Sayfalar

10 Temmuz 2024 Çarşamba

SARDENE’NİN ZİRVESİNDE, DUMANLIDAĞ’IN ETEĞİNDE…

 16 Mayıs 2024
İbrahim Fidanoğlu
 
Giriş
Emirâlem Boğazı’ndan batıya; Ege Denizi’ne doğru akmakta olan Gediz Irmağı’nın taşıdığı alüvyonlarla kaplı verimli Menemen Ovası’na yukarıdan bakan volkanik oluşum Dumanlıdağ’da dolaştık bugün. İlkçağ’da Sardene adıyla anılan bu volkanik kütlenin krateri üzerinde yer alan bir dizi rüzgârgülü uzaktan dağın alâmetifarikası gibi İzmir-Çanakkale asfaltında seyreden yolcularını selamlıyor.
 
Dumanlıdağ'ın arka yüzünde; Güzelhisar Vadisi ve ötesindeki Yunt Dağı dünyası
(Mayıs 2024)
  
Dumanlıdağ'ın zirvesi ve Çukurköy
(MYC; Mayıs 2024)
 
Dumanlıdağ'ın doğu yakasında sedumlar (dam korukları)
(Mayıs 2024)
 
Bugün 1075 metre yüksekliğindeki Dumanlıdağ’ın zirvesine; doğusunda yer alan İbrim Deresi’nin Türkmen köyüne doğru aktığı vadiden başlayarak kısmen doğu, kısmen kuzey yönündeki sırtlarından zahmetli bir tırmanışla ulaştık. Zaman zaman bir kaya tırmanışı kıvamında ilerleyen yolculuğumuz Dumanlıdağ’ın kraterinin kuzeyine sıralanmış rüzgârgüllerine dek sürdü. Gecikmiş öğle yemeğimizi zirvede terk edilmiş bir yangın kulesinin dibinde yedik. Ege’nin maviliklerini ve hava bulutlu da olsa Midilli’nin hayalini seyrettik bir süre. Daha sonra dağın kuzey yüzünden Çukurköy’e sel yataklarını ve patikaları takip ederek indik. Toplamda yaklaşık 11,5 km civarı yürümüş olsak da, sert bir rota olması nedeniyle epey yorulduk. Yemek yerken maruz kaldığımız kısa süreli yağmur serpintisi zaman zaman inişte de devam etti.
 
Dağa Kaçtım gezginleri, Dumanlıdağ'ın zirvesinde...
(Mayıs 2024)

Zirveden Ege Denizi'ne bakış; önde Menemen Ovası ve Foça Dünyası
(Mayıs 2024)
 
Çukurköy sokaklarında...
(Mayıs 2024)
Sardene’den Dumanlıdağ’a…
 
Dumanlıdağ ya da İlkçağ’daki ismiyle Sardene Dağı, Menemen’in kuzey doğusunda yer alan ve Emirâlem ya da Manisa Boğazı olarak bilinen ve Gediz Irmağı’nın binlerce yıldır şekillendirdiği vadiyle güneyden sınırlandırılmış olan bir volkanik dağ kütlesidir.(1) Dumanlıdağ volkan konisi, çok kalın tabakalardan oluşan yayvan ve çok sertleşmiş lav, tüf ve kül tabakasından oluşmuş, yüksek, konik biçimli bir volkandır. Bu volkanlar (stratovolkan) dik yamaçlarıyla ve periyodik patlamalarıyla tanınırlar. Bunlardan fışkıran lavın akışkanlığı azdır ve çok uzağa yayılmadan önce soğur ve sertleşir.(2) 
 
Dumanlıdağ'ın zirvesine doğru; her yer volkanik malzemeyle kaplı...
(MYC; Mayıs 2024)

Dağın kuzeydoğu yüzünde lav akıntıları
(Mayıs 2024)

İbrimdere Vadisi'nin derinliklerine doğru bakış
(Mayıs 2024)

Kayaç yapısını andezit, trakiandezit, bazalt, riyolit, tüf ve aglomeraların(3) meydana getirdiği Dumanlıdağ volkanik kütlesinde, volkan topografyasına ait volkan konisi, krater, ikincil çıkış merkezleri ve lav akmaları gibi şekiller görülmektedir.
 
Dumanlıdağ volkanizmasının ürünlerinden...
(Mayıs 2024)
 
Dumanlıdağ volkan konisi üzerinde Karyalık Tepe (847 metre), batısında yaklaşık 2,5 km2 genişliğinde bir krater bulunmaktadır. Yüksekliği 650 metre civarında olan bu kraterin güneybatı kenarı, bir fay hattı ile sınırlandırılır. Kaynağını krater alanından alan ve kuzeydeki İbrim Dere’ye dökülen küçük bir akarsu, kraterin kuzeye doğru yarılmasına neden olmuştur. Krater alanı, kenarında kurulmuş olan Çukurköy’ün başlıca geçim kaynağını teşkil eden önemli bir tarım alanıdır.
 
 İbrim Deresi Vadisi'ne doğru...
(Mayıs 2024)

Volkanizmanın üzerinde hayat bulan meşeler; kuzeydoğu yüzünde...
(Mayıs 2024)
 
Kaynağını krater alanından alan ve devamlı akış özelliği gösteren akarsuyun İbrim Dere ile birleştiği noktanın hemen gerisinde, bazaltlardan oluşan arazinin faylanması sonucu, asılı vadi ve basamaklar halinde şelaleler meydana gelmiştir. Yörede “Su Uçuran Şelalesi” (Türkmen ya da Turgutlar Şelalesi olarak da bilinmektedir) adıyla tanınan ilk şelale en yükseğidir ve yaklaşık 20 metreden dökülmektedir. Birinci şelalenin döküldüğü yerde dev kazanı oluşmuştur. Bu şelalenin ve dev kazanının hemen önünde ikinci şelale yaklaşık 5 metreden, üçüncüsü ise 2 metreden dökülür. Eğim atımlı normal fay özelliği gösteren fayların, fay düzlemlerinde kayma çizikleri ve fay breşleri(4) tespit edilmektedir. İbrim Dere vadisinde şelaleler ile birlikte kızılçam ve maki elemanlarından oluşan bitki örtüsünün varlığı sayesinde Dumanlıdağ’ın arka dünyası ziyaretçilerine benzersiz bir doğal ortam sunar.
 
Türkmen ya da Su Uçuran Şelalesi
(Nisan 2011)

Türkmen Şelalesi önünde; eski bir hatıra...
(Nisan 2011)

Kaynağını Dumanlıdağ volkanik kütlesinin kuzey yamaçlarından ve onun kuzey batısındaki Karahasan Dağı’nın Güzelhisar Grabeni’ne doğru uzanan andezit ve aglomeralardan oluşmuş yamaçlarından alan Dedeköy Deresi ve Himmet Dere, graben (çöküntü-İF) alanına ulaştıkları Çıtak köyü kuzeybatısında birikinti konileri oluşturmuşlardır. Dumanlıdağ volkanik kütlesinin Güzelhisar Fayı ve İbrim Dere vadisi ile sınırlandırılan kuzey yamaçları oldukça engebeli bir topografyaya sahiptir.
 
Büyük şelalenin önünde oluşmuş bulunan dev kazanı; Türkmen Şelalesi...
(Nisan 2011)

Karakuzu köyü yakınlarında Dumanlıdağ'ın katılaşmış volkanik lav akıntılarına örnekler
(Aralık 2023)

Dumanlıdağ'ın zirvesinde rüzgargülleri
(Mayıs 2024)

İlkçağ’da eteklerindeki Aiol kaleleriyle öne çıkan Sardene Dağı, Bizans döneminde manastırlarıyla(5) anılıyor. Yanıkköy üzerinde Neonteikhos(6), Görece köyü üzerinde Temnos(7), Menemen-Aliağa asfaltı üzerindeki Buruncuk köyünün yukarısında yer alan Larissa ile Hatundere üzerindeki Küçükkale(8) ve Büyükkale(8) yerleşimleri bunlara örnek teşkil ediyor. 13.yüzyıldan itibaren ise Türkmenlerin bölgeye nüfuz etmeleri sonrasında Saruhan Beyliği’nin bölgede kaleleştiği ve kıyıdaki Foça dünyasında şap madeninin de cazibesi altında; Bizans döneminden beri kolonileşmiş bulunan Cenevizlilere karşı kuzey-güney geçişine hâkim bir noktada bulunan dağın stratejik konumundan yarar sağladıkları anlaşılıyor.
 
Dumanlıdağ'ın batı eteklerinde yer alan İlkçağ Aiol yerleşimi; Neonteikhos ya da Yeni Kale...
(Mart 2021)
 
Neonteikhos yakınlarındaki bir göletin başındayız; eski bir hatıra...
(Otomatik Çekim; Şubat 2016)
 
Neonteikhos'un doğu surları
(Şubat 2016)
 
Hatundere üzerinde Büyük Kale
(Nisan 2019)

Yürüyüşün Hikâyesi
 
Erken Cumhuriyet Dönemi’nin bayındırlık eserlerinden Gediz Irmağı üzerindeki beton kemerli Ali Çetinkaya Köprüsü’ndeki inşaat nedeniyle Buruncuk üzerinden Yanıkköy’e, oradan da ovadaki Gediz sulama kanallarından birinin kıyısındaki Belen köyüne ulaştık. Kanalın hemen kıyısındaki Belen köy kahvehanesinde içtiğimiz sabah çaylarıyla başladık güne. Çay keyfi sonrasında Haykıran köyünün kıyısından Dumanlıdağ’a yönelen yolu takip ederek Çukurköy’e doğru tırmanmaya başladık.
 
Sabah vakti Belen köyünde; Gediz'in sulama kanallarından birinin kıyısında...
(MYC; Mayıs 2024)
  
Belen sulama kanalı
(Mayıs 2024)

Çukurköy meydanı; sabah vakti...
(Mayıs 2024)

Saat 11 civarında andezit taşlardan 18.yy.da inşa edilmiş bulunan köyün tarihi Çukurköy Camii’nin arkasında yer alan kahvehanelerin bulunduğu meydana arabamızı bıraktık. Cami dikdörtgen planlı bir cami; avlusunda hala içinde su bulunan dört adet su kuyusu var. Caminin avlu girişinde ve son cemaat yerinin kapısında farklı kitabeler var. Bunlardan 1168 tarihini taşıyan eskisi ilk inşa tarihine ait olmalı. Diğeri ise tamir kitabesi…(1324 Hicri)
 
Çukurköy Camii
(Mayıs 2024)
 
Çukurköy Meydanı; eski bir değirmen taşı ve Aiol sütun parçaları, şimdi ziyaretçilerine masa olmuş durumda.
(Mayıs 2024)

Çukurköy Camii avlusundaki su kuyuları
(Mayıs 2024)
 
“Sahibül-hayrat Hacı Ahmet-i Vala kadr
 Rif’atiyle ihtimamen kıldı bu beyti bina
 Niyet_i ihlasla sa’yince ol sahib-kerem
 Ma’bed-i balaya mazhar düştü ba-avn-i Huda
 Nice hayr-ıla ide eyyamını mevla medid
 Dahi ikbalini efzun eyleye subh-u mesa
 Abidin ü hamidine didi Hafız tarihinin
 Secdegah-ı aşıkandır kıl namaz eyle dua”
 
Sene Hicri 1168 (Miladi 1754)
 
Çukurköy Camii; son cemaat yeri girişi
(Mayıs 2024)
 
Çukurköy sokaklarında; yürüyüşün başındayız.
(Mayıs 2024)
 
Çukurköy; Çınaraltı Kahvehanesi
(Mayıs 2024)
 
Kahvehanenin yanındaki parkta gördüğümüz ulu çınar ağacı
(Mayıs 2024)
 
Kahvedekilerle selamlaşıp köyün meydanından Turgutlar’a doğru ilerleyen asfalt yola doğru yürümeye başladık. İleride çınarlar altında bir park ve hemen yanında koyu gölgelik Çınaraltı Kıraathanesi vardı. Çınar gövdeleri o kadar büyük ve gelişmişlerdi ki; zamanla dev gibi gövdeler yarılarak birer yaprak gibi sağa sola açılmışlardı.
 
Çınaraltı Parkı; Çukurköy
(Mayıs 2024)
 
Köyden çıkarken...
(Mayıs 2024)
 
Çukurköy'ün domates tarlaları
(Mayıs 2024)
 
Yürüdüğümüz yol bahçelerin üzerindeki bir sekiden devam etmekteydi. Aşağıda göz alabildiğine uzanan ve çilek karıklarına benzer şekilde düzenlenmiş; naylon malzeme kullanılarak meyvenin toprakla ve topraktan kaynaklanabilecek her türlü haşeratla temasının kesilmesi amacıyla muntazam bir şekilde hazırlanmış domates tarlaları uzanıyordu. Bu arada belirtelim; Çukurköy’ün domatesi ovaya göre geç erer ve oldukça lezzetlidir. Çevrede de ünü oldukça yaygındır.
 
Çukurköy'ün verimli tarlaları; Dumanlıdağ'ın krateri üzerinde hayat bulur. Solda Turgutlar yolu...
(Mayıs 2024)

İbrim Deresi Vadisi'ne doğru; eski bir köprü karşıladı bizi.
(Mayıs 2024)

Dağa Kaçtım gezginleri, taşköprünün üzerinde...
(Mayıs 2024)

Bir süre sonra Turgutlar yolundan ayrılarak kuzeye ve Dumanlıdağ’ın doğu etekleri boyunca ilerleyen İbrim Deresi’nin aktığı vadiye doğru yöneldik. Dağın eteklerinden başlayarak zirvedeki rüzgârgüllerine doğru tırmanan bir toprak yol, bu rüzgâr santrallerinin kuruluşu sırasında açılmış olmalıydı.
 
Taşköprü ve vadinin girişi
(Mayıs 2024)
 
Taşköprü, Turgutlar'a doğru giden eski bir geçiş  üzerinde olmalıydı.
(Mayıs 2024)
 
Dere kıyısında çınarlar ve ceviz ağaçları
(Mayıs 2024)
 
Vadinin girişnde ters “V” şeklinde bir kemeriyle dikkat çeken güzel bir taş köprü vardı. Ama altından akan su oldukça azdı. Köprüden ileriye; vadinin derinliklerine doğru ceviz ağaçları ve çınarlarla kaplı; koyu gölgelik, hoş bir konfor alanı uzanmaktaydı. Dere yatağı boyunca cevizler ve çınarlar altındaki bu bahçeler uzun süre devam etti. Dumanlıdağ’ın doğu etekleri boyunca yürüdüğümüz yol, vadiye paralel olarak ilerlemekteydi. Yolumuza zaman zaman dağın eteklerinde veya sırtlarında serbest halde otlayan inekler çıktı. Kimisi karnını doyurmuş; yol üstüne uzanmış vaziyette, keyifle geviş getirmekteydiler. Vadinin derinliklerine doğru ilerlerken rastladığımız; dere kıyısındaki bir çeşme ve namazgâh dikkat çekiciydi.
 
Dere yatağı bir vaha gibiydi.
(Mayıs 2024)
 
Çınar ve ceviz ağaçları altında bahçeler vardı.
(Mayıs 2024)
 
Yolda karşılaştığımız ineklerin keyfi yerindeydi.
(Mayıs 2024)
 
 Yol kıyısındaki namazgah ve çeşme
(Mayıs 2024)
 
Namazgah ve çeşme
(Mayıs 2024)
 
Çeşmenin üzerindeki süslemeler ve kitabesi
(Mayıs 2024)
 
Vadi boyunca ilerledik. Toprak yol, derenin sınırlarına uygun şekilde kıvrıla kıvrıla Türkmen köyüne doğru ilerliyordu. Önümüzdeki vadi açıklığından Yunt Dağı’nı ve onu; Dumanlıdağ’dan ayıran Güzelhisar Vadisi’ne doğru alçalan tepeleri uzaktan görebiliyorduk. Biraz ileride yol üstünde bir çoban çeşmesine rastladık. Bu bizim için kısa bir mola demekti.
 
Dumanlıdağ'ın doğu etekleri boyunca bir toprak yolda yürüyoruz.
(Mayıs 2024)

Geldiğimiz ve gittiğimiz yol; aşağıda Yunt Dağı ve aradaki vadiler
(Mays 2024)

Bir çoban çeşmesinin başındayız. Birazdan Dumanlıdağ'a doğu yüzünden tırmanmaya başlayacağız.
(Mayıs 2024)

Çoban çeşmesi
(Mayıs 2024)

Yol kıyısındaki çayırlarda ve sırtlarda ise, açık lila rengi çiçekleriyle dikkat çeken karanfilgillerden dördüz otları, mor renkli kadın aynaları, yeni çiçeğe durmuş sığır kuyrukları ve İzmir papatyaları vardı. Bir süre sonra Dumanlıdağ’ın zirvesine doğru yönelen bir sırta doğru tırmanmaya başladık. Zaman zaman neredeyse insan boyunda deve dikenleri kesti yolumuzu. Ama yalçın bir kayalığın üzerindeki bir menengiçin altından Güzelhisar Vadisi’ne ve daha ötelere baktığımız an benzersizdi.
 
Karanfilgillerden dördüz otları
(Mayıs 2024)

Kadın aynaları
(Mayıs 2024)
 
İzmir papatyaları
(Mayıs 2024)
 
Sığır kuyrukları
(Mayıs 2024)

Dumanlıdağ'a tırmanırken...
(Mayıs 2024)
 
Katılaşmış lav akıntılarının oluşturduğu doğal duvarların kıyısından geçtik. İşte gerçek ve zorlu tırmanışımız, bu lav akıntıları arasındaki engebeli patikalarda başladı. Patikalar; hem oldukça dik, hem de katılaşmış lav yüzeyleri oldukça sıkıntılıydı. Dikkatle tırmanmaya devam ettik. Çevremizde yoğun bir meşe örtüsü vardı. Yukarı doğru yönelen zorlu yolculuğumuzda; bazen keçiler, bazen de dağ taş dolaşmakta olan ineklerle karşılaştık. Yükseldikçe kuzeyimizde uzanan vadide uzanan bir kuru dere yatağı iyice belirginleşti. Meşelerin içinden ilerleyerek, bu dere yatağının başlangıcında yer alan bir düzlüğe doğru batı yönünde yürüdük.
 
 Kuzey yönünde ardı ardına uzanıp giden vadiler ve Yunt Dağı Dünyası
(Mayıs 2024)
 
Kadın aynaları
(Mayıs 2024)
 
Yol boyunca deve dikenleri
(Mayıs 2024)

Bir uçurumun kıyısında, bir menengeçin altında...
(Mayıs 2024)

Duvar gibi lav kayalıkları
(Mayıs 2024)

Aşağılardaki dere yatağı ve vadiler
(Mayıs 2024)

Andezit kayalarla kaplı bir sel yatağında, meşe ağaçlarının altında çay molası verdik. Hava serin ve rüzgârlıydı, yavaş yavaş yağmur bulutları tepemizde toplanmaktaydı. Çevremizde yer yer geven öbekleri vardı. Meşelerin arasından Dumanlıdağ’ın zirvesine doğru; sırta saçılmış rüzgârgüllerini seçebiliyorduk. Çay molası sonrası, dere yatağını aşarak tepeye doğru yürüdük.
 
Bu sert kayaları aştık da geldik.
(Mayıs 2024)

Tırmanış sırasında karşılaştığımız inekler
(Mayıs 2024)
 
Yürüdüğümüz hoş patikalardan biri
(Mayıs 2024)
 
Düzlüğe doğru...
(Mayıs 2024)

Meşelerin altında...
(Mayıs 2024)
 
Pervanelerin göründüğü an...
(Mayıs 2024)
 
Zirveye yakın düzlükte, çevresi taş duvarlarla çevrili oldukça geniş bir ağıl vardı. Rüzgârgüllerinin dizili olduğu sırta doğru bir koyun sürüsünün peşi sıra tırmandık. Zirvede son yıllarda terk edilmiş bir yangın kulesi vardı. Aşağı inip Çukurköylü köylülerle konuştuğumuzda, kulenin 1950’li yıllarda yapıldığını öğrendik. Yangın kulesinin yanına ulaştığımızda, sert rüzgâr etkisini sürdürmekteydi. Kulenin merdiveni bile yıkılmıştı. Üst kata çıkmak mümkün değildi. Kuleyi ve denize hâkim noktadaki iri andezit kayaları kendimize siper ederek, gecikmiş öğle yemeğimizi Dumanlıdağ’ın zirvesinde yedik. Hava oldukça puslu olmasına rağmen yine de manzara oldukça güzeldi.
 
Zirveye yaklaşırken geven öbeklerini gördük.
(Mayıs 2024)
 
Zambağı andıran sarı çiçekler; ama ismini bilemedik.
(Mayıs 2024)

İyice yükseldik; arkamızda bıraktığımız vadiler, tepeler...
(Mayıs 2024)

Dumanlıdağ'ın zirvesi ve pervaneler
(Mayıs 2024)

Tepedeki düzlükte yer alan ağıl
(Mayıs 2024)

Rüzgâr nedeniyle dağın zirvesinde fazla kalamadık. Dağın güney yönündeki sırtından aşağıdaki hayvanları sulama amacıyla kullanılan bir gölete doğru inmeye başladık. Oldukça taşlı bir zeminde seyreden inişimiz, bir süre sonra pırnar meşeleri ve kesme çalıları arasından Çukurköy’e doğru yönelen; yarı sel yatağı, yarı patika görünümlü bir rotaya evrildi. Bu sıralarda yağmur aralıklarla yağmaktaydı. Çukurköy’ün evleri hemen altımızda konumlanmıştı. 2019 yılında dağdan inen bir sel, Çukurköy’de birçok evin yıkılmasına yol açmış, daha sonra köyün Turgutlar çıkışındaki yamaçta; selden zarar gören köylüler için devlet afet evleri yapmıştı. Köye doğru indiğimiz bu patika, büyük olasılıkla o yıllarda selin köye doğru yöneldiği sel yatakları olmalıydı.
 
Kuzey yönündeki Şakran kıyıları
(Mayıs 2024)

Tepedeki pervanelerden biri
(Mayıs 2024)
 
Önümüzden bir koyun sürüsü ilerliyordu.
(Mayıs 2024)
 
Zirvedeyiz; aşağıda Menemen Ovası ve Ege Denizi...
(Mayıs 2024)

Yangın Kulesi
(MYC; Mayıs 2024)
 
İnerken...
(Mayıs 2024)
 
Köye iyice yaklaşmıştık; aşağıda büyük bir çınar ağacı ve meydanlık bir alan vardı. Çınar ağacının altında bulunan bir çeşmede ve yalağında çamura bulanmış ayakkabılarımızı yıkadık. Daha sonra sabah arabamızı bıraktığımız köy meydanındaki kahvehaneye doğru yürüdük. Köyün sokakları, ineklerin rutin şekilde dolaştığı yerler olmasına rağmen tertemizdi. Bunun nedenini kahvedeki köylülerden öğrendik. Menemen Belediyesi’nin köye tahsis ettiği bir temizlik görevlisi köyün sokaklarını ve meydanını her gün temizliyordu. Ayrıca köylüler de hayvanlarının dışkılarını anında temizlemekteydiler. Bu gerçekten güzel bir uygulamaydı.
 
Çukurköy'e bir sel yatağını takip ederek iniyoruz.
(Mayıs 2024)
 
İniş patikalarından Çukurköy'ün evlerine bakış
(Mayıs 2024)
 
Çukurköy florasından; kaya kekiklerini andırıyor ama mevsimi değil. Dolayısıyla ismini bilemedik.
(Mayıs 2024)
 
 İndik sayılır. Aşağıda ulu çınar...
(Mayıs 2024)
 
Muhteşem çınar ağacının altındaki çeşmede ayakkabılarımızı temizledik.
(MYC; Mayıs 2024)
 
Çınarın ardında havuzu andıran büyük bir su birikintisi vardı.
(Mayıs 2024)
 
Kahvehanede yorgunluk çaylarının eşliğinde köylülerle sohbet ettik. Ağustos’un başında bizi yeniden Çukurköy domatesleri için köye davet ettiler. Ovadaki domatesler bitince, Çukurköy domateslerinin zamanı geliyordu. İnşallah dedik köylülere ve vedalaşıp ayrıldık yanlarından.
 
Çukurköy sokaklarında...
(Mayıs 2024)
 
Köyün dar sokaklarından birindeyiz.
(Mayıs 2024)
 
Bir evin duvarındaki tarih...
(Mayıs 2024)
 
Yağmur köye de yağmıştı. Sokaklar tertemizdi.
(Mayıs 2024)

Camiye doğru; bir dar sokakta...
(Mayıs 2024)
 
Bugün zorlu bir rotadan Dumanlıdağ’ın zirvesine tırmanmış; gün boyu doğanın türlü güzellikleri ve sürprizleri ile vakit eylemiştik. Yorgunduk, ıslanmıştık; ama sonuçta volkanik kütle Dumanlıdağ’ın çevresinde ve zirvesinde neredeyse basmadık yer bırakmamıştık. Bunun da keyfini sürmek bize düşmüştü bugün. Şimdi gitme zamanıydı; eve, İzmir’e doğru… Ne mutlu yürüyenlere; ne mutlu yürüyebilenlere…

Dipnotlar:
(1)   Dumanlıdağ jeolojisi hakkında İlker Eroğlu ve Recep Bozyiğit’in Güzelhisar Çayı Havzasında Yapısal Unsurların Jeomorfolojik Birimlere Etkileri isimli makaleden yararlanılmıştır. İlgili makale için bkz. https://www.researchgate.net/publication/303738104_GUZELHISAR_CAYI_HAVZASINDA_YAPISAL_UNSURLARIN_JEOMORFOLOJIK_BIRIMLERE_ETKILERI(2)  (2) Kaynak: Wikipedia.org
(3)  Riyolit; silis içeriği çok yüksek olan ekstrüzyonla üretilmiş magmatik bir kayaçtır. Riyolit ince taneli bir kayaçtır ve sıklıkla cam parçaları ve gaz boşlukları kapsar. Bu özellikler onun yüzey koşullarında hızlı soğuma ile oluştuklarına işaret etmektedir. Aglomera; küçük parçacıkların bağlayıcılarla birlikte çimentolaşması sonucunda oluşan kayaç tabakaları; bu oluşumlara volkanik arazilerde rastlanır. Doğal etkilerle ufalanması sonucunda yüzeyde son derece kaygan bir zemin oluştururlar.
(4)  Fay breşi; faylarda kırılma bloklarının birbirleri üzerinden sürtünerek kaymaları, fay zonundaki kayaçların parçalanıp ufalanmasına yol açar. Fay düzlemi boyunca yer alan ve mekanik olarak ezilmiş, ufalanmış bu malzemelere fay breşi adı verilir. Kaynak: Wikipedia.org 
(5)  Hatundere-Manastır Mevkii yürüyüşü hk.da https://dagakactim.blogspot.com/2019/06/hatundereden-manastir-mevkiine.html
(7)   Görece Kale ya da Temnos hk.da bkz. https://dagakactim.blogspot.com/2014/03/gorece-kale-yuruyusu.html
(8)  Hatundere üstündeki İlkçağ kaleleri için bkz. https://dagakactim.blogspot.com/2019/05/hatundere-kaleleri.html
(9)    Fotoğraflar, belirtilenler dışında İ. Fidanoğlu tarafından çekilmiştir.
 
Yazan: İbrahim Fidanoğlu
Düzenleyen: MYC

1 yorum: