BUCA’NIN ARKA DÜNYASINDA
23 Mart 2016
İbrahim Fidanoğlu
Giriş
İzmir’in rakımı en yüksek ilçelerinden biridir Buca… Doğusundaki Nif Dağı, Kemalpaşa havzası ile arasında
bir duvar gibi yükselir. Bu dağın hırçın kireçtaşı kütleleri arasından kendine
yol bulan ıssız dağ geçişleri, Buca’nın bir dizi köyünün de konumlandığı arka
dünyasından Kemalpaşa –Torbalı eksenindeki küçük tepelerin arkasına doğru
ormanlık alanlar ve usul usul akan derelerle kaplı sayısız rotalar sunar
yolcularına. Bugün bizim izlediğimiz rota da bu dağ geçitlerinden biri olan
Buca’nın Kırıklar köyünden
Kemalpaşa’nın Vişneli köyüne doğru
ulaşan Manasır (Manastır) Boğazı geçişidir.
Manasır Boğazı'ndan İzmir'e doğru...
Belenbaşı, Kırıklar, Doğancılar,
Dağ Kızılca ve Vişneli köyleri
yukarıda sözü edilen rotaya en yakın yerleşimlerdir. Az da kalmış olsa, kendine
özgü sivil mimari örneklerini hala içinde barındıran bu köylerdeki yerel
malzeme olan kayrak taşları arasına birer nazarlık gibi sıkıştırılmış mermer
antikite örnekleri de, bu havalinin binlerce yıllık geçmişine dek uzanan
yaşanmışlıkların duvarlara yansıyan birer kanıtı gibidirler.
Kırıklar köyünün evleri
Manasır Boğazı'nda İzmir papatyaları
Kızılçam örtüsüyle kaplı
Nif Dağı’nın çevresindeki tepelerin
arasından sızan dere yatakları, bu iki havza arasındaki geçişlerin birer
anahtarıdır sanki. Manasır Boğazı da;
bugün oldukça eski bir Yörük yerleşimi olan Kırıklar
köyünün Doğancılar çıkışında bulunan
çeşmesinin (suyu oldukça tatlı ve içilesi özelliktedir) arkasına doğru uzanan
vadi ile tanımlanabilir. İlk bakışta sık kızılçamlar içinde kaybolup giden ve arkasındaki
sarp kireçtaşı kayalıklara doğru nihayetsiz bir yolculuğa çağıran bu geçit,
aslında kendi rotasında kıvrıla kıvrıla yolcusunu bir ormana doğru sürükler.
Ama yılmamak ve ormanı, Vişneli yönünde;
en azından 600 metrelik bir inişle terke zorlayan bir geçiş fırsatını
yakalamak, gezginin maharetine kalmıştır.
Manasır Boğazı
Kırıklar’dan Vişneli’ye
Bugün Kırıklar köyü, yürüyüş sezonlarında;
Pazar günleri dağcı gruplarının yoğun olarak uğradıkları İzmir’in hemen
yakınlarında yer alan önemli yürüyüş rotaların geçişleri üzerinde yer alır. Birkaç
eski taş evin dışında köyün yapıları, genelde modern anlayışa göre yapılmış
betonarme evlerden oluşuyor. Evlerin geniş bahçelerinden sokaklara taşan
leylaklar, bembeyaz birer kartopunu andıran kiraz çiçekleri, henüz yeni açmış armut
ve ayva çiçekleriyle, bizi Kırıklar’da bir bahar cümbüşüne çağırıyor. Ama bizim
niyetimiz köyde bir kahve içiminden daha fazla oyalanmamak ve Manasır Boğazı’na doğru yürümek…
Kırıklar'da yeni açmış ayva çiçekleri
Vişneli girişindeki çiçeğe durmuş kirazlıklar
Sabahın erken
saatlerinde ulaştığımız köyde, içilebilir nitelikte iyi bir kahve bulamasak da;
misafir umduğunu değil, bulduğunu içermiş yaklaşımından hareketle kahvelerden
sonra Nif Dağı’nın güneybatı eteklerine doğru nüfuz eden Manasır Boğazı’na
doğru harekete geçtik.
Yol boyunca üzerinden 6 kez geçtiğimiz Manasır Deresi
Manasır Boğazı
Manasır Boğazı, ismiyle bize Bizans’ın Nif Dünyası’ndaki Laskarisler
döneminde güç ve yaygınlık kazanan manastırları hatırlatıyor. Vişneli üstünde eski bir Bizans kalesi
çevresinde yürütülen kazılar, son yıllarda bu bölgedeki Bizans varlığına dair
ciddi bulguları önümüze seriyor. Nif Dağı’nın doğusunda; Dağ Kızılca-Vişneli
geçişinde yer alan Başpınar mevkiinde
söz konusu kazılarda; eski bir Bizans Kilisesi ve diğer yapılar topluluğu,
geçmiş zamanlarda ağır bir yağmaya mazur kalmış olsa da mimari özellikleri ve
duvar freskleriyle ön plana çıkıyor.(1)
Başpınar Bizans Kilisesi ve diğer yapı grupları(2)
Kırıklar köyünden kuzeydoğu yönünde köyün son evleri
konumundaki küme evlere doğru ilerleyen asfalt yol, yaklaşık 1 km kadar sonra
toprak yola dönüştü ve son evden itibaren Nif
Dağı eteklerindeki kireç taşı kayalıkları yalayarak ilerleyen bir kızılçam
örtüsü içindeki dere yataklarıyla bezenmiş son derece hoş bir vadiye yöneldi.
Manasır Deresi'nin küçük büvetlerinden biri
Manasır Boğazı'nda yol ayrımındaki kır çeşmesi
Kırıklar’a doğru usul usul akan bir derenin üstünden; bir kır
çeşmesinin bulunduğu yol ayrımına kadar tam altı kez geçtik. Yol boyunca
rastladığımız tek insan, Kırıklar çıkışında kızılçamlarla kaplı bir sırta doğru
büyük olasılıkla kuzugöbeği mantarı toplamaya çıkan bir köylüydü. Elindeki
torbayla birlikte kızıl renkli çam ağaçlarının sırım gibi upuzun gövdeleri
arasında kısa sürede kaybolup gitti.
Vişneli geçişindeki bayır aşağı konumlanmış sırım gibi kızılçamlar
Vişneli geçişinde sırta doğru bir başka küçük dereciğin, önünü kesmiş bir kütüğün üstünden atlayışı
Vişneli yönünde duvar gibi sert bir kireç taşı kayalığa kadar tüm
sapaklarda sağa doğru ilerleyerek sırta tırmandık. Arkamızda bıraktığımız, su
buharıyla doygunluğa ulaşmış puslu bir havanın ardındaki İzmir topografyasıydı.
En önde Kırıklar, daha arkada Belenbaşı ve en geride Buca’ya dek ulaşan bir ufuk açılımıyla
topografya arkamızda uzanıyordu. Yol boyunca birkaç çeşme daha gördük.
Solumuzda Nif Dağı eteklerindeki
kireç taşından dev kaya kütlesinin üzerindeki mağara oyuklarını uzaktan
seçebiliyorduk. O yöne başka bir zaman yürümeyi dağarcığımıza not ederek Vişneli yönünde giderek sıklaşan
kızılçam ormanına doğru ilerledik. Kırıklar’dan
başlayan orman, yol çatısındaki büyük çeşme civarında nispeten seyrekleşmişti.
Ama tepeye doğru kızılçam örtüsü yeniden egemen hale geldi. Aralardaki sık
pırnar meşeleri, akasyalar, melengeçler ve diğer makilik unsurlar da göze
çarpmaktaydı.
Kızılçamların dibindeki papatyayı andıran sarı çiçekler
Manasır Boğazı'nda; Vişneli'ye doğru tırmandığımız sırtın en yüksek noktasından İzmir'e doğru bakış
Vişneli yönündeki tepenin en üst noktasına ulaştığımızda sağa doğru
bayır aşağı inen ve bir kapıyla denetlenen geçiş dikkatimizi çekti. Ancak ilk
adımda biz, Nif Dağı’nin doğu eteklerindeki kireç taşı kayalıkları dolaşan bir
patikayı yeğledik. Başlangıçta son derece konforlu ir şekilde ilerleyen patika,
bir anda sarp bir sırtta ve yaklaşık 600 metrelik bir vadi yamacının kıyısında
son buldu. Aşağıya bu noktadan inmek oldukça zor olacaktı. Bu nedenle hemen
geri dönüp tepeden aşağıya doğru inen ve dikenli tellerle çevrili bir kapı
geçişiyle ulaşılan toprak yol ayrımına yöneldik. Bayır aşağıya indikçe
kararımızın ne denli yerinde olduğunu kısa sürede anladık.
Uzaktan tespit ettiğimiz Nif Dağı'nın eteklerindeki kireçtaşı kayalıklarda yer alan mağara oyukları
Gezginler, Vişneli'ye doğru sırttan aşağı doğru inerken...
Bayır aşağı yaklaşık 40
dakika kadar devam eden yolculuğumuz, önce Vişneli-Dağ
Kızılca yönünde konumlanmış bir toprak yola ve daha sonra da orman içinden
dağcı grupları tarafından işaretlenmiş patikaları izleyerek ulaşılan ve Kırıklar-Doğancılar üzerinden Vişneli’ye ulaşan asfalt yola bağlandı.
Biraz ileride solumuzda Aşağı ve Yukarı Vişneli’nin kırmızı çatılı
evleri; sağımızda ise Dağ Kızılca
köyünün silueti görünmekteydi.
Vişneli bayırında uzaktan bir yengeçi andıran siyah kaya
Yol üstünde; ormanın içinde bir geriz
Vişneli'ye doğru yürürken, karşımızda belirdi heybetli Mahmut Dağı...
Vişneli yolunda kiraz bahçeleri
Bu noktadan itibaren Vişneli’ye kadar yaklaşık 2 km boyunca
köye ulaşan asfalt yolu takip ettik. Yolun iki yanında bembeyaz çiçekleriyle
kiraz bahçeleri, neredeyse köye kadar bize eşlik etti. Önce Aşağı Vişneli sapağını ve daha sonra Nif
eteklerindeki Vişneli pınarına doğru
çıkan toprak yolu geçtik. Yukarı Vişneli köyünün eski mezar taşlarıyla dolu
mezarlığından sonra, biraz ileride köyün ilk evleri belirdi. Eski adıyla Kurudere yeni adıyla Nazarköy yönünden gelen ve daha önceki
yıllarda gerçekleştirdiğimiz yürüyüş parkurlarından biri olan bu güzergâhın(3) sonlandığı noktadaki
büyük çınar ağacına ulaşmıştık bile. Buradan caminin de bulunduğu köyün meydanına
doğru kıvrılan yola saptık ve duvarında nazarlık gibi duran mermer sütun
parçalarının yer aldığı kayrak taşlarla kaplı bir evin önünden geçerek köy
kahvehanelerine ulaştık.
Vişneli'ye doğru orman içindeki toprak yoldan ayrıldığımız yerdeyiz. Gezginler, Vişneli patikalarında...
Vişneli kirazları
ve erguvanlar...
Kırıklar’dan beri neredeyse 3,5 saattir yürümüş ve yaklaşık 10 km kadar
yol kat etmiştik. Artık dinlenme ve yemek zamanıydı. Kaybettiğimiz suyu ve
enerjiyi burada yeniden tedarik etmeli ve dönüş yolculuğu için akşam baskısını
da dikkate alarak yeterince dinlenmeliydik. Çünkü dönüş yolunda Kırıklar’a doğru sık kızılçamlar içinden
ilerleyen çok sert bir çıkış bizi beklemekteydi. Kahvehanelerden birine oturup
soframızı kurduk. Dağcı gruplarına yabancı olmayan kahvehanedeki köylüler, bizi
pek de umursamadılar. Ancak yanımıza gelen kahvehane sahibi bizimle uzun bir
sohbete girişti. Sabah Vişneli sırtarından topladığı yabani ıspanakları bize
gösterdi. Kavurması ve böreği yapılan bu dağ otunun ne kadar lezzetli olduğunu
ondan öğrendik.
Vişneli Deresi
Vişneli'de duvarının köşesinde bir nazarlık misali mermer parçalarıyla bir taş ev
Vişneli Köyü; meydana doğru...
Kahvehanelerin bulunduğu Yukarı Vişneli'ni kalbi...
Yemek ve dinlenme molası
yaklaşık 45 dakika kadar sürdü. Dönüş yolculuğu için artık kalkma zamanı
gelmişti. Kahveciyle vedalaşarak geldiğimiz yoldan Kırıklar yönüne doğru yürümeye başladık. Orman içinden çıkan sert
yokuşu derin bir muhabbet konusuyla farkına varmadan aşıverdik. Tepede
verdiğimiz portakal molası, tırmanışın yorgunluğu almıştı bile.
Vişneli'de kiraz çiçekleri; yakından...
Dönüş yolunda Vişneli yakınlarında rastladığımız; görünümü horozibiğini andıran koyu al renkli altın kamışı bitkisi
Kırıklar'a dönerken tırmanış öncesinde Dağkızılca'ya bir selam gönderdik.
Manasır Deresi
Artık hedefimiz, Kırıklar köyüydü. Termosumuzdaki çayı
içmek için, küçük dereciğin kıyısında verdiğimiz kısa mola sırasında; kayalar
arasından minik çağlayanlar oluşturarak akan suyun sesini dinledik. Bu an,
günün son armağanıydı bize. Vakit her ne kadar akşama varsa ve hava hafiften
kararmaya başlasa bile, o an günü anlamlandırması açısından; paylaşılması ve
yaşanması gereken bir zaman dilimiydi bizim için. Öyle de yaptık. Gün, Kırıklar’da arabamızı bıraktığımız
kahvehanelerin bulunduğu meydanda sonlandı. Yola çıktığımızda hava zifiri
karanlıktı.
Dipnotlar
(1) Prof.Dr. Elif Tül Tulunay; Nif Dağı Araştırma ve Kazı Projesi Başkanı – Nif Dağı kazıları yörenin
tarihine ışık tutuyor. İzmir Kültür ve Turizm Dergisi; Şubat-Mart 2016;
sayfa:30
(2) Fotoğraflar için bkz. http://fb-design.wix.com/nifdagikazisi#!untitled/zoom/c1tsa/image1ry5
(3) Kurudere-Vişneli yürüyüşü için
bkz. http://dagakactim.blogspot.com/2012/01/kemalpasa-kurudere-nazarkoy-visneli.html
(4) Fotoğraflar, belirtilenler
dışında gezi sırasında İF tarafından çekilmiştir.
Yazan : İbrahim Fidanoğlu
Düzenleyen: MYC
Düzenleyen: MYC
çok güzel bir rota.. teşekkürler:)
YanıtlaSil