28 Ekim 2013 Pazartesi

ORTA ANADOLU NOTLARI-1



MALATYA’DAN KAYSERİ’YE BİR KEŞİF GEZİSİ

24-29 Eylül 2013
İbrahim Fidanoğlu

“Bozkırda bir kasabadan geçerken
Tozlu yolda iki sıralı kahveler
Öyle sakin kıpırtısız
Otobüsü süzerler
Doğdukları yerde ölenler

Sıcak öğle sonları, kan uykularda
Serinliği dipsiz kuyuların
Soğutulmuş testilerde sızıntı
Güneş birden devrilir gider
Ve geceleri titrer fenerler

Hiç şikâyet etmezler
Doğdukları yerde ölenler
Dağ başında bir köyde
Kar altında dal gibi bir kız
Munzur Dağı gibi köye yazgılı

Çeşme başındaki gülüşmeler
Dünya onlar için dönmez
Bilmezler yol yorgunluğunu
Sesleri yankı bulur
Hep aynı kayadan, aynı saat diliminden
Düşlerinde Çin ü Maçin'e giderler
Doğdukları yerde ölenler”
Zülfü Livaneli

Zülfü Livaneli’nin Neylersin albümünde yer alan bu dizeler, Anadolu’nun yüzyıllardır bir türlü değişmeyen ve üzerinde yaşayan çaresiz insan kitlelerinin yüzlerinde ifadesini bulan kaderlerinin veciz bir ifadesidir. Tarih boyunca Batı’dan Doğu’ya önemli ticaret yollarının kavşağında yer alan yaşlı Anadolu Platosu, yüksek dağlar arasına sıkışmış ve bir o kadar da yavaş seyreden zamanın esiri olmuş gibidir sanki.

Dağların arasındaki derin vadilerden akan köpük köpük ırmakları ve onların yamaçlarına dolanarak kıvrılıp giden sessiz kervan yolları gibidir hayat Orta Anadolu’da.

Henüz karı boranı başlamamışken, Eylül’ün son haftasında Malatya’nın ERHAÇ Havaalanı’na inerken yemyeşil kayısı bahçeleriyle merhabalaştığımız Orta Anadolu, bize bu gezide sürprizleri, yenilenmekte olan çehresi, yeni açılmış bulvarları, yüksek binaları ve geniş parklarıyla içi içine sığamayan kentleşme hamleleri; Arapgir’de, Eğin’de bahçeler içinde hüzünle terk edilmişlik içine sıkışmış; zamana meydan okuyan konakları, Divriği’de UNESCO Kültür Mirası Listesi’nde yer alan mücevher eser ata yadigârı Ulu Cami, Kayseri yakınlarındaki Asurluların kadim ticaret kolonisi Kültepe’de yarım yüzyıldır devam ede gelen kazılarıyla farklı bir Anadolu tipolojisi sundu diyebiliriz.

Nerdeyse bir haftaya yayılan bir butik gezide mavinin yeşile dönüştüğü rengârenk göllere, şelalelere uğradık kimi zaman. Kimi zaman iki yanımızda bir duvar gibi yükselen ve içinden Tohma Çayı’nın aktığı anlatılmaz güzellikteki Darende Kanyonu’nda yürüdük. Anadolu’nun erenlerine misafir olduk bazen; Bazen Sivas’ta olduğu gibi Anadolu’nun sesi olmuş ozanların ezgilerine ortak olduk geceleri.

Özetle söylemek gerekirse, yazının başında yer alan manzume ile çizilen sessiz ve içine kapanmış Anadolu manzarasından farklıydı karşılaştıklarımız. Öncelikle son yıllarda büyük bir değişim rüzgârının bu toprakları sardığını söyleyebiliriz. Bozkırdaki kasabaları birbirine bağlayan bölünmüş yollar, coğrafyayı bir ağ gibi sarmış sanki. Giderek ulaşım, buralarda bir problem olmaktan çıkmış neredeyse. Bu elbette, buradaki gündelik hayatı rahatlatan ve nispi bir refahı da bu bölgede yaşayanların yakınına taşıyan dinamikleri içinde barındırıyor. Bunu sakın politik bir söylem ve klişe sözcükler olarak algılamayın. Ama gördüğümüz manzarayı da anlatmamız ve anlamamız gerekiyor. Hızla artan kent nüfusları, yeni kurulan büyük alış veriş merkezleri, politik gücün bu bölgelere dağıttığı imkânlar ve son yıllarda yaratılan hammadde ve pazara kolay ulaşılabilirlik şansı sistemin de bir nebze rahatlamasına ve yeni dinamiklerin öne çıkmasına yol açmış bölgede.

Bütün bunların sonucunda iyiyle kötünün at başı gittiği, Malatya’da Battalgazi’de geleneksel mimarinin hâkim olduğu evlerle dolu sokaklarda dolaşırken, ERHAÇ Askeri Havaalanı’ndan kalkan F-16’ların Suriye sınırına doğru yaptığı keşif ve denetleme uçuşlarının kulakları sağır eden seslerinin tüylerimizi diken diken ettiği bir coğrafyadan söz ediyoruz. Zaman bir yöne akmakta… Bu Orta Anadolu’da da böyle; ancak önemli olan bu toprakların makûs talihi sonunda değişecek mi? Henüz bunu anlamak o kadar da kolay değil. Bekleyip göreceğiz nihayetinde. Bize düşen gezip gördüğümüz yerleri not etmek ve onları dostlarla paylaşmak…

MALATYA ve CİVARINDA DOLAŞMALAR

 Malatya'daki prehistorik höyük Aslantepe'nin daha sonraki yerleşimcileri Hititlerin Alanları (replika)

Aslantepe Höyüğü-M.Ö. 3000-3500'ler-Aristokrasinin doğduğu yer-Saray Kompleksi-ana galerinin başlangıcı

 Aslantepe Höyüğü-Saray Kompleksi ve tapınaklar bu aksın çevresinde konumlanıyor

 Aslantepe Höyüğü-M.Ö. 3500'lerden kalma freskler-orjinal-Bizim için açıldı.

 Aslantepe Höyüğü-yeni kazılar-İkinci tapınak alanı


 Aslantepe Höyüğü-kazı alanında yeni açmalar

Hitit İmparatorluk Dönemi'ne ait kaleleşmiş Aslantepe'den günümüze kalan temeller

 Battalgazi-Eski Malatya-Alaaddin Keykubat dönemi (13.yy) eseri-Ulu Cami

 Ulu Cami-Kubbeden kare tabana geçiş-Türk Üçgeni-Orta Asya'dan taşınan bilgi

 Ulu Cami-orta avluya içerden bakış

 Ulu Cami-Orta avluyu dört yandan çepeçevre saran kemerli holler

 Ulu Cami-orta avlunun kemerli kapısı-turkuaz çiniler

Bir ay önce Özbekistan'da bir dolusunu gördüğümüz sekiz köşeli yıldızlar, Battalgazi-Ulu Cami'de de karşımıza çıktı-işte Orta Asya'dan bize ulaşan bilgi 

Battalgazi-Kırk Kardeşler Şehitliği-13.yy.dan kalan bir Selçuklu Şehitliği olduğuna dair bilgiler var

Battalgazi'nin Çekül Vakfı rehberliğinde yürütülen sokak sağlıklılaştırma çalışmaları

Battalgazi sokakları

 Malatya Müzesi-Roma Dönemi mozaikleri

Malatya-Beşkonaklar-şimdi müze, sivil toplum kuruluşları ve lokanta olarak kullanılıyor

Beşkonaklar-Etnografya Müzesi olarak kullanılan binanın arka bahçesi

Hrant Dink'in doğduğu mahalle; Çavuşoğlu Mahallesi'nde yer alan  ve basından restore edilmekte olduğunu öğrendiğimiz 17.yy.dan kalma Ermeni Taşhoron Kilisesi'nin bugünkü hali

Malatya'da Vilayet Binası önündeki İsmet İnönü heykeli

Malatya'nın en hareketli caddesi-Kanalboyu

Malatya-Osmanlı Döneminde Malatya Valisi Yuzuf Ziya Paşa'nın ismini taşıyan Yusuf Paşa Camisi (18.yy)-sağdaki yıkık minare, 19.yy.daki büyük depremden kalma

Malatya-Yeşilyurt-Cumbalı ve cihannümalı bir Yeşilyurt evi

Yeşilyurt'da bir köşe ev

Malatya-Darende yakınlarında Günpınar Vadisi

Günpınar Şelalesi önündeyiz

Sivas-Gürün sınırları içindeki doğa harikası Gökpınar Gölü

Gürün-Gökpınar Gölü'nün renkleri

Gürün-Gökpınar Gölü'nden doğan Tohma Çayı, Darende'ye doğru akıyor.

Malatya-Darende-Tohma Çayı kanyona doğru ilerliyor.

Darende-Somuncu Baba Vakfı Tesisleri

Darende-Vakfa ait külliyede yer alan abdesthanenin görünümü-her şey mermer

Bunlar da lavabolar-her taraf tertemiz ve yeşil mermer kaplı

Darende-Tohma Kanyonu'ndaki tepeler

Darende-Tohma Çayı ve Somuncu Baba Vakfı tesisleri

Darende-Somuncu Baba Vakfı'nın Külliyesi

Darende-Kanyon, cami ve havuz

 Eski bir Darende evi

Darende-Kanyondaki Kudret Havuzları-su dağın dibinden havuzlara aktarılıyor; suyun sıcaklığı 22 derece

Darende-Kanyon ve havuzlar

Darende-Kanyonda su, dağın dibinden geliyor

Darende-Tohma Kanyonu'nda çıkışa doğru

Darende-Tohma Kanyonu'ndayız.

Darende-Yaklaşık 1,5 km. yürüdüğümüz kanyonun ağzı

Malatya-Darende arasında eşsiz jeolojik oluşumlarıyla Levent Vadisi

Levent Vadisi

Malatya-Arapgir-Ulucami-restorasyon devam ediyor.

Arapgir-yeni restore edilmiş Millet Hanı-TRT6 için Memu Zin dizisi bu mekanda çekilmiş

Zamana meydan okuyan bir Arapgir konağı

Arapgir'in müthiş lezzetli elması

Arapgir'in Eski Hamamı'na inerken hüzünlü evlerle yüklü bir sokak

Arapgir-Millet Hanı'nın orta avlusundaki havuz ve küreli fıskiyesi

Arapgir'de sokak sağlıklılaştırma çalışmaları yürütülen Millet Hanı yakınlarındaki sokak

 Arapgir-bir başka konak daha

Arapgir'in hüzünlü ve yalnız sokakları

Arapgir-Yakın geçmişte Ermenilerin yoğun yaşadığı bir bölgeydi Arapgir. Onlar da gittiler artık; ama ağlayan evler ele veriyor her şeyi.

Arapgir'de Asım Bey'in müze evine konuk olduk. Kendisi ve evi tamamıyla özeldi.

Arapgir-Asım Bey'in topladıklarından örnekler

Arapgir-Üst katın balkonunda; tavana asılı duran çanlar

Arapgir-Asım Bey'in evinde mutfaktan bir görünüm

Arapgir-Asım Bey'in evinin balkonunda kış hazırlıkları; kurutulmuş dut ve domatesler

Arapgir-Evdeki eski bir halı ve peşkirler

Arapgir-Asım Bey, çalışma masasında; çok yönlü bir kişi olan kendisi, aynı zamanda hat sanatı ve klasik Türk müziği ile uğraşıyor.

Arapgir-Kaşkaloğlu evi-Konukevi olmak üzere Belediye tarafından restore ediliyor.

Aragir-Konağın giriş salonu

Arapgir-Kaşkaloğlu Evi-Salonun penceresinden yemyeşil vadiye doğru bakış

 Arapgir-Kaşkaloğlu Evi-restorasyonda.

Arapgir-Konağın odalarından biri

Arapgir-Konağın odalarından birinin tavanı

Arapgir-Şehre bir kaç kilometre uzaklıktaki Atatürk'ün silah arkadaşlarından Arapgirli Cevat Çobanlı Paşa'nın Konağı

Arapgir-Cevat Çobanlı Evi-İkinci kat odalarından bahçeye bakış

Arapgir-Cevat Çobanlı Evi-Selamlık Salonu

Arapgir-Konağın ahşap kilit mekanizmalı kapısı

Arapgir-Cevat Çobanlı Evi-Haremlik ve Selamlık geçişleri

 Arapgir-Cevat Çobanlı Evi-Konuk evi olarak kullanılması planlanan yapı Belediye öncülüğünde restore ediliyor.

DEVAM EDECEK


Yazan ve fotoğraflayan: İbrahim Fidanoğlu
Düzenleyen: M.YC







8 yorum:

  1. teşekkürler

    YanıtlaSil
  2. Ödevimde aldığım resmi dipnot olarak sitenizi referans verilicek İyi çalışmalar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Blog fotoğraflarının işinize yaradığına sevindik. Ayrıca referans hassasiyetiniz için de teşekkür ederiz. Bloğumuzu izlemeye devam edin lütfen...İF

      Sil
  3. Yanıtlar
    1. Thank you for your interest. Please go on to view our blog writings. See you; bye. İF

      Sil
  4. Yanıtlar
    1. İlginizin devamlılığı dileğiyle... Teşekkürler... İF

      Sil