Sayfalar

22 Ocak 2012 Pazar

BİRGİ’DE BİR PAZAR GEZİNTİSİ



22 Ocak 2012

İzmir’den 120 km. uzaklıkta yurdumdaki kültürel varlıklara karşı gelişen bir vandalizm atmosferi içinde bir mücevher kasabadır şimdi Birgi. Bu kasabanın uzun süredir Çekül Vakfı’nın rehberliğinde ve İzmir Özel idaresi ile Birgi Belediyesi’nin ortak çabalarıyla sürdürülmekte olan sağlıklılaştırma çalışmaları ile yüzü aydınlanan odun ateşi kokan sokaklarını görmenin tam zamanıdır. Birgi’de tarihin derinliklerine uzanan katmanlar şeklindeki uygarlık alametleri yıllardır sürdürülen restorasyon ve sokak sağlıklılaştırma çalışmaları ile gün be gün daha bir görünür hale gelip bizleri heyecanlandırıyor.

Bir Ocak öğleden sonrası, güneşli bir havada “İyonya BeyleriAydınoğulları Beyliği’nin tarihi ile yaşıt, yaşlı servinin yanından Birgi’nin kalbine doğru ilerledik.

Birgi girişinde asırlık servi

Arabayı 16.yy.da yapılmış Derviş Ağa Camisinin hemen önündeki çeşmenin yanına bıraktık. İlkin Birgi’ye girişte, tepedeki mezarlığın altında yer alan Kurt Gazi mahallesindeki sokak sağlıklılaştırma çalışmalarının durumunu görmek üzere ara sokaklara daldık. Sokakların zemin döşemeleri, evlerin dış cephesinde yer alan duvar, ahşap kapı ve cephe boyalarının tümü elden geçmiş, çatı ve duvar kiremitleri dekoratif bir şekilde yeniden düzenlenmişti. Sokakların açıldığı geniş sahanlıklarda yer alan ağaçların çevresi taştan sekiler haline getirilmiş, değirmen taşları ve dibek taşları korunarak sokak aralarında anıtsal objelere dönüştürülmüştü.

Birgi sokakları

Tepedeki mezarlığa doğru tırmandık. Evlerin arasındaki patikadan tepeye ulaştık. Birgi’ye hâkim noktada, iki büyük mermer sütunun arasında uzanan Hekimbaşı Hızır Ali Paşa’nın (yada Hacı Paşa) mezarı ile karşılaştık. Şeyh Bedrettin’in Mısır’dan yakın arkadaşı, Anadolu’ya yeniden dönüşünde büyük ihtimalle yoldaşı olan bu büyük tıp bilgini kendisine Bergamalı Galenos ve İbni Sina’yı kendine rehber bellemiş. Aydın Vilayetine geldiklerinde ise Aydınoğlu İsa Bey’in Birgi’de kalma önerisini kabul edip saraya hekimbaşı olmuş. Öldüğünde de halk arasında Hızır Paşa olarak bilinen bu bilgin adamı Hıdırlık diye bilinen bu tepeye gömmüşler. Cumhuriyet döneminde ise Hızır Paşa’nın anısına Derviş Ağa Camisi’nin önlerinde bir yere yol üstünde bir andaç kitabe konulmuş. Hızır Paşa’nın mezarının çevresinde yüzlerce başı taşlı yada taşsız mezar vardı. Hepsi tepeye saçılmış vaziyette korunmasız bir durumda bugüne ulaşmışlardı. Mezarların arasından Güdük Minareyi solumuzda bırakarak tepeden aşağıya doğru diğer sokaklara doğru indik.

 Hızır Ali Paşa'nın mezarı

Derviş Ağa Camisi’nin hemen arkasında Bozdağlar’dan inen kar sularının çağıldadığı Birgi Deresi’nin yanında yer alan Derviş Ağa Medresesi ve Derviş Ağa Hamamı’nın restorasyonlarının hızla sona yaklaştığını gördük. Derenin öbür yakasında Umur Bey Caddesinden yukarı doğru yürüdük. Çekül Evi ve merkezdeki kahvehaneleri geçip Belediye’nin biraz ilerisinde bir lokantada güveçte kuru fasulye, nohut ve et ile pilav yedik. Yemek sonrası Aydınoğlu Mehmet Bey Camisi’ne doğru dere boyunca yürüdük. Yürüyüşümüz boyunca karşımızda heybetli Bozdağlar’ın başı karlı kaplı tepesi durmaktaydı.

 Birgi'den görünüş

Meydanda bütün ihtişamı ile yükselen ve Bozdağlar’ın eteklerinde yatan Lidya kenti Hipope’nin devşirme malzemesi ile ayağa kaldırılmış Aydınoğlu Mehmet Bey Camisi’nin içine girdik. Çatının onarımı sırasında kaldırılan toprak izolasyon örtüsünün yokluğu bugünlerde cami içindeki sıcaklığın mevsimlere göre değişmesine, bu da şekil bağlı ahşap malzemelerin sıcaklık farklılıkları nedeniyle çalışıp bozulmasına neden olmaktaymış. Buradan konuyla ilgili tüm sorumlu ve ilgililere bir kez de biz duyuralım dedik. Umarım bir yararı olur. Cami, Selçuklu mimari yaklaşımlarına sahip olduğu kadar diğer camilerden oldukça farklı bir yapı arz etmekte. Bir yandan çatı konstrüksyonu, bir yandan cami girişinden daha alçak bir zemine inilerek ulaşılan caminin iç mekânı (kabire inme düşüncesini hatırlatırcasına), minberindeki evreni anlatan eşsiz kündekari panolar, çalınarak İngiltere’ye kaçırılan ve uyanık bir İngiliz kadının bir müzayedede fark etmesi sayesinde İnterpol aracılığıyla tekrar ülkeye geri getirilip yerine takılan minber kapısı, turkuaz mihrap ve taşıyıcı granit devşirme sütunlar bu caminin ilginç yanlarından sadece bir kaçı olarak sayılabilir. Ayrıca caminin Birgivi Medresesi’ne bakan yönünde, duvara monte edilmiş nazarlık gibi duran devşirme aslan heykelini de bir İslam eserinde pek görmediğimizi eklemek gerekir. Alt zemininin Birgi deresine bakan yüzünün ne kadar sağlam bir şekilde tahkim edildiğini ve caminin bu zeminin üstüne itina ile inşa edildiğini de belirtmeliyiz. Zaten Batı Anadolu’da en erken Türk – İslam eserlerinden olan bu caminin, hala dimdik ayakta bugünlere kadar gelebilmiş olmasının en muhtemel nedeni de inşaatında uygulanan bu yaklaşımlar olmalıdır.

Aydınoğlu Mehmet Bey Camisi

Aydınoğlu Mehmet Bey Camisi’nden hayranlık duyguları içinde ayrılarak İmam Birgivi Medresesi’nin arkasındaki sokaklarda dolaştık. Sandıkoğlu ve Kerimağa Konakları’nın önünden geçtik. Bu adanın en altında yer alan ve vadiye bakan yeni restorasyonu tamamlanmış konağı seyrettik. Karşımızda ilerdeki yamaçta Aydınoğlu Mehmet Bey’in zaman zaman müttefiki zaman zaman da rakibi olmuş Menteşe Bey’in damadı Tire fatihi Sasa Bey’i çağrıştıran Sasallı Mahallesi uzanıyordu. Bir gün de oralara uzanmak düşüncesini aklımızda tutarak tekrar meydana, Aydınoğlu Mehmet Bey Camisi’nin karşısında yer alan kahvehanede çaylarımızı içerek akşamın artan ayazını bastırmaya çalıştık.

  Kahvehaneler

Dönüş yolunda restorasyonu devam eden Çakırağa Konağı’nın önünden geçerek Derviş Ağa Camisi’nin önünde bıraktığımız arabamıza ulaştık. Bozdağ’ın kestanelerinden günlük olarak taze taze yapılan kestane şekerlerimizi de alıp kısıtlı zamana çok şey sığdırmanın keyfi ve yorgunluğu içinde İzmir’e doğru yola koyulduk.



Yazan: İbrahim Fidanoğlu
Düzenleyen: MYC


2 yorum:

  1. ayağınıza emeğinize sağlık çok güzel rehber gibi bir site yapmışsınız .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederiz. İyi ve yararlı olması için çabalıyoruz...
      Sevgiler.

      Sil