05 Ocak 2023
İbrahim Fidanoğlu
Giriş
Yeni yılın ilk
yürüyüşünü daha önceleri de uğradığımız Pomak(1) köyü Çınardibi
(ya da Kavakalanı) çevresinde
gerçekleştirdik. Uzun sürmüş bir pandemi engeli karşısında zaman zaman
kesintiye uğrayan yürüyüşlerimize yeniden başlayabilmek doğrusu keyifliydi.
Bugün Foça’dan eski dostumuz Coşkun
Ağabey’in rehberliğinde yürüdük Çınardibi
sırtlarında. Kendisi, Bayındır’ın Çıplak köyünde düşlediği bir çocukluk hayalini,
yaklaşık 4 yıldır Çınardibi’nde
oluşturduğu yeni mekânında gerçekleştirmiş görünüyor. Çınardibi’nde bugün yaklaşık 4,5 saat kadar geçirdik. Yürüdüğümüz güzergâh,
Çınardibi’nin kuzeybatı yönüne düşen
tepelerin çevresindeydi. Dağın ardında ise, daha önce sıkça yürüdüğümüz Torbalı-Kemalpaşa geçişine hâkim
konumdaki Karakızlar, Cumalı, Yeşilköy, Karaot, Gökyaka ve Dereköy köyleri yer almaktaydı. Biz
bugün bu dağın doğu yüzünde yürüdük.
(MYC; Ocak 2023)
(Ocak 2023)
Çınardibi'nde; kahvelerin birinde, Coşkun Ağabey'i beklerken, güneşe karşı çay keyfi yapıyoruz.
(İzzet Berktaş; Ocak 2023)
(İzzet Berktaş; Ocak 2023)
Yürüyüşün hikâyesi
Bugün epeydir İzmir’i
teslim alan yüksek basınç alanının etkisi altında yürüdük. Evet; hava güzeldi,
sıcaklık yaklaşık 10-12 derece civarındaydı. Ama yüksek basınç alanının egemenliğindeki
atmosferde mevcut yoğun sis, görüş mesafesini olumsuz yönde etkiledi. Yaklaşık 700-850
metre yüksekliklerde dolaşırken; Torbalı
yönüne doğru alçalan topografyada, hâkim noktalarda olmamıza rağmen, kaliteli
görüntü elde etmemiz pek mümkün olmadı.
(İzzet Berktaş; Ocak 2023)
(Ocak 2023)
Saat 11 gibi ulaştığımız
Çınardibi’nin Kahveler Mevkii’nde, Coşkun Ağabey ile buluştuk. Köye girişteki suyu
tatlı Çınardibi çeşmesinin yanından,
kuzeybatı yönünde karşımızdaki tepede kurulu rüzgâr güllerine doğru yürümeye
başladık. Bir süre İzmir Büyük Şehir Belediyesi tarafından yapılan ve tepedeki rüzgâr
güllerine doğru tırmanan tali asfalt yolu takip ettik. Yolun iki tarafında
şehir kaçkınlarının kimi duvarlarla, kimi ise tel çitlerle çevrili, bahçeler
içinde kır evleri mevcuttu. Sağdan soldan haberimizi alan bahçelerdeki köpekler,
canhıraş sesleriyle havlamaya başladılar. Yanlarından geçip gittik.
(Ocak 2023)
(Ocak 2023)
Evler ve bahçeler
nihayete erince, yolun iki yanında kızılçamlar ve yer yer meşe ağaçlarıyla
kaplı orman başladı. Ormanın içinden devam eden yol, bizi tepedeki rüzgâr
enerji santrallerinden ilkine ulaştırdı. Dev gibi gövdesinin üzerinde
konumlanmış jeneratör ve onu tahrik eden üç kanatlı dev pervaneler bir canavar
gibi dibimizde yükseliyordu. Bulunduğumuz noktadan eski Marmariç(2) köyüne
doğru uzanan sırtta bir dizi pervane daha yer almaktaydı. Rüzgâr güllerini birbirine
bağlayan toprak yolları kullanarak yürüyüşümüzü sürdürdük.
(Ocak 2023)
(Ocak 2023)
(MYC; Ocak 2023)
İlk rüzgâr gülünü
ardımızda bıraktıktan biraz sonra, sırtın öte yana devrildiği noktaya ulaştık.
Toprak yol, burada birkaç sapağa evrildi. Bunlardan bir tanesi, kuzeybatı
yönünde Mahmut Dağı ve uzantılarının
eteklerine serpilmiş Cumalı, Yeşilköy ve Gökyaka sırtlarına doğru yöneliyordu. Biz ise; tam yol çatısında,
ışığın önünü kesmiş iki meşe ağacının dibinden güneybatı yönünde diğer rüzgar
güllerinin öbekleştiği bir başka tepeye doğru yöneldik.
(Ocak 2023)
Atmosferik koşullar,
görüş mesafesi açısından uygun değildi. Sis olmasa, batı yönünde Torbalı’ya doğru alçalan topografyada Helvacı, Dirmil, Karakuyu ve Torbalı’ya dek uzanan yerleşimleri
tespit etmek hiç de zor olmasa gerekti. Aşağılarda bir sırtın tümü,
gençleştirme kesimi nedeniyle çırılçıplak kalmıştı. Biraz ilerleyince kesim
yapacak orman müteahhitleri için, kesilecek ağaçları işaretleyen ormancılara
rastladık. Ayaküstü yaptığımız sohbette ormancılar, kesim işleminin ömrünü
tamamlayan ağaçların işaretlenmesiyle başladığını, bu amaçla her gün ormanın belli
bölgelerini dolaşıp kesilecek ağaçları işaretlediklerini anlattılar. Ağaçları
kesilen ormanlık arazilerin daha sonra ya yukarıdan tohum saçımı, ya da
ağaçların fidan şeklinde dikilmesi yoluyla yeniden ağaçlandırıldığını
aktardılar. Onlarla vedalaşıp yanlarından ayrıldık. Önümüzde tırmanmamız gereken ve yaklaşık 776 metre yükseklikteki Akçam Tepesi'ne ulaşan sert bir rampa vardı; onun ardında da uğranılacak diğer rüzgâr gülleri…
(Aybey Çini; Ocak 2023)
(MYC; Ocak 2023)
Sırtın en yüksek noktasındaki yaklaşık 850 metre yüksekliğindeki Karlık Tepesi'ne ulaştığımızda,
çevredeki topografya bütün ihtişamı ile ortaya çıktı. Arkamızda heybetli Mahmut Dağı(3), güneybatı yönünde böbreklere iyi gelen şifalı suyu
ile tanınmış Dağteke köyü, güneydoğu
yönünde ise, günümüzde ekolojik tarımla öne çıkan eski Marmariç yerleşimi yer alıyordu. Doğuya doğru ise; sırt sırta
vermiş, geçmiş zamanın ayak bastığımız tepeleri; Ören üstünde yükselen Kartaltepe(4), Ovacık yaylasından tırmandığımız Dededağ(5)
ve en arkada Bozdağ’ın hayali
uzanmaktaydı.
Gezginler, Karlık yolunda yemek molasında...
(İzzet Berktaş; Ocak 2023)
(İzzet Berktaş; Ocak 2023)
Tepeden toprak yolu
takip ederek, doğu yönüne doğru kıvrıldık. Kızılçamlardan oluşan orman örtüsü her
yönü kaplamıştı. Yürürken gölgeler oldukça soğuk olduğundan, yemek molası için
güneşin sıcaklığını hissedebileceğimiz bir yer kolladık. Karlık Yangın Kulesi’ne yaklaşırken, son rüzgâr gülünün bulunduğu
tepelik açık alan, buna uygun bir düzlem idi. Burada yemek molası verdik.
Yaklaşık 1 saate yakın bir zamanda hem sırt çantamızda getirdiğimiz yiyecekleri
hep birlikte paylaştık; hem de doğanın kucağında olmanın keyfini dost
sohbetiyle zenginleştirdik. Hepimizin uzun süredir özlediği bir andı. Hele ki;
yemek boyunca bir ağaç kovuğunun altındaki küçük bir oyuğa yuvalanmış; küçücük
bir kertenkelenin, zaman zaman bulunduğu delikten başını dışarı uzatarak,
meraklı meraklı bize bakışı yok mu; onunki bambaşka bir can yoldaşlığıydı. Öylesine
aklımızda kaldı işte.
(MYC; Ocak 2023)
(MYC; Ocak 2023)
Yemek molası sonrası yolumuza
devam ettik. Aşağı yukarı 850 metrelerdeydik. Biraz ileride, üç katlı yapısı ve
en tepede gözetleme terası ile oldukça iyi durumdaki Karlık Yangın Kulesi’ne ulaştık. Kuleyi iki yanından yalayarak
devam eden toprak yol, kuleden sonra yeniden birleşiyordu. Bir süre yangın
kulesinin yanında oyalandıktan sonra, bayır aşağıya inmeye başladık.
(Ocak 2023)
(Ocak 2023)
İniş kolay oldu. Kısa
sürede Armutlu-Bayındır asfaltına
çıkıverdik. Çınardibi köyünün yakınlarındaydık.
Coşkun Ağabey, bu noktadan sonra bizi Çınardibi’nin
pembe domatesi ile meşhur Dernekli
yönünden girişine doğru yürüttü. Onun amacı, bize yine bir konukseverlik örneği
sergilemekti. Bir süre sonra sıra sıra çiftlik evlerini geçerek, Coşkun Ağabey’in
Çınardibi’ndeki göz alıcı ve oldukça
bakımlı yaşam mekânına geldik. Verandada bize ikram edilen sıcak çayların
eşliğinde sürdürülen sohbet, günün değerlendirmesi ve Çınardibi’nin son yıllarda yaşadığı sosyal dönüşüm üzerineydi. Her
yerde olduğu gibi orası da artık köylükten çıkmış, sürekli birbirine eklenen
yeni yapılarla; neredeyse bu Pomak yerleşimi, orijinal çekirdeğinden giderek uzaklaşarak
bir kasaba görünümüne ulaşmıştı. İyi mi olmuştu mu; yoksa kötü mü? Onu
değerlendirmek, herhalde köylünün ortak aklına kalmaktadır.
(İzzet Berktaş; Ocak 2023)
(Aybey Çini; Ocak 2023)
Dağa Kaçtım ekibi, Coşkun Ağabey'in Çınardibi'ndeki mekanının önünde...
(Coşkun Dilme; Ocak 2023)
Gün, akşama doğru
dönmekteydi. Yollar bizi beklerdi. Coşkun Ağabey’e bize göstermiş olduğu konukseverliği
nedeniyle teşekkür ederek Çınardibi’nden
ayrıldık ve Armutlu’ya doğru yola
çıktık. Yukarı Kızılca sapağında ilk
yolcularımızı indirdikten sonra, yönümüzü İzmir’e doğru çevirdik ve yaşanmış
bütün güzel anlara şükrederek günü sonlandırdık.
Dipnotlar:
(1) Armutlu Vadisi’nde yer alan Pomak köyleri hakkında bkz. https://dagakactim.blogspot.com/2016/12/kemalpasa-yigitler-vadisinde-pomak.html
(3) Mahmut Dağı hakkında bkz. https://dagakactim.blogspot.com/2021/04/karabelden-mahmut-dagina.html
ve https://dagakactim.blogspot.com/2015/02/yukari-kizilcadan-mahmut-dagina.html
(4) Kartaltepe hakkında bkz. https://dagakactim.blogspot.com/2022/05/kirazlarin-cicek-actigi-zaman.html
(5) Ovacık yaylası ve Dededağa hakkında bkz. https://dagakactim.blogspot.com/2012/11/kemalpasa-ovacik-yaylasi-dededag.html
(6) Fotoğraflar, belirtilenler
dışında İ. Fidanoğlu tarafından
çekilmiştir.
Yazan: İbrahim Fidanoğlu
Düzenleyen: MYC
‘Dağa Kaçtım’ı tanımaktan büyük memnuniyet duyuyorum. Sizlerle ’Dağa kaçıp’ yürümenin keyfini çıkardım. Doğada birlikte yürüyüp, sonrasında yazıya dökülmüş halini okumak ayrı bir keyif. Ellerinize, ayaklarınıza sağlık. Çok teşekkür ederim.
YanıtlaSilGeri bildiriminiz için teşekkürler. Biz de sizle birlikte yürümekten keyif aldık. İF
SilHarika bir anlatım. Coşkun Bey’le arkadaşlık etmiş ve onun oradaki evini ziyaret etmiş biri olarak okurken çok zevk aldım. İyi ki paylaşmışsınız.
YanıtlaSilİlginize teşekkürler... Devamlılığı dileğiyle...İF
Sil