Sayfalar

28 Mart 2023 Salı

KARABURUN COĞRAFYASINDA; YENİ LİMAN’DAN TEPEBOZ’A…

 23 Mart 2023
İbrahim Fidanoğlu
Giriş
Karaburun yarımadası bizim için her zaman cezbedici olmuştur; hele ki dağlarına ve derin vadilerine bahar gelmişse… Tarihsel arka planı, insan kardeşlikleri üzerine binbir hikâyenin harman olduğu bu engebeli coğrafya; şimdi karşı kıyıya çekilmiş, oradan atalarının anlattıkları hüzünlü hikâyelerle bu yakaya bakan insanların düşleri; dağ başlarında terk edilmeye ramak kalmış köy eskileri, arada bir hatırlayıp yazları uğrayan; şehirlerden ya da sınır ötelerinden sökün edip gelmiş köylerin yeni ve “uzak” sakinleri; ölüme yaklaşmış mübadil çocukları hepsi bu yarımadadadır. Her çınarın başında durup nefes almak, saklı bir köşedeki yorgun bir Karaburun çeşmesinden su içmek, makiliklere dalmak; gevenlerden, yeni baş veren mor renkli güzelim karabaş otlarından ve orkidelerden hatır sormak bizim işimizdir. Haydi o zaman yürüyelim arkadaşlar…
 
Yeni Liman'dan Hasseki'ye doğru...
(Mart 2023)

Uzaktan Hasseki
 (Mart 2023)
 
Tepeboz Çeşmesi
(Mart 2023)
 
Karaburun yarımadası; Temmuz 2008'de ilçe merkezindeki bir panodan alınmıştır.
(Temmuz 2008)
 
Kaynarpınar İskelesi’nde kahvaltı
 
Bugün kendi normalimizden daha kalabalık bir grupla yürüdük. Toplamda 6 kişiydik. Hava sıcaklığı 15-16 derece civarındaydı; zaman zaman kuzeyli rüzgârların hafif esintisinin etkisiyle durduğumuz anlarda azıcık ürperdiysek de Karaburun coğrafyasında yürümek için oldukça güzel bir gündü. Sabah 10 gibi Kaynarpınar’daydık. Karşıyaka ve Kemalpaşa’dan iki ekip halinde yola çıkan gezginler, Kaynarpınar’da denize alçak bir sekiden bakan asırlık çınarlar altındaki daha önce de defalarca uğradıkları kır kahvesinde buluşmuşlardı.
 
Kaynarpınar İskelesi; sabah...
(Mart 2023)
 
Kaynarpınar kır kahvehanesi; kahvaltı mekanımız...
(Mart 2023)
 
Kaynarpınar'da kahvaltı ortaklarımızdan...
(Mart 2023)
 
Ortalık ıpıssızdı. Kahvede bir iki kişi dışında neredeyse bizden başka kimsecik yoktu. Denizde hafif bir çalkantı, karşıda belli belirsiz Özbek kıyıları, önümüzde Kaynarpınar mendireğine bağlı irili ufaklı teknelerden oluşan bir manzaranın eşliğinde keyifli bir kahvaltı yaptık.
 
 
Kaynarpınar İskelesi'nde kahvaltı vakti...
(N.Fidanoğlu; Mart 2023)

Kaynarpınar Kahvesi; kahvaltıdan sonra...
(İzzet Berktaş; Mart 2023)
 
19.yy.da Kaynarpınar, Esendere, Boyabağ ve daha ilerideki Saip Altı’nda yer alan derme çatma ahşap iskelelerden; Karaburun yarımadasının bu yakasının üzüm ve zeytin gibi yerel ürünleri, şimdi izi bile kalmayan İzmir Körfezi’nin karşı kıyısındaki (Deniz Bostanlısı’nın hemen kuzeyinde) eski Menemen iskelesine mavnalarla taşınırmış. Oradan alınan başka ürünler ise, bu yakanın ihtiyacını gidermek adına dönüşte yine bu iskelelere indirilirmiş. Şimdi Kaynarpınar’ın bugünkü haline bakıp o günleri ve o çileli yolculukları sadece hayal etmek bile ne kadar zor olsa gerek? Çünkü kıyıdaki iskelelerin o günkü hallerinden eser bile yok hayal edebilmek için…
 
Kaynarpınar; bahar halleri...
 (Mayıs 2019)

Kaynarpınar çeşmesi
(Mayıs 2019)

Kaynarpınar, Karaburun yarımadasının doğu sahilinde su kaynaklarıyla bilinen ve bunu ismine taşımış bir küçük balıkçı köyü aynı zamanda. Şimdilerde yazlıkçıların rağbet ettiği küçük iskele, muhtemelen Börklüce Ayaklanması’nı(1) bastırmak için 30.000 kişilik ordusuyla yarımadaya gelen Şehzade Murat ve Beyazıt Paşa’nın askerlerinin su ihtiyacını karşılamak için seçtikleri bir rota üzerinde yer alıyor olmalıydı. Bugün Balıklıova-Gerence Körfezi geçişi üzerinde yer alan Kozağaç Çeşmesi’nden Kaynarpınar’a doğru ilerleyen ve tarihte yaşanan olaylardan esinlenerek Cehennem Deresi olarak adlandırılan bu rota, Börklüce kuvvetlerinin yarımadada sıkıştırıldığı ve bugün Karaburun’un kuzey-batı ucunda yer alan Kanlıburun’a doğru sürüldüğü coğrafyanın bir parçasını oluşturmaktadır.
 
Aşağı Ovacık yaylasından aşağıda eski bir çeşme; Cehennem Vadisi geçişinde....
(Ocak 2010)
 
Yeni Liman’dan Hasseki’ye
 
Kahvaltı sonrası bugünkü yürüyüşümüzün başlangıç noktası, aynı zamanda; tepedeki Tepeboz köyünün deniz kıyısındaki limanı olan Yeni Liman’a doğru hareket ettik. Yeni Liman’a vardığımızda saat 11.15 gibiydi. Rıhtımı ele geçirmiş Karadenizli balıkçı tekneleri sıra sıra dizilmişti. Kıyıda az sayıdaki kahvehaneler ve lokantalarda hayat henüz uyanmamıştı. İskele kıyısındaki alana arabayı park edip, hemen daha önceden belirlediğimiz rotayı takip ederek Hasseki yönünde yürümeye başladık.
 
Dağa Kaçtım gezginleri yolun başında; Yeni Liman'da...
(Mart 2023)
 

Yeni Liman'dan Hasseki'ye doğru...
(İzzet Berktaş; Mart 2023)
 
Yeni Liman'da duvar resimleri önünde...
(İzzet Berktaş; Mart 2023)
 
Hasseki yönünden gelen dere yatağının denizle kavuştuğu noktaya kadar bir süre kıyı boyunca yürüdük. Yürüyüşün başından itibaren peşimize takılan Yeni Liman sakinlerinden iki sokak köpeği, tüm zamanlı olarak bize eşlik etti; Bu noktada kupkuru dere yatağı neredeyse bir azmağa dönüşmüş, deniz kavuşma noktasından yaklaşık 50 metreye kadar dere yatağından içerilere doğru girmişti. Dere kıyısında ellerinde serpme ağlarla bekleşen birkaç kişi vardı; yaklaşıp birine sorduğumda derenin sazlıklarla kaplı karşı kıyısında oynaşan kefalleri gösterdi. Biraz ileriden bir demir köprünün üzerinden dere yatağının karşı kıyısına geçtik.
 
Yeni Liman'dan sonra; azmak ya da kuru dere yatağına girmiş deniz...
(Mart 2023)
 
Yeni Liman'da denizle buluşan dere yatağı
(Mart 2023)
 
Dereden sonra; Hasseki'ye yönelen rotanın başında asırlık çınarlar
(Mart 2023)

Gezginler ve can dostlarımız çınarların dibinde...
(Mart 2023)
 
Dereye paralel ilerleyen toprak yol, bir süre sonra denize doğru kıvrılarak önümüzde yükselen tepeye doğru yöneldi. Belli ki rotamız oldukça keyifliydi; çünkü bunun ilk işaretleri, hemen bu patikanın başında ve yan yana konumda karşımıza çıkıveren iki gösterişli çınar ağacı oldu.
 
Çınarların kardeşliği
(Mart 2023)
 
Gezginler yürüyor; tepeye doğru...
(Mart 2023)

Solumuzdaki 19.yy.dan kalma yıkıklık
 (Mart 2023)
 
Yol kenarında yonca çiçekleri
(Mart 2023)
 
Patikayı izleyerek ilerlerken solumuzda; en azından 100 senedir maviliklere bakan bir eski yıkıklığın yanından geçtik. Çatısı içine doğru çökmüş, duvar yıkılmış; hatıllar birbirinin üstünde ve sadece zamanında hiç sönmeyen bir ocak vardı sanki. Yanından geçtik gittik. Patikanın sağında solunda çeşit çeşit sarı renkli yonca çiçekleri açmıştı; kimisi tek katlı; kimisi ise katmerli taç yapraklarıyla oldukça göz alıcıydılar.
 
Katmerli çiçekleriyle farklı bir tür yonca kolonisi
 (Mart 2023)

Katmerli yonca çiçeği
(Mart 2023)


Erkenci katırtırnakları
(Mart 2023)

Sırtlarda çiriş otları
(Mart 2023)

Biraz ileride Karaburun yarımadasının karakteristik bitkilerinden şifalı karabaş otları (yabani lavantalar) başladı. Mor renkli çiçekleriyle yeni yeni uyanıyorlardı. Işığın ve kuzey rüzgârının boyun bükücü etkisine açık olup olmamasına göre öbek öbek yeni hayatı karşılar gibiydiler. Kupkuru gevenler de aşağı kalır mı hiç; bayırlardan aşağıya doğru sanki sımsıkı toprağı tutarcasına yavaş yavaş yeşile dönen o kuru çalı halleriyle biz buradayız der gibiydiler. Ve onların diplerine doğru saklanmış Karaburun orkideleri; türlü renkte ve yapıdaki çiçek profilleriyle olağanüstü güzellikteydiler.
 
Mor renkli çiçekleriyle karabaş otları
 (Mart 2023)

Akyıldızlar
(Mart 2023)

Beyaz çiçekli Girit ladenleri
(Mart 2023)

Başka bir karabaş otu kolonisi
(Mart 2023)

Tepeye doğru...
(Mart 2023)

Gezginin ardında Yeni Liman...
(Mart 2023)

Hasseki’ye doğru tepeyi tırmanırken kuzeyli esintilerin eşliğinde burnumuzu yalayıp geçen, hafif ama baştan çıkarıcı kokularıyla ve sapsarı çiçekleriyle katırtırnakları başladı yamaçlarda. Ne kadar çoktular? Sivri ve dikensi dallarının ucunda biten göz alıcı çiçeklerine yanaşıp koklasanız dahi o kadar iyi hissedemezdiniz kokularını. Bayır yukarı ilerledikçe, pembe ve beyaz çiçekleriyle Girit ladenleri ve akyıldızlarla devam etti yürüyüşümüz.
 
Yürüyoruz; sağımızda mavilikler; tepelerde yeşil hakim...
(Mart 2023)
 
Hava cıva otu
(Mart 2023)
 
Tepelerin ardında artık Yeni Liman...
(Mart 2023)
 
Katırtırnakları kuzeyli esintilerin eşliğinde yayar bütün büyüsünü çevreye.
(Mart 2023)
 
Önde çiriş otları, arkada Dağa Kaçtım gezginleri
(Mart 2023)
 
Gevenler; sırttan aşağıya...
(Mart 2023)
 
Yamaçlardaki bir başka dikkati çeken bitki ise, yumru köklere sahip ve her bahar belki de herkesten önce topraktan baş verip, gelmekte olan baharın müjdecisi; kirli beyaz renkli çiçekleriyle çiriş otlarıydı. Kimyanın hayatımıza bu denli müdahil olmadığı o eski zamanlarda, çiriş otlarının yumru kökleri kurutulup un haline getirilir, daha sonra suyla karıştırılarak yoğun bir mayi şeklinde ayakkabı imalatçılığında yapıştırıcı olarak kullanılırdı. Kütlesel ölçekte üretimin söz konusu olmadığı zamanlardı büyük ihtimalle o günler. Zamanla her şey değişti; insanların tüketme alışkanlıkları ve nüfus da giderek farklılaştı. Geldik bugüne; kimya her şeyin içine girdi; sonunda bizim de “kimyamız” bozuldu.
 
Birazdan tepedeyiz.
(Mart 2023)

Karşıda Rüzgarlı Mimas; tepesindeki rüzgar güllerinden de belli değil mi?
(Mart 2023)

Sarıkız çayı
(Mart 2023)

Gezginler patikada...
(Mart 2023)

Hindibalar
(Mart 2023)

Tepeye yaklaştıkça ardımızda bıraktığımız; mendireği ve Tepeboz’un konumlandığı tepenin eteklerinden başlayarak denize dek yayılmış evleriyle Yeni Liman bütünüyle ortaya çıktı. Aynı şekilde biz ve Yeni Liman’dan beri bizimle birlikte yürüyen yol arkadaşımız iki köpek de (Akbaş ve Karabaş dedik onlara), yükseldikçe aşağılardaki bahçelerde ve derme çatma kulübelerin çevresinde bulunan köpeklerin dikkatini daha çok çeker olduk. Aşağıdaki köpeklerin biteviye havlamaları, biz onların görüş açısından kayboluncaya dek sürdü. Tepeye vardığımızda, geçmiş zamanların denizden gelebilecek korsan saldırılarına karşı savunma refleksiyle bir vadiye sinmiş Hasseki köyü çıktı karşımıza. Köyü uzaktan fotoğrafladık ve esas hedefimiz olan Yeni Liman üstündeki Tepeboz köyüne doğru yöneldik.
 
Sakız çalıları çiçekte...
(Mart 2023)

Karaburun orkideleri-1
(Mart 2023)
 
Karaburun orkideleri-2
(Mart 2023)
 
Karaburun orkideleri-3
(Mart 2023)

Karaburun orkideleri-4
(Mart 2023)

Karaburun orkideleri-5
(Mart 2023)
 
Çıktığımız tepe ile üzerinde Tepeboz’un konumlandığı yükseltilerin arasındaki vadiden Hasseki ve ötesine doğru uzanan karayolunu aşmak için vadinin dibine doğru kuzeydoğu yönünde inmeye başladık. Gevenler, henüz çiçeğe durmuş sakız kolonileri ve sık çalılıklar arasından geçerek ve dik bir eğimle mücadele ederek yavaş yavaş dere yatağına doğru indik.
 
Tepeden aşağıya dere yatağına iniyoruz; Yeni Liman çok uzaklarda...
(Mart 2023)
 
ve tam karşımızda Akdağ; yani Rüzgarlı Mimas...
(Mart 2023)
 
Yol arkadaşlarımızdan Akbaş çalıların diplerini araştırıyor.
(Mart 2023)
 
Dere yatağına doğru iniyoruz.
(Mart 2023)
 
Arkamızda Yeni Liman; hala görünür durumda...
(Mart 2023)
 
Katırtırnakları
(Mart 2023)
 
Vadiden vadiye; Tepeboz’a doğru…
 
Dere yatağına indiğimiz noktada; henüz uyanmamış hayıtların ardındaki düzlükte, kırık dökük onlarca arı kovanı vardı. Hepsi parçalanmış durumdaydı. Ona bitişik konumdaki limon bahçesi ise, çevresini saran elektrikli bir çitle koruma altına alınmış görünüyordu. Bahçenin sınırını izleyerek Hasseki’ye doğru ilerleyen asfalt yolu geçtik ve saygı duyulası yüzlerce yıllık zeytin ağaçlarıyla karşılaştık. Diplerinde hayat bulmuş bir sürü gelincikle birlikte koyun koyuna; gümüşi-kırmızı bir kardeşliği sürdürür gibiydiler. Bilge zeytin ağaçlarının zamana dirençli eşsiz gövdeleri, burula döne şekilden şekle girmişlerdi. Hele biri vardı ki; gövdesinin tam ortasında bir insan kafasının içine rahat sığabileceği koca bir deliği sarıp sarmalamış gibiydi. Budandıkça yenileniyordu hayat; mübarek gövdelerinde yeniden ve yeniden.
 
Bir yonca kolonisi daha...
(Mart 2023)
 
Asırlık zeytin ağaçlarından biri
(Mart 2023)
 
Bir diğeri...
(Mart 2023)
 
Zeytinin gövdesinin ardındaki merhaba...
(Mart 2023)
 
Aynı çayırda bir başka zeytin ağacı
(Mart 2023)
 
Dağa Kaçtım gezginleri, gelincikler ve papatyalar arasında...
(Mart 2023)
 
Gelincikler
(Mart 2023)
 
Diğer yol arkadaşımız Karabaş, dinlenmede...
 (Mart 2023)
 
Biraz ileride, sanırım bölgenin volkanik özelliklerinden kaynaklanan ve kömürü andıran siyahlıkta kayaçlardan oluşan tabakalarla karşılaştık. Buradan alınan malzeme büyük olasılıkla muhtelif yerlerde dolgu olarak kullanılmaktaydı. Tepeboz köyü vadinin ucunda ve tam karşımızdaki tepenin başındaydı, ama bir hayli uzaktı daha.
 
Pembe renkli Girit ladeni çiçeği
(Mart 2023)

Beyaz çiçekli ballıbabalar
(Mart 2023)
 
Tepeboz'a doğru; yeni vadimiz...
(Mart 2023)
 
Katırtırnakları
 (Mart 2023)

Vadim geven doluydu.
(Mart 2023)

Devriyeler iş başında...
(Mart 2023)

Tepeboz'a doğru...
(Mart 2023)

Önce Tepeboz yönünden gelen dere yatağına doğru yöneldik. Sık hayıtlar nedeniyle buradan devam etmek zordu. Bu nedenle solumuzda yükselen sırta doğru ağır ağır tırmandık. Bir süre sonra, son derece bozuk olsa da; iş makinaları tarafından açıldığını düşündüğümüz ve neredeyse Tepeboz’a kadar devam eden bir yol düzlemine çıktık. Bu rotayı takip ederek önce bir su deposunun da bulunduğu daha konforlu bir patikaya, daha sonra da hemen Tepeboz köyünün batı yönündeki bir düzlükte yer alan bir ulu çınar ve dibindeki taştan yapılmış eski bir Karaburun çeşmesine ulaştık.
 
Tepeboz Çeşmesi ve yol arkadaşımız
(Mart 2023)
 
Gezginler çeşme başında...
(Mart 2023)
 
Gezgin ve Karabaş...
(Mart 2023)

Çeşme başındaki çınar ağacı
(Mart 2023)

Burası gerçekten yürüyüşün en güzel mola yeriydi ve çeşmeden şırıl şırıl akan su, yerdeki kuru çınar yaprakların arasından bulduğu yolu izleyerek çınarın alt düzlemindeki eski bir havuza doğru boşalmaktaydı; oradan da sızarak daha aşağılara doğru… Bir süre suyun sesini dinledik; kuşlardan ve arada bir duyduğumuz Tepeboz’un horozlarından başka ses seda yoktu ortalıklarda. Bitmesini istemediğimiz bir andı; ruhumuzun arınma hali gibi…
 
Tepeboz Çeşmesi; cepheden...
(Mart 2023)
 
Gezginlerin çeşmeye vedası...
(Mart 2023)
 
Tepeboz'un önündeyiz; tam batısında...
 (Mart 2023)

Yeni kuşak Tepeboz evleri
(Mart 2023)

Bir diğeri
(Mart 2023)

Tepeboz'a batıdan bakış...
(Mart 2023)

Tepeboz, neredeyse yaşlılar dışında tamamen şehirden ya da yurtdışından gelen gurbetçilerden nasibini almış ve bu anlamda sosyal dokusu orijinal haline göre oldukça farklılaşmış bir yerleşim… Çekirdeğindeki eski evleri çepeçevre saran, denize nazır parsellerde yükselen gösterişli evlerin neredeyse hepsi insansız durumda bu mevsim… Sezonda belki hayat bulur; ama köyün sosyal hayatını sürekli kılacak herhangi bir işaret kalmamış köyde. Köyün girişindeki eski cami de ıpıssız; sokaklarda dolaşan belki Suriyeli birkaç inşaat amelesi dikkatimizi çekiyor; belli ki köydeki inşaatlar sürmekte. Eskilerine yenileri ekleniyor.
 
Batıdan camiye giden yol; Tepeboz...
(Mart 2023)
 
Tepeboz Camii
(Mart 2023)

Avlu duvarına gömülü mezar taşlarından biri
(Mart 2023)

Bir diğeri daha...
(Mart 2023)
 
Köyün altındaki düzlükten evlerinin arasına doğru daracık geçitlerden birini takip ederek ilerlediğimizde; evinin kapısının önünde, babası 7 yaşında mübadelede Selanik’ten göçüp gelen, 70’lerinde bir teyze ile karşılaşıyoruz. Köyün boşaldığını, yaşlılardan başka kimsenin köyde yaşamadığını anlatıyor teyze bizlere ve sonra yakınıyor; “Hep yabancılar doldu köye. Otursalar evlerinde; ona da razıyız. Ama yaz dışında ara ki bulasın evlerinde şehir kaçkınlarını…”
 
Tepeboz'dan Yeni Liman'a bakış 
(Temmuz 2008)

Tepeboz Camii'nin arkadan görünüşü; taş yapı...
(Temmuz 2008)

Tepeboz Camii'nin son cemaat yeri ve avlusu
(Mart 2023)
 
Caminin avlu duvarındaki bir başka mezar taşı; herhalde kaybolmasın diye buraya gömdüler.
(Mart 2023)
  
Caminin avlusundan bir görünüm
(Mart 2023)
 
Caminin karşısındaki bir çeşme yalağının kıyısında soluklanıyoruz. Caminin avlu duvarında köyün eski mezar taşlarından bazıları sökülüp duvara gömülmüş. Çeşmenin yanındaki bir Atatürk büstü ise, olan bitenin sanki tek tanığı gibi… Ne camide, ne sokaklarda ses seda yok. Bize de artık Tepeboz’dan ayrılmak düşer.
 
Caminin önünde yorgunluk hallerimiz...
(Mart 2023)
 
Tepeboz’dan Yeni Liman’a
 
Köyden ayrıldıktan sonra, Yeni Liman’a doğru inen tali asfalt yolu takip ederek bir süre yürüdük. Daha sonra zeytinlikler arasına yönelen bir patikaya saptık. Aşağıda masmavi bir deniz; çevremizde çiçeklenmiş türlü nebat; keyifle yürüyorduk. Önümüze papatyalar ve hindibalarla kaplı bir çayır çıktı; bir de Arap sümbülleri… Bayırdan aşağı yürürken üzeri hala turunç ve limonlarla kaplı bir narenciye bahçesinin kıyısından geçtik. Yeni Liman’a doğru yaklaşırken rastladığımız; taşlarla tahkim edilmiş, bakımlı teraslarıyla dikkat çeken ve denize doğru basamaklar şeklinde alçalan gösterişli zeytinlik için gerçekten büyük emek harcanmıştı. Son derece bakımlı bahçenin denize nazır bir köşesinde de küçük bir kulübe mevcuttu. Altları sürülmüş, hasat sonrası budanmış bakımlı zeytin ağaçlarıyla bahçenin görünümü gerçekten dikkat çekiciydi. Gıpta ettik doğrusu…
 
Önde çiçekli çayır; arkada Tepeboz camisinin minaresi ve Akdağ'ın rüzgar gülleri
(Mart 2023)
 
Sarı ve beyaz papatyaların güzelliği; aynı çayır...
(Mart 2023)
 
Bayırdan aşağıya; Yeni Liman'a doğru iniyoruz.
(Mart 2023)
 
Deniz aşağılarda...
(Mart 2023)
 
Arap sümbülleri; aniden çıktı karşımıza.
(Mart 2023)

Zeytin terasları
(Mart 2023)

Zeytinliğin mükemmeli
(Mart 2023)

Yeni Liman'a yukarıdan son bakış
(Mart 2023)

Kıyıdaki Yeni Liman Camii; önde yeni yeni yapraklanan badem ağacı
(Mart 2023)
 
Yeni Liman’a iyice yaklaşmıştık. Sesimizi duyan köyün ilk evlerinin bahçelerindeki köpekler havlamaya başlamıştı bile. Yürüyüşün başından beri yanımızdan ayrılmayan Akbaş ve Karabaş ile birlikte, kontrollü bir şekilde sessizce köye giriş yaptık. Evlerin arasından iskeleye ulaşan bir sokağı takip ederek deniz kıyısına indik. Yaklaşık 3,5 saat ve 10 km. kadar Yeni Liman’dan Tepeboz’a dek; çevredeki tepeleri aşarak yürümüş, sonunda da Yeni Liman’da başladığımız yürüyüşümüzü keyifle sonlandırmıştık.
 
Yeni Liman
(Mart 2023)
 
Yeni Liman; ters açı...
(Mart 2023)
 
Aybey, yürüyüş boyunca yanımızdan ayrılmayan yol arkadaşlarımızı ödüllendiriyor.
(Mart 2023)
 
Şimdi bir tek şey kalmıştı geriye; kıyıdaki kahvehanede içecekler eşliğinde yorgunluk atmak ve bizimle birlikte dağ tepe dolaşan yol arkadaşlarımız Akbaş ve Karabaş’ı ödüllendirmek… Öyle de oldu; kahvehanenin hemen arkasındaki bakkaldan iki paket sosisi alan Aybey, soluğu hayvanların yanında aldı. Bu an aslında onlarla vedalaşma anlamına da gelmekteydi. Sosisleri afiyetle midelerine indiren Akbaş ve Karabaş bir gölgeye çekilip dinlenmeye geçtiler. Bizim için ise, artık Yeni Liman’dan ayrılma zamanıydı.
 
Günün sürprizi; yabani şebboy tarlasındayız.
 (MYC; Mart 2023)

Mavi ve eflatun; koyun koyuna...
(Mart 2023)

Gezgin, şebboyları fotoğraflarken...
(Mart 2023)

Şebboylar; yakından...
(Mart 2023)

Dönüş yolunda Akçakilise yakınlarında denize yakın bir alanda bizi bir sürpriz bekliyordu. Hemen deniz kıyısında uzanan bir düzlük, eflatun rengine bürünmüştü. Arabadan dikkatimi çekti bu durum; hemen durduk ve bayır aşağı eflatun rengi çiçeklerle kaplı bu alana ulaştık. Manzara gerçekten görülmeye değerdi ve sanki çektiğimiz bu fotoğraf günün kapanışında bir ödül gibiydi bizler için. Doğanın bu hediyesini aldık, kabul ettik. Sanırım bu eflatun rengi çiçek tarlası, yabani şebboylarla kaplıydı ve gün boyu dolaştığımız başka hiçbir yerde bu manzarayla karşılaşmamıştık.
 
Şebboylar; harikulade...
(Mart 2023)
 
Şebboy tarlasına veda...
(Mart 2023)
 
Yeniden arabaya binerek Gülbahçe’ye kadar devam ettik. Günün kapanışı ve değerlendirmesi köyün merkezinde yeni açılmış olan bir kafeteryada içilen çayların eşliğinde yapıldı. Gün verimli geçmiş; planlanan rotada yürüyüş gerçekleştirilmiş, Kaynarpınar ve Yeni Liman molalarında kurulan sofralar eşliğindeki sohbetlerde an zenginleştirilmişti. Daha ne isteyebilirdik ki? Nasip, yeni hedeflere dedik ve İzmir’e doğru yola koyulduk.
 
Dipnotlar:
2.      Fotoğraflar, belirtilenler dışında gezi sırasında İ. Fidanoğlu tarafından çekilmiştir.
 
Yazan: İbrahim Fidanoğlu
Düzenleyen: MYC 

7 yorum:

  1. Sayenizde cümleleriniz eşliğinde bir kez daha yürüdük.Çok teşekkür ederiz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Siz bizleri izleyip geri bildirimde bulunduğunuz için biz teşekkür ederiz esasen. Devamlılığı dileğiyle...İF

      Sil
  2. İbrahim bey hepiniz iyi ki varsınız. Açtığınız bu site bir kültür hazinesi, gelecek kuşaklara çok değerli bir kültürel miras. Çok teşekkür ederiz, saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değerli geri bildiriminiz için çok teşekkürler... Devamlılığı dileğiyle...İF

      Sil
  3. Emeğinize sağlık, yürüyüş hikayeniz yine çok etkileyiciydi.

    YanıtlaSil
  4. Bizde buralarda yürüyoruz ama siz harika resim ve anlatim yapmissiniz.tesekkurler

    YanıtlaSil