapraklı Girit ladenleri ile kaplı
olduğunu fark ettik. Bu tür ladenler Alankıyı-Hisarlık
arasında gerçekten bitki örtüsünün baskın unsurlarıydı. Köy yolundan ayrılıp
ormana doğru yönelince nebatın resmigeçidi başladı. Lila ve beyaz renkli kadın aynaları, Tire yöresinde poruk olarak adlandırılan uzun kamçı
saplı katırtırnaklarına göre daha
küçük boyutlu bir başka türün örnekleri, artık meyveye durmuş kızlar elmaları, kadifeyi andıran
çiçekleriyle koyu al renkli altın
kamışlar, sarı krizantemler, uçuk
pembe renkli çiçekleriyle ve çevreye yaydıkları hafif kokularıyla yolcusunu
selamlayan kuşburnu (rosa canina) ya da yaban gülleri ve yamaçlarının yükseklerine dek her yeri kaplamış defne yapraklı Girit ladenleri; hepsi
buradaydı.
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
Alankıyı çıkışındaki orman yolunda küçük bir derecik ile karşılaştık.
(Haziran 2023)
Ormanın
içinde yürüyorduk. Hemen yol kıyısında çınarların altından akan küçük bir
dereciğin şırıltısı duyuluyordu; usul usul akıyordu derecik Alankıyı’ya doğru. Yamaçlardaki defne
yapraklı Girit ladenlerinin beyaz renkli taç yapraklarının ortasındaki dişi
organlarının bulunduğu sarı bölge, o kadar canlı ve genişçe idi ki; bu sarılık
neredeyse bazılarında bütün taç yaprağı ele geçirmiş izlenimi vermekteydi. Orman
içindeki yoldan 180 derece geriye dönerek dik bir yokuşa doğru yöneldik. Bu
rampa, bizi Hisarlık köyüne götürecek
düzleme doğru taşıyacaktı.
Defne yapraklı Girit ladenlerinin göbeğindeki kuvvetli sarı renk dikkat çekiciydi.
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
Sağda solda beyaz akasma (clematis vitalba) ve mor renkli efek
kolonileri, defne yapraklı Girit
ladenleri; bir de kesimden kurtulmuş birkaç damızlık kızılçam bu sırtı
tırmanırken bize eşlik etti. Tırmanışı tamamlayıp tepeye ulaştığımızda,
tırmandığımız rampa da dâhil olmak üzere 5 yol ağzı ile karşılaştık. Bu
noktadan güneye doğru yürümeye devam ettik. Tırmanma bitmemişti. Kızılçamların
arasındaki bir yangın yolundan bir başka tepeye doğru ılımlı bir tırmanışla
ulaştık. Topografyadan anladığımız kadarıyla bundan sonra Hisarlık’a kadar başka bir tırmanış yoktu; ama tepeyi aşınca
neredeyse onu aratacak dik bir inişle karşılaştık bu kez.
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
Çok
aşağılarda; ormanın bittiği yerde, bir tarla ve tarlada çalışanlar vardı. Demek
ki Hisarlık’a yaklaşıyorduk. Dik iniş
yolunun iki yanı kızılçam ormanı ve makiliklerle kaplıydı. Ormanın hemen
kıyısında beyaz renkli çiçekleriyle böğürtlenler, kızılçam gövdelerinin dibinde
hayat bulmuş ve eflatun renkli çiçekleriyle dikkat çeken saçuzatan orkideleri (limodorum
abortivum), inişe ilk başladığımız noktada ve yolun tam ortasında; önce
pembe renkli çiçekleriyle dikkat çeken bir Girit
ladeni öbeği ve biraz daha aşağılarda ise yoğun kantaron kolonileri vardı.
İnişin başlangıcında; yangın yolunun tam ortasında rastladık; pembe renkli çiçekleriyle Girit ladenlerine. O kadar güzeldilerdi ki...
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
ve tabii ki orkideler; saç uzatan orkideleri... Onlar da bize Hisarlık'a doğru inişte eşlik ettiler.
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
İndikçe
aşağıdan seslerin geldiği tarlaya iyice yaklaşmıştık. Düzlüğe inince seslendik
çalışanlara; karı koca kızılçamların dibinde açtıkları bu tarlada
çalışıyorlardı. Domates, biber, patlıcan ve fasulye ekmişlerdi. Hisarlık köyündendiler; bir süre sohbet
ettik kendileriyle. Çay ve yiyecek ikram etmek istediler; hatta ısrarcı
olduklar ama vakit yoktu oturmaya. Hisarlık-Ovacık
yoluna çok az kalmıştı. Teşekkür edip ayrıldık yanlarından.
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
Köylülerle vedalaştıktan sonra yeniden Hisarlık yönünde orman içindeki bir başka patikadan inmeye başladık.
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
Kızılçamların
arasından geçen patika, biraz sonra üzüm bağları ile kiraz ve ceviz bahçeleri
arasından ilerleyen bir toprak yola dönüştü. Güney ve doğu yönünde; Ödemiş’e ve Aydın’a doğru ardı ardına dağ sıraları dizilmişti puslar ardında. Pastoral
manzaraların eşliğinde keyifle bayır aşağı indik. Yol kıyısındaki acı
baklaların meyveleri üzerindeydi; koskoca olmuştu acı baklalar. Yine otların
arasında üç parçalı yaprakları ve koyu pembe renkli çiçekleriyle dikkat çeken
bir tür yonca; mor üçgüller (trifolium purpureum) vardı. Yaklaşık 1
km kadar sonra Ovacık-Hisarlık
asfaltına ulaşmıştık.
(Haziran 2023)
Bulunduğumuz bayırdan Küçük Menderes ovasına doğru bakış; gelincikler ve civan perçemleri yoldaşımız...
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
Hisarlık köyü de neredeyse 1 km
kadar uzaklıktaydı. Solumuzdaki vadiye doğru uzanan bir tepede köylülerin “öteköy” adını verdikleri terk edilmiş
bir eski yerleşimin izlerini gördük uzaktan. Yol kıyısında; indiğimiz yamaca
doğru berbat bir koku duyduk; sanki bir hayvan leşi vardı yakınlarda. Tabii ki
hemen anladık; belli ki bir yılanyastığı
çiçeğe durmuştu. Otların arasından bütün göz alıcı rengiyle bizi selamladı. Ama
ne yazık ki yanında pek de fazla duramadık(!).
(Latince adı Dracunculus vulgaris olan ve sedef gibi bazı hastalıklara iyi geldiği bilinen bu bitki şu isimlerle de anılmaktadır:
Yılan burçağı, yılan bıçağı, yılan darısı, yılan zambağı, ejderha zambağı, yabani pancar, gâvur pancarı, tırşık...)
Yılan burçağı, yılan bıçağı, yılan darısı, yılan zambağı, ejderha zambağı, yabani pancar, gâvur pancarı, tırşık...)
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
Adını;
vadiye doğru uzanan bir yamacın uzantısı üzerinde yer alan ve vadiyi kontrol
etmeye dönük bir işlev üstlenen bir eski gözetleme kalesinden alan Hisarlık köyü son virajı da döndükten
sonra uzaktan göründü. Çoğunlukla kayrak taş kullanılarak inşa edilmiş köyün
evleri, Bayındır’a doğru inen asfalt
yolun iki yakasında; vadi yamacından dağa doğru tırmanır şekilde birbirinin
üzerinde yükseliyor gibiydi sanki. Yaklaştıkça evlerin arasından vadiye doğru
inen ya da dağa doğru tırmanan köyün daracık sokakları belirginleşti. Bir süre
sonra köyün camisinin ve kahvehanesinin de bulunduğu çınar ağaçlarının konforlu
gölgesi altındaki meydanına ulaşmıştık. Şimdi yemek ve dinlenme zamanıydı.
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
Hisarlık meydanının karşısındaki
ulu çınarın gölgesine sığınarak, kahveden gelen çayların eşliğinde; yanımızdaki
kumanyalarla öğle yemeğimizi hallettik. Alankıyı’dan
Hisarlık köyüne kadar; giderek ısınan
bir atmosferin eşliğinde, in-çık; yaklaşık 7 km kadar yürümüştük. Dinlenmek
hakkımızdı; koyu çınar gölgesinde arka arkaya gelen çaylar aldı yorgunluğumuzu;
bir de meydandaki bilek kalınlığında akan buz gibi suyuyla Hisarlık Çeşmesi…
Hisarlık köy meydanı; solda çeşme ve yanında köyün kahvehanesi, hemen önümüzde ise; gölgesinde yemek yediğimiz ulu çınar ağacı
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
Köy
meydanında molada geçirdiğimiz yaklaşık 1 saat sonrasında 14.30 gibi yeniden Alankıyı’ya doğru harekete geçtik. Bu
kez hedefimiz; Hisarlık-Ovacık
asfaltından dağa doğru ayrıldıktan sonra; önce güneye, sonra batıya ve en son
kuzeye doğru yönelmekti. İlk anda karşımızdaki derin vadileri ve arka arkaya dizilmiş
puslu dağ sıralarını seyrederek uzun bir süre köyünün üst düzleminde dolaştık. İlk anda toprak yolun kıyısında
vadiye bakan sapsarı çiçekleriyle katırtırnakları
kolonileri ve adaçayları karşıladı bizi. Az ilerdeki yabani hanım elleri çiçek açmışlardı. Ama şehirdekiler
gibi kokmuyorlardı.
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
Güneye
doğru ilerlediğimiz patika, kızılçamların önünde sona erdi ve aynı yönde acımasızcasına
yükselen bir dimdik yangın yoluna dönüştü. İşte iflahımızın kesildiği an, bu
andı. Neredeyse yaklaşık 45 derecelik bir eğimle yükselen; yaklaşık 500-600
metrelik bu yolu tırmanıp tepeye ulaşmak epey zamanımızı aldı. Rampanın bittiği
noktada yeni bir toprak yol düzlemine ulaşmıştık. Tam yola çıkmıştım ki; Alankıyı yönünden gelen bir motosikletli
köylüyle karşılaştım. Olacak iş değildi; dimdik bir rampadan tam düzlüğe
ulaştığım anda karşılaşmıştım köylüyle. Adam şaşkınlıkla baktı bana ve arkamdan
gelenlere; ne zorumuz vardı bu dik rampalarda, ıssız dağlarda? Anlattık derdimizi,
ama pek de inanmış gibi durmadı doğrusu. Vedalaştık ve ayrıldık yanından.
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
Bir süre
daha bu yolu kullanarak güneye doğru yürüdük. Yol bir tepenin yakınlarında
çatallandı. Biz bu noktada sırım gibi kızılçamların yanından vadiye ve kuzeye
doğru yöneldik. İniş sırasında kızılçamların arasında taban örtüsü olarak
dikkat çeken eğreltiotlarının coşkusu görülmeye değerdi. Bu sıralar Kemalpaşa yönünden üzerimize doğru gelen
kapkara yağmur bulutları giderek yaklaşmaktaydı. Henüz yağmuru yememiştik ama Yiğitler vadisinde arkası arkasına
patlayan gök gürültüleri sanki bir şeylerin habercisi gibiydi. Kırkikindiler
geliyordu üzerimize doğru…
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
Kesimden
kurtulmuş kızılçamların ve eğrelti otlarının arasından geçerek vadi tabanına ve
bir başka toprak yola ulaştık. Hisarlık’ta
çayları kahvehaneden temin ettiğimiz için yanımızdaki çay kalmıştı. Bunu Alankıyı’ya doğru indiğimiz vadinin
dibinde muhteşem bir çınar ağacının dibinde içmeye niyetlendik ama yağmur ve
yıldırım baskısı nedeniyle bu fikirden vazgeçip, açık bir alanda mola vermeyi
yeğledik. Kısa bir çay ve kurabiye molası sonrası, yeniden Alankıyı’ya doğru yürümeye başladık.
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
Alankıyı göründü uzaktan.
(Haziran 2023)
Dağdan indiğimiz
patikanın toprak yolla kavuştuğu yol çatısındaki bir ulu söğüt ağacı görülmeye
değerdi doğrusu; vadi tabanındaki küçük bir dereceğin taşıdığı suyla beslenen
ağacın dev gibi görünümü hepimizi etkilemişti. Bulunduğumuz noktadan Alankıyı’nın sırtlarda yer alan yüksek
evleri görünmüştü bile. Ulu söğütle vedalaşarak köye doğru yöneldik.
(Haziran 2023)
(Haziran 2023)
Kemalpaşa yönünde hava oldukça kararmıştı. Kızılçamların arasından köyün evleri görünüyordu.
(Haziran 2023)
Gloyerlerin
ve gelinciklerin arasından geçerek Alankıyı’nın
ilk evlerine ulaşmıştık. Bahçeler arasından yürüdüğümüz yol, köye yüksekten
bakmaktaydı. Kararmış bir gök altında köyün evlerinin kimi, göz alıcı cephe
badanaları ile sanki bir ışık gibi parlamaktaydı. Sesimizi duyan bahçelerdeki
köpekler ses verdi önce. Sonra da göğün gümbürtüleri takip etti onları. Oldukça
kaotik bir andı. Ama hala yağmura yakalanmamıştık.
(Haziran 2023)
Saat
14.30’da çıktığımız Hisarlık köyünden
Alankıyı’ya dura kalka neredeyse 4
saatte ve 18.30 civarı ulaşmıştık. Toplamda yaklaşık 15 km kadar yürümüş,
çiçekten böcekten hatır sormuş; akan derelerin ve şırıldayan çeşmelerin sesini
dinlemiştik doğada. Gümbür gümbür geliyordu hava; ha patladı ha patlayacaktı.
(Haziran 2023)
Arabaya
binip Alankıyı’dan Yiğitler vadisine yöneldiğimiz anda birden
yağmur indirdi. Ne güzeldi her şey; gök gürültüsü, azıcık ıslanmak, yağmurun
arabanın camına vuran sesi; tıkırtık tıkırtık diye diye… Ver elini İzmir; ama usul usul…
Dipnotlar:
(1)
Bayındır-Alankıyısı yaylası yürüyüşü için bkz. https://dagakactim.blogspot.com/2012/01/bayindir-alankiyi-yaylasi-yuruyusu.html
(2)
Fotoğraflar, belirtilenler dışında gezi sırasında İ. Fidanoğlu tarafından çekilmiştir.
Yazan: İbrahim Fidanoğlu
Düzenleyen: MYC