Sayfalar

22 Mart 2015 Pazar

ÇATALKAYA CIVARINDA DOLAŞMALAR

13 Şubat 2015
Mehmet Yavuzcezzar

Çatalkaya


Bir araçla İzmir-Çeşme otoyolundan geçerken veya İzmir Körfezi'nde gemi ile ilerlerken; güneye doğru baktığınızda, Güzelbahçe ve Narlıdere'nin arkasında yükselen; birbirine benzeyen ikiz tepeler görürsünüz: Halk arasında yan yana yükselen ve uzaktan bakıldığında bir çatalı andıran silüetinden dolayı Çatalkaya olarak anılan dağın asıl ismi Kızıldağ'dır. 19.yy.daki Levanten söyleminde "iki erkek kardeşleranlamına gelen "due fratelliismiyle de tanınan bu dağ kütlesi, İzmir için karakteristik bir dağ sırasını oluşturur. Yağmur, hep buradan gelir İzmir'e. Sabah İzmirliler uyandıklarında; Çatalkaya'nın zirveleri üstünde gördükleri kara bulutları, yağmurun habercisi sayarlar. 


 Narlıdere köy içi

Dağ kütlesinin arka dünyasındaki saklı derin vadiler, dereler, küçük şelaleler ve dar geçitler sizi içine çeker; özellikle de baharları... "Kardeş" tepelerden denize yakın olanı 800, diğeri 850 metre yüksekliğindedir ve İzmirli delikanlılar arasında, Brigitte Bardot'un dillere destan göğüslerine benzetildiği de vakidir. Adını; Ali Onbaşı Deresi'nin bir zamanlar kıyısında yetişen nar ağaçlarının çokluğundan alan Narlıdere'nin sırtını dayadığı Çatalkaya zirvesine, uzun süredir yapmayı düşündüğümüz yürüyüş bu güne kısmetmiş. Sabah saatlerinde aracımızı Narlı Mahallesi'nin üst kotlarında inşa edilmiş; Narlıdere'nin neredeyse en tepesindeki bir  sitenin otoparkına bırakıp, ormana açılan kapısından geçerek yürüyüşümüze başladık. 
Birkaç yüz metrelik tırmanıştan sonra Çatalkaya'ya kadar uzanan orman yoluna ulaştığımızda; hava 14-15 derece ve açık, yol da oldukça konforluydu. Planımız; ilkin üzerinde yangın gözlem kulesi bulunan birinci tepenin zirvesine ulaşmak, ardından da ikinci tepenin yamaçlarında dolaşıp geri dönmekti. 

Yürüyüş rotası 18.5 km
(Google Earth'de çizilmiştir. by MYC)

Narlıdere İstihkam Okulu'nda eğitim gören yedeksubay adayları arasında "Asteğmen Çatlatan Tepesi" olarak da adlandırılan bu coğrafyadaki orman yolunda, solumuza Narlıdere Vadisi'ni alarak, hep yükselen tarafa doğru yönlenip yürüyüşümüzü sürdürdük. Vadinin sırtında yükseldikçe; çam ağaçları ile kaplı orman alanında yer yer kar birikintileri görmeye başladık ve bu arada hava da soğumaya başladı. Yürüyüşümüz sırasında askeri bölge civarında olduğumuzdan; bir kısmı eskiden kaldığı ve uzun süredir açık olduğu anlaşılan; bariyerler ile kontrol noktası olarak kullanıldığını sandığımız metruk binaya rastladık. 

Gezgin karda hedefe doğru ilerliyor
Yaklaşık 6 km yürüdükten sonra Çatalkaya'nın üzerinde kule olan tepeye doğru yönelen yol sapağına ulaştık. Sağa doğru devam edip bir tarafımızda sonradan dikilen genç ormanı alarak, karla kaplı yolda ilerleyerek zirveye doğru ilerledik. İzmir'de kar pek sık görülmez bilirsiniz, biz de hazır karı bulmuşken doyasıya tadını çıkartalım dedik. 7. km'de Yangın Gözlem Kulesi'ne ulaştığımızda öğle vakti olmuştu. Yukarıda hava sıcaklığı yaklaşık 1 derece gibi hissediliyordu.

Çatalkaya zirvede Orman Yangın Gözlem Kulesi
Kuleden; İzmir Körfezi'nin hemen tamamı; doğuda Bornova'dan, kuzeyde Karşıyaka ve Çiğli'ye, batıda Urla ve Karaburun'a kadar gözlemlenebiliyordu.
Kule'de yemek molası vermeyi düşünüyorduk, ancak soğuk ve rüzgârlı hava nedeniyle vazgeçtik. Kısa bir dinlenmenin ardından çevreyi fotoğrafladık ve dönüşe geçtik. İniş oldukça kolay gibi görünmesine karşın, yer yer buz tutmuş yol nedeniyle birkaç kez düşme tehlikesi geçirdik. 

Adımızı karlara yazdık

Aşağı inerken İzmir Körfezi
Kule yolu ile orman yolu sapağına vardığımızda bu kez sağa-güneye diğer tepenin yamacına doğru yöneldik. Tepenin altından batıya doğru bir süre gittikten sonra kestirme olsun diye bir patikaya saptık. Her kestirme bir sürprize gebedir. Nitekim oldu; çalılar arasında, belki 150-200 metrelik kestirme yolu aşmamız yarım saati buldu. 
Sonunda orman yoluna kavuştuk ve yönümüzü denize çevirip başladığımız noktaya ulaşmak üzere yürüyüşümüze devam ettik. 
Yangın Gözlem Kulesi
Sağımıza dağı, solumuza denizi alıp; kâh orman içinden, kâh akan dereciklerden geçtik. Orman yolu; körfez yönünden dağa doğru bir çok yerde, orman yangınlarının sıçramasını önlemek için açılan şeritleri keserek ilerliyordu. Yolumuzun üzerinde rüzgârdan korunmuş ve körfez manzaralı bir bölümde yemek molası verdik. Yürüyüşümüzün yaklaşık 14.km'sinde; körfeze hakim, denizden 530 metre yükseklikteki mesire yerinde soluklandık. Akşamüstü saat 4 civarı; 18.5 km'lik parkuru tamamlayıp, günün tatlı yorgunluğunu atmak için Sahilevleri'ne doğru uzandık... 


Yazan/Düzenleyen: M.YC 
Fotoğraflar: A.Aydemir
Edit: İF



Bumerang - Yazarkafe

Bumerang - Yazarkafe
Bumerang - Yazarkafe



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder