20 Mart 2022
İbrahim Fidanoğlu
Giriş
Mart kapıdan baktırır
derlerdi de anlam veremezdik çocukken; bu yıl gördük Mart ayazını. Belki de
kışın ortasında yaşamadığımız soğuğu, karı ve yağmuru bu yıl epey zaman sonra
Mart ayında yaşadık. Sanki hiç gelmeyecek gibiydi bahar. Ne cemreler düştü;
faydasız. İşte bu hafta sonu o durmadan esen poyraz biraz sakinleşir gibi
olunca, insanlar zincirinden boşanırcasına attı kendisini sokaklara, kırlara.
Biz de rotamızı güneye Milas’ın yakın coğrafyasına doğru çevirdik. Pandemi
döneminde hiç uğramadığımız Akbük
hedefimizdeydi. Büyük Menderes’in
binlerce yıldır taşıdığı alüvyonlarla doldurduğu Latmos körfezinin ağzına denk gelen ve Söke ovasını neredeyse tam
ortasından bölen Söke-Bodrum yolunu
takiben Didim-Akköy sapağın ulaştık.
Okaliptüslerle kaplı yolun iki yanında yer alan ve Bodrum yolcularını hedefe
almış alışveriş merkezlerinin çoğu eski canlılığını uzun zamandır yitirmişti.
Kimisi kapanmış, kimisi küçülmüş; pandemi, ekonomik kriz ve Ukrayna savaşının
kümülatif olumsuz etkisi her yerde kendini hissettirmekteydi. Ortalıkta tek
güzel şey, baharın baş veren ılık yüzüydü.
Saplı Ada, mavilikler ve karşıda Akbük sahili...
(Mart 2022)
(Google Earth'den yararlanılmıştır.)
(Mart 2022)
(Mart 2022)
Sapaktan sonra Milas
yolundaki ilk rampayı aşınca Akbük
kavşağı göründü. Bafa dünyasını arkamızda bırakarak Akbük yoluna kıvrıldık. Dağ taş evle doluydu. Dağların sırtları
yetmemiş; çılgınca betonlaşma bütün Didim,
Akbük ve çevre topografyayı esir almış durumdaydı. Akbük’e doğru belediye bütün yolları kapatmış ve her yer kazılıydı.
Yazlık sitelerin içinden geçen sokakları takip ederek yörede Saplı Ada olarak bilinen ve bir kumul
birikintisiyle ana karaya bağlanmış küçücük bir adacığın yanına kadar geldik.
(Mart 2022)
(Ekim 2005)
(Ekim 2005)
(Ekim 2005)
(Ekim 2010)
Saplı Ada ya da Teikhoussa (Teichiussa)
Yörede Saplı Ada olarak anılan ve hemen
yakınlarındaki Kömürcü Adası ile birlikte İyonya yerleşimi Teikhoussa’ya
mekân olmuş Akbük coğrafyası, bugün
yazlıkçıların tarassutu altında ve eriyip gitmiş bir halde ziyaretçisini
karşılıyor. Adaya kumullardan oluşan bir dar kıstak ile bağlı Saplı Ada aslında ismini de bu sapa
benzetilen ve sonradan oluşmuş kara bağlantısından alıyor. İtalyanca kökenli
bir kelime olan tombolo ise,
coğrafyada dalga ve akıntıların kara parçalarını aşındırma ve biriktirme
faaliyetlerine bağlı olarak uzun zaman süreçleri boyunca meydana gelen bu tür
oluşumları adlandırmak için kullanılıyor. Tomboloların büyük bir kısmı adaya
doğru tekli bir kara uzantısı ya da kordonu şeklinde olabildiği gibi birden
fazla kıyı kordonunun zamanla birleşiminden oluşan daha geniş bir kıstak
şeklinde de olabiliyor. Ülkemizde bunların en tipik örneklerinden biri Bandırma-Erdek ekseninde Marmara
denizine doğru uzanan Kapıdağ
yarımadası olarak biliniyor. Akbük’teki
Saplı Ada da benzer oluşumların
eseri…
Dalgaların ve akıntıların hareketi sonucu oluşan kumdan bir kıstak ile ana karaya bağlanmış Saplı Ada
(Mart 2022)
Anakarayı Saplı Ada'ya bağlayan tombolo kordonu; aslında uzayıp giden bir kumsal; bazen de sığ bir deniz...
(Mart 2022)
(Mart 2022)
(Mart 2022)
(Mart 2022)
2022 Mart'ında Saplı Ada'dan anakaraya bakış; Akbük yamaçlarına doğru tırmanan bir sayfiye istilası, dağ taş beton beyazı...
(Mart 2022)
(Mart 2022)
Dağların arkasına dek
sokulan kalıntılarıyla Teikhoussa,
İyon göç dalgasından da önce var olan bir yerleşim olarak biliniyor.(1) Saplı Ada’da yapılan kazılarda Minos
dönemine dek inen bulgulara rastlanmış olması, burada yaklaşık İ.Ö. 16.yy.dan
önceye giden bir iskânın varlığını gösteriyor. İyonların buralara gelmesiyle
ada bir surla çevrili kaleye dönüşmüş ve zaman içinde şimdiki höyükleşmiş
görünümü ortaya çıkmış.
(Ekim 2005)
British Museum'da sergilenen ve Miletos-Didyma hac yolunda sıralanmış heykellerden biri olan Teikhoussa Tiranı Chares'in başsız heykeli
(Mart 2022)
Arkeolog Şükrü Tül’ün aktarımına göre; İyonların
İ.Ö. 4.yy. civarında Karia’nın yerli
halkı Lelegler ile birlikte
yaşadıkları kimi kalıntılardan anlaşılmaktadır. Anakaradaki kalıntıların
çoğunluğunu Leleg tarzı mezarlar ve
duvarlar oluşturur. Yazlık sitelerin arasında kalmış olan kaba taşlı anıtların
gösterdiği gibi aslında bölge Leleg
yerleşimidir. İyonlardan en ünlü kişilik ise Miletos’dan Didyma’ya
uzanan hac yolu üstünde oturan heykeli bulunan ve şimdi British Museum’da sergilenen Tiran
Chares’tir. Bizans çağında Saplı Ada’nın
en kuzey ucunda bir kilise belirmiş; 19.yy.da adalardan gelen Rumlar Akbük’ü kurmuşlar. 1922’den sonra da
Yörükler, yöreye yerleşmişler. Bugün yeniden restorasyonunu bekleyen kıyıdaki Akbük kilisesi, bir zamanlar muhtarlık
ve okul olarak kullanılmış küçük bir Ortodoks kilisesidir. Yaklaşık 10 yıl kadar önce restore edilip bir dönem kütüphane olarak kullanılan yapı, bugünlerde kapalı durumdadır.
(Mart 2022)
(Mart 2022)
(Mart 2022)
(Mart 2022)
İ.Ö. 250 yıllarında
Roma’da yaşayan filozof Athenaeus’a
dayandırılan bir söylenceye göre i.Ö. 350-400 yılları civarında İyonyalı
denizci Sratonikos ve arkadaşlarını
taşıyan küçük bir yelkenli gemi, Mandalya
Körfezi’nin kuzeyindeki Akbük
koyuna girer. Koyun mavi sularını yararak bir süre ilerleyen İyonyalı denizciler,
bir süre sonra kendilerini büyüleyen bir manzara ile karşılaşırlar. Koyun
bitimindeki iki küçük adacıkla kıyıda birbirinden güzel, bembeyaz mermerden
yapılmış evler ve tepelere doğru uzayıp giden birbirinden görkemli anıt
mezarlar İyonyalı denizcileri şaşkına çevirir. İyonyalı Stratonikos ve arkadaşlarını şaşırtan bu kentin adı, İ.Ö. 5.yy.da
yaşamış İlkçağ’ın meşhur tarihçilerinden Tükidides’e
(Thucydides) göre Teikhoussa’dır.
(Ekim 2010)
(Ekim 2010)
(Ekim 2010)
Saplı Ada'da kıyıdaki sur duvarlarına ait izler
(Mart 2022)
Bölgede ilk yüzey
araştırmalarını yürüten Alman Arkeolog Dr. Walter Voigtlander'a göre; Teikhoussa, Didim'in 13-14 km kadar güneyindeki Akbük köyüdür. Akbük koyunun oldukça sığ kıyılarından başlayarak hafif bir
eğimle yükselen ve makiliklerle kaplı bitki örtüsüyle kaplı yamaçlarda mermer
döküntülerden oluşan yığınlar geniş bir alana yayılmış durumdadır. Dr. Walter Voigtlander'a göre; bu mermer yığınlar, yanaşık düzenli mezarlardır. Bu
uzun mermer yığınlardan başka fundalıklar arasında
gizlenmiş durumda koni biçimli pek çok küçük tepecik de vardır. Dr. Walter Voigtlander'a göre, beyaz mermer parçacıklarının
yığılmasıyla oluşmuş bu tepecikler ise, heroon
olarak adlandırılan kahraman mezarlarıdır.
(Kaynak: Sabah Gazetesi)
(Ekim 2010)
(Ekim 2010)
(Ekim 2010)
(Ekim 2010)
(Ekim 2010)
Kaynaklarda Teikhoussa’nın; İlkçağ’da Perslere
karşı oluşturulan Delos Birliği’ne
katılan kentler içinde adı Miletos’a
bağlı ve Karialıların yakınlarında
konumlanmış bir demos olarak listelendiği
aktarılıyor.(2) Yine Thucydides ve Athenaeus’a
referansla
bölgenin Iasos’a yönelik bir
saldırıda Spartalılar tarafından bir
askeri üs olarak kullanıldığı belirtiliyor.
(Mart 2022)
(Mart 2022)
(Mart 2022)
Sert poyrazda; Saplı Ada’da…
Bugün Didim’den Akbük’e doğru ilerleyen karayolu üzerinde; kıyıdaki bir dizi devasa
konaklama tesisini geçtikten sonra, kıyı ile yolu ayıran makiliklerin arasından
geçen bir patika aracılığı ile ulaşılabilen Saplı
Ada, denize doğru bir dil gibi uzanıyor. Baharın tetiklediği yeni hayat,
ince bir kıstakla ana karaya sanki bağlanmış gibi duran Saplı Ada’da uyanmış gibiydi o gün. Şiddetli esen kuzeyli rüzgârlara
rağmen adanın bütün çevresini tamamen dolaştık. Neredeyse yere yapışık
durumdaki geniş yayvan yapraklarının ortasından baş vermiş mor renkli göz alıcı
çiçekleriyle tıbbi bitki; adamotları, yeni yeni çiçeklenen baharın habercisi
çiriş otları, sapsarı hindibalar, kırmızı ve mor renkte anemonlar, henüz çiçeğe
yeni durmuş; koloniler şeklinde kıyıya doğru yayılmış sakız çalıları, bol
miktarda ada soğanı, zeytin ağaçları ve güzelim papatyalar adanın bitki örtüsü
içinde hemen dikkatimizi çeken önemli unsurlarıydı.
(Mart 2022)
(Mart 2022)
(Mart 2022)
(Mart 2022)
(Mart 2022)
(Mart 2022)
Dalgaların aşındırdığı
kıyıda; yer yer, vaktiyle adayı çepeçevre saran sur duvarlarına ait izler
vardı. Kıstaktan adaya ulaşılan ilk düzlükte; kesme taşlardan oluşturulmuş bir
yapının temel izleri, adanın hemen ortasında ise, belki bir tapınağın
kalıntılarının yer aldığı bir höyüğü andıran taş yığınları yer almaktaydı. Adanın
güney kıyılarında; belki bir iskeleyi andıran ve uzun yıllar boyunca dalgalarla
aşındırılmış dev boyutlu kayalıklar, yine güney kıyısında bir kumsal; deniz
seviyesinden mutedil yükselen batı kıyısında denizin aşındırdığı katmanlarda
seçilen yanık izli tabakalar (İ.Ö. 16.yy.da Santorini
adasındaki volkanik patlama ve ardı sıra oluşan büyük depremler sonrasında bölgeye
ulaşan kül yağmurlarının izleri olduğu belirtiliyor) adayı dolaşırken
dikkatimizi çeken ayrıntılardı. Şimdilerde yok olmuş; eski zamana dair hayatın
bugüne ulaşan silik izleri arasında dolaştık bir süre; elle tutulur gözle
görülür bir şeyler aradık durduk. Ama yüzeyde saydıklarımız dışında başka bir
şeye rastlayamadık. Genellikle mevsiminde yazlıkçıların ve piknikçilerin sıkça
uğradığı bir mekân olarak dikkat çeken Saplı
Ada, bugün sert poyraz nedeniyle olsa gerek, pek sakindi. Batı kıyısında
balık tutan birkaç kişi ve arabalarıyla toprak yoldan adayı dolaşan birkaç
ziyaretçi dışında pek kimsecik yoktu ortalıkta. Biz de poyraza yenik düşerek
ayrıldık bir süre sonra adadan. Şimdi yönümüz Kazıklı’ya ve daha ötelere; Iasos’a
doğruydu.
(Mart 2022)
(Mart 2022)
(Ekim 2010)
Dipnotlar:
(1) Miletos, Ddyma, Teikhoussa gezi
notları; Arkeolog Şükrü TÜL; Ebruli Turizm
(2) The
Princeton Encyclopedia of Classical Sites; Teichiussa (Doğanbeleni) Turkey
maddesi; The
Princeton Encyclopedia of Classical Sites, TEICHIUSSA (Doğanbeleni) Turkey.
(tufts.edu),
(3)
Fotoğraflar, belirtilenler dışında İ.Fidanoğlu
tarafından çekilmiştir.
Yazan: İbrahim Fidanoğlu
Düzenleyen: MYC
Bafa gölünün güneyinden gecen ana yolun yıllar önce genişletme çalışmaları yapılırken yol saatlerce trafiğe kapatılmıştı. Borumda hastanedeki yeğenime acil yetişmem gerekiyordu. Arabamdaki haritaları inceledikden sonra Akbük-kazıklı-Gürcamlar-Kızılağaç üzerinden Bodruma ulaşmıştım. O zaman telaşıma rağmen güzegah hafızamda izler bıraktı,şimdi tam hatırlıyamadığım , Kızılağaç mı, Gürcamlar mı köylerinden birinin mezarlığı değişik mezar yapılarıyla ilgimi çekmişti. O Bölgeler çok çeşitli kadim kültürlerin izleriyle bezenmiş adeta ...coşkun dilme
YanıtlaSilGeri bildirimine teşekkürler Coşkun ağabey... Sözünü ettiğin köy Kızılağaç... Açık birer türbeyi andıran mezarlar var. Oldukça da eski mezarlar. Ben Orta Asya'daki Şaman köklerimize bağlamıştım onları. Beylikler döneminden kalmış olabilir. Henüz İslam'ın tüm ritüellerinin tam kökleşmediği bir zaman diliminden olabilir. Yine de araştırmaya değer... Bu hafta yine oradan geçtik; hala duruyorlardı. 3-4 tane vardı galiba...İF
Sil