Sayfalar

25 Ekim 2017 Çarşamba

ORTA YUNANİSTAN’DA GEZERKEN-6



YANYA’NIN DAMI; METSOVO
(BÖLÜM-3)
12-19 Eylül 2012
İbrahim Fidanoğlu 
Giriş

Yanya’yı terk ederken, son olarak; Pindus Dağları’nın yükseklerinde yer alan bir dağ köyüne uğradık. Köy demek ne kadar doğrudur, bilinmez; ama kasaba ölçeğinde, Pindus’un yamaçlarına yaslanmış bir Ulah (Vlah) köyü olan Metsovo (ya da Maçova) gerçekten hem topografyası ve doğası; hem de köyden yetişen tarihi şahsiyetleri ve son derece turistik bir arka plana sahip olması ile dikkat çekiciydi. Yaklaşık 1250 metreye varan bir yükseltide; dağın yamaçlarına saçılmış evleri, şirin meydanları ve turistik otelleriyle gerçekten görülmeye değer bir köşeydi Metsovo… Deniz seviyesinden yüksekliği nedeniyle de yazının başlığına da Yanya’ya yaklaşık 50 km kadar uzaklıktaki bu dağ köyüne biz Yanya’nın Damı; Metsovo adını taşıdık.

 
Pinduslar'a yaslanmış Metsovo

 
Metsovo'ya tırmanırken; tepeleri sisli Pinduslar

Metsovo’ya doğru

Ardımızda bıraktığımız mavi göl Pamvotis, Pindus’un kıvrımlarına tutunurken; otobüsün arada bir hırlaması, bilhassa bir üst düzleme taşırken bizi virajlarda; başımızı döndüren Yanya mıydı, yoksa bu biteviye dönüp durduğumuz virajlar mı sorusu aklımızda… Sisin tepelerini örttüğü Pindus’un eteklerindeyiz hala. Ama sanki dağa asılı gibi duran bu evler Metsovo’nın mı ne? Köyün ana meydanına ulaştığımız an burnumuzun ucunda biten kızarmış et kokuları; tandırlar, kontosouvli ismiyle anılan şişe dizilmiş, nar gibi kızarmış sıra sıra kuzu etleri, sözde Avrupa Birliği standartlarına göre yasak bellenen kokoreçlerin midelerin öz sularını salgılatacak denli baştan çıkarıcı davetkâr çağrıları. Meydanı çeviren irili ufaklı tavernalardan aşağılara doğru nüfuz eden bu koku, köyü ele geçirmiş gibi sanki.

 
Metsovo köy meydanı ve üst üste tavernalar

 
 Kokoreçler ve şişe dizilmiş kuzu etleri; Metsovo'nun lezzetleri

Meydandaki bir sundurmanın altındaki sıralara; ellerinde Metsovo işi ucu kıvrık, ahşap bastonlarıyla dizilmiş yan yana oturan Metsovo yaşlıları, bize bir Anadolu kasabasının arastasındaki aylak zamanları hatırlatıyor sanki. Biraz ileride ise meydanı çepeçevre saran Metsovo’nın hediyelikleri; ahşap bastonlar, türlü türlü ev makarnaları, yün keçeden yapılmış; şeklen Gaziantep yemenilerini hatırlatan Metsovo pantuflaları, bir copu andıran ambalajları içinde meşhur isli Metsovo peynirleri, Metsovone; hepsi dükkânların vitrinlerinde alıcılarını beklemekte bugün.

 
Metsovo bastonları

 
Metsovo'nın yaşlıları; ellerinde baston Metsovo meydanında Ulahça kaynatırken...

 
Metsovo'nın hediyeliklerinden; ev makarnaları...

Bir Ulah yerleşimi; Metsovo

Metsovo, Ulahların yaşadığı; geçmişi yüzyıllara dayanan oldukça eski bir köy… Biz ona Osmanlı Dönemi’nde Maçova demişiz. Ama Yunanlar tarafından Metsovo olarak adlandırılıyor. Anlamı ise; ayıların diyarı… Yerleşimin Ulah dilindeki ismi ise Aminciu… Özellikle meydanda vakit geçiren köyün yaşlıları, kendi aralarında Yunanca’dan farklı; Ulah diyalekti ile konuşuyorlar. Örneğin “Buona” yerli halkın ağzıyla “güle güle” demekmiş. Köyün daha yukarılarına doğru yürüdüğümüzde ise, bizi Arnavut kaldırımlı sokaklar ve geleneksel köy mimarisine sahip evler karşılıyor. Bizim Kemalpaşa’nın yükseklerindeki Pomak köylerinde sıkça rastladığımız kayrak taşlarla örtülmüş gri renkli çatıları, sokağa doğru uzanmış ahşap balkonlarıyla göz alıcı Metsovo’nın yine gri taştan evleri, sağa sola kaybolup giden yılan gibi kıvrım kıvrım dar geçitler… Yukarı doğru tırmandığınız yürümesi güzel bir yokuş, sizi sonunda Pinduslar’ın florası ile kaplı bir ağaçlık alana doğru taşıyor. Meydanda yine gri renkli taş malzemeden yapılmış; 18.yy.dan kalma Agias Paraskevi Kilisesi bulunmakta. Meydan da zaten bu kilisenin adıyla anılıyor.

 
Metsovo'nın evleri

 
Metsovo köy meydanında; bir çinarın altında...

 
Metsovo'nın gri renkli kayrak taşlı çatılarıyla öne çıkan gri taştan evleri  

Metsovo’nın tarihsel geleneği ve kişilikler

Metsovo’yı bizim için ilginç kılan kişiliklerden birisi de Balkan Savaşı’nda Ege adalarının birer birer Yunanistan’ın eline geçmesini sağlayan meşhur Averof Zırhlısı’nın finansörü ve ona adını veren Georgios (Yorgo) Averoff’un (1815-1899) yurdu olması… Aslında hayatının çoğunu ticaret ve tefecilik yaparak bir servet elde ettiği Mısır’da geçirmiş olmasına rağmen, doğduğu yer olan Metsovo ile adı anılan bir kişilik Averoff. 1896 yılında Modern Olimpiyatların ilk kez düzenlendiği Atina’daki Panathenian Stadyumu’nun da sponsoru olarak tarihe geçen bu kişinin şimdi Atina’da Sintagma Meydanı’nda bir heykeli bulunuyor. İlginç olan; heykelin üzerinde yer alan bir grafiti… Hayata soldan bakan isimsiz bir Yunan’ın kazıdığı grafitide Georgios Averof’un Yunanistan’ın kuruluş sürecindeki katkı ve bağışlarıyla tefeci kimliği arasındaki çelişkiyi vurgulayan “Daha ödenecek çok borcun var” ifadesi yer alıyor.

 
Georgios Averoff'un heykeli ve kaidesinde yer alan grafiti; Atina Sintagma Meydanı


Averof Zırhlısı İtalya'da denize indirilirken; 12 Mart 1910
(http://lcivelekoglu.blogspot.com.tr/2015/11/97-yil-once-bugun-istanbul-sadece.html) 

 
Metsovo'da yukarılara doğru

 
Metsovo'nın hediyeliklerinden; pantuflalar...

Ama zaman içinde hayat pratiğiyle; adı Georgios Averoff’un önüne geçen ve Metsovo’ya Averofeios Botanik Bahçesi, Neahellenic Sanatlar Müzesi ve Katogi şarapları gibi çekim merkezleriyle anılan izler bırakmış bir başka Averoff daha var Metsovo’da. O da Georgios Averoff’un yeğeni, Yunan Sağı’nın önemli ismi; muhafazakâr politikacı; Yeni Demokrasi Partisi’nin liderlerinden ve eski Savunma Bakanı Evangelos Averoff (1908-1990)… Önemli bir koleksiyoner, yazar ve şarap üreticisi olarak da bilinen Evangelos Averoff’un koleksiyonunda yer alan resim ve heykellerden örnekler, bugün Metsovo’daki Averoff Neahellenic Sanatlar Müzesi’nde sergileniyor.(1) Pindus’un yaylalarında yetiştirilen üzümlerden elde edilen meşhur Katogi şarapları da bugün yine Metsovo’da Averoff’un ismi ile anılan bir şaraphanede üretiliyor ve satılıyor.

Gezgin Metsovo'da...

 
Önde Tosistsa'ların mekanı; arka planda sisli Pinduslar... 

Metsovo’da Averoff’lar gibi bir başka tanınmış aile de Tosistsa ailesi… Georgios Averoff gibi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın Mısır’ında palazlanarak büyük bir servete sahip olan; bu aileye mensup Michalis Tosistsa (1787-1856) Yunanistan’ın Osmanlı Devleti’nden kopuş sürecinde yaptığı büyük bağışlarla öne çıkar. Esasen Metsovo çıkışlı bir kürk tüccarı olan Michalis Tosistsa’nın Mısır’daki bir toprak zengini ve spekülatör haline geliş süreci de oldukça ilginçtir. Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın özel danışmanı olacak kadar gözüne girmesi ise, bu süreçte ona büyük bir avantaj sağlayacaktır. Tosistsa, bağımsızlık sonrasında Yunanistan’ın sağlık ve eğitim alanlarındaki yatırımlarına verdiği destek ile neredeyse ülkede bir milli kahraman haline gelir. Bugün Metsovo’da adını taşıyan bir müze, Metsovo ve çevresindeki Ulah kültürünü yansıtan etnografik eşya ve malzemelerin sergilendiği bir mekân olarak hizmet vermektedir.

 
Agios Paraskevi Meydanı'na doğru...

 
Metsovo'nın hoş konaklama mekanlarından biri

4 Mevsim Metsovo

Yunan kaynaklarında; Osmanlı Dönemi’nde askeri birliklerin Epir’den Tesalya ve Makedonya’ya güvenli bir şekilde geçişi açısından Epir coğrafyasında sahip olduğu stratejik avantaj nedeniyle; Metsovo’nın, merkezi yönetim tarafından ekonomik ve sosyal açıdan gelişiminin desteklendiği belirtiliyor(2). Bu tarihsel gelişim süreci ise, Metsovo’nın bugünkü göz alıcı konuma ulaşmasında belki de en önemli paya sahip. Üstüne üstlük; Yunanistan’ın bağımsızlık mücadelesinde, hem bu sürece katkı koyan tarihi kişiliklerin bu bölgeden çıkmış olması ve ayrıca isyan ateşinin körüklendiği önemli noktaların bu coğrafyada yer alması nedeniyle de kırsaldaki bu tür yerleşimler giderek öne çıkmış.

 
Agias Paraskevi Kilisesi ve Meydanı
(http://web-greece.gr/de/destinations/metsovo-griechenland/)

 
Metsovo'nın çınarları her yerde...

Metsovo, yukarıda da sözünü ettiğimiz gibi sözcük anlamı itibariyle ayıların diyarı anlamına geliyormuş. Köyün, Pindusların zirvelerine bu denli yakın bir yükseltide; hem de yoğun ormanlarla kaplı bir topografyada yer alması, büyük olasılıkla bu isme esin kaynağı olmuş olmalı. 1200 metreyi aşkın yükseklikteki konumu itibariyle Metsovo kışın da önemli bir turizm merkezi olarak öne çıkıyor. Metsovo’nun hemen yakınlarındaki Politsa Dağı’nda ve karşısındaki Anilio köyünde bulunan kayak merkezleri, ziyaretçilerine 1500-1600 metre yüksekliklerde kış sporları için bu olanağı sunmakta.

 
Metsovo'da kış
(http://www.visitgreece.gr/en/main_cities/metsovo)

 
Metsovo Meydanı

 
Metsovolı Ulahlar yerel kıyafetleriyle...
(http://www.greece-is.com/metsovo-the-jewel-of-epirus/) 

Hayvancılık ve tarım Metsovo’nın hayatında önemli bir yere sahip. Pindus’un eteklerine saçılmış bağ terasları ve buna bağlı olarak bölgede gelişen şarapçılık da bir başka geçim kaynağını oluşturuyor. Ahşap işlemeciliği ve hepsinin üzerinde Metsovo’nın yukarıda sözü edilen tarihsel arka planından kaynaklanan avantajlar nedeniyle turizm faaliyetleri de bölgedeki ekonomik etkinlik alanları arasında öne çıkıyor. Yaz kış demeden yurt içinden ve yurt dışından yüz binlerce turist bölgeye akın ediyor. Kısacık bir zaman diliminde uğrayıp hayran kaldığımız; sırtını Pinduslar’a yaslamış bu şirin dağ köyünü görüp de memleketimizdeki benzerleri için hayıflanmamak elde değil. 1000 yıldan fazla Anadolu yarımadasında yaşayıp da bu toprakların ruhuna varamamış olmak; herhalde bu farkı yaratan… Ne diyelim; çalış, belki senin de olur? Ama önce yaşadığın yeri benimse; o coğrafyaya kök sal, sana bırakılan kültür mirasını yok etme ve çalış… Aksi halde bir gün sen de yok olursun; senden öncekilerin yok olup gittikleri gibi.

Dipnotlar:
(1)    Averoff Neahellenic Art Museum için bkz. http://www.averoffmuseum.gr/site/content.php?setlocale=2&sel=25
(3)    Yazıda belirtilenler dışında tüm fotoğraflar gezi sırasında İ. Fidanoğlu tarafından çekilmiştir.

Yazan ve fotoğraflayan: İbrahim Fidanoğlu
Düzenleyen: MYC

1 yorum:

  1. Daha önce duymadığım bir köy. Sayenizde tanımış oldum. Umarım bir gün yolum düşer. Turizm çabalarına hayran oldum. Küçücük köyde birden fazla müzenin olması çok güzel.

    YanıtlaSil