Sayfalar

17 Eylül 2023 Pazar

BULDAN’DA ZAMAN

17 Haziran 2023
İbrahim Fidanoğlu
 
 
Yavaş yaşayan şehir: Buldan
 
İki dağın yamacına yaslanmış bir şekilde ovaya doğru alçalan topografyada zamana direnen bir kasabanın hikâyesidir Buldan. Yıllardır Denizli’ye gidip gelirken, mutlaka uğramak adettendir bizim için. 90’lı yılların başında sessiz bir şehri keşfetme merakıyla dağa doğru yükselen sokaklardan ilerlerken dokuma tezgâhlarının seslerini ilk kez Buldan’da duymuştum. El tezgâhlarının durmadan sürüp giden tıkırdık tık tıkırdık tık sesleri arasından sokak aralarından yukarılardaki mahallelere doğru çıkarken insan zamanı unutur Buldan’da. Yokuşlar çeker insanı kendine doğru; nasıl bir meraktır bitmek bilmeyen.
 
Yavaş şehir; Buldan...
(Haziran 2023)

Dallarda ıhlamurlar; kokusu anlatılmaz.
(Haziran 2023)
  
Katalpa çiçekleri, rengarenk; Buldan'da...
(Haziran 2023)
 
Yüzyıllık serüvende; geçmiş zamanların el emeği göz nuru sivil mimari örnekleri epey hırpalanmış olsa da, son yıllarda farklı motivasyonlarla elde kalanı kurtarma ya da değerlendirme kaygısıyla sürdürülen çalışmalar yoğunluk kazanmış durumda Buldan’da. Genel olarak buna da iyi niyetli bir çaba olarak bakılabilir. Ancak her halükarda yerel yönetimlerle merkezi yönetim arasında uyumluluk ve belli bir vizyon dahilinde yürütülmüş olması, çalışmaların başarıya ulaşması açısından önem arz ediyor. Umarız bu doğrultuda yürüyordur işler.
 
Buldan; eski hapishane; şimdi dokumacılık eğitim merkezi...
(Haziran 2023)

Eski hapishanenin üzerindeki sokak; tarihi Buldan evlerine gidiyoruz.
(Haziran 2023)
 
Aynı sokaktan bir başka görünüm
(Haziran 2023)
 
Denizli dönüşünde yolumuz yine Buldan’a düştü. Topografyaya uygun olarak yamaçlara yaslanmış Buldan evlerine ve onların arasından dağa doğru tırmanan güzelim sokaklarına doğru yürüdük yine. Eski hikâyeler, yaşanmışlıklar canlandı gözümüzde; her ne kadar zamanın bütün tahribatına karşılık yine de çoğu ayaktaydı. Çıktık yokuşları, sokağa bakan cumbalı evlerin arasından yukarılara doğru…
 
Çıktık yokuşları, indik yokuşları; yukarıdaki cumbalı konak Tarakçı Konağı...
(Haziran 2023)
 
Tarakçı Konağı'nın komşusu; gözalıcı başka bir konak...
(Haziran 2023)

Buldan'dayız; dar geçitlerden yukarılara doğru yürürken...
(Haziran 2023)
 
Çarşıdan yukarılara doğru
 
Zaman sabah sayılırdı daha. Buldan’da bir uyku mahmurluğu; sıcağın yakıcılığı henüz daha sinmemiş sokaklara. Buldan’ın yakınlarındaki mesirelik yeri; çınarlar altındaki koyu gölgelik Kestane Deresi’ne doğru çıkan Atatürk Caddesi’nden Çarşı Camii’ne doğru ayrılıyoruz yavaşça. 1930’lu yıllarda belediye başkanlığı yapmış Talat Tarakçı’nın ve eski İzmir belediye başkanlarından Dr. Behçet Uz’un restore edilmiş evleri var yukarılarda. Hayat yeni uyanıyor Buldan’da. Dükkânlardan, dokuma atölyelerinden sesler yayılıyor sokaklara ağır ağır. Tarakçı Konağı’na doğru bir yokuşa vuruyoruz kendimizi. Sağımızda çınarlar altında bir dere yatağı; her iki yanında yorgun Buldan evleri, yosun tutmuş, üzerinde ot bitmiş alaturka çatılarıyla yamaçlara doğu birbirinin üzerinde yükselen ama asla birbirinin görüşüne engel olmayan tarihi Buldan evleri
 
Bir vadinin yamacından yukarıya doğru yürüyoruz; karşı yakada Buldan evleri bir üzüm salkımı gibi...
(Haziran 2023)
 
Giremediğimiz Tarakçı Konağı'nın girişi
(Haziran 2023)
 
Sesler çağırıyor bizi; tıkırdık tık, tıkırdık tık; yukarı, daha yukarı diye...
(Haziran 2023)

Buldan evleri, ahşabın ve kerpiçin birlikte kullanıldığı, şimdilerde sokak sağlıklılaştırma çalışmalarıyla dış cepheleri göz alıcı ve rengârenk boyalarla kaplı olsa da, yamaçlara doğru yükseldikçe zamanın ve mekânın girdabına sıkışmış sakin şehir Buldan’ın belki de hiç dokunulmamış; en az yüz-yüz elli yıllık eski evleri olduğu gibi duruyor. Kiminin dış cephesi çinko levhalarla kaplı da olsa, kimisi avluya doğru uzanan verandalarının ahşapları kararmış ve yorgun da olsa yine de geçen zamana meydan okuyorlar.
 
O patika, bu patika; çağırıyor yolcusunu yukarı...
(Haziran 2023)

Seslerin izinde; incirlerin ve cevizlerin gölgesinde...
(Haziran 2023)

Buldan'da motorlu dokuma tezgahlarından biri; bakın ne anlatıyor?
(Haziran 2023)

Yorgun Buldan konaklarından biri; neredeyse orjinal...
(Eylül 2009)

Aynı konağın bir başka cephesinden görünümü
(Eylül 2009)

Bugün günlerden Cumartesi; açıktır umuduyla tırmandığımız Tarakçı Konağı’nın kapıları ne yazık ki sürmeliydi. Dere kıyısı boyunca ağaçlar arasından devam eden bir patikanın yukarılarından dokuma tezgâhlarının sesleri geldi kulağımıza. Ağır ağır patikayı takip ettik. Patikanın sonlandığı bir yerden sokağa saparak seslerin geldiği atölyeye ulaştık. İçerde bir otomatik tezgâh ve bir kadın vardı; tezgâhın çalışmasından seslerimizi birbirimize duyurmak çok zordu. Bir süre dokuma tezgâhının sürekli kendini tekrar eden seslerini dinleyip çalışmasını izledik. Ham bez dokuyorlardı. Bir süre sonra yanlarından ayrılıp yukarıdaki sokaklara doğru yöneldik.
 
Dr. Behçet Uz Evi
(Haziran 2023)
 
Vadinin karşı yakasındaki Buldan Evleri
(Haziran 2023)

Bir yanı çürüyor; bir yanı diri; ama nasıl?
(Haziran 2023)

Sokağın aşağılarında eski İzmir belediye başkanlarından Dr. Behçet Uz’un konağı vardı; ama bugün o da kapalıydı bu saatlerde. Yapacak bir şey yoktu; şehrin eski mahallelerine doğru çıkmaya başladık. İki yaka arasında uzanan dere yatağı yoğun ağaç örtüsü içinde hoş bir peyzaj oluşturmaktaydı. Yeşil Buldan; yemyeşil Buldan evlerinin arasından fışkıran ağaçlarla kendini belli ediyordu.
 
Cevizler ve çınarlar altında vadi tabanı
(Haziran 2023)

Böyle bir güzellik olamaz; doğanın peyzajı...
(Haziran 2023)
 
Vadinin yukarı mahallelerindeyiz. Topografya ve hayat buralarda daha zor...
(Haziran 2023)

Vadinin çevresini dönüyoruz.
(Haziran 2023)
 
Vadiye doğru bakan tipik Buldan evleri; düzlükte yeni Buldan...
(Haziran 2023)
 
 Vadinin iki yamacında sırta sırta vermiş evler, sanki birbirlerinin üzerinde yükselmekteydi. Ama hiçbiri diğerinin manzarasını örmeyecek şekilde vadinin iki yamacına üzüm salkımları gibi dizilmişlerdi. Zamana karşı direnen; alaturka kiremitli eğimli çatıları, geniş saçakları ve kimi sokağa doğru uzanan cumbalarıyla Buldan evleri vadinin yeşiline doğru ağır ağır alçalmaktaydı.
 
Buldan evleri; alaturka kiremitleriyle zamana direniyorlar.
(Haziran 2023)
 
Vadinin yukarılarından Buldan'a bakış
(Haziran 2023)
 

Güroluk'a doğru... 
(Haziran 2023)
  
Dokumacılar; Buldan Bezi dokuyanlar....

Sokaklardan gelen dokuma tezgâhlarının sesleri ya azalmış, ya da motorun tahriğine uygun bir ritimle giderek farklılaşmıştı zaman içinde. Zamanında bereketli Büyük Menderes ovasının benzersiz pamuğundan beslenen el yapımı dokumaları üreten bu aile işletmeleri, tüm Buldan’a sesleriyle ve ekonomisine yaptığı katkıyla hayat vermişti bir anlamda.
 
Buldan'da el dokumacılığı şimdi neredeyse nadide bir çiçek.
(Ekim 2016)

Aynı atölyeden bir başka görünüm
(Ekim 2016)
 
Buldan'da son semerci; önündekiler tamamen hediyelik...
(Ekim 2016)
 
Buldan el dokumacılığının temelinde geçmişten gelen ailecek yapılan bir üretim biçimi yatar. Buldan’daki aile tipi dokumacılıkta emek yoğun teknoloji, üretimin kısıtlı sermaye imkânları ve düzensiz çalışma koşulları içinde aile bireyleri tarafından gerçekleştirilmesi, küçük stoklarla çalışılması, ev tipi atölyelerde aile bireyleri olan çalışanların arasında herhangi bir ücret ilişkisinin bulunmaması, üretilen ürünün fiyatının pazarda pazarlık usulüyle belirleniyor olması ve üretimin devletten herhangi bir yardım almadan sürdürülmesi bu üretim biçiminin temel özellikleri olarak tanımlanıyor.(1)
 
Motorlu tezgahlarda devam ettirilen dokuma serüveni
(Haziran 2023)

El tezgahında dokuma örneği
(Ekim 2016)

Tarakçı Konağı yolunda bir nakışçı atölyesi
(Haziran 2023)

Zamanla motorlu tezgâhların kullanımının yaygınlaşması, çevrede büyük ölçekte üretim yapabilen dokuma ve tekstil fabrikaların hayata geçirilmesi sonrasında üretim hızı ve ileri teknolojilerle rekabet güçlüğü, ham madde fiyatlarındaki artış ve pazarda rekabet gücünün yitirilmesi ile aile işletmelerinde gerçekleştirilen el dokumacılığı giderek gerilemiş ve bu işletmelerde de el tezgâhlarının tamamen terk edilerek motorlu tezgâhlara dönülmesine neden olmuş.
 
 
Buldan'da sokağa taşar dokuma tezgahlarının sesleri.
(Haziran 2023)

Nakışçının sesleri...
(Haziran 2023)
 
Yeşildere mahallesinde Hacıbekir Camii
(Ekim 2016)
 
Dokumacılık şimdiye kadar babadan oğula aktarılan bir meslek olmuş ve geleneğin devam ettirilmesi yoluyla sürdürülmüş. Ne var ki, gerek babalar bu mesleğin geleceği olmadığı kanaatiyle çocuklarının bu işe sokmaktan kaçınmış, gerekse çocuklar çalışma koşullarının güçlüğüne rağmen maddi sabit gelir ve güvence vaat etmeyen el dokumacılığı karşısında başka mesleklere yönelmişler. Bu durum sadece ekonomik değil sosyal yapıyı da etkilemiş.
 
Bayırdan aşağı; yamaçlarda yeni evler...
(Haziran 2023)
 
Tepeden inerken rastladığımız çeşmelerden biri
(Haziran 2023)

 Aşağılarda Buldan camilerinin minareleri
(Haziran 2023)
 
Bir Buldan sokağına bakarken; 2016'da işler devam ediyordu daha.
(Ekim 2016)
 
“Denizli Sanayi Odası kayıtlarından 1960 yılında Buldan’da 2.450 el tezgâhı ve ancak 165 motorlu tezgâh olduğu anlaşılmaktadır. İlk motorlu tezgâhların 1950’li yıllarda görülmeye başlandığını düşünülürse o dönemde Buldan’daki en önemli ekonomik faaliyeti el tezgâhı dokumacılığı olduğu sonucuna varılabilir. Bu küçük üretici nüfus arasında ekonomik anlamda sınıfsal farklılaşmanın önemli boyutta olmadığı bilinmektedir. Her ne kadar evinde dört-beş tezgâh olan zengin aileler farklı bir konuma sahip iseler de gelir farklılıkları belirgin toplumsal farklılaşmalara yol açmamıştır. Bir başka deyişle, 1950’li yıllarda Buldan’ın oldukça eşitlikçi bir toplumsal yapısı vardır: bu yapıda nüfusun büyük bölümünü kendi içinde fazla farklılaşmamış bir zanaatkâr kitlesi veya yaygın bir geleneksel orta sınıf oluşturmaktadır (Ayata, 1988)
 
Aynı sokağın 2023 yılındaki hali; mavi ve sarı boyalı cepheler...
(Haziran 2023)
 
Buldan'da aynı sokağa aşağıdan bakarken...
(Haziran 2023)
 
Nakışların dili
(Haziran 2023)
 

Günümüzde ise durum oldukça farklıdır. Buldan’da üretilen sanayi değeri yüksek tekstil ürünleri, merkez ilçede çok sayıdaki toptan ve perakende mağazaları ile büyük kent tekstil piyasalarında ilgi görmektedir. Motorlu tezgâhların yaygınlaşması, seri üretime geçilmesi, ulusal pazarla ve dünya ekonomisiyle giderek artan bütünleşme nedeniyle Buldan’ın toplumsal yapısı önemli ölçüde değişmiş ve toplumsal sınıflar arasındaki farklar belirginleşmiştir. İplik ticareti yapan, havlu bez gibi iki temel ürünün pazarlanmasında büyük rol oynayan ve yüzlerce motorlu tezgâh sahibine fason iş vererek onları istihdam eden bir “tüccar-imalatçı” tabakanın ortaya çıkması buna örnektir. Ayrıca son zamanlarda Çin malı dokuma satan dükkânlar ortaya çıkmış ve Buldan’da üretilen dokumaların satışını etkilemiştir. Buldan halkının deyimiyle “Buldanlı, Çin malı satarak kendi kendini baltalamaktadır”. Çünkü Buldan’da asıl olan üretimdir, günümüzde ise bu faaliyet üretimden ticarete kaymaya başlamıştır. Böylece el-dokumacılığı geri plana itilmiş ve pazarın daralması ekonomik gelirde düşüşe neden olmuştur.”(2)
 
Buldan sokaklarında...
(Haziran 2023)

Kararan göğe rağmen Buldan; en arkada Hacıbekir Camii...
(Haziran 2023)

Hacıbekir Camii; 17.yy.dan kalma...
(Haziran 2023)

Çarşıda konuştuğumuz esnaftan dinlediğimiz hikâyeler de farklı değil ne yazık ki… Sokaklar bir anlamda mevcut durumun habercisi; sesler değişmiş; gençler Buldan’dan çalışmak için çevredeki büyük işletmelere ve Denizli’ye göç ediyor. Babadan oğula geçen eski dokumacılık geleneği, neredeyse ortadan kalkmış durumda. Dışarıya göç veren bir kasaba artık Buldan
 
Buldan'da zaman; ovaya ve dağlara bakar.
(Nisan 2014)
 
Güroluk ve Buldan Evleri
 
Vadinin çevresini dolaşarak kasabanın en eski mahallelerinden biri olan Güroluk’a ulaşıyoruz. Cami ve hemen yakınlarında sarıya boyanmış ve şırıl şırıl akan yapayalnız Güroluk Çeşmesi ne kadar hüzün yüklü duruyor. Kıyıdaki evlerden birinin pencere taşına sinmiş iki kedi az çok tedirgin; bu sokakların yabancısı yolcularını izlemekte pür dikkat.
 
Güroluk mahallesine çıkarken...
(Haziran 2023)

Güroluk Çeşmesi
(Haziran 2023)
 
Güroluk Çeşmesi; o da sarıya boyanmış olsa da akışında bir hüzün var.
(Haziran 2023)
  
Güroluk mahallesi, Buldan’ın en eski yerleşimi olarak biliniyor. Zamanla yamaçta yer alan Güroluk mahallesinin çevresinde Buldan evlerinin öbeklenmesi neticesinde kasaba vadinin aşağılarına doğru sarkmış; eski belediye başkanlarından Talat Tarakçı zamanında giderek aşağılardaki düzlüğe doğru kaymış. Bugün Güroluk mahallesinde eski Buldan evlerinin en göz alıcı, ama en yorgunlarını yakalayabilmek hala mümkün.
 
Güroluk'tan vadiye ve düzlüklere bakarken...
(Haziran 2023)

Bir sokağın köşesindeki zariflik; gelene geçen eğilen evler...
(Haziran 2023)

Bir pencere detayı...
(Haziran 2023)
 
O evin yanından geçerken...
(Haziran 2023)
.
Ahşabın ve taşın kardeşliği; aynı evin giriş cephesi ve o pencere...
(Haziran 2023)
 
Güroluk’ta vadiye bakan konumda yorgun bir Buldan evinin yanından bakıyoruz aşağılara. Vadiye doğru uzanan verandasını çepeçevre saran ahşap korkuluklar ve onların üzerinde yükselen mahremiyetin ahşap ızgaraları; bizi alıp götürüyor neredeyse 19.yy.a doğru. Zaman durmuş sanki; çatıda yorgun ve kırık dökük balık sırtı alaturka kiremitler, neler yaşandı bu kerpiç ve ahşabın kardeşliği ardında; kim bilir?
 
Vadiye bakan mahremiyet yüklü yorgun bir Buldan evi; önde zamane evlerinden biri kırmızı tuğlalarıyla perdeliyor tarihi.
(Haziran 2023)

Güroluk Camii
(Haziran 2023)
 
Güroluk'ta yeni restorasyon geçirmiş Buldan evlerinden biri
(Haziran 2023)

Bir yokuştan inerken rastlıyoruz bir diğerine, anlatılacak gibi değil; duvarlara ve konforlu verandanın saçaklı tavanına nakşedilmiş kalem işi bitki ve geometrik desenli kalem işi süslemeler… Yapı belli ki bir restorasyon süreci sonrasında yeniden hayat buluyor; belki bir yüzyıl daha yaşayacak; ne mutlu ona, ne mutlu sebep olanlara. Evin yüksek avlu duvarlarını yalayarak bir sokak yukarılara doğru kıvrılıp kayboluyor evlerin arasından. Bizse beyaz badanalı, üzeri tarak atılmış bu yüksek avlu duvarlarının ardındaki yaşamı düşlüyoruz; ama şimdiki değil, belki 100 yıl öncesini.
 
Yüksek avlu duvarlarının ardında tavan ve veranda duvarlarındaki kalem işi süslemeleriyle dikkat çeken özgün bir Buldan konağı
(Haziran 2023)
 
Aynı konak; veranda tavanındaki kalem işi geometrik, duvarında ise vazo içinde betimlenmiş zarif bitki süslemeleri
(Haziran 2023)
   
Güroluk'tan aşağılara bakarken; konak konak üstünde sanki...
(Haziran 2023)
 
Biraz ileride sokağın üzerinde neredeyse birbirine kavuşacak denli yaklaşarak baş başa vermiş iki Buldan evinin arasından geçiyoruz hayranlıkla. Kışın sert koşullarına dirençli çinko kaplamalar dikkat çekiyor cumbaların yan yüzlerinde. Belli ki kuzeyli rüzgârlara kapıyı kapamış ustaları; cumbalar ahşap ayaklar üzerinde, yorgun ama umutlu; hala yaşamakta Buldan evleri…
 
Güroluk'ta baş başa vermiş Buldan evleri
(Haziran 2023)
 
 
Aynı Buldan evleri; başka bir zamanın içinde...
(Nisan 2014)

Aynı sokakta; zamanın içindeyiz. Yavaş şehirde; Buldan'da...
(Nisan 2014)

Yamaca saran yokuşlardan inip çıkarken rastladığımız evlerin birçoğu, boş ve harap vaziyette aynı zamanda. Kimisinin üst katında yer alan pencerelerinin camları kırık, kimi bir restorasyon hazırlığında; kimisi yıkık dökük, kaderine terk edilmiş sanki. Çarşı Camisi yakınlarındaki meydana doğru inen sokaklardan birinde; evlerin dış cepheleri, sokak sağlıklılaştırma kapsamında ağırlıklı olarak sarı ve mavi renkli badanalarla boyanmış. Doğal halinden uzaklaşarak görünüme biraz yapaylık katmış olsa da, en azından bu yapıların onarımdan geçmiş olduğunu görmek bile insanın için su serpiyor.

Asmalar altında; bir Buldan evinin komşuluğundaki huzur
(Haziran 2023)
 
Güroluk'da, dokunsan ağlayacak sanki; yalnız konaklardan biri
(Haziran 2023)
 
Güroluk'ta sessiz bir konak; en üst katın cephesi çinko kaplı...
(Haziran 2023)

Buldan'da çarşıya doğru "sağlıklılaştırılmış" bir sokak; yine sarı ve mavi boyalar...
(Haziran 2023)
 
Taraklanmış ve bağdadi bir duvarda yazıyordu: “Ayıpsın; fevkaladeyim” diye. Bir kasabalılık ruhunun yansımasıdır bu duvarlara; aynı zamanda zamanelik ruhudur sokaklarda dolaşan. Eskiyordu zaman, yukarılardan inerken rastladık onlara; vadiye bakan bir sekideki bir bankta oturup laflıyorlardı her zamanki gibi. Emekliydiler. Dokuma tozu yutmuşlardı eski zamanlarda. Buldan’da yaşamış olmanın mutluluğu ve huzuru yüzlerine yansımıştı sanki. Bir süre Buldan’daki yavaş hayata dair sohbet ettik onlarla. İçimiz huzur dolu bir şekilde veda ederek ayrıldık yanlarından bir süre sonra. Bir patikadan vadinin aşağılarına doğru bir yol bulduk; kısa süre sonra döşeme yola ulaşmıştık.
 
Bir duvar yazısı; Buldan'da; Güroluk'da...
(Haziran 2023)
 
Güroluk'un yukarılarında rastladık onlara; kaygısızca ve huzurun tadını çıkarırcasına oturuyorlardı birer bankta. Dokuma tozu yutmuş iki emekli Buldanlı...
(Haziran 2023)
 
Konaklar arasından; yine aşağılara doğru...
(Haziran 2023)
 
Hacıbekir Camii; 17.yy.yapısı
(Haziran 2023)
 
Duvar dibinde beyaz badanalı bir çeşme; çarşıya doğru inen yolda çıktı karşımıza. Daracık sokakları takip ederek ulaştık Buldan’ın kalbine; meydanına. Çarşı Camisi, kahveler, el dokuması üreten son atölyeler; duvar dibindeki gölgeye sığınmış aylaklar… Hepsi buradaydı. Yorgunluk çaylarıyla sonlandırdık Buldan sefamızı; Buldanlı Kahveci Süleyman’ın mekânında.
 
Meydandayız; karşıda Hacıbekir Camii...
(Haziran 2023)

Çarşıda soluklanma anları
(Haziran 2023)

Çarşıya açılır yolların hepsi; Buldan'da meydandayız.
(Haziran 2023)
 
Çarşıdaki dükkanlardan biri; el dokumacılığını sürdüren küçük işletmelerden biri
(Haziran 2023)
 
Doyamadık güzelim Buldan evlerine; hoş vedalar olsun.
(Nisan 2014)
 
Yiyemediğimiz Buldan pideleri, balcan soğanlar(3); çıkamadığımız yayladaki Gölcük, tarihi mesirelik Kestane Deresi; artık daha önceki gelmişliğimize saysınlar ziyaretimizi. Hava iyice karardı; nerdeyse patladı patlayacak. İzmir bizi bekler; Alaşehir üstünden ver elini İzmir… Haydi eyvallah…

Dipnotlar: 
(1)   Evinç Doğan; Kentsel Kültür Varlıklarının Değerlendirilmesine ve Tanıtılmasına Yönelik Bir Öneri: Buldan Örneği; İstanbul Teknik Üniversites-Fen Bilimleri Enstitüsü; Ocak-2009; sayfa: 57
(2)   Evinç Doğan; a.g.e.; sayfa: 66-67 
(3)  Balcan soğan: Közlenmiş patlıcan ve biberin, yağda kavrulmuş soğan ile birlikte çökelek ilave edilerek yufka içinde dürüm yapılarak servis edilmesi; gariban yemeği…
(4)  Fotoğraflar, belirtilenler dışında gezi sırasında İ. Fidanoğlu tarafından çekilmiştir.

Yazan: İbrahim Fidanoğlu
Düzenleyen: MYC