12 Ekim 2023
İbrahim Fidanoğlu
Giriş
Yıllar önce Bayındır-Dereköy-Ergenli
ılıcalarından başlayarak Ilıca Vadisi’nden
Ovacık Yaylası’na doğru yürümüştük.(1) Kızıloba köyü ile Ovacık
Yaylası arasında yer alan ve Ege Bölgesi’nin en yaşlı ve en muhteşem çınar
ağacına da vadiye doğru inen bir yamaçta ve bahçeler arasında tanıklık etmiştik.
Yıllar sonra bugün Bayındırlı eski bir dostumuzun çocukken dolaştığı yerleri
bir anlamda ona yeniden hatırlatmak adına Aslan
Kavağı’na doğru bir yürüyüş gerçekleştirdik. Yürüyüşün ilk bölümünde Aslan Kavağı’na uğradıktan sonra, Ovacık Yaylası’na doğru çıktık. Arabayı Ovacık Yaylası’nın girişindeki Karakol Mevkii’nde bırakıp, bu yılın
bahar aylarında Karakol Mevkii-Erenköy
civarında yaptığımız yürüyüşün(2)
bazı bölümlerini değiştirerek benzer bir rotayı yeniden gerçekleştirmiş olduk.
(Ekim 2023)
(Ekim 2023)
Sabah
vakti Aslan Kavağı’nda…
İzmir’in kasabalarında, Aydın ve Denizli
civarında çınar ağacına kavak derler. Kavak ağacı ise, olur size servi;
mezarlıklarda yoğun olarak dikilen servi de kara serviye dönüşüverir İzmir
diyarlarında… Her yörenin yerel ağızları ve deyişleri vardır aslında; örneğin
İzmirli; simide gevrek, ay çekirdeğine çiğdem der. Kavak da öyle bir şey yani…
Bu da bu yörelerin güzelliğidir bir anlamda.
(Ekim 2023)
(Ekim 2023)
Aslan
Kavağı,
Bayındır’ın Kızıloba köyü ile Ovacık
Yaylası arasında Sarı Kavak Mevkii’nin
hemen altında, kendi adı ile anılan Aslan
Kavağı Mevkii’nde bulunuyor. Kızıloba’dan
Ovacık Yaylası’na doğru ilerleyen
tali asfalt yol üzerinde her iki yeri tanımlayan yol levhaları mevcut. Yani
bulması kolay…
(Ekim 2023)
(MYC; Ekim 2023)
(MYC; Ekim 2023)
Aslan Kavağı, deniz seviyesinden yaklaşık 625 metre
yükseklikte, Ovacık’a giden yol
ayrımından birkaç yüz metre içeride, bahçeler arasındaki patikalar üzerinden
ulaşılan bir dere yatağının içinde yer alıyor. Son derece zengin bir taban
suyundan beslenen yüzlerce yıllık bu anıt ağacın zaman içinde oluşan kovukları,
böcek ve haşerata karşı sıvanıp kapatılarak koruma altına alınmış. Bu bizim
için sevindirici bir durum idi. Çünkü ağaç; yıllar önce geldiğimizde, bu
kovuklar açık ve ağaç tehlikelere karşı savunmasız durumdaydı.
(Ekim 2023)
(Ekim 2023)
(Ekim 2023)
Ağaç yaşı, boyu, dip çevresi ve gövdesinin çapı
açısından benzerlerine göre emsalsiz nitelikte. Ege Bölgesi’nin en büyük çınar
(kavak) ağacı olduğu kesin. Belki de bu ihtişamı ile ülkenin bile en büyük
ağacı olabilir. Platanus orientalis (doğu çınarı) türü bir çınar ağacı olan Aslan Kavağı’nın yaşı kaynaklarda yaklaşık
olarak 1300, dip çevresi 21 metre, gövde çapı 5,22 metre, yüksekliği ise
yaklaşık 40 metre olarak veriliyor.(3)
Kızıloba sırtlarındaki Aslan Kavağı; görkemli çınar...
(MYC; Ekim 2023)
(H.Biriz; Ekim 2023)
(Ekim 2023)
Aslan
Kavağı’na
ulaştığımızda ortalık ıpıssızdı. Ağacın her yeri kaplayan muhteşem gölgesi
altında yenilenmiş bir çeşme, aşağıdaki derme çatma havuz ve ağaca yukarıdan
ulaşan patika varlığını koruyordu. Aşağılarda Ilıca Vadisi’ne doğru alçalan topografya, bahçeler arasından en
arkadaki Aydın Dağları’na kadar
benzersiz bir manzara sunmaktaydı.
Aslan Kavağı
(Ekim 2023)
(MYC; Ekim 2023)
(Ekim 2023)
Yıllar önce Aslan
Kavağı’na Sarı Kavak Mevkii’nden
bahçeler arasından aşağıya doğru yürüyerek ulaşmıştık. Bu kez arabayı Aslan Kavağı’nın yaklaşık 1 km kadar
aşağısında, hemen yol kıyısındaki Kızıloba
köyünden sonraki ikinci çeşmenin yanına bıraktık. Bu güzergâhtaki yaptığımız
iki yürüyüşte de güzel bir sulama havuzu, çeşme ve ihtişamlı bir kavak (çınar)
ağacının bulunduğu bu konforlu alanda yemeğimizi yemiştik. Bu kez aynı mekânda Aslan Kavağı’ndan dönüşümüzde
çaylarımızı yudumladık havuz başında.
(Ekim 2023)
Kızıloba sırtlarından Sarıyurt köyünün bulunduğu karşı yamaçlara doğru bakarken...
(Ekim 2023)
(H.Biriz; Ekim 2023)
Aslan
Kavağı’nın
altında huzur vardı; yüzlerce yıldır aynı yerde doğanın ve insanın bin bir
tahribatına karşı yorgun da olsa, hala dimdik ayakta kalabilmiş bu muhteşem
hayatın önünde saygıyla eğildik bir kez daha; ona dokunduk, sarıp sarmaladık
çevresini. Gerçekten anlatılmaz andı. Çünkü o da bir candı.
(MYC; Ekim 2023)
(Ekim 2023)
Bu kez Aslan
Kavağı’na, kendi adını taşıyan yönlendirici levhanın bulunduğu noktadan
sapıp, bahçelerden arasından ilerleyen bir toprak yolu takip ederek aşağıdan
ulaşmıştık. Aslan Kavağı’yla
vedalaştıktan sonra bu kez yukarıya bahçeler arasındaki patikalara doğru vurduk
kendimizi. Bahçelerin içinde bulunan evlerden yer yer insan sesleri geliyordu.
Kayrak taşlarla örülü iki bahçe duvarının arasından yol düzlemine doğru
ilerleyen hoş bir patika bizi yer yer Kavacık
üzüm salkımlarının hala üzerinde bulunduğu bir bağa ulaştırdı. Patikanın
kıyısındaki kara mürverler üzüme dönmüş ve iyice büyüyerek kararmıştı. Bu
mevsimin sapsarı çiçekleriyle dikkat çeken yapışkan andız otları da her yerde
boy vermişti topraktan.
Patikalarda kara mürverler
(Ekim 2023)
(Ekim 2023)
Patikadan biraz daha ilerleyince bir evin
bahçesinin içine düştük. İleride evin sahibi olduğunu düşündüğümüz bir kadın
bizi izliyordu. Selam verdik. Daha bahçelerden el ayak çekilmemişti. Tarlalarda
kaldırılacak ürün vardı daha. Ceviz, üzüm ve kestane… Bu yıl iklimsel
problemler nedeniyle yağışlar hem az, hem de gecikerek gelmişti. Bundan dolayı
verimlilik düşmüş, rekolte azalmıştı. Köylü kadın da benzer şeyler anlattı
bize. Kısa bir sohbetten sonra veda ederek yanından ayrıldık. Bir süre sonra Sarı Kavak yol çatısına ulaşmıştık bile.
Tali asfaltı takip ederek arabaları bıraktığımız havuz başına döndük ve
çaylarımızı içerek, günün birinci etabını bu şekilde sonlandırdık.
(MYC; Ekim 2023)
(MYC; Ekim 2023)
Ovacık
Yaylasında
Bağyurdu’nun ya da eski ismi ile
Parsa’nın üzerinde yer alan Ovacık Yaylası, kuzey-güney eksenli bir hatta Kemalpaşa’dan Bayındır’a
doğru alçalır. Kiraz, kestane, ceviz, kızılcık, böğürtlen gibi orman meyveleri,
son yıllarda Kavacık üzümü, geç eren
yayla domatesi, sebzeler, hatta çilek bu yaylanın eşsiz ürünlerindendir. 15
Haziran’dan sonra başlar kiraz hasadı bu yaylalarda. Kızıloba’dan ve Ovacık’tan
kirazlarını toplayıp üçer beşer kasa sepetli motorlarına yükleyip, yaylanın Kızıloba’ya doğru alçalmaya başladığı
noktadaki eski Karakol Mevkii’ne
taşıyan köylüler, her yıl; kiraz zamanı burayı sanki bir mahşer yerine
çevirirler. Türkiye’nin dört bir yanına buradan sarılan kamyonlar, ağır ağır
yola çıkar yayladan Kemalpaşa’ya doğru…
Ovacık Yaylası; Karakol Mevkii
(Mayıs 2023)
(Ekim 2023)
Bugün şimdi ortada izi olmayan eski bir jandarma
karakolundan ismini alan Karakol Mevkii’ne
ulaştığımızda yukarıda kiraz zamanı sözünü ettiğimiz hengâmeden eser yoktu.
Kiraz sezonu, İzmir çevresinde her yerde olduğu gibi bu yıl iklimsel
problemlerden dolayı zamanlı zamansız yağan baskın yağmurlar nedeniyle arzulanan
düzeyde geçmedi. Şimdi artık sonbahar günlerindeyiz; Ovacık’ın kestanesi ve cevizi meşhurdur. Kestaneler, henüz
ağaçlarda ve hasat için olgunlaşmayı bekliyorlar. Ceviz ise çoğunlukla toplandı
buralarda. Dolayısıyla şimdi sadece yaylada sessizlik ve hüzün hâkim; biten bir
yazın ardından.
(Ekim 2023)
Yol boyunca karşılaştığımız kiraz bahçeleri ve
üzüm bağlarında yapraklar kızarmaya ve sonbaharın türlü renkleriyle donanmaya
başlamışlardı. Sanki bir tek kestaneler ve meşe ağaçları hala yemyeşildi. Yaban
gülleri (kuşburnu ya da rosa canina’lar)
meyveye durmuş; böğürtlen üzümleri ardı ardına olgunlaşıp kararmaya
başlamışlardı. İçine girdiğimiz ormanda kızılçamların dibinde ya da
çalılıkların kuytu gölgeliklerinde sonbaharın vazgeçilmezleri; siklamen kolonileri, koyu pembeden açığa
doğru türlü tonda her tarafta baş vermişlerdi.
Bağların ötesinde; Ovacık yaylasından dağlara bakış
(Ekim 2023)
(Ekim 2023)
Vadiye bakan yamaçlardan yine dağ sıralarının
birbirinin ardı sıra dizilişlerini seyretmek bize düştü doğrusu. Erenköy’e varmadan yukarı doğru dönen
bir toprak yola saptık. Bu sapak, bizi yaz başında kullandığımız üst düzlemden Karakol Mevkii’ne dönen yola ulaştıracak
ara geçişlerden biri olabilirdi. Bir süre yürüdükten sonra toprak yol, bir
kestaneliğin dibinde son buldu. Bir köylü, kestane ağaçlarını silkmekle
meşguldü. Kısa süre onunla söyleştik ve ne amaçla buralarda olduğumuzu anlattık
kendisine. Bulunduğu yerden “dikkat edin; kaybolmayın” diye seslendi bize.
Bundan sonra sık çalılıklar ve kızılçamlara yakın
makilik taban örtüsü içinde yolumuzu bulmaya çalıştık. Biraz ileride; kızılçamların
arasında bir ara çınarları fark ettik; daha sonra da kirazlıkları… Bu bizim
için iyi bir haberdi. Medeniyet yakınlarımızdaydı. Sağa mı, sola mı gitsek diye
aranırken, sağda bizi yeniden bir toprak yol düzlemine ulaştıracak geçişi
yakalamıştık. Buradan küçük bir tırmanışla yaz başında Erenköy’den Karakol Mevkii’ne
dönüş yolu olarak kullandığımız toprak orman yoluna ulaşmıştık. Bundan sonrası kolaydı
gayri.
(MYC; Ekim 2023)
(Ekim 2023)
Sabahtan beri sırtımızda taşımaktan omuzlarımızı
çökertmiş sırt çantalarımızın içindeki nevaleleri mideye indirmenin zamanı
gelip de geçmişti bile. Artık bu bizim için akşam yemeği yerine geçecekti. Vadinin
göz alıcı derinliklerine nazır ve kızılçamların altındaki bir gölgelik alanda
yemek molası verdik. Bizden başka çıt yoktu çevremizde. Kuşlar bile gitmişti
uzaklara. Ormanın içinde yapayalnızdık resmen. Öyle bir bahtiyarlık ki;
anlatılmaz. Karşımızda meşelerle kaplı vadinin karşı yamaçları, masmavi bir gök
ve yukarılara doğru uzayıp giden filinta gibi kızılçam gövdeleri… Sadece
doğanın öz sesi vardı çevremizde…
Bahçelerin sınırlarını çizer, kayrak taştan duvarlar; Ovacık Yaylası'nda...
(Mayıs 2023)
Yemek molasından sonra Karakol Mevkii’ne doğru yeniden yürümeye başladık. Birbirlerinden kayrak
taşlardan oluşmuş çit duvarlarıyla ayrılan ve kızıla çalan yapraklarıyla bizleri
bir anlamda selamlayan bağların ve kirazlıkların yanından geçtik. Yaklaştıkça
virajlar başladı yeniden. Döne döne ilerliyordu orman yolu. Biraz sonra Karakol Mevkii göründü uzaktan. Akşama yaklaşan
bir vakitte Ovacık Yaylası’nda 6,5 km;
sabahtan Aslan Kavağı civarında ise
yaklaşık 2 km kadar yürümüş; toplamda 8,5 km.lik bir rota gerçekleştirmiştik.
Elbette mesafeden daha önemli şeyler vardı yaşadıklarımız arasında; dostlar
arasındaydık her şeyden önce ve çocukluk hatıralarına bir selam göndermiştik Kızıloba sırtlarından; Aslan Kavağı’nın koyu gölgesinden.
Üzümünden, elmasından, böğürtlen üzümünden; Ovacık
Yaylası’nın nimetlerinden tadımlık anlar yaşamıştık. Derin derin çekmiştik
kızılçamların reçine kokulu havasını içimize. Kıyıda köşede saklı siklamenlere selam
verip hatır sormuştuk. Daha ne olsundu ki?
(Eylül 2019)
Günü Ovacık
Yaylası’nda; Paşa Çeşmesi’nin
yanındaki Halil’in kır kahvesinde arka
arkaya içtiğimiz yorgunluk çaylarıyla sonlandırdık bir anlamda. Yayla
domatesleri, kilo kilo cevizler son yüklerimiz oldu Ovacık’tan aldığımız. Bizim için yeni sezonun ilk yürüyüşü idi bu. Ilımlı
ama keyifli bir başlangıçtı bizim için. İstanbul’dan aramıza katılan
dostlarımızla paylamıştık anı. Artık ayrılma vakti gelmişti dostlardan; onlar Bayındır yönüne; biz ise İzmir’e doğru koyulduk yollara. Kırlardan
şehre doğru…
Dipnotlar:
(1)
Bayındır Ilıca Vadisi; Kızıloba
ve Sarıyurt, Aslan Kavağı yürüyüşü; bkz. https://dagakactim.blogspot.com/2014/11/bayindir-ilica-vadisi.html
/kemalpasa-yaylalarinda-ovaciktan.html
(4)
Fotoğraflar, belirtilenler dışında gezi sırasında İ. Fidanoğlu tarafından çekilmiştir.
Yazan: İbrahim Fidanoğlu
Düzenleyen: MYC
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder